Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GÜNCEL.::. > Üyelerimizin Tanışma Bölümü > Hafta'nın Konusu

Konu Kimliği: Konu Sahibi Allahın kulu_,Açılış Tarihi:  13 Ekim 2017 (22:02), Konuya Son Cevap : 19 Kasım 2017 (10:31). Konuya 6 Mesaj yazıldı

Beğeni Aldı12Kez Beğenildi
  • 2 Beğenilen Allahın kulu_
  • 2 Beğenilen Allahın kulu_
  • 1 Beğenilen Allahın kulu_
  • 2 Beğenilen azranur
  • 3 Beğenilen mehmet akif2
  • 2 Beğenilen Mihrinaz
Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 13 Ekim 2017, 22:02   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Allahın kulu_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Allahın kulu_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 33478
Üyelik T.: 09 Kasım 2013
Arkadaşları:29
Cinsiyet:
Memleket:sıratı mustakım
Yaş:48
Mesaj: 2.632
Konular: 164
Beğenildi:1151
Beğendi:1570
Takdirleri:5244
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart İslami Eğitim Nasıl Olmalı Medineweb?

İslami Eğitim Nasıl Olmalı Medineweb?

Konunun özü itibariyle çok kapsamlı olması dolayısıyla, yazı dizisi şeklinde devam etmenin daha doğru olacağını düşündüm. Ve bu bağlamda, öncelikli olarak yer verilmesi gerekenin, en sık sorulan “nasıl başlamalı” sorusu olduğuna kanaat getirdim.

Bir önceki yazıda, çocukta dini eğitime başlama noktasında acele edilmemesi gerektiğinden, Kuran öğrenimi, sure ezberleme gibi konuları çok erken yaşta dayatıp çocuğu bunaltmamak gerektiğinden, çocuk bunu sıkılmadan yapıyor olsa bile, ilk etapta önemli olanın bu olmadığından bahsetmiştik. Peki bu işin tohumlarını nasıl atacağız? Nereden başlayacağız?

Çocukta soyut kavram küçük yaşta şekillenemediğinden, bir an önce Allah, melek, şeytan vs gibi kavramları çocuğun zihnine yerleştirmemek lazım. Acelemiz yok, çocuk büyüdükçe zaten bir farkındalık oluşacak. Anne-babanın evde kıldığı namazını, tuttuğu orucu, her gün okunan ezanları ve bunların kim için yapıldığını sorgular hale gelecek. Biraz daha beklemek gerek. Ayrıca çocuk zihninde somutlaştırmak isteyecek ve bazen istemediği durumlar karşısında “çünkü Allah istiyor” cevabı vermek çocuğu kızdırıp, Allah’a kötü söz söylemesine neden olabilir. Neticede o, ne olduğunu bilmediği ve sizin deyiminizle Allah olan varlığın, canlı kanlı somut bir şey olduğunu düşünerek hakaret de edebilir, abuk sabuk iltifatlar da.

Örneğin: Yağmur yağıyor oğlum bugün dışarı çıkamayacağız. “Bana ne ya yağmasın yağmur neden yağıyor ki!” Çünkü Allah istedi oğlum. “Bana ne ya, Allah istemesin. Ben o Allah’a…” Çok korkunç bir sahne değil mi? Gerek yok, bu durumlara ne çocuğu ne kendinizi düşürmeyin. Çocuk zaten Allah kavramını duyacak ve bilecek. Mesela yemek yedikten sonra Allah’a şükür demeyi öğrenecek, millet birbirine Allah cezanı/belanı versin diye bağırıp çağırırken duyacak(sizden duyacak demiyorum, milletten!). Ama sizin özel bir farkındalık oluşturmak adına bunu yapmanız yanlış olur.

Bizim başlangıç noktamız çocuklara manevi boyutta bir din yerleştirmektir. Din dediğimiz şey, kelime itibariyle de bir hayat tarzı demektir zaten. Çocuklarımıza aşılamamız gereken şey, Kuran ve sünnete uygun, hayatı hadislerle/sünnetlerle çevrili ve bundan sebep güzel ahlakı barındıran bir hayat tarzıdır.

Bunun için henüz bebekken bile her yemek yedirişimizde onun duyacağı şekilde besmele çekmek, doyup da ağzını silerken Elhamdulillah demek, yine hapşurduğunda Elhamdulillah demek, giyinirken önce sağ taraftan giyinmek vs gibi günlük hayatta yaptığımız her hareketi sünnete uygun bir şekilde yapmaktır. Esasen çocukların rol model alarak öğrendiğini düşünürsek, bunları zaten biz hayatımızda uyguluyorsak, yani bizim hayatımız ne derece Kuran ve sünnetle çevriliyse, çocuk o derecede bunu kendi yaşantısına geçirecektir. Bu nedenle de, çocuğu eğitmeden evvel, anne-baba olarak kendi hayatımıza dönüp bakmak ve esas kendimizi eğitmeliyiz.

