Ölüye Âhiretteki Yeri Sabah ve Akşam Arzedilir Sizden biriniz öldüğü vakit ona âhiretteki yeri sabah ve akşam arzolunur. Eğer o ölen kimse ehl-i cennet ise cennetteki yeri kendisine gösterilir ve eğer ehli cehennemden ise cehennemdeki yeri gösterilir ve kendisine “işte senin yerin burasıdır†denir ve bu hal kıyamet günü ba’s oluncaya kadar devam eder. Bu hadisi şerif Buhari ile Müslim’de de bulunduğuna göre hepimize şayan-ı dikkat ve hayrettir. Eğer ölümle her şey bitmiş olsa ne mutlu bizlere.Fakat bu hayatın bir mesuliyet günü taşıdığını bilmek ve inanmak iman ve islâmın şartlarındandır. O âhiret ki herkesin burada yaptığı iyiliklerin mükafatını ve yine yaptıkları fenalıkların cezasını gö- receği ve çekeceği bir gün olduğunu da unutmamak gerektir. Evet öldükten bir müddet sonra bu canım vücuda bakılamaz. İğrenç ve korkunç olur. Pis kokular ve haşerat üzerinde toplanır. Kulun kısmeti kadar yediği-içtiği o gü- zel, kıyamadığı nazenin, gül vücud mahv ü perişan olur giderler. Bazan kemiklerden başka bir şey kalmaz. Fakat toprağa inkılab eden yine o insanın eczalarıdır, parçacıkları- dır, yine onlarda bizim bilemediğimiz yeni bir hayat vardır. Bizim koza böceklerini herhalde hatırlarsınız. Onlar da pek ufak tohumcuklardan dut yapraklarını yemek sureti ile dört hafta içerisinde ve dört uyku geçirdikten sonra kozasını yapar ve içinde kalırlar. İşte bu tam onun mezarıdır. Fakat Hakk’ın hikmetine bak ki o böcek şöyle uzunca bir böcek iken o yaptığı kozanın içinde on beş günde akıllara hayret verecek bir durum alır. On beş gün sonra kozayı delerek dışarı çıkar amma hiç diyemezsiniz ki bu kozayı yapan böcek bu böcektir. Hayır o şimdi tam bir kelebektir. Yemeden içmeden kesilir, eş arar, evlenir, dölünü (tohumunu) bırakır ölür gider. O uzun böcek ne güzel bir şekil almıştır. Gayet gü- zel gözler, üstünde çok latif kaşlar, pek güzel bir baş, iki aded kanat ve gayet güzel ayakları vardır. Artık sürünerek değil yürüyerek ve bazan da uçarak oyunlar yapar, artık yemesi içmesi de yoktur. İşte bizim mezardaki hayatımıza bir numune olsa gerek. O toprağa inkılab eden vücud bilahare melekler gibi yemeden, içmeden kesilip âhiretteki kıyamet gününü bekler. O eczaların ve kemiklerin hepsinde bizim aklımızın ermediği bir hayat vardır. İşte bu hayattan dolayı mezarların üzerinde gezmek, oturmak ve onların çürümüş kemiklerini kırmak caiz de- ğildir. Çünkü onları kırmak, diri bir adamın kemiklerini kırmak gibidir. O kabirlerin üzerinde oturmaktansa ateş üzerende oturmak daha iyidir, denmiş. Orası ibret mahallidir, gezme, yemek ve içmek yeri değildir. Oraya giden, bir kenarda oturup Kur’an-ı Kerimden bildiklerini okur. Sevabını orada yatan mevtaların ve akrabası- nın ruhlarına hediye eder ve ağlayarak hüzün ve kederle ayrılır.Yarın bizim de halimiz böyle mi olacak diye intibaha gelir. Onun için mümkün oldukça her cuma günü insan, akraba-i teallukatından âhiret göçenleri gidip ziyaret etmeli ve onlara Kur’an-ı Kerimden hediyeler vermelidir. Evlerinde dahi her cuma ve pazartesi geceleri Kur’anlar okuyup, mümkünse ziyafetler de yapıp hem onları sevindirmeli hem de kendisini de o âhiret gününe hazırlamalıdır. Ne kadar mühimdir ki bu ölen kişinin ve hepimizin de hem cennette ve hem de cehennemde yerleri vakti ile yapılmış, hazırlanmıştır. Bu imtihan evinde bu ikiden hangisini kazandı isen işte ölür ölmez, evvela Azrail aleyisselâm o canı alınca hemen o âhiretteki yerini gösterir; â€œİşte senin yerin burasıdır†der. Eğer cennetteki yerini gördü ise sevinç ile gözlerini dünyaya yumar ve maazallah, eğer cehennemdeki yeri gösterilmiş; â€œİşte senin yerin de burasıdır.†denmiş ise, artık o mevtanın haline ne kadar acırsan, o kadar acı. Heyhat iş bitmiştir. İşte her sabah ve akşam bu yer kendisine arz olunup gösterilir. Eğer cennetteki yerini görürse sürur, sevinç içerisinde kabri de bir cennet bahçesi olarak kıyamet gü- nüne kadar bu hal devam eder ve maazallah eğer cehennemi hak etmiş, imansız, amelsiz gitmiş, hesapsız yaşamış, mesuliyet gününü idrak etmemiş ise kabrinde ona da cehennem yeri gösterilip her sabah ve akşam; â€œİşte senin yerin de burasıdır†dendiği zaman kabri de adeta bir cehennem çukuru olarak ta kıyamete kadar bu hal devam eder, artık kurtuluş yoktur. Bunu iyi oku ve harekatını buna göre tanzim et, hergün imanını tazele. Allah Teâlâ’nın emirlerini tut, yasaklarından kaç, Peygamberimizin yolundan, izinden, zerre kadar olsa dahi ayrılma. Her akşam ve sabah tevbe-istiğfarı unutma. Mehmed Zahid Kotku-Hadislerle nasihatlar |
Cevap: Ölüye Âhiretteki Yeri Sabah ve Akşam Arzedilir Allah cc razi olsun ablam |
SAAT: 14:11 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.