Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İLAHİYAT-ÖNLİSANS -AÇIK ÖĞRETİM FAKÜLTESİ.::. > 2.SINIF*Bahar Dönemİ* > Hadis

Konu Kimliği: Konu Sahibi nurşen35,Açılış Tarihi:  12 Şubat 2015 (21:19), Konuya Son Cevap : 20 Nisan 2017 (21:54). Konuya 2 Mesaj yazıldı

Beğeni Aldı2Kez Beğenildi
  • 2 Beğenilen nurşen35
Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 12 Şubat 2015, 21:19   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:61
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.476
Konular: 1144
Beğenildi:4414
Beğendi:3686
Takdirleri:14203
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart 2. Sınıf İlahiyat HADİS Dersi 8. Ünite Özeti Medineweb

2. Sınıf İlahiyat HADİS Dersi 8. Ünite Özeti Medineweb

GÜNÜMÜZDE HADİSLERE FARKLI YAKLAŞIMLAR



Hadisler Kur'an ve sünnetin ayrılmaz parçalarıdır. İslam dünasına yönelik Batılı sömürgecilik faaliyetlerinin ve Avrupa aydınlanma hareketinin etkisiyle İslam toplumlarında davranış farklılaşması ve kendi medeniyetinden kopuş süreci yaşandı.
Müslümanları Kitabı olan ancak peygamberi olmayan bir topluluğa dönüştürme çabaları baş gösterdi.
Kur'an ve toplumsal düzeni şekillendiren sünnet arasındaki irtibatın koparılması geleneksel kültürün gözardı edilmesine kapı araladığı gibi dinin yaşanılan hayatın meşrulaştırma aracı haline getirilmesi tehlikesi de doğuyordu. İslam dinini diğer ilahi dinlerden ayıran en temel özelliği Kutsal Kitabı ile Peygamberinin sözlerini birbirinden ayırması dolayısıyla Kur'an ve hadis gibi birbirlerini tamamlayan iki kaynağa sahip olmasıdır.

Hıristiyanlıkta İnciller Hz. İsa'nın sözleri ve hayat hikayesinden ibarettir. Yahudiler ise Tanrı kelamı olan bir kutsal kitap inancına sahip olmakla birlikte peygamberlerinin sözlerini içeren kaynaklardan mahrum kalmaları itibariyle Müslümanlardan ayrılırlar.
Müslümanlar Kur'anı Kerim'i Peygamberlerinin döneminden itibaren yazı, ezber ve fiili uygulama yoluyla koruyarak sonraki nesillere tevatüren ulaştırmaları hadisleri ise isnadlı bilgi şeklinde nakletmeleri ve sahabe döneminden itibaren yazıya geçirmeye başlamalarıdır.

Kur'an tevatüren nakledilmesi nedeniyle eleştirilere kapalı kalmış, bu nedenle işgalci devletler ve onların hizmetindeki müsteşrikler için dokunulmaz olmuş, özellikle miras hukuku gibi konularda ayrıntılı ahkamı içermesine rağmen daha ziyade genel ilkeleri koyması nedeniyle bir tehdit olarak da algılanmamıştır.

Hz. Peygamberİn (sav) ve ilk neslin ayetleri anlayış ve uygulayış usulüne dair bilgilerin hadis kaynakları vasıtasıyla Müslümanlara ulaştığı işgalci güçler ve müsteşrikler tarafından da fark edilmiş, hadislerin tevatüren nakledilmemesi de tenkitler için bir imkan kabul edilmiştir. Bu nedenle İslam medeniiyetinin hayatiyetini güçlü bir şekilde sürdürmesiyle alakalı olarak dini ilimlerin usulleri de etkisini yitirme sürecine girmiştir.
Oysa dini ilimlerin usulleri, dinin ana kaynaklarıyla hayat arasındaki irtibatı kurmanın yöntemle alakalı kısmını temsil eden en önemli parçasıydı.

