Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GÜNCEL.::. > Üyelerimizin Tanışma Bölümü > Hafta'nın Konusu

Konu Kimliği: Konu Sahibi Hazan Mevsimi,Açılış Tarihi:  28 Şubat 2010 (19:58), Konuya Son Cevap : 19 Ocak 2024 (11:50). Konuya 7 Mesaj yazıldı

Beğeni Aldı2Kez Beğenildi
  • 2 Beğenilen Kara Kartal
Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 28 Şubat 2010, 19:58   Mesaj No:1
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Hazan Mevsimi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 11236
Üyelik T.: 19 Aralık 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 338
Konular: 71
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart 29.Haftanın Konusu Zamanı Dogru Kullanma Bilinci

29.Haftanın Konusu Zamanı Dogru Kullanma Bilinci

Kuran da zaman nedir ?

zamanı nasıl kullanmalıyız?


Zaman konusunda insanı yanıltan en önemli nedenlerden biri nedir?
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Hazan Mevsimi 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Sevginin Üç Dili Makale ve Köşe Yazıları su damlası 2 2042 16 Mart 2010 18:30
Akıllı anneler medyadan daha güçlüdür Çocuk ve Aile Sağlığı Nesli_Nur 2 1965 16 Mart 2010 18:25
Kur'an Açısından Sömürü ve Sömürgeciler Kur'ân-ı Kerim Genel Hazan Mevsimi 0 2094 16 Mart 2010 00:59
Zor İnsanlarla Diyalog Nasıl Kurulur? Bilgi Dağarcığı GÖKCEN_AZRA 6 3625 06 Mart 2010 18:27
Tüketerek Tükenenlerden Olmamak İçin Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler Hazan Mevsimi 0 1374 04 Mart 2010 18:17

Alt 28 Şubat 2010, 21:47   Mesaj No:2
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Hazan Mevsimi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 11236
Üyelik T.: 19 Aralık 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 338
Konular: 71
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: 29.Haftanın Konusu Zamanı Dogru Kullanma Bilinci

“İki şey vardır insanların çoğu onun değerini bilmezler: Sıhhat ve boş vakit” (Hadis-i Şerif)

KUR'AN'DA ZAMAN

Kuran-ı Kerim üzerinde dikkatleri canlı tutmak için zamanı hatırlatan tabirleri sıkça kullanır. Her çeşit farz vacip ve nafile namazlar zaman tanzimine de yönelik gayeler taşımaktadır. Bu açıdan din emirlerin büyük çoğunluğuyla insana zamanı azami ölçüde değerlendirmeyi öğretmektedir. Hatta asıl gaye budur denilebilir.

Kur'an'ın Zamanı İfade Şekli:

“Zaman” lugat açısından “uzun veya kısa vakit” anlamına gelir. Kur'an zaman yerine daha çok vakit kelimesini tercih eder ve kullanır. Bu kelime lugat yönüyle “bir iş için belirlenen zamanın nihayeti” demektir. Kur'an-ı Kerim'de zamanla alakalı gün hafta yıl asır vakit saat kelimeleri bir ferd için hangisi daha önemli ise önem miktarı kadar tekrar edilmiştir. Ferd için en ehemmiyetli gün olduğundan Kur'an'da en çok zikredilen “Yevm” yani “Gün” kelimesidir ki 475 defa zikredilmektedir. Kur'an-ı Kerim ilk sayfalarından itibaren en son sayfalarına kadar hiç fasıla vermeden okuyucusuna zaman mefhumunu hatırlatmaktadır.

Farz namazların mühim gayelerinden biri Müslüman kimseye günlük zamanı taksim ve programlama alışkanlığı kazandırmaktadır. Kıyamu'l leyl (gece kalkışı)'e Kur'an-ı Kerim önem vermektedir. Büyük İslam medeniyetlerinin parlama dönemlerini hazırlayanların hayatında gece kalkışı önemli yer tutar. Kıyamu'l leyl Peygamber Efendimiz'e (SAV) farzdı fakat ümmetine nafiledir. Bu sünnet Kur'an-ı Kerim'in emridir.
Alıntı ile Cevapla
Alt 02 Mart 2010, 03:03   Mesaj No:3
Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:a.rahman75 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 11569
Üyelik T.: 26 Ocak 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 13
Konular: 5
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: 29.Haftanın Konusu Zamanı Dogru Kullanma Bilinci

