Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GÜNCEL.::. > Üyelerimizin Tanışma Bölümü > Hafta'nın Konusu

Konu Kimliği: Konu Sahibi Allahın kulu_,Açılış Tarihi:  02Haziran 2016 (10:41), Konuya Son Cevap : 06Haziran 2018 (03:01). Konuya 8 Mesaj yazıldı

Beğeni Aldı10Kez Beğenildi
  • 1 Beğenilen Allahın kulu_
  • 1 Beğenilen Allahın kulu_
  • 2 Beğenilen Allahın kulu_
  • 3 Beğenilen Allahın kulu_
  • 1 Beğenilen Esma_Nur
  • 1 Beğenilen Allahın kulu_
  • 1 Beğenilen Nebevi Sevda
Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 02Haziran 2016, 10:41   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Allahın kulu_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Allahın kulu_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 33478
Üyelik T.: 09 Kasım 2013
Arkadaşları:29
Cinsiyet:
Memleket:sıratı mustakım
Yaş:48
Mesaj: 2.632
Konular: 164
Beğenildi:1151
Beğendi:1570
Takdirleri:5244
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Haftanın konusu:Hoş geldin ey Şehr-i Ramazan.

Haftanın konusu:Hoş geldin ey Şehr-i Ramazan.

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ



DEĞERLİ KARDEŞLERİM

Hoş geldin ey Şehr-i Ramazan, Hoş geldin Kur’an ayı.
Hoş geldin mağfiret ayı. Hoş geldin bereket ayı.
Hoş geldin fakirlerin umudu.
Hoş geldin En Güzele Peygamberliğin geldiği ay.
Hoş geldin gözümüzün nuru, gönlümüzün süruru.
Hoş geldin bedenimize şifa olan oruç ayı.
Hoş geldin ruhumuza esenlikler veren kutlu ay.
Hoş geldin şeytanların zincire vurulduğu, cehennem kapılar kapandığı,
cennet kapılarının açıldığı ay.
İndirilmeye başlandığı aya değer veren o ayı onbir ayın sultanı yapan,
indirildiği geceye değer veren o geceyi bin aydan daha hayırlı yapan
Kur’an-ı Kerim, 1400 yıldan beri kimin kalbine nüfuz ediyor, onun hayatına giriyor ise onu da değerli yapıyor, kamil insanlar seviyesine çıkarıyor.
Ramazanın değerini daha iyi anlayabilmek, ondan daha iyi istifade edebilmek için Ramazan ayının neden önemli olduğunu, neden bu aya kıymet verildiğini öncelikle idrak etmemiz gerekmektedir.
Ramazan ayının çok kıymetli olması Yaratanımızın kendisine kıymet vermesiyledir.
Bu ayda İnsanlığa son ilahi kitap indirilmeye başlanmıştır.
Karanlıklar içerisinde kalan ve cehalet dönemini yaşayan insanoğlu Kuran’ın inmesiyle altın çağını yaşamaya başlamıştır. Sahabeler Efendimiz tarafından gökte parlayan yıldızlara benzetilmiştir.
Bu dönüşümün yaşanmasının ana unsuru ise Kuran-ı Kerim’dir.
Yaratanımızın Ramazan ayına verdiği kıymetin göstergesi olarak şu ayet-i kerimeyi yeniden hatırlayalım.
Kuran-ı Kerim’de Ramazan ayı için şöyle buyrulmaktadır.
“(O sayılı günler, Ramazan ayı), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır.
Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin.”(1)
Kur’an Ramazan ayında inmiştir. Ramazan Kur’an ayıdır.
Bu ayda Peygamber Efendimizle Cebrail bir araya gelirler Kur’an-ı Kerimi okurlardı.
Bugün hem evlerimizde hem de camilerimizde okuduğumuz mukabelelerin ana menşei budur.
Peygamberimiz (s.a.s.) ve Cebrail (a.s.)’ın sünnetini bugün Ramazan münasebetiyle tekrar etmekte ve bu önemli buluşmayı bizlerde gerçekleştirmekteyiz.
DEĞERLİ DOSTLAR
Kuran bir aya on bir aydan daha fazla değer katmıştır.
O ayı (ramazan ayını) on bir ayın sultanı yapmıştır.
Yine Kuran bir günü bin aydan daha hayırlı kılmıştır.
Kendisinde inmeye başlayan Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.
Kuran-ı Kerimde Kadir Süresinde şöyle buyrulmaktadır.
“Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik.
Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin!
Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.
Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”(2)
İçinde inmiş olan ayı on bir ayın sultanı yapan, içinde inmiş olduğu günü bin aydan hayırlı yapan Kur’an-ı Kerim içinde, yaşamında ve hayatında olduğu insanı ise insanlar içinde kıymetli yapar, hayırlı yapar.
Bir aya, bir güne nur katan, aydınlık veren Kuran insana nur katar aydınlığıyla ışıldatır.
Hayıtımıza anlam katar, gönlümüze neşe verir.
Dünya ve ahiret mutluluğu kendisinde saklıdır. Hayata hayat katan Kuran’dır.
(Kur'an), bütün insanlığa bir açıklamadır;
هَـذَا بَيَانٌ لِّلنَّاسِ وَهُدًى وَمَوْعِظَةٌ لِّلْمُتَّقِينَ takvâ sahipleri için de bir hidayet ve bir öğüttür.
(3) هَـذَا بَصَآئِرُ مِن رَّبِّكُمْ (Kur'an), Rabbinizden gelen basîretlerdir (kalp gözlerini açan beyanlardır)(4)
يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءتْكُم مَّوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَشِفَاء لِّمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ
Kuran; Bize Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir. (5)
Kuran okumak ibadettir.
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in müjdesiyle okuyan için her bir harfine on kat sevap verilecektir.
Bu husus şöyle bildirilmektedir
منْ قرأَ حرْفاً مِنْ كتاب اللَّهِ فلَهُ حسنَةٌ ، والحسنَةُ بِعشرِ أَمثَالِهَا لا أَقول : الم حَرفٌ ، وَلكِن : أَلِفٌ حرْفٌ، ولامٌ حرْفٌ ، ومِيَمٌ حرْفٌ
“Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır.
Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır.
Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” (6) Kuran okumak şefaattir.
Alemlere Rahmet olarak gelen Hz. Fahri Kainat şöyle buyurmaktadır.
اقْرَؤُا القُرْآنَ فإِنَّهُ يَأْتي يَوْم القيامةِ شَفِيعاً لأصْحابِهِ
“Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir”(7)
AZİZ KARDEŞLERİM
Ramazanın bu ilk gecesinde kendisine gönlümüzü, aklımızı açacağımız ve hayatımıza mutlaka aktarmamız gereken ilahi mesaj Kur’an-ı Kerimdir.
Dünyamızı da, ahretimizi de hayırla ulaştırmak için yegâne kılavuz Kur’an-ı Kerim’dir.
Gerçek hidayet rehberi, iyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı, günahla sevabı birbirinden ayıran Furkan Kur’an-ı Kerim’dir. Rabbimizin bizden razı olacağı şeylerin anlatıldığı kitaptır Kur’an.
Bu veya daha birçok sebeplerle hatimlerimizi okurken düşüneceğimiz şey bu olmalıdır.
Oruçlarımızı tutarken hatırımızda olmalıdır.
Kur’an’sız Ramazan olmaz. Kur’an-ı Kerimin hayata aktarılmadığı bir Ramazan eksiktir.
Gönül Dünyamızı, akıl dünyamızı, bedenimizi, ruhumuzu güzelleştirecek, nefsimizi tezkiye edecek, bizi şeytanın vesveselerine karşı koruyacak olan Kur’an-ı Kerime sımsıkı yapışmak müminin en temel görevidir.
Kur’an gelmeden önce insanların hali perişan idi.
Kur’an Kutlu bir elçi olan Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.) ile gönderilmeye başlayınca insanların hayatları değişti, farklılaştı, güzelleşti. Yüce Rabbimizin şu ayetini beraberce hatırlayalım.
“Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın.
Allah'ın size olan nimetini hatırlayın:
Hani siz birbirinize düşman kişilerdiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.” (8)
Kur’anı- Kerim hayatımızda olmaz ise ayette bildirilen uçurumların kenarlarında olunabilir.
Allah-u Teâlâ’nın nimetiyle birleşen kalpler ve nihayetinde kardeş olanlar Kur’an olmazsa yeniden ayrılığa düşebilir. Bu sebeple ayetin sırrına mazhar olacağız.
Kur’an’a ve İslam’a sımsıkı sarılacağız.
Sarılacağız ki, kardeşliğimiz pekişsin.
Sarılacağız ki, yanlışlıklara düşmeyeceğiz.
Sarılacağız ki, Yaratanımız ve yaratılanlar bizden razı olsun.
Kuran-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı gece aynı zamanda Peygamber Efendimizin Peygamber olarak son insanlığa gönderildiği ilk gecedir.
Ramazan ayı bu sebeple Peygamber ayıdır. Yürüyen Kuran olan Peygamberimizin hayatı bize en doğru yolu göstermektedir.
Yazılı olan bir metnin hayata nasıl aktarılacağının cevabı Peygamberimizdedir.
Kur’ana uygun bir hayat arzu edenler için Rehber Peygamberimizidir. Peygamber Efendimizin hayatını hayatına aktarmak isteyenler Kuran’a bakmalıdırlar.
Etle tırnak nasıl ki birbirinden ayrılmaz ise Kuran ve Sünnet öylece birbirinden ayrılmaz.
Bu aydan istifade etmek için riayet etmemiz gereken bir başka hususu ise Sevgili Peygamberimizin sünnetine riayet etmektir.
Çünkü İslam Dininde, Kur’an-ı Kerim’den sonra bilgi ve uygulama açısından en büyük kaynak, Hz. Peygamberin Sünneti kabul edilmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de tafsilatlı bir şekilde yer almayan emirlerin ve yasakların uygulama sahasına çıkması hep Sünnetle olmuştur.
Abdestin alınış şekli, namazın kaç rekât olduğu ve nasıl kılınacağı, zekâtın nisap miktarı ve hangi mallardan zekât verileceği, haccın yapılış şekli gibi daha birçok ibadet Sünnetlerle bilinebilmektedir.
Nitekim Hz. Peygamber Efendimiz, “Ben namazı nasıl kılıyorsam sizde öyle kılın” ve “ Hac ibadetinizin usullerini benden alın” buyurmuştur.
Bir beşer olarak dünya ve ahiret huzurunu nasıl elde edebiliriz?
Sorusunun en güzel cevabını, Sevgili Peygamberimizin Sünnetinde buluyoruz.
Ailevi ilişkilerde mutluluğun anahtarı Hz. Peygamberin Sünnetinde saklıdır.
Hz. Aişe validemizin dile getirdiği gibi, O, en duygusal, en nazik, en insancıl, en merhametli, en saygılı ve ailesine karşı her daim en iyi davranan bir aile reisiydi.
Komşuluk ilişkilerinde en samimi, en içten davranışları, fakirlere nasıl yardım yapılacağına dair birçok güzel icraatı O’nun Sünnetlerinde görmekteyiz.
“Hayırlınız, ahlâkı güzel olanınızdır.” diyen Sevgili Peygamberimiz, Sünnetiyle ahlaken kemale erişme yollarını bizlere göstermiştir.
Hayatı boyunca hiç yalan söylememiş, emanete hıyanet etmemiş, ağzından hiçbir zaman beddua çıkmamış, düşmanları dahi kendisi hakkında kötüleyici bir söz söyleyememişlerdir.
KARDEŞLERİM
Hz. Peygamberimizin Sünneti, Kur’an-ı Kerim’in en büyük tefsiridir.
Bu sebeple, Sünnete tabi olmak, Kur’an’a tabi olmak anlamına gelmektedir.
Allah’a hakkıyla itaat etmek ve O’nun sevgisini kazanmak için, Sevgili Peygamberimizin Sünnetine uyulması gerektiği unutulmamalıdır.
Nitekim Allah (c.c.) sevmenin yolu Hz. Peygambere tabi olmaktadır. Bir ayette şöyle buyruluyor.
“(Ey Muhammed) De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.
Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”(9)
Yeni bir Ramazana kavuşmanın heyacanı içerisindeyiz.
Ramazana ulaşmak çok önemlidir.
Çünkü bu ayda yalnız Allah (c.c.) rızası için oruç tutar isek, ibadetlerimizi yalnız O’nun rızası için yerine getirir isek, Kur’an-ı Kerim’in o feyizli ve bereketli dünyasından istifade etmeye çalışır isek günahlarımız affedilecektir.
Her Ramazanda hatırladığımız ve hatırlattığımız şu hadisi yeniden hatırlayalım.
"Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."!(10) Bu hadisin sırrına mazhar olmak ve affedilenlerden olmak çok büyük nimettir.
Bu sebeple Ramazan ulaştığımızdan dolayı Rabbimize hamd ediyoruz.
HAZIRLAYAN:M. FATİH ÇİFTÇİ
İslaminesil beğendi.
__________________