Baba kapıdan içeri her girdiğinde ev halkına selam veriyor mu? Ya da anne günlük hayatta ne derece sünnete uygun yaşıyor? Bunlar çocuğa öğretilen şeyler değildir. Çocuğun edinmesi gereken şeylerdir. Daha önce dil gelişimi ile ilgili bir yazımda da edinme ve öğrenme arasındaki farktan bahsetmiştim ya, işte bu durum, bu konuda da özellikle geçerli. Çocuğa “şunu yap, şunu de!” demeyeceksiniz. Çocuğa yemeğe başlarken “bismillah de!” demek yerine, her yemekte sesli bir besmele çekerseniz, o gereken mesajı alacaktır. (hatırlatma babında söyleyebilirsiniz oğlum/kızım bismillah dedin mi diye, ama bu, çocuk bunu hayatına soktuktan sonra olmalı. Yani çocuk zaten bu alışkanlığı kazanmıştır ama arada biz de unutuyoruz sonuçta, unutmuştur.Siz hatırlatabilirsiniz. O zaman zaten, size ters ters bakmak yerine “aaa anne, unutmuşum yaa.bismillah!” diyecektir.

Bizi her gün namaz kılarken gören çocuğumuz, bebeklikten taklide başlar zaten. Biraz daha büyüdüğünde ona minik bir seccade alabilirsiniz. Okumayı bilmese bile kendine ait bir Kuran’ı olmalı. Tabi bu da biraz daha büyük yaşta, yırtmayacağı, sağa sola atmayacağı, kısaca elinde oyuncağa çevirmeyeceği bir yaşta iken.(3-4 yaş. Çocuğun durumuna göre değişir tabi).

Etrafını Kuran ve sünnetle çevirme konusunda biz ona örnek teşkil etmeliyiz dedik, bunu büyük ölçüde başardık diyelim. Bu işin daha kolay olan kısmı, yani emri bil maruf dediğimiz iyiliği emretme kısmı. Peki nehyi anil munker kısmı (kötülükten men etme) ne olacak? İyi şeyleri hayatına yerleştirmeye çalışmak, kötü şeylerden uzak tutmaya çalışmaktan çok daha zor. Çünkü bu kısımda biz yetişkinler ziyadesiyle tökezliyor durumdayız. Çocuk da rol model alarak öğreniyordu ya hani!

Yanında başkaları hakkında konuşulması, gıybet edilmesi, çocuğa nasıl bir ahlaki değer olarak döner düşünsenize. Yanında yalan söylenmesi, yalanı şaka yollu söyleyerek “ben yalan söylemedim ki oğlum, şaka yaptım” denmesi, “şaka bile olsa yalan söylemeyin!”* emrine ters düşmüyor mu?Anne konu komşu çekiştirmesinde, bana işyerinde binbir dümen peşinde iken, eve gelip cemaat şeklinde namaz kılmaları, çocuğa dini eğitim vermek mi demek olacak? Yukarıda da değindiğim gibi, biz çocuğumuzdan önce kendimizi eğitirsek, gerisi Allah’ın izniyle çorap söküğü gibi gelecek; zira “balık baştan kokar!”.

*Ebu Umame (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

‘…Şaka da olsa yalan söylemeyi terk eden kimse için cennetin ortasında bir eve kefilim…’ buyurdu.”

Ebu Davud 4800
Esma_Nur ve azranur beğendiler.
__________________

Vakit namazinizi kildiniz mi?
Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle:
Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Allahın kulu_ 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Haftanın konusu:Şiddet neden artıyor? Hafta'nın Konusu gün ışığı 8 1297 26 Ağustos 2019 00:20
AÖF İlahiyat Arapça 2. Sınıf Vize Soruları – 2009 Arapça 4 Allahın kulu_ 3 1443 23 Ocak 2019 20:40
Sayı ve Temyiz soruları Arapça 4 Allahın kulu_ 0 2743 23 Ocak 2019 20:09
Arapça 3 dersleri Arapça 3 Allahın kulu_ 0 1043 03 Ocak 2019 13:34
Arapça 3 | Çıkmış Soru Çözümleri Arapça 3 Allahın kulu_ 2 1487 03 Ocak 2019 12:56

Alt 13 Ekim 2017, 22:03   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Allahın kulu_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Allahın kulu_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 33478
Üyelik T.: 09 Kasım 2013
Arkadaşları:29
Cinsiyet:
Memleket:sıratı mustakım
Yaş:48
Mesaj: 2.632
Konular: 164
Beğenildi:1151
Beğendi:1570
Takdirleri:5244
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