Hadis usulünün hadisleri tasfiye etmek için elverişli vasıtları sağlamayacağını gören müsteşrikler Batı'nın eleştirel geleneklerine başvurmuş ve kendi kutsal kitaplarına uyguladıkları Kitab-ı Mukaddes tenkidi ve tarihi tenkit metotlarını hadislere uygulamaya başlamışlardır. Bu tenkitler sırasında hadis usulünün metinlerinden hareketle neticelere ulaşmaya çalışmışlar ve kendi fikirlerini inşa etmek istemişlerdir.
Şarkiyatçılarca başlatılan ilk sistematik eleştirilerle eş zamanlı olarak onlarında desteğiyle İslam dünyasından bazı kimseler de ortaya çıkmaya başladı. İmam Şafii eserlerinde '' Bütün haberleri rededenler ve haber-i hassayı rededenler '' şeklinde iki grubun varlığından söz edilir.

Şarkiyatçılar veya şarkiyatçılar tesirinde kalan dinden uzak kesim Müslüman gibi görünenler '' Hz. Peygamber'in (sav) sadece vahyi aktaran bir konumu bulunduğunu hadislerin akıl ve bilimsel gerçeklere ters düştüğü , hadislerin zanni bilgi sunduğu ravilerin güvenilir olmadığı gibi pek çok gerekçe ileri sürmüşlerdir.
Bu tür kendisi de zanni ve indi olan ve hadisleri / sünneti hafife alan yaklaşımlar dini düşüncede seviye kaybına , bilginin değersiz görülmesine , dindarlaşma duygusunun yozlaşmasına ve gündelik hayatta dinini yaşanırlığını sona ermasine sebebiyet vermiştir.
Sünnetin Kur'an'dan ayrı ve ikinci planda yer alan bir kaynak olduğu düşüncesinden hareketle dile getirmişlerdir. Oysa sünnet ve hadisler Hz. Peygamber (sav) ve ashabının Kur'an'dan anlayıp uyguladığı Kur'anı Kerim'in yaşantıya dönüşmüş biçimidir.
Yenilikçi yaklaşımlar sünneti tarihi bağlamından kopartarak zihinsel bir din algısı gibi şekillendirmeye çalışmışlardır.

Batı'nın coğrafi keşifler neticesinde artan Doğu'ya yönelik ilgi artmış ilk Arapça kürsülerinin devlet destekli oluşu buralardan mezun olan öğrencilerin İngiliz İmparatorluklarının sömürgelerinde görevlendirilmesi , Batı'nın Doğu ile ilişkisine farklı boyut kazandırmıştır.
Kolonyal güçler ve şarkiyatçılar arasında bir işbirliği tesis edilmiş şarkiyatçılar sömürgecilerin işgal ettikleri bölgeler ve buradaki halkların kültürlerini daha iyi tanımaları vazifesini üstlenmişlerdir.
XIX. yüzyılda Batı'da Kur'an tercümeleri ve Peygamber Efendimiz (sav)'in hayatı ile ilgili çalışmaların yapıldığını İbn Sa'd'ın Tabakat'ında gerçekleşmiştir.
Ayrıca Aloys Sprenger , Reinhart Dozy , William Muir gibi şarkiyatçılar Allah Resulünün (sav) hayatını anlatan kitaplar yazmışlardır. Sprenger hadise dair müstakil makaleler de yayımlamıştır. Batı'da asıl hadis çalışmalarının kurucusu olarak kabul edilen müsteşrik Macar asıllı Ignaz Goldziher'dir.

Goldziher, kendinden sonra gelecek müsteşrikleri derinden etkileyen çalışması '' Muhammedanische Studien'' dir. Goldziher'e göre hadisler İslamın ilk iki yüzyıldaki dini, tarihi ve sosyal gelişmelerinin neticesidir.
Tüm rivayetleri belirli bir bağlamın ürünü kabul etmiş ve hadisleri incelerken '' Bu hadis sahih mi yerine Bu hadis hangi grup tarafından uydurulmuştur'' sorusunu tercih etmiştir.