Vakit namazinizi kildiniz mi?
Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle:
Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Allahın kulu_ 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Haftanın konusu:Şiddet neden artıyor? Hafta'nın Konusu gün ışığı 8 1297 26 Ağustos 2019 00:20
AÖF İlahiyat Arapça 2. Sınıf Vize Soruları – 2009 Arapça 4 Allahın kulu_ 3 1443 23 Ocak 2019 20:40
Sayı ve Temyiz soruları Arapça 4 Allahın kulu_ 0 2743 23 Ocak 2019 20:09
Arapça 3 dersleri Arapça 3 Allahın kulu_ 0 1044 03 Ocak 2019 13:34
Arapça 3 | Çıkmış Soru Çözümleri Arapça 3 Allahın kulu_ 2 1487 03 Ocak 2019 12:56

Alt 02Haziran 2016, 10:59   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Allahın kulu_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Allahın kulu_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 33478
Üyelik T.: 09 Kasım 2013
Arkadaşları:29
Cinsiyet:
Memleket:sıratı mustakım
Yaş:48
Mesaj: 2.632
Konular: 164
Beğenildi:1151
Beğendi:1570
Takdirleri:5244
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart


Orucun ve Ramazan ayının fazileti

Sual: Ramazan ayının önemi nedir?
CEVAP
Bu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir.
Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir.
Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur.
Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir.
O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.

Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi.
Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur.
Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.

Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir.
Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.

Kur’an-ı kerim, Ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır.
Ramazan-ı şerifte, iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir.
Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.

İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir.
İbadet etmek de zaten bu demektir.

Hurma ile iftar etmek sünnettir.
İftar edince, (Zehebez-zama’ vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.

Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur.
Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır.
Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Âmin. (Mektubat ,1.c. 45.m.)

Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir.
Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır.

Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu.
[Tirmizi] (Ama orucu kazaya bırakmayı mubah kılan dînî bir mazeret varsa, o zaman ramazan orucunu kazaya bırakmak günah olmaz.)

Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size ramazan orucunu farz kıldı.
O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir.
O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesai]

(Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilip, sevabını da Allahü teâlâdan bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.)
[Buhari]

(Ramazan ayı gelince, “Ey hayır ehli, hayra koş! Şer ehli, sen de kötülüklerden el çek” denir.) [Nesai]

(Ramazan bereket ayıdır. Allahü teâlâ bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder.
Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.) [Taberani]

(Ramazan-ı şerif ayı geldiği zaman, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istigfar etmelerini emreder.) [Deylemi]

(Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; ramazan ayı, sonraki ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani]

(Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.) [Ebu Nuaym]

(Ramazan orucu farz, teravih sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur.) [Nesai]

(Bu aya ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ. Mansur]

(Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutunuz! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.) [İbni Ebiddünya]

(Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret, sonuysa Cehennemden kurtuluştur.) [İ. Ebiddünya]