ZAMANI DEĞERLENDİRME BİLİNCİ

Zaman; Baki olan Allah’ın fani olan mahlukatı var edip yaşattığı dönem/evre/süre nin genel adıdır Zamanın içinde var olmaya hayat, hayatta bize ayrılan süreye ise ömür denir
Zaman kavramı izafidir Kimisi için çok kısa kimisi için çok uzundur Kur’an’da, ahiretin bir gününün Allah katında bizim hesabımızla bin yıllık bir süre olduğu, bir başka ayete de ellibin yıllık bir gün olduğu beyan ediliyor
Zaman, sürekli akış halinde olan anlardan oluşur Zaman, Allah’ın biz kullarına bir lütfü ve emanetidir Uzun ömürlü olana Allah, zaman yönünden çok lütfetmiştir, az yaşayana da az lütfetmiştir Genç yaşta ölen birisi için, suçu ne idi? Allah neden genç yaşta canını aldı? denilemez Karşılıksız iyilik yapana, bana niçin az verdin denilemeyeceği gibi
Biz şunu bilmeliyiz: Yaşanan her anın, alınan her nefesin verilecek bir hesabı vardır Sık sık kendimizi sorgulamalıyız: Yaşadığımız hayat dolu mu geçiyor, boş mu? Geçirdiğimiz günlerin hesabını kolayca verebilecek miyiz?
Zaman öyle bir şeydir ki, akışı durdurulamaz, geçmişi telafi edilemez Birkaç dakika içinde birkaç milyar kazanabilirsiniz ama birkaç milyarla geçen zamanı geri getiremezsiniz
Hayatta başarılı olanlar, zamanı iyi kullananlardır
Zamana hükmeden hayata hükmeder, hayata hükmedenler ise dünyaya hükmederler ve tarihte iz bırakırlar
Batılı filozof Dekart’ın hareketine göre insanlar saatini ayarlarmış, imam şafii der ki: “Zaman, kılıç gibidir, eğer siz onu kesmezseniz o sizi keser ”
Peygamberimiz (s a v ) kıymeti pek bilinmeyen iki nimetin önemine dikkat çekmek üzere şöyle buyurmuştur:
“İnsanların çoğunun kıymetini bilmediği iki nimet vardır:Bunlar;sıhhat ve boş zamandır ”
İnsanlar, gençliklerinde para kazanmak için sıhhatlerini,yaşlılıklarında ise sıhhatlerini kazanmak için paralarını harcarlar Sonuç çoğunlukla elem,ıstırap ve pişmanlıktır An bu andır, dem bu demdir Yaşanmayan yada boşa giden zaman israf edilmiştir, telafisi yoktur
Tekasür suresinin sekizinci ayet-i kerimesinde, “Sonra o gün (kıyamet günü) her türlü nimetten mutlaka hesaba çekileceksiniz” buyurulmaktadır Bir hadis-i şerifte de şöyle buyuruluyor:

“Ademoğluna kıyamet günü şunlar sorulmadıkça asla yerinden ayrılmaz:
• Ömrünü nerede ve ne şekilde geçirdiğinden, İlmi ile ne yaptığından, Malını nerede kazanıp nereye harcadığından ve Bedenini nerede yıprattığından” (Tirmizi,no: 2419)
Yapılanar aştırmalar,

insanların çoğunun ömürlerini pek de verimli kullanmadıklarını ortaya koyuyor Yetmiş beş yıl yaşayan, yüksek okul mezunu düzenli ve normal bir hayat süren insanın faaliyetleri, harcadığı saat ve dakikalar dikkate alınarak hesaplandığında ortalama olarak ortaya şu ilginç tablo çıkmıştır.

Evet yetmiş beş yıllık düzenli bir ömrün;

.Yirmi bir yılı uykuda
.on yılı iş hayatında,
.on yılı istirahat,tatil ve eğlencede,
.üç yılı tahsilde,
.üç yılı ibadette,
.dört yılı yemekte,
.iki yılı temizlik işlerinde,
.dört yılı yolculukta,
.iki yılı durak ve muhtelif yerlerde beklemede, .üç yılı misafirlik ve sohbette,
.üç yılı da hastalık ve beklenmedik meşguliyetlerde geçmektedir.

Bu hesaplamaya hayatın ilk on yılı, yani çocukluk dönemi dahil değildir Uyku,tatiller, beklemeler ve çocukluk yılları toplandığında ömrün yarıdan fazlasının değerlendirilemediği ortaya çıkmaktadır İnsanın uykuya ve dinlenmeye olan ihtiyacı inkar edilemez Ne var ki ömrün kalan kısmının da iyi değerlendirildiği söylenemez

Yaptığımız hesapta, düzenli ibadet yapan birinin ömrünün toplam üç yılın ibadetler geçtiğini görüyoruz Fakat,gayesi Allah’ın rızasını kazanmak olan ve İslami bir hayat tarzını benimseyen insanın yaptığı her iş, hatta uykusu dahi ibadet sayılır

“Ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler” şeklinde eski bir deyiş vardır Yani balığın,hayat kaynağı olan suyun kıymetini, suyun içinden çıkınca anladığı gibi, insan da nimetlerin ve imkanların kadrini onları kaybedince anlar Eyvah demeden Allah diyenlerden olursak, sonuçta da pişman olanlardan olmayız

Allah Kur’an-ı Kerim’de bazı surelere, zamana yada zamanın bir anına yemin ederek başlar Ve’l-asr, ve’l-fecr, ve’d-duha, ve’l-leyl…Bu Kur’ani tarzdan, Allah’ın zamana ne kadar değer verdiğini anlamalıyız
Allah zamanı takip etmemiz ve onu değerlendirerek iyi işler yapmamız, ibadetlerimizi zamanı takip ederek yerine getirmemiz için güneş, ay, dünyanın kendi etrafında ve güneşin etrafında dönüşünü, ayın dünya etrafında dönüşünü bir hesaba göre planlamıştır Dünya’nın kendi etrafında dönmesinden bir gün, Dünya’nın güneşin etrafında dönmesinden ise mevsimler ve bir yıl ortaya çıkar Ayın Dünya etrafında dönemsiyle ise kameri ay oluşur “Eş-şemsü ve’l-gameru bi hüsban” (Rahman,5)(Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir
“Biz geceyi ve gündüzü (kudretimizi gösteren) iki alâmet yaptık Rabbinizden lütuf isteyesiniz, yılların sayısını ve hesabını bilesiniz diye gece alametini giderip gündüz alametini aydınlatıcı kıldık İşte biz her şeyi açıkça anlattık ”(17/İsra,12)

Peygamberimiz (s a s) şöyle buyurmuşlardır:

İbn-i Ömer (ra) anlatıyor: "Resûlullah (sav) omzumdan tuttu ve: "Sen dünyada bir garib veya bir yolcu gibi ol, akşama erdin mi, sabahı bekleme, sabaha erdin mi akşamı bekleme Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap " (Buhârî, Rikak 2; Tirmizî, Zühd 25 (2334)

Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor Resûlullah (sav) buyurdular ki: "Ecelini altmış yaşına kadar uzattığı kimselerden Cenab-ı Hakk, her çeşit özür ve bahâneyi kaldırmıştır " (Buhârî, Rikak 4)
Peygamberimiz(s a s)’in “İki günü eşit olan ziyandadır” hadis-i şerifini hepiniz bilirsiniz Buna güre sürekli artan bir tempo ve kalite ile yararlı işler yapmamız gerekiyor Bir çoğumuz, ah bir genç olsam, dünyaya yeniden gelsem, diye hayıflanırız Bu hayıflanma aslında boş geçen zamanın o kişide bıraktığı burukluktur Hayıflanmanın yararı yok Her yaşın bir özelliği ve güzelliği vardır Her yaşta yapılabilecek yararlı işler vardır

Plansız günlük hayat, amaçsız ve bilinçsiz aktiviteler, TV ve internetin bilinçsiz kullanımı, son yılların zaman öldüren silahlarıdır Zamanını öldüren hayatının bir kısmını da öldürdüğünü bilmelidir Öğrencilere, boş zamanlarında ne yaparsın? diye soruluyor, o da kitap okurum, ders çalışırım, top oynarım vs vs cevaplar veriyor Bir defa insanın boş zamanı olmaz, ikincisi, ders çalışma ve kitap okuma boş zamanı savuşturmak için yapılacak lüzumsuz bir iş değildir
Aslında boş geçen zamanımız yok Her anı lüzumlu yada lüzumsuz bir takım işlerle geçiriyoruz Ömür bir şekilde su gibi akıyor ve geçen zaman ömür sermayesinden harcanıyor Boş geçen zamanlar bir gün derin bir pişmanlık olarak bizi saracak ve mutsuz edecektir

Bir gün Bağdat’ta pazarda buz satan bir adamın şöyle bağırdığı duyuluyor: “Her an sermayesi tükenmekte olan bu adam yardım edin ” Adam adeta insanlara tükenmekte olan ömür sermayesine dikkat çekerek öğüt veriyor

Şu kimseler zamanını değerlendirmiş sayılırlar:

• Bir öğrenci olarak bir eğitim programında okuyanlar,
• Evini geçindirmek, helalinden para kazanmak için çalışan hane reisi,
• Hem yararlı bir iş ile hem de ibadetle meşgul olanlar,
• Kitap okuyanlar, yararlı sohbet yapanlar,
• Sıla-i rahm için, tarihi ve tabii yerleri ibret nazarı ile görmek için seyahat edenler,
• Öğrenmek amaçlı TV izleyen,konferans, vaaz,sohbet vs dinleyenler ,
• Aile fertleri ile oturup sohbet edenler,
• Evinin işi (temizlik,yemek yapma, çeşitli hizmetler) ile meşgul olan bayanlar,
Emeklilik, işe yaramazlık yada iş göremezlik sebebi ile işten çekilmek değildir Emekliliği, daha düşük tempo ile çalışmak üzere yapılan iş değişikliği olarak görmek gerekir

Şu kimseler zamanını israf etmiş sayılırlar:
[size=large]. [/size]Yedi-sekiz saatten fazla uyuyanlar,
• İş aramak yerine kahvehanelerde oyun başında duman altı bir halde vakit geçirenler,
• Seçici davranmadan her türlü TV programını izleyenler, internette gelişi güzel sörf ve chat yapanlar,
• İbadet saatlerini gafil geçirenler,
• Anlamsız ve yararsız hobilerle uğraşanlar,

Şu kimseler de ömürlerini israf etmiş sayılırlar,

• Hayırlı bir evlat yetiştirmemiş, en azında bir öğrenci okutmamış olanlar,
• Sadaka-i cariye sayılacak bir kalıcı bir eser bırakmamış olanlar, dikili bir ağacı bile olmayanlar,
• Sosyal hayatın işleyişi bakımından varlığı ile yokluğu eşit olanlar, ve varlığı topluma yük olanlar,

Hz Ömer’e atfedilen “Bu gün Allah için ne yaptın?” soru-suna isabetli cevap verebiliyorsak, zamanımızı ve ömrümüzü doğru ve verimli değerlendirdiğimizi söyleyebiliriz
Bu gün itibarı ile çocuklarımız karne alarak tatile girecekler Arapça bir kelime olan tatil, atalet kökünden gelir ve boş durma, bir iş yapmama ve işe yaramama anlamlarını ifade eder Müslümanın hayatında tatil değil istirahat olabilir Güzel yerleri ve tarihi mekanları gezmek ve ibret nazarı ile incelemek de Allah’ın emridir Bizler, istirahatı bile daha verimli bir çalışma temposuna hazırlık olarak yapmalıyız Yıllık izinler, yaz tatilleri, bayram tatilleri, akraba ve dostluk bağlarını güçlendirmek için bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerekirken, eğlence yerlerinde hoşça vakit geçirme fırsatı olarak görülmeye başlandı Bu anlayış ve uygulamalar da tatillerin kelime anlamına uygun olarak atalete dönüştüğünü göstermektedir
Tükettiğimiz her nefesin hesabı sorulacağına göre hesabı kolay olan işlerle meşgul olalım
Zamanı verimli, ömrü bereketli, hesabı kolay bahtiyar mü’minlerden olmamız dileği ile
alıntı
Alıntı ile Cevapla
Alt 02 Mart 2010, 03:10   Mesaj No:4
Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:a.rahman75 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 11569
Üyelik T.: 26 Ocak 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 13
Konular: 5
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: 29.Haftanın Konusu Zamanı Dogru Kullanma Bilinci

ZAMÂNIN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE ALÂKALI BÜYÜKLERİN SÖZLERİ

1. Hz. Ali (ra): “Dünya her an bizden uzaklaşmakta, âhiret yaklaşmaktadır. Bunlardan siz âhireti tercih edenlerden olun, dünyayı tercih edenlerden olmayın. Zîra bugün çalışma var hesap yok, yarın hesap var çalışma yok” buyurmuşlardır.

2. İmâm-ı Rabbâni (hz): “Fırsatı ganîmet bilip boşa harcamamak gerekir. Merâsimlerle, âdetlere uyup zamanı boşa geçirmekle bir şey hâsıl olmaz. Zarar, ziyan ve hüsrandan başka bir şey de artırmaz.”

3. İmâm-ı Rabbâni (hz): “Bir kimsenin iyi müslüman olduğu lüzumlu şeylerle meşgul olup faydasız şeylerden uzaklaşması ile belli olur. Zamanın boş şeylerle telef olmaması için insanın vakitleri muhafaza etmesi lazımdır. İnsan öyle yaşamalıdır ki yanında bulunanları da dağınıklıktan, başıboşluktan, mâlâyânîden kurtarıp toparlasın. Zîra zaman, nutuk çekecek, dedikodu yapacak zaman değildir.”

4. Şâh-ı Nakşibend (hz): “Gecelerini uykuyla kısaltma, gündüzlerini günahla karartma.”