Çocuk ve Dini Eğitim-2: Allah Korkusu

Seyyaf ve Hümeyranın annesinden, çocuklarda din eğitimiyle ilgili 2. yazı:

Çocuk ve Dini Eğitim-2: Allah Korkusu

Korku kültürünün hakim olduğu bir ortamda yaşıyoruz; böyle yetiştirildik, bizi yetiştirenler de böyle yetiştirilmiş zaten. Çocuğuna bak bir daha altına işersen, pi.pini yakarım senin diyerek tuvalet eğitimi vermeye çalışan bir nesilden bahsediyoruz bu neslin evlatları olarak. Malesef aramızda hala bu terbiye metodunu(!) kullananlar olsa da, anneler artık daha bilinçli, attıkları adımları daha dikkatli atmaya çalışıyorlar. Daha müşfik oldukları için değil aslında, anneler her dönem annedir ve çocuğunu hayatta her şeyden daha çok sever; fakat bu durum çocuklara nasıl muamele etmesi gerektiğini yeni nesil annelerin artık daha iyi bilmesinden kaynaklanıyor. Sözkonusu dini eğitim olunca neler oluyor peki?

İçinde yaşadığımız toplumla birlikte sanki damarlarımıza enjekte edilmiş olan bu korku kültürü, ne yazık ki en çok Allah kavramı söz konusu olduğunda ortaya çıkıyor. Çocuklarımıza söz geçirebilmenin en iyi yolunun onları korkutmak olduğunu düşünüyoruz çünkü. Yemek yemiyor mu? Bak baba kızar. Kızsana babası, yemeğini yemiyor! Bir restaurantta huysuzluk mu etti, göster garsonları. “Bak amca kızar, cız yapar! Misafirlikte durmuyor mu? Bak şu teyze çok kızar, iğnesi var. Di mi teyzesi! Somut örnekler söz konusu olunca kişileri kullanan anne, soyut durumlar karşısında vicdana hitap etmek zorunda hissediyor kendini. “Yalan söyleme, Allah yakar! Anneye karşı gelme, Allah kızar Şöyle,böyle yapma. Allah çarpar!

Çocuk henüz ne olduğunu bile tam olarak bilmediği, algılayamadığı bir varlıkla korkutuluyor. Çocuk eğitiminde asıl olan bir şey vardır.
Bir: çocuğa yaptığı bir davranışın yanlış olduğunu öğretmek için önce onu somutlaştırmak gerekir ki çocuk yaptığının neye mal olduğunu anlayabilsin. Örnek: Yalan söylersen kimse seninle arkadaş olmak istemez, oyuncaklarını paylaşmaz. Biz de babanla çok üzülürüz. vs
İki: Yaptığı kötü davranışa karşılık bir ceza verilecekse bu, zamana yayılmamalı, o anda verilmeli ki etkili olsun. Zaten çocuk çok inandırıcı bulmaz sizin birkaç saat sonra vereceğiniz cezayı(ya da eve gidince sorarım ben sana da kar etmez!) Bu durumda çocuğun yaptığı davranışın neticesini ahirete bırakmak da ne kadar mantıklı, varın siz düşünün. Hem de çocuk ahiret kavramının ne olduğunu bile bilmediği halde! Bu iki madde ile esasen Allah ile korkutmanın pedagojik olarak ne kadar yanlış olduğunu ve çocuk için pek bir şey ifade etmeyeceğinden bahsetmiş olduk. Gelelim ikinci kısma.

Çocuklarımıza dini değerler aşılamak istiyorsak, büyüdüklerinde içlerinde Allah korkusu taşıyan ahlaklı bireyler olmalarını istiyorsak bunu müjdeleyin, nefret ettirmeyin hadisini düstur edinerek yapmalıyız. Allah kavramının küçük yaşta çok dayatılmaması gerektiğini söylüyoruz evet, zamanla 4 yaş sonrası sorgulamalar başladığında, soyut olan Allahâ öğrenmek bilmek istediklerinde onlara Allahı sevdirmeliyiz, korkutmalı değil. Şu anda, Uçurtma Yayınlarının Çocuğumu Ben Yetiştiriyorum serisindeki “Ben, Bana Verilen isimli kitabı okuyorum. Orada din konusu ele alınmış. Bir örnek vardı, çok iç acıtan. Çocuğun birisi diyor ki “ben Allahı sevmiyorum ama Peygamberimizi seviyorum. Çünkü Allah hep yakıyor, kızıyor, ateşe atıyor ama Peygamber çok şefkatli, çocukları çok seviyor vs. Buyur burdan yak! Cümle gayet açık ve yorumlamaya, izaha gerek yok sanırım.

Peki, Kuranda bu kadar azap, ateş, cehennem vs ayetleri var, “Allahtan korkun