(İslam, kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim]

(Cennetteki güzel köşkler, sözü hoş, selamı çok, yemek yediren, oruca devam eden ve gece namazı kılan kimselere verilir.) [İbni Nasr]

(Oruç tutan müminin susması tesbih, uykusu ibadet, duası müstecap ve amelinin sevabı da çoktur.) [Deylemi]

(Bilhassa oruçlu iken çirkin, kötü söz söylemeyin! Biri size sataşırsa, ona “Ben oruçluyum” deyin!) [Buhari]

(Gerçek oruç, sadece yiyip içmeyi değil, boş ve hayasızca sözleri de terk ederek tutulan oruçtur.) [Hakim]

(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrasına, ancak oruçlular oturur.) [Taberani]

(Allah yolunda bir gün oruç tutanı, Allahü teâlâ yetmiş yıllık mesafe kadar cehennemden uzaklaştırır.) [Buhari]

(Temizlik imanın yarısı, oruç da sabrın yarısıdır.) [Müslim]

(Oruçlu iken ölene, kıyamete kadar oruç tutmuş gibi sevap yazılır.) [Deylemi]

(Oruçlu iken ölen Cennete girer.) [Bezzar]

(Oruç tutan, namaz kılan kimse, mükafatını kıyamette aklı kadar alır.) [Hatib]

(Oruç şehveti keser.) [İ. Ahmed]

Mübarek vakitlerde, günahlardan titizlikle uzak durmalı, taatları, ibadetleri ve her çeşit hayratı artırmalıdır.
Zira Allahü teâlâ, tarafından sevilen kimse, faziletli vakitlerde faziletli amellerle meşgul olur.
Buğzettiği kul ise; faziletli vakitlerde kötü işlerle meşgul olur.
Kötü işlerle meşgul olanın bu hareketi azabının daha şiddetli olmasına ve Allahü teâlânın, ona daha çok buğzetmesine sebep olur.
Çünkü o, böyle yapmakla vaktin bereketinden mahrum kalmış ve onun hürmet ve şerefini çiğnemiş olur. (Mev'iza-i hasene)

Resulullah efendimizin rüyası
(Rüyamda acayip şeyler gördüm. Ümmetimden birini azap melekleri yakalamıştı.
Aldığı abdestler gelip, onu içindeki zor durumdan kurtardı. Birini gördüm, kabri onu sıkıyordu.
Kıldığı namazlar gelip, onu kabir azabından kurtardı. Birine şeytanlar musallat olmuştu.
Ettiği zikirler gelip, şeytandan onu kurtardı. Birinin de susuzluktan dili çıkmıştı.
Tuttuğu Ramazan orucu gelip, susuzluğunu giderdi.

Birini zulmet sarmıştı. Yaptığı hac gelip karanlıktan çıkardı.
Birine ölüm meleği gelmişti. Ana babasına yaptığı iyilikler gelip, ölümüne engel oldu, geciktirdi.
Birini Müslümanlarla konuşturmuyorlardı. Sıla-i rahim gelip, ona şefaat etti, onlarla konuştu.
Peygamberinin yanına gitmek isteyen birine engel oluyorlardı. Aldığı gusül, onu alıp yanıma getirdi.
Ateşten korunmak isteyen birine, sadakası gelip ateşe perde oldu.
Birini zebaniler alıp Cehenneme götürürken, yaptığı emr-i maruf ve nehy-i münker gelip kurtardı.
Biri Cehennem ateşine atılmıştı. Allah korkusu ile döktüğü gözyaşları gelip oradan kurtardı.

Birine amel defteri solundan verilirken, Allah korkusu gelip, defterini sağa aldı.
Sevapları hafif gelen birine, kendinden önce ölen çocukları gelip, sevabını ağırlaştırdı.
Cehennemin kenarında, korkudan titreyen birine, Allahü teâlâya olan hüsnü zannı gelince, titremesi durdu.
Sırattan zorla geçen biri, Cennete geldi. Fakat kapılar kapalıydı. Kelime-i şehadeti gelip, onu Cennete koydu.)
[Taberani, Hakîm-i Tirmizi]

Sual: Günah işlememize şeytanlar sebep olduğuna göre, Ramazanda bağlı olan şeytanlar nasıl günah işletiyor?
CEVAP
Günah işlememize yalnız şeytanlar değil, kendi nefsimiz de sebep olmaktadır.
Nefsin zararı, şeytanınkinden çok fazladır. Nefsin her istediği kendi zararınadır.
Ramazanda günah işleten, nefsimizdir. Bu ayda, şeytanlar bağlı olduğu için vesvese veremezler.
Ramazanda esnemeler de şeytandan değildir. Asabi esnemeler, yorgunluk, uykusuzluk gibi hallerde meydana gelir.
Mektubat-ı Rabbani)

Oruçluyken ölmek
Sual: Abdestliyken ölen şehit oluyor. Oruçluyken ölmek de iyi midir?
CEVAP
Evet, çok iyidir. Bir hadis-i şerifte, (Oruçluyken ölen Cennete girer) buyuruldu. (Bezzar)