5. Abdülkadir Geylanî (hz): “Dünya üç gündür: Dün, bugün, yarın… Dün geçti. Yarının geleceği belli değil. Öyle ise bugünün kıymetini bil.

6. İmâm-ı Şârânî (hz): “Alelâde bir insan zamanı nasıl bitireceğini, akıllı bir insan ise zamanı nasıl kullanacağını düşünür.”

7. İmâm-ı Gazâlî (hz): “Geçmiş zaman elden çıkmıştır, gelecek ise henüz gayıptadır. Öyle ise mevcut olan senin içinde bulunduğun şu andır.”

8. Sehl bin Sâ’d (ra): “İnsanların müptela olduğu belâ ve musîbetlerin en büyüğü dünya ve âhiret işi ile meşgul olmayıp vaktini boşa harcamaktır.”

9. Hacı Bayrâm-ı Veli (hz): “Boş gezenler zengin bile olsa, arkadaşları şeytan, kalpleri şeytanın konağı olur.”

10. Muhammed Pârisâ (hz): “Yarın yarın diyenlere, bugün dünkü günün yarınıdır. Bugün ne yaptın ki, yarın ne yapacaksın? cevabını verirdi.”

11. Yahya bin Hubeyr (ra): “Korunması için gayret göstermen gereken en kıymetli şey vakittir, fakat görüyorum ki en kolay kaybettiğin şey de odur.”

12. Şakîki Belhi (hz)’ne: İnsanları hangi şey helak eder? Diye sorulmuştu. cevaben, “İnsanları iki şey helak eder: Biri, tevbe ederim diyerek günah işlemeleri, diğeri de zamanında yapması gereken tevbeyi sonra yaparım diye geciktirmeleri...” dedi.

13. İbrahim Ethem (hz): “Vaktini nasıl geçiriyorsun maruz kaldığın iyilik ve kötülüğü nasıl karşılıyorsun?”sualine: Hayatta maruz kaldığım hadiseleri atlarıma binerek karşılarım dedi ve izah etti:

-Bir nimete mazhar olunca hemen şükür atına biner, onunla karşılarım.
-Bir musîbete mâruz kalırsam hemen sabır atına biner, onunla karşılarım.
-Bir ibadete ve tâ’ate muvaffak olursam hemen ihlâs atına biner onunla karşılarım.
-Bir günaha maruz kalırsam hemen tevbe atına biner onunla karşılarım.

14. Bütün Allah dostları insanlığa “Acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki bütün vaktini ona sarf ediyorsun?” sualini tevcih etmişlerdir.

15. İbn-i Nefs: (Tıp sahasında keşifleri ve orijinal eserleriyle meşhur olup kan dolaşımını ilk defa keşfetmekle tanınan bir zâttır.) Zamanı kullanma mevzuunda öylesine titizlik göstermiştir ki, tükenen kalemlerini açmakla vakit kaybetmemek için yazmaya başlarken yanına birçok kalem koyup, tükeneni bırakıp yenisini almıştır.

16. İslâm büyükleri: Zamanın kıymetini bilmeyip çarşı-pazarda gezinen kimseleri “girdâba doğru giden bir geminin içinde, tehlikeden habersiz oturup sohbet eden yolculara” “Her işi vaktinde gör, her vakte bir iş düşür, Yarına benzetmişlerdir, deme, her yarın kendi yükünü taşır. Buyurmaktadırlar.”

17. İmâm-ı Âzam (hz): “Felaketlerin en büyüğü vakti boşa geçirmektir.”

18. İşi ve çalışmayı devamlı bir faaliyet ve eğlenceli bir meşgale haline getirdikleri takdirde, öğrenciler yaparak ve yaşayarak tecrübe kazanırlar. Kültür ve şahsiyet bakımından olgunlaşmaları varsa özel kâbiliyetlerinin gelişmesi ile ve liderlik vasıflarının ortaya çıkması ve gelişmesi bu yolla sağlanır. Unutmamalıdır ki: “Çalışanlar, kötülük düşünmeye vakit bulamazlar, çalışmayanlar ise kendilerini kötülükten kurtaramazlar.”

19. Büyük nehirleri küçük akarsuların oluşturması misali, ömür nîmeti küçük zaman parçalarından, sayılı neferlerden meydâna gelir. Her batan güneş, her koparılan takvim yaprağı ömrümüzün bir sel gibi akıp gittiğinin, sermâyemizin tükendiğinin, bizlerin ise seyretmekten başka bir şey yapamadığımızın acı îkâzı…

20. Ey insan! Zaman sensin, sen iyi olursan zaman da iyidir. Eğer sen kötü isen zaman da kötüdür. Zaman paraya benzer, lüzumsuz yere harcanmazsa daima yeter. Ömrün yarısı boşa harcanmakla tüketilir. Kalan yarısı da boşa harcandığına hayıflanmakla.
21. Zaman, hayatın tâ kendisidir. Zamanı boşa geçirmek, aslında hayatı boşa geçirmektir.