Müslüman alimler Goldziher gibi bütün hadislerin uydurma olduğunu kabul etmeyerek, kendi geliştirdikleri rical ve isnad tenkidi metotları ile hadis uyduran ravileri tesbit ederek uydurma hadisleri ayıklamışlardır.
Goldziher , sahabe neslinde hadisleri yazan kişilerin varlığını kabul etse de bu sahifelerin muhafaza edilmediğini düşünmüştür. Oysa ki, Klasik dönem Müslüman alimler hadisleri kitaplardan nakleden insanlara ''sahafi'' adını vermişler, bu tür ravilerin rivayetlerini kusurlu görmüşlerdir.
Arap yazısı zaman içerisinde gelişmiş benzer harfleri ayırmak için bazılarına noktalar ardından da gramer (sarf - nahiv) harekeler kullanarak hataları önlemeye çalışmışlardır.
Bu durumda tam gelişmemiş bir yazıya hadisleri emanet etmek doğru olmadığından yazıya '' şifahi rivayetin'' eşlik etmesi şart koşulmuştur..

Goldziher, hadislerin Hz. Peygamber'e (sav) ait sözler olmaktan ziyade ilerleyen zamanlardaki siyasi, içtimai , fikri ihtilafların Hz. Muhammed'in (sav) ağzından sözlerle destek bulma arayışının ürünü olduğunu savunmuştur. Onun için önemli olan hangi sözün sahih olduğu değil, hangi sözün hangi olayın neticesinde uydurulduğunun tespitidir.
Peygamber Efendimiz'e (sav) ait hiç bir sözün sahih olmadığına inanmaktadır.
Goldziher gibi düşünen müsteşriklerden L. Snouck Hurgronje 'de Peygamber Efendimizin (sav) hadislerini hayal ürünü kabul ederek hadislerden hareket ederek Allah Resulünün hayatı ve öğretisinin inşa edilemeyeceğini iddia etmiştir.
Goldziher'in görüşlerini benimseyen Henri Lammens'de kelami ve hukuki rivayetleri kendisine ihtisas sahası seçmeye çalışmıştır.

Siyer sahasında çalışmalarıyla tanınan Josef Horovitz isnadları ilk kez ve isnadın hicri 93 yılında vefat eden Urve b. ez- Zübeyr 'den önce kullanılmaya başlandığını kabul etmiştir.
Tüm bu iddialarının asıl nedeni; İslamın vahiy eseri ve ilahi dinlerin sonuncusu olduğunu redetmelerinden kaynaklanmaktadır.
Hadislerin bünyesinde Roma , Yahudi hukuku , Hıristiyan ahlakı ve Hellenizm 'den alınan unsurlar bulunduğunu iddia eden müsteşriklerden birisi de '' Concoerdance'' projesi ile tanınan Hollandalı Arent Jan Wensinck'tir.
Wensinck , İslam inançları esasları ile ilgili rivayetleri diğerlerinden ayırarak daha erken tarihli olduklarını kabul etmiştir.
Batılı yöneticiler ve müsteşriklerin temel ilgisi kelam veya siyer ile ilgili rivayetlerden ziyade İslam hukukunun kaynağı olan fıkhi rivayetlere yönelik olmuştur.

Batı'da İslam hukuku çalışmalarının kurucusu kabul edilen Joseph Schacht en önemli eseri ''The Origins of Muhammadan Jurisprudence'' dir. İmam Şafii'nin eserlerini kullanarak çalışmalar yapan müsteşrik David Samuel Margoliouth'tur. Margoliouth , Goldziher gibi hadislerin sonraki dönemlerin ürünü olduğunu kabul eder.
Müsteşriklerin savundukları iddia '' Hadisler Allah Resulünün sözleri değil, sonraki nesillerin ifadelerinin hadis diye nakledilmiş halidir'' İlim adamlarının görevi hangi sözün hangi siyasi, fikri, içtimai olay neticesinde uydurulduğunu tespit etmiştir.

Schacht ve Margoliouth İslam hukuku üzerinde yoğunlaşmışlardır. Hadisle ilgili görüşlerini elindeki sınırlı sayıda eserden ve daha büyük bir hata olmak üzere sadece fıkıhla ilgili kaynaklardan hareketle inşa eden Schacht da amel ve Nebevi sünnet kavramları arasındaki bağı görememiştir.
Bu nedenle savunduğu fikir '' Hadislerin ilk iki yüzyılda İslam toplumunda yaşanan gelişmelerin ve hakim fikirlerin bir yansıması olduğu şeklindeki iddiasıdır.
Yine Schacht 'ın düşüncesine göre hadislerin geçerli bir kaynak edinmesi hicri 100 yılından itibaren başlamış bu süreç İmam Şafii ile zirveye ulaşmış ondan sonra hadisler re'y karşısında tartışmasız üstünlüğü elde etmiştir.
Schacht en son aşamada sahabe görüşlerinin Hz. Peygamber'e (sav) isnad edildiğini iddia etmektedir. Ayrıca müsteşrik ravi teorisini geliştirerek hadislerin isnad şemalarını çizdikten sonra Peygamber Efendimiz'den (sav) sonra gelen ravisini müşterek ravi yani hadisi uyduran kişi kabul etmiştir. Schacht hadis uydurmakla itham ettiği hadis imamları Hişam b. Urve be İbn Şihab ez- Zühri'dir.

Müsteşrikleri tasnif ederken Wael b. Hallag , Harold Motzki gibi günümüz araştırmacıları Schacht'tan sonraki müsteşrikleri '' Onun sonuçlarını kabul edenler , etmeyenler ve birtakım değişikliklerle benimseyenler '' şeklinde ayırmışlardır.
Schacht sonrası dönemde siretle ilgili haberleri tetkik eden W.M.Watt siretle ilgili haberlerin ilk yüzyıldan itibaren nakledildiğini ve söz konusu asrın sonlarına doğru yazıya geçirildiğini kabul etmesine rağmen onun hukuki hadislerle ilgili görüşlerini kabul etmiştir.
Schacht sonrası dönemdeki müsteşriklerden G. H. A. Juynboll'a göre isnadlar hicri 75 yılından sonra kullanılmaya başladığını isnadların müşterek ravi ile Hz. Peygamber arasındaki kısmı sahtedir. Juynboll ''aşırı şüpheci tavrı'' ile hem Müslüman araştırmacılardan hem de Batılı araştırmacılardan eleştiri almıştır.

Goldziher, Schacht 'de Juynboll gibi aşırı şüpheci tavır sergilemişler ve istişrak geleneğinin mensubudurlar.
Bat büyük bir dönüşüm geçirmiş Francis Bacon ve Rene Descartes gibi düşünürlerin çabalarıyla dikkatler manevi / soyut olandan maddi / gözle görülür olana yoğunlaşmış dini literatüre karşı eleştirel bakan bir zihniyet dönüşümü yaşanmıştır.
En çok üzerinde durulan dini tartışmalar Kitab-ı Mukaddes'in tarihi tenkidi veya metin açısından analizi üzerinde yoğunlaşmışken daha sonra bu tenkit önce şarkiyatçılara ardından İslam dünyasında benzer düşünceleri savunanlarca İslamın temel kaynaklarına yöneltilmiştir.
Şarkiyatçılar çağdaşçı dini düşüncenin İslam dünyasında yaygınlaşması için çalışmalar yapmışlardır. İslam toplumunda çağdaşlaşma yolundaki ilk teşebbüsler İngilizlerin kolonyalist işgalinin etkisiyle Hint alt kıtasında görülür.
Hint alt kıtasındaki çağdaşlaşma hareketlerinin öncüleri; Seyyid Ahmed Han, Çerağ Ali , Emir Ali'dir.
Aynı zamanda diliminde Mısır'da Cemaleddin Efgani ve Muhammed Abduh benzer fikirlerin savunuculuğunu yapmışlardır. Şarkiyatçılar eserlerinde '' İslamda reform, ıslahatçılık, modernizm , garpçılık, diriliş , İslamcılık , tecdid düşüncesi, yenilenme yeniden '' gibi kavramlar zamanla Müslüman müelliflerce yaygın olarak kullanılmıştır.