Sevab zorluğa göredir
Sual: Ramazan ayı, yaza ve kışa gelebiliyor. Kışın kısa günlerde oruç tutulması daha kolay, yazın uzun günlerde sıcakta tutmaksa çok zordur. İkisinin sevabı aynı mıdır?
CEVAP
Hayır, zorluklar içinde yapılan ibadetin sevabı daha çoktur. (Ecir meşakkate göredir) buyuruluyor.
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Maniler karşısında, ibadeti yapmak güçlüğü, sıkıntısı, o ibadetlerin, şanını, şerefini göklere çıkarır.
Mani olmayarak, kolay yapılan ibadetler, aşağıda kalır. (3/35)

Ramazan-ı şerif kışa da gelse, farz ibadet olduğu için sevabı çoktur. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kışın oruç tutmak, meşakkatsiz elde edilen bir ganimettir.) [Tirmizi]

(Kış müminin baharıdır. Gündüzleri kısa olur, oruç tutar. Geceleri de uzun olur, kalkıp ibadet eder.) [Beyheki]

Şehr-i Ramazan
Sual: Şehr-i Ramazan, Ramazan ayı mı demektir? Yâ şehre Ramazan deniyor. Niye şehr-i Ramazan denmiyor?
CEVAP
Şehr, ay demektir. Türkçede şehr-i Ramazan denince Ramazan ayı anlaşılır.
Yâ diye başlayınca üstünlü olur, yani şehre olur. Mesela Abdullah kelimesi yâ ile başlayınca, (Yâ Abdellah denir.
Yâ ile başlayanlar genelde hep böyledir. Resulullah kelimesi yâ ile başlayınca (Yâ Resulallah) olur.
Ömer kelimesi yâ ile başlasa da değişmez, yine (Yâ Ömer) denir. Namazda sûre okurken böyle irap hataları namazı bozmaz.

Oruç tutarken
Sual: Oruçluya şeytanın vesvese veremeyeceği, ona yaklaşamayacağı doğru mudur?
CEVAP
Evet, doğrudur. İmam-ı Şa’rânî hazretleri buyuruyor ki: Orucun birçok faydasından biri, bedenimize şeytanın gireceği bütün yolları tıkamasıdır. (Uhud-ül-kübra)
Esma_Nur beğendi.
__________________

Vakit namazinizi kildiniz mi?
Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle:
Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz.
Alıntı ile Cevapla
Alt 24 Mayıs 2017, 10:07   Mesaj No:3
Medineweb Emekdarı
Allahın kulu_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Allahın kulu_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 33478
Üyelik T.: 09 Kasım 2013
Arkadaşları:29
Cinsiyet:
Memleket:sıratı mustakım
Yaş:48
Mesaj: 2.632
Konular: 164
Beğenildi:1151
Beğendi:1570
Takdirleri:5244
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

SAHABE VE RAMAZAN

Ashâb-ı kiram hazerâtı Ramazanda çoşkulu bir ibâdet iklimine girerlerdi. Kendileri oruçlarına îtinâ ettikleri gibi yavrularının da bu şuurla yetişmesine gayret ederler, onları Ramazanın bereketinden istifâde ettirirlerdi. Nitekim Hz. Ömer, ramazanda sarhoş olan birini:

-Yazıklar olsun sana! Bizim çocuklarımız bile oruç tutmaktadır, (Buhârî, Savm, 47) diye azarlarken, ashâbın Ramazan heyecânını, çocukları ile birlikte teneffüs ettiklerini ifâde etmiştir.

Gerçi sahâbe-i kirâm ramazan hâricindeki vakitlerde de nâfile ibâdetlere, bilhassa oruca çok önem vermişlerdir. Pazartesi-Perşembe, eyyâm-ı biyz gibi belirli vakitlerde ve buldukları her fırsatta oruç tutmuşlardır. Hanım sahâbîlerden Rubeyyi bint-i Muavviz -radıyallâhu anhâ- diyor ki:
&Biz aşure orucu tutardık. Küçük çocuklarımıza da tuttururduk. Mescide gider çocuklara yünden oyuncaklar yapardık. Onlardan biri yiyecek için ağladığında bu oyuncağı ona verir ve iftar vaktine kadar beklemesini sağlardık. (Buhari, Savm, 47; Müslim, Siyam, 136)

Sonra sahâbîler bir oruçluya iftâr ettirmenin, bir açı doyurmanın sevâbı peşinde koşar, devamlı olarak sofralarına misafir ararlardı. Humeyd bin Abdirrahman ashâbın iftarı ile alakalı diğer bir hususu şöyle anlatır:

Hz. Ömer ve Hz. Osman -radıyallahu anhüma-, akşam namazını, gecenin karanlığını (ufukta) görür görmez daha iftarı açmadan kılarlar, namazdan sonra da oruçlarını açarlardı. Bunu ramazanda yaparlardı. (Muvatta, Sıyâm,
Ramazan gecelerinin ihyâsı, mağfiret sebebidir. Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-:

Kim, inanarak ve sevâbını Allâhtan umarak Ramazan gecelerini ihyâ ederse, geçmiş günâhları affolunur. buyurmuştur. (Buhârî, Terâvih, 46) Bu sebeple ashâb-ı güzîn ramazan gecelerinde uzun uzun ibâdet etmeyi itiyad hâline getirmişlerdir. Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- Ramazanda, mescidin bir kenarında namaz kılan bir gruba uğramıştı.

-Bunlar ne yapıyor? diye sordu.