Üç şey geri gelmez:

-Atılan ok,
-Söylenen söz,
-Geçen ömür.

22. Zamansızlıktan şikayet edenlerin çoğu, zamanı iyi kullanmasını bilmeyenlerdir.

23. İlim ve teknikle insan ne yaparsa yapsın, neyi bulursa bulsun, hangi aleti ortaya koyarsa koysun yine de zamanın, hayatın ve ölümün sırrını ilahi hakikatlerde arayacak ve orada bulmaya çalışacaktır.

ALINTI
Alıntı ile Cevapla
Alt 04 Mart 2010, 15:00   Mesaj No:5
Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Muvahhid isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 7913
Üyelik T.: 24 Nisan 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 16
Konular: 2
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: 29.Haftanın Konusu Zamanı Dogru Kullanma Bilinci

Zaman hakkında az ve öz yazayım.
Zaman insanın gel gitleri ile dolu bir mefhum İyiyi ve kötüyü dostu ve düşmanı sevgiyi ve hüznü paylaşmayı ve saklamayı güveni ve ihaneti umudu ve umutsuzluğu
bilgiyi ve cehaleti Vede En önemli olanı İNSAN'LARI tanımaya yarayan en mükemmel mefhum ....
Alıntı ile Cevapla
Alt 29 Ocak 2012, 14:55   Mesaj No:6
Medineweb Sadık Üyesi
Esadullah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Esadullah isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 15316
Üyelik T.: 18 Aralık 2011
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Kayıp bir Kentten
Yaş:44
Mesaj: 734
Konular: 143
Beğenildi:280
Beğendi:94
Takdirleri:3260
Takdir Et:
Standart Zamanı Kullanma Husûsunda Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Soru: Zamanı Kullanma Husûsunda Nelere Dikkat Etmeliyiz?


Cevap: Hayat, Cenâb-ı Hakk’ın her canlıya bir defâ kullanmak üzere bahşettiği ve muayyen bir zamanla hudutlandırdığı son derece kıymetli bir nîmettir. Zamanı, onun değerine en lâyık amellere sarf etmek şarttır. Çünkü hayatta her an yapılabilecek birden fazla iş vardır. Fakat bunların o an için en ehemmiyetli olanlarını öne almak ve diğerlerini de ehemmiyet derecelerine göre sıraya koymak, zamanı gereği gibi kullanabilmek için dikkat edilmesi gereken mühim bir düsturdur.

Meselâ bir annenin çocuğuna süt emzirmesi, merhamet ve şefkatinin îcâbı güzel bir davranıştır. Ancak evde yangın çıktığında çocuğuna süt vermeye devâm etmesi büyük bir hamâkat ve vebâldir. O esnâda bir kova su ile de olsa yangını söndürmeye gayret etmelidir. Zîrâ bu vazîfe, diğerine göre daha hayâtî bir ehemmiyet arz etmektedir. Şâyet bu hususta tembel davranırsa bir müddet sonra kendisi ve evlâdı da o yangının içinde helâk olacaktır.

Aynen bunun gibi, günümüzde de zamanın nezâketi sebebiyle, diğer işlerden daha çok, Allâh’ın dînine revaç verebilmek, zaman husûsundaki mes’ûliyeti*mizin îcaplarındandır.

Vakti en güzel şekilde değerlendiren ashâb-ı kirâm için hayâtın en zevkli ve mânâlı anları, insanlara tevhîd mesajını ilettikleri zamanlar idi. İdâm edilmek üzere olan bir sahâbî, kendisine üç dakîka zaman tanıyan bedbahta teşekkür etmiş ve:

“–Demek ki sana hakkı tebliğ edebilmek için üç dakîkalık vaktim var. Umulur ki hidâyet bulursun.” demiştir.

Günümüzde de bir kısım insanlar îmansızlık ve ahlâksızlık erozyonunda kaybolup giderken, selde sürüklenen kütükler misâli zamânın menfî modalarına kendini kaptırmışken, onlara tatlı bir lisan ile yaklaşarak İslâm’ın güzelliklerini, zarâfet ve nezâketini aksettirmek, her mü’min için büyük bir îman ve vicdan borcudur.