Anadolu da çağdaşlaşma hareket fikirleri '' garpçılar'' diye isimlendirilen kişiler dile getirmiştir. Sistemleşme dönemi çağdaşçıları ise Fazlurrahman , Gulam Ahmed Perviz , Mahmud M. Taha , Muhammed Arkoun'dur.
İslam çağdaşçıların geçmişe referansla varlık kazanmak yerine geleceğe vurgu yaptıkları söylenir.
Çağdaşçı yaklaşımda asıl olan süreklilik değil, değişimdir. Çağdaşçı yaklaşım kendini inşa eden ben idrakinden, geçmişini borçlu ilim geleneğinden ve usulünden vazgeçmiş, çalışmalarını toplumu geleneksel kabullerinden vazgeçirmeye yoğunlaştırmıştır.
Pozitivist vurgu aklileşmeyi öne çıkarmış ve vahiy kaynaklı dini emirler dahi akıl süzgecinden geçirilerek doğru veya yanlış olarak nitelendirilmiş veya te'vil edilmiştir.
Dinin uygulama ve muamelat boyutu değil, inanç ve ahlak boyutu öne çıkarılmış geleneksel eğitim kurumlarının yerini Batılı eğitim kurumlarına bırakması gerektiği savunulmuştur.

Çağdaşçı İslam düşüncesi toplumun içine düştüğü sıkıntılardan kurtulmasına yönelik çözüm üretemediği toplumun büyük bir kısmına tesir edemediği değişime yaptığı aşırı vurgu dolayısıyla dinin toplumsal hayattan tedricen soyutlanması sonucunu doğurduğu geleneksel değerlere karşı tavrı sebebiyle epistemolojik , ontolojik ve metodolojik açıdan geçmişiyle irtibatını kopardığı vahiy merkezli din algısını akıl ve sosyal hayat merkezli algıya dönüştüğü , Batı düşüncesinin Doğu'ya intikaline aracılık ettikleri için eleştirilmişlerdir.

İslam dünyasının fiilen sömürgeleştirilme sürecini de içeren bir zaman dilimini ifade çağdaşçı düşüncenin öncülüğünü Seyyid Ahmed Han yapmıştır.
Klasik metotlarla hadislerin sıhhatini tesbitin imkansızlığı klasik yöntemde metin tenkidine yer verilmediği '' Sahihayn '' adlı Buhari ve Müslim eserlerinin sahih olmadığını ve geleneksel hadis usulünü eleştirmiştir.
Şarkiyatçıların düşünceleri olan Kütüb-i sittenin hukukun yanılmaz kaynakları olmadığını ve hadislerin Müslümanların bir kaç neslinin yaşantı ve düşüncelerinin kaydından ibaret olduğunu savunmuştur.
Ayrıca cihad, melek, şeytan, mucize, riba , hadler gibi geleneksel düşüncede benimsenmiş hususları kabul etmemiştir.
Ayrı görüşleri savunan Çerağ Ali ve Emir Ali toplum tarafından eleştirilmiştir. Sör Seyyid Ahmed Han misyonerlerden ve şarkiyatçılardan etkilenmiş akılcılık, tarihselci yaklaşım metin tenkidi Goldziher ile eş zamanlı olarak bu iki araştırmacı hadislere tatbik edilmiştir.
Efgani ve Abduh'da Mısır'da geleneksel din ve toplum anlayışına karşı İslam toplumlarını harekete geçirmek için çalışmışlardır.
Batılı yöntemler kullanarak sömürgeciliğe karşı toplumu harekete geçirmeye çalışırken düşünce değişimi ve kurumsal yenileşmeye ağırlık vermişlerdir. Çağdaşçı denilen bu zatlar Batı'da dönemin yaygın telakkisi olan akılcılık ve pozitivizmin etkisiyle hissi mucizeleri inkar etmişler, tabiat olaylarında olduğu gibi sosyal olaylarda da fizik kurallarının geçerli olduğunu savunmuşlardır.

Abduh , Reşit Rıza ve Ahmet Emin dönemlerinde akıl ve pozitif bilimlerin etkisinin rivayetlerinin sıhhatini tespitte önemli bir yeri olmuş, acve hurması, çörek otu, mantar suyu gibi tıbbı nebeviye dair rivayetlerin geçerliliği tartışma konusu edilmiştir.
Şarkiyatçı düşüncesiyle islam dünyasındaki en yoğun etkileşim eğitim amacıyla Batı'ya gönderilen öğrenciler vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Fazlurrahman Türkiye'de ve Hint alt kıtasında çağdaşçı yaklaşımın öncülüğünü yapmıştır. İslam toplumlarındaki ana eğilimleri temsil eden Mısır, Hint alt kıtası ve Anadolu ıslahatçı düşünürleri arasında oldukça yakın ilmi, fikri, kültürel etkileşimdir.
erken dönem yenilikçi düşünürlerle sistemleşme dönemi düşünürleri arasındaki en önemli fark sistemleşmenin tabiatı gereği, önceleri somut görüşleri ileri sürerken daha sonra soyut bir yaklaşıma dönüşümün yaşanmasıdır. Bu yaklaşımların etkisiyle hadis tetkikleri sem'i metod yürütülmek yerine tecrübi metotla sürdürülmeye başlanmıştır. Diğer bir ifadeyle Batı 'da ortaya çıkan pozitivist din algısının etkisiyle yeni insan, merkezli din anlayışına uygun olarak çağdaşçı Müslüman kendi tarihini ve geçmişini yeniden yazmak durumunda kalmıştır.

Şarkiyatçı düşüncenin etkisiyle şekillenen çağdaşçı yaklaşıma yöneltilen eleştiri; Hadise yönelik eleştirilerin büyük ölçüde genellemelere ve ön kabullere dayandığı ve tek doğrunun kendilerinin savunduğu görüş biçiminde kabul edildiği iddialarıdır. Çağdaş yaklaşıma yöneltilen diğer eleştiri, geleneğe yönelik tenkitlerin yine geleneksel malzemenin sunduğu delillere dayalı olarak yönetilmesi böylece delilleri değerlendirmede çifte standart uygulandığı yönündedir. Diğer önemli eleştiride yüz yılı aşkın zamandan beri büyük bir gayretle sürdürülmeye çalışılan çağdaşçı yaklaşımın yeniden yapılandırdığı bir İslam toplumu modeli ortaya koyamamasıdır.
Çağdaşçı düşüncenin temel özellikleri

a. Geçmişe referansta bulunmak yerine geleceğe vurgu yapmak
b. Klasik usul yerine yeni usül ihtiyacını savunmak
c. Süreklilik yerine değişime vurgu yapmak
d. Vahyin anlaşılmasında aklı tayin edici kılmak

İnanan bir kişi için içinde bulunduğu bütün haller kulluk imtihanının bir safhasını oluşturur , düşüncesiyle karşılaşılan tehlikeleri sabırla ve gerekli tedbirleri alarak karşılayan mümin için korkulup endişe edilecek hiç bir durum olamaz.

HADİS KAYNAKLARI = Hadis kaynakları rubai ve humasi tariklerle nakledilmiştir ve sadece Tirmizi'deki isnadı sülasidir, dolayısıyla diğerlerine nispetle nazildir. Hadisin Müsned'de yer alan rivayetleri arasından Ebu Hüreyre'den gelen tarikin isnadında mübhem bir ravi yer alması nedeniyle zayıf olduğuna da işaret edilmelidir.
Müslümanların diğer kavimleri taklidi bir kıyamet alameti olarak tavsif edilmiş onlar bu duruma düşmeden kıyametin kopmayacağı bildirilmiştir. Söz konusu tavsifin açıkça yer almadığı '' Sizden öncekileri kulaç kulaç, karış karış, arşın arşın takip edeceksiniz, hatta onlar bir kertenkele deliğine girse oraya gireceksiniz'' şeklindeki rivayetin İbn Mace tarafından Kitabü'l - fiten bölümüne dahil edilmesi hadisin müminler için istikbale yönelik bir uyarı olarak anlaşılmaktadır.
İslamiyet huukunda sınırlarını aşan bir fıkıh anlayışına sahiptir. Müslümanların hayatlarının sadece zahiri değil, batıni tarafını da inşa eder ve onlara bir benlik - medeniyet tasavvuru kazandırır. Müslümanlar bir değerler sistemine de sahip olmuşlar şahsi ve sosyal hayatı tefrik eden değerlerini belirli şartlar ya da mekanla takyid eden bir yaklaşımı benimsemişlerdir. Diğer toplumları taklitten ve günahları açıkça işlemek ve tefrikaya düşerek onları takip etmekten sakınılmalıdır.






Bu hizmet medineweb. net ailesine mahsustur. Alıntı yapılması dahilinde kaynak verilmesi zorunludur..
hatice.meryem ve ExJin beğendiler.
__________________
O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi nurşen35 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Gündem Korona Aşısı Gündem/ Manşetler Esma_Nur 6 1276 10 Aralık 2020 12:20
DHBT Muhteşem Özetler DHBT-Hazırlık/Notlar/Özetler nurşen35 4 1979 08 Aralık 2020 18:40
Kıssaları Hayatımıza Taşıyalım Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler nurşen35 1 769 08 Aralık 2020 17:46
TENKİD Serbest Kürsü nurşen35 0 715 08 Aralık 2020 12:44
Vitir Namazını Niye Kılıyoruz Biliyor musunuz... Namaz-Abdest-Teyemmüm nurşen35 0 797 04 Aralık 2020 13:56

Alt 02Haziran 2016, 10:06   Mesaj No:2
Avatar Otomotik
Durumu:ExJin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 54516
Üyelik T.: 17 Mayıs 2016
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 7
Konular: 0
Beğenildi:1
Beğendi:7
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart

Özetleriniz çok faydalı, istifademize sunan ekibe çok teşekkür ediyorum.
Alıntı ile Cevapla
Alt 20 Nisan 2017, 21:54   Mesaj No:3
Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:61
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.476
Konular: 1144
Beğenildi:4414
Beğendi:3686
Takdirleri:14203
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

Alıntı:
ExJin Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Özetleriniz çok faydalı, istifademize sunan ekibe çok teşekkür ediyorum.
__________________
O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Medineweb 2.sınıf HADİS dersi 4. Ünite Özeti soru cevap Medineweb nurşen35 Hadis 16 20 Nisan 2017 21:59
2. Sınıf İlahiyat HADİS Dersi 6. Ünite Özeti Medineweb nurşen35 Hadis 2 20 Nisan 2017 21:56
2. Sınıf İlahiyat HADİS Dersi 7. Ünite Özeti Medineweb nurşen35 Hadis 2 20 Nisan 2017 21:55
2. Sınıf İlahiyat HADİS Dersi 9. Ünite Özeti Medineweb nurşen35 Hadis 2 20 Nisan 2017 21:53
2. Sınıf İlahiyat HADİS Dersi 10. Ünite Özeti Medineweb nurşen35 Hadis 2 20 Nisan 2017 21:52

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.