-Bunlar, ezberlerinde fazla Kuran bulunmayan kimselerdir, Übeyy bin Kab -radıyallahu anh- onlara namaz kıldırıyor! dediler. Efendimiz -aleyhissalâtu vesselâm-:

-İsabet etmişler, ne kadar güzel ve iyi bir şey yapıyorlar! buyurdular. (Ebu Dâvud, Ramazan, 1/1377)

Hasan Basri -rahimehullah-ın anlattığına göre Hz. Ömer insanları Übeyy bin Kabın yanında toplamıştı. O, bunlara ramazan gecelerinde namaz kıldırmıştı. (Ebû Dâvud, Vitr, 5/1429)

Ubeyy -radıyallahu anh- şöyle diyor:
Ramazanda (teravih) namazından ayrılıp, hizmetçilerden alel acele sahur yemeği getirmelerini isterdik, çünkü vaktin çıkmasından korkardık. (Muvatta, es-Salât fir-Ramazân, 7)

Demek ki kendilerini namaza verince, sabahlara kadar ondan ayrılamıyor, imsâk vakti daralınca ancak bırakıyor ve yemeklerini yiyorlardı. Bir de Übeyy -radıyallâhu anh- güzel Kuran-ı Kerîm okuması ile meşhur bir sahabîdir. Bu sebeple insanlara Ramazan gecelerinde Kuran ziyâfeti de veriyordu.

Şu rivâyet de ashâbın Ramazan ve sâir vakitlerde geceleri nasıl değerlendirdiğini göstermektedir:

Müzzemmil suresinin baş tarafı indiği zaman müminler, Ramazan ayındaki kalkışları gibi geceleri kalkarlardı. Bu hâl surenin (ruhsat getiren) son kısmı nâzil oluncaya kadar devam etti. (Ebu Davud, Tatavvu, 17/1305)

Bu, Müzzemmil suresinin son kısmı nâzil olduktan sonra kalkmaz oldular, mânasına gelmemektedir. O zamana kadar farz olarak kalkıyorlardı, bundan sonra nâfile olarak devam ettiler, demektir. Çünkü hadis-i şerifte:

Gecede bir saat vardır ki, müslüman bir kimsenin Allahtan, dünya veya ahirete müteallik bir hayır talebi, o saate rastlarsa, Allah dilediğini ona mutlaka verir. Bu saat her gecede vardır buyrulmuştur. (Müslim, Müsafirin, 166)

Müslüman olmak için Âlemlerin Efendisine gelen Sakîf kabilesi heyeti Medîneye Ramazanda girmişlerdi. Peygamber -aleyhisselâm- onları, kalbleri yumuşasın diye, Mescidde misâfir etti. (Ahmed, IV, 21Temsilciler, geceleyin okunan Kurân-ı Kerîmi, ashabın teheccüd namazında okuduğu sûreleri ve müslümanların beş vakit namazlarında saf oluşlarını seyretmekte idiler. (Vâkıdî, III, 965)

Onlara İslâmın farzları ve ahkâmı öğretildi. Fahr-i Kâinât -sallallâhu aleyhi ve sellem-, Ramazanın kalan kısmında oruç tutmalarını da onlara emretti. Bunun üzerine Bilal-i Habeşi, sahur ve iftarlıklarını yanlarına götürmeye başladı. (Vâkıdî, III, 96

Bu heyetten Evs bin Huzeyfe şöyle anlatır: Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- bir gece yatsıdan sonra uzun müddet yanımıza gelmedi.
«Yâ Rasûlallâh! Yanımıza gelmekte niçin geç kaldınız?» diye sorduk. Peygamber -aleyhisselâm-:

«Her gün Kurândan bir hizb okumayı kendime vazife edinmişimdir. Bunu yerine getirmedikçe, gelmek istemedim» buyurdu. Sabaha çıkınca ashâb-ı kirâma: «Siz Kurânı nasıl hizipleyip okursunuz?» diye sorduk. Onlar:

«Biz sûreleri ilk üçünü bir hizb, sonra devamındaki beş sûreyi ikinci bir hizb, daha sonra sırayla yedi, dokuz, on bir ve on üç sûreyi birleştirerek birer hizb yaparız. En son olarak da Kâf sûresinden sonuna kadar Mufassal sûreleri bir hizb yaparak Kurân-ı Kerîmi (yedi kısımda) okuruz» dediler. (Ahmed, IV, 9; İbn-i Mâce, Salât, 17

Ashâb-ı kirâm Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-e:
Hangi sadaka daha faziletlidir? diye sorunca,
Ramazan ayında verilen sadaka buyurmuşlardı. (Tirmizi, Zekat, 28/663)

Bu sebeple sahâbîler zekâtlarını umumiyetle Ramazanda vermeye çalıştıkları gibi Fıtır sadakalarını ve nâfile infâklarını da bu ayda fazlasıyla verirlerdi. (Buhari, Keffârâtul-Eymân, 5)

Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- sadaka-i fıtrın müslümanlardan büyük-küçük, kadın-erkek, her bir hür ve köle üzerine bir sa hurma veya bir sa arpa olarak farz kılındığını bildirmişti. (Buhârî, Zekât, 70-78; Müslim, Zekât, 13)

İhtiyaç sâhipleri hakkında da:
Onları bu (bayram) gününde aç dolaşmaktan kurtarınız! buyurmuştu. (İbn-i Sad, I, 24