Son derece kıymetli bir sermâye olan zamanı, boş ve abes şeylerle isrâf etmek, âhiret hayâtını tehlikeye atmaktır. Bu yüzden, gaflet perdelerini aralayabilenler için zaman, hiçbir şeyle kıyaslanamayacak derecede kıymetli bir nîmettir. Cenâb-ı Hak Asr Sûresi’nde:

“Asra (zamana) yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak îmân edip sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnâdır.” (el-Asr, 1-3) buyurmaktadır.

Zamana yemin ile başlayan bu sûrede; îman, amel-i sâlih, hakkı ve sabrı tavsiye ile ihyâ edilmeyen zamanların israf edildiği ve bir hüsran vesîlesi olduğu bildirilmektedir. Zamanı hakkıyla değerlendirebilenlerden istisnâ kaydıyla bahsedilmesi de, insanların bu hususta ekseriyetle aldandıklarına işâret eden acı bir hakîkattir.

Cenâb-ı Hak, kullarının zamanı kullanma husûsunda hüsrandan kurtularak ilâhî ikramlara nâil olabilmeleri için şu tavsiyede bulunmaktadır:

“Bir işi bitirince, hemen başka işe giriş, onunla uğraş! Hep Rabbine yönel, (O’na yaklaş!)” (el-İnşirâh, 7-8)

Yâni ibâdet ve hayırlı işlerin biri bittiğinde hemen diğerine koşmak, herhangi bir zamanın ibâdetsiz ve hayırdan uzak geçmesine fırsat vermemek îcâb eder. Çünkü hayat, bize uhrevî saâdeti kazanmak için bir defâya mahsus olarak verilmiş bir nîmettir. Ölüm ise bir borç senedinin îfâ zamanını gösteren ödeme târihi gibidir.

Bir tüccar, borcunu ödemek için hazırlık yapmak üzere alacaklıya bir senet verir. Bundaki vâde, o zaman zarfında ödenecek miktarı hazırlamak içindir. Dünyâ hayatı da bize âhireti kazanmak ve ilâhî rızâya nâil olmak için verilen bir mühletten ibârettir. Nasıl bir tüccar, ödeyeceği senedin vâdesini ciddiye almaz, kendisine tanınmış olan müddet zarfında hazırlıkta bulunmaz ve neticede ödeme günü büyük bir sıkıntıya ve iflâsın eşiğine düşerse, insanoğlu da Allâh’ın kendisine verdiği ömür mühletini iyi kullanmadığı takdirde hüsrâna uğramaktan kurtulamaz.

Her insan, doğduğu andan itibâren, tahakkuk müddeti meçhul bir ölüm hükmü ile mahkûmdur. Bu hükmün gerçekleşme zamanı ise Azrâil -aleyhisselâm- ile karşılaşacağı andır. Üstelik senette ödeme târihi belli olduğu hâlde, insan ömrünün mutlak olan nihâyeti meçhul kılınmıştır. Bu da hesap vermeye her an hazır olmayı gerektiren, dehşetli bir gerçektir.

Zamanın kıymetini takdîr edip onu kalbî bir teyakkuz içinde değerlendirmenin mecbûriyetini bildiren hadîs-i şerîflerde şöyle buyrulur:

“Beş şey gelmeden önce beş şeyi ganîmet bil: İhtiyarlığından önce gençliğini, hastalanmadan önce sıhhatini, fakirliğinden önce zenginliğini, meşgul zamanlarından önce boş vakitlerini ve ölümünden önce hayâtını!” (Hâkim, el-Müstedrek, IV, 341; Buhârî, Rikak, 3; Tirmizî, Zühd, 25)

“Kıyâmet gününde dört şeyden sorgulanmadıkça, kulun ayakları yerinden kımıldamaz:

1. Ömründen; onu ne ile yok etti?

2. Gençliğinden; onu nerede çürüttü?

3. Malından; onu nereden kazandı ve nereye sarf etti?

4. İlminden; onunla ne yaptı?” (Tirmizî, Kıyâme, 1)

“İki nîmet vardır ki, insanların çoğu bu nîmetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” (Buhârî, Rikak, 1)

Cenâb-ı Hak, lutfettiği maddî-mânevî bütün nîmetlerden âhirette biz kulları*nı hesâba çekeceğini birçok âyet-i kerîme ile beyân buyurmuştur. İslâm âlimleri, ilâhî hesâba mevzû olan en mühim nîmetlerin neler olduğu husûsunda farklı îzah*larda bulunmuşlardır: İbn-i Mes’ûd -radıyallâhu anh-, bunların, “emniyet, sıhhat ve boş vakit” olduğunu söylemiş, Muâviye bin Kurre -rahmetullâhi aleyh- de; “Kıyâ*met günü en şiddetli hesap, boş vaktin hesâbıdır.” buyurmuştur. (Bursevî, X, 504)

İmâm Gazâlî Hazretleri’nin vakit isrâfına karşı şu îkazı çok ibretlidir:

“Oğul! Farzet ki bugün öldün. Hayâtında geçirdiğin gaflet anlarına ne kadar üzüleceksin. Âh, keşke diyeceksin. Lâkin heyhât!”

Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri de şöyle buyurur:

“Dünyânın bir günü, âhiretin bin yılından hayırlıdır. Zîrâ kazanç ve kayıp keyfiyetleri bu dünyâya âittir. Âhirette artık kazanmak veya kaybetmek yoktur.”

Hayat ırmağı çok hızlı bir şekilde akıp gitmektedir. İlâhî irâde ile tahdîd edilmiş olan fânî ömrümüzün günleri, bir bardağı dolduran damlalar gibidir. Her geçen gün, sınırlı hayatımızın bitme noktasına doğru ilerlediğimizi, dünyâdan bir gün daha uzaklaşıp kabre bir gün daha yaklaştığımızı unutmamalıyız. Ecel vakti bize meçhûl olduğundan, her an Azrâil -aleyhisselâm- ile karşılaşabileceğimizi hatırımızdan çıkarmamalıyız ki son nefesimizde kendi dramımızı seyretmeyelim. Şâir Necib Fâzıl’ın veciz ifadeleriyle:

Zaman deli gömleği, onu yırtan da ölüm!..



O demde ki perdeler kalkar, perdeler iner;

Azrâil’e “hoş geldin” diyebilmekte hüner!..

Rabbimiz ömür nîmetinin ağır mes’ûliyeti husûsunda kalplerimize uyanıklık bahşeylesin. Zamanı gâfilce zâyî ederek ebediyet yolculuğuna azıksız ve hazırlıksız yakalanmak bedbahtlığından cümlemizi muhâfaza buyursun.

Âmîn!


alıntı
Alıntı ile Cevapla
Alt 29 Ocak 2012, 15:17   Mesaj No:7
Medineweb Emekdarı
Esma_Nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Esma_Nur isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 4458
Üyelik T.: 19 Ekim 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:kadın
Memleket:sivas/istanbul/
Mesaj: 5.421
Konular: 575
Beğenildi:4496
Beğendi:6075
Takdirleri:23787
Takdir Et:
Standart Cevap: 29.Haftanın Konusu Zamanı Dogru Kullanma Bilinci

Değerli üyemiz konu birleştirilmiştir. Forumdaki tüm kıymetli üyelerimize malesef duyurumu yinelemek istiyorum. Konu açarken arama butonundan arama yapıp öyle konu açınız forumumuz her konudan zengin bir forumdur gereksiz yüklemeler ile sistem hatası oluşmakdatır.Evimizde bile belli kurallarımız vardır değilmi değerli arkadaşlarım burası sosyal paylaşım olduğuna göre LTFN....
__________________
Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım...

Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE....
Alıntı ile Cevapla
Alt 19 Ocak 2024, 11:50   Mesaj No:8
Medineweb EDİTÖRÜ
Kara Kartal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Kara Kartal isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 59105
Üyelik T.: 03 Şubat 2018
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Mesaj: 3.509
Konular: 413
Beğenildi:3136
Beğendi:3595
Takdirleri:25542
Takdir Et:
Standart

Kıyâmet gününde dört şeyden sorgulanmadıkça, kulun ayakları yerinden kımıldamaz:

1. Ömründen; onu ne ile yok etti?

2. Gençliğinden; onu nerede çürüttü?

3. Malından; onu nereden kazandı ve nereye sarf etti?

4. İlminden; onunla ne yaptı?” (Tirmizî, Kıyâme, 1)

“İki nîmet vardır ki, insanların çoğu bu nîmetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” (Buhârî, Rikak, 1)
Esma_Nur ve su damlası beğendiler.
__________________
Ben yalnızca sevdiklerimden korkarım.
Çünkü beni sadece onlar incitebilirler
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Haftanın hutbesi- 05.02.2016 şimdi yaraları sarma zamanı! alperkara Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat 0 04 Şubat 2016 18:55
13. Haftanın Konusu (TAHRİF) Yitiksevda Hafta'nın Konusu 9 07 Temmuz 2009 11:37
12. Haftanın Konusu (EHLİBEYT) Yitiksevda Hafta'nın Konusu 6 01 Temmuz 2009 11:13
10.Haftanın Konusu MÜSLÜMAN'LIK ? Yitiksevda Hafta'nın Konusu 15 19Haziran 2009 15:19
Haftanın Konusu MERVE DEMİR Hafta'nın Konusu 6 15 Mart 2009 00:36

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.