Ashâbın Rasûlullâhtan yansıyan bu güzel ahlâkı tarih boyunca ecdâdımızda da devam etmiştir. Bu yüce ahlâkın bir göstergesini Hâlide Nusret Zorlutuna şöyle anlatır: Eskiden -pek o kadar eskiden de sayılmaz, kırk sene evveline kadar- bizde muhteşem konakların yanı başında küçük, mütevâzi, tertemiz evceğizler vardı. Bunlarda az gelirli âileler, mütekâit (emekli) ihtiyarlar, dul nineler, yetim, öksüz torunlar sükûn ve refah içinde yaşarlardı. Evet, refah içinde! Zira büyük konaklara arabalarla taşınan kışlık ve Ramazanlık erzaktan bu küçük evlerin hisseleri gizlice ayrılır, gizlice gönderilirdi. Yardım alanın izzet-i nefsini korumak bâbında bu gizliliğe bilhassa dikkat edilirdi.

Ninelerimiz, «Sağ elin verdiğinden, sol elin haberi olmamalı.» derlerdi. Şimdi olduğu gibi, giydirilen çocukların fotoğraflarını gazetelere basıp dünya âleme ilan etmezlerdi& Fakir âilelerin Ramazan erzâkını ve kimsesiz yavruların bayramlık kıyafetlerini tam zamanında yetiştirirlerdi... (İslâm Mecmuası, sene: 1956, sayı: 7, s. 21)

Allâh Rasûlü: Ramazan ayında yapılan umre tam bir hac sayılır, yahut da benimle birlikte yapılmış bir haccın yerini tutar müjdesini vermişti.

(Buhârî, Umre, 4) Bu sebeple ashab-ı güzîn Ramazanda daha fazla umre yapmaya gayret ederlerdi.

Ramazan ayında bulunan ve bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini ihya etmek her müslümanın arzusudur. Cenâb-ı Hak zamanını gizli tuttuğu için Peygamber Efendimiz ve ashabı Ramazanın son on gününde îtikâfa girerlerdi. Bu, Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-in sünneti idi.

Hz. Âişe -radıyallâhu anhâ-nın haber verdiğine göre, Rasûl-i Kibriyâ Efendimiz Ramazan ayında, ibâdet husûsunda diğer aylarda görülmeyen bir gayret içerisinde olurdu. Ramazanın son on gününde ise, kendisini daha fazla ibâdete verirdi. Bu günlerde geceyi ihyâ eder, âilesini uyandırırdı. (Buhârî, Fadlu Leyletil-Kadir, 5)

Ashâb-ı kiram Ramazanda böylesine ibâdete teksif olmakla birlikte diğer işlerini de ihmal etmiş değillerdi. Hatta onlar Ramazanda cihâda bile çıkmışlardı. Nitekim Allâh Rasûlü ile birlikte Bedir Gazvesini ve Mekke Fethini Ramazanda yapmışlardı. Ondan sonra da kendileri pek çok sefere bu ayda çıkmış, Ramazanın bereketi ile cihâdın faziletini birleştirmişlerdi. (Müslim, Sıyâm 90; Tirmizi, Savm, 18/710); Nesâi, Savm 49) Nitekim Ebüd-Derdâ -radıyallâhu anh- şöyle demektedir:

Biz sıcağı çok şiddetli olan bir mevsimde, Ramazan ayında Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- ile birlikte sefere çıktık. Hararetin şiddetinden herkes elini başına koyuyordu. Aramızda oruçlu olarak sadece Allâh Rasûlü ile İbn-i Ravâha vardı. (Buhari, Savm 35; Müslim, Sıyâm, 108; Ebu Dâvud, Savm 45/2409)

Ramazan, tevbe ile günahlardan arınma ve ibadetlerle kemâle erme zamanıdır. Bu ayda insan kendisine çekidüzen vererek geçmişini tamir edip geleceğine bir yön vermelidir. Kaçırdığı fırsatları bu ayda yakalamaya çalışmalı, Kadir Gecesi gibi bir imkânı değerlendirmenin yoluna bakmalıdır. Ashâb-ı kirâm bu hususta başarılı olmuş ve bize zengin örnekler bırakmışlardır.
Esma_Nur ve Nebevi Sevda beğendiler.
__________________

Vakit namazinizi kildiniz mi?
Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle:
Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz.
Alıntı ile Cevapla
Alt 24 Mayıs 2017, 10:20   Mesaj No:4
Medineweb Emekdarı
Allahın kulu_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Allahın kulu_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 33478
Üyelik T.: 09 Kasım 2013
Arkadaşları:29
Cinsiyet:
Memleket:sıratı mustakım
Yaş:48
Mesaj: 2.632
Konular: 164
Beğenildi:1151
Beğendi:1570
Takdirleri:5244
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

Her kim Ramazan' in baslangicinda Müslüman kardesini Bir Ramazani daha gördügü icin tebrik ederse ALLAH ona cehennem atesini haram kilar. Tüm müslüman alemini bir Ramazan daha gördüğümüz için tebrik ederim!
Sahabeler Ramazan ayına helalleşerek girermiş ki oruçları kabul olsun. Oruçlarımızın kabul olması dileği ile hakkınızı helal edin.. Hayırlı Ramazanlar
__________________

Vakit namazinizi kildiniz mi?
Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle:
Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz.
Alıntı ile Cevapla
Alt 24 Mayıs 2017, 17:38   Mesaj No:5
Medineweb Emekdarı
Esma_Nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Esma_Nur isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 4458
Üyelik T.: 19 Ekim 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:kadın
Memleket:sivas/istanbul/
Mesaj: 5.421
Konular: 575
Beğenildi:4496
Beğendi:6075
Takdirleri:23787
Takdir Et:
Standart

Alıntı:
Allahın kulu_ Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Her kim Ramazan' in baslangicinda Müslüman kardesini Bir Ramazani daha gördügü icin tebrik ederse ALLAH ona cehennem atesini haram kilar. Tüm müslüman alemini bir Ramazan daha gördüğümüz için tebrik ederim!
Sahabeler Ramazan ayına helalleşerek girermiş ki oruçları kabul olsun. Oruçlarımızın kabul olması dileği ile hakkınızı helal edin.. Hayırlı Ramazanlar
Benden yana varsa hakkim Helali hoş olsun forum ahalisi sizde helal ediniz hakkinizi h/ic/a/b
Allahın kulu_ beğendi.
__________________
Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım...

Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE....
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Mayıs 2017, 09:09   Mesaj No:6
Medineweb Emekdarı
Esma_Nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Esma_Nur isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 4458
Üyelik T.: 19 Ekim 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:kadın
Memleket:sivas/istanbul/
Mesaj: 5.421
Konular: 575
Beğenildi:4496
Beğendi:6075
Takdirleri:23787
Takdir Et:
Standart

İsim:  IMG_20170525_074509.jpg
Görüntüleme: 12
Büyüklük:  90,0 KB (Kilobyte)
__________________
Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım...

Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE....
Alıntı ile Cevapla
Alt 21 Mayıs 2018, 14:12   Mesaj No:7
Medineweb Emekdarı
Allahın kulu_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Allahın kulu_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 33478
Üyelik T.: 09 Kasım 2013
Arkadaşları:29
Cinsiyet:
Memleket:sıratı mustakım
Yaş:48
Mesaj: 2.632
Konular: 164
Beğenildi:1151
Beğendi:1570
Takdirleri:5244
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

Ramazanda aile büyüklerimizin yaptığı orf ve adetleri paylaşır mısınız
Babaannem ramazanın ilk günü kapıyı açıp hoş geldin ey ramazan derdi son sahurda ise güle güle ey ramazan umarım bizden hoşnut kalmışsındır derdi rahmet olsun.
Gelde eski ramazanları özleme simdi:(
Mihrinaz beğendi.
__________________

Vakit namazinizi kildiniz mi?
Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle:
Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz.
Alıntı ile Cevapla
Alt 05Haziran 2018, 23:54   Mesaj No:8
Medineweb Emekdarı
Nebevi Sevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Nebevi Sevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 59388
Üyelik T.: 05 Nisan 2018
Arkadaşları:3
Cinsiyet:
Memleket:Istanbul
Yaş:52
Mesaj: 1.437
Konular: 327
Beğenildi:1742
Beğendi:1021
Takdirleri:12926
Takdir Et:
Standart

Allah razi olsun haftanın konusu cok önemli

Son on güne girdik. Bu konu uzerine egilmeliyiz.
Mesela son on günde neler yapmalıyız.

Nasil ecei bolca yuklenip amel hazinemize doldurmaliyiz?

Bunlar gundemimiz olmalı. Secim atmosferinde ana gündem kaybolmamali
Mihrinaz beğendi.
Alıntı ile Cevapla
Alt 06Haziran 2018, 03:01   Mesaj No:9
Medineweb Baş Editörü
Mihrinaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Mihrinaz isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:68
Cinsiyet:Anne
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:43
Mesaj: 12.365
Konular: 1263
Beğenildi:11778
Beğendi:8957
Takdirleri:26191
Takdir Et:
Standart

83 yıl artı 4 aya tekamül eden bir günü arama telaşımız olsun..
Bizim tek telaşımız bu olsun sizin de belirttiğiniz gibi...
Bu kıymetli günlerde mü'min;

İtikafa girmeli, Kendini hesaba çekmeli, temize değil...
Tevbe etmeli , küfür ve itham değil
Dua etmeli ve okumalı, beddua ve lanet değil..
Güzel söz söylemeli, böğüre böğüre çirkin söz değil..
Diline, gözüne, sözlerine oruç tutturduğu gibi bir de abdest aldırmalı, kim bilir ömürde kaç Ramazan daha kaldı bilmediğinin farkında olmalı ve sevaphanesini doldurma telaşında olmalı...
Ve...
Ve...
Ve...
Ve...

Ve...dediğiniz gibi; seçim, kampanyaları ve karalamaları buna gölge düşürmemeli..
__________________

~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~




Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Elveda Ey Şehr-İ Ramazan... MERVE DEMİR Oruç-Ramazan 15 29 Nisan 2022 16:47
MEDİNEWEB HAFTANIN HUTBESi:03.05.2019-HOŞ GELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN alperkara Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat 0 02 Mayıs 2019 13:03
Mustafa Demirci & Mehmet Emin Ay - Hoş Geldin Ramazan 2014 enderhafızım İlahiler/Ezgiler 1 29Haziran 2014 00:21
Abdurrahman Önül - Hoşgeldin Ya Şehr-i Ramazan 2014 enderhafızım İlahiler/Ezgiler 0 28Haziran 2014 17:55
hoş geldin ya şehri ramazan CaferTayar Oruç-Ramazan 3 21 Temmuz 2012 12:21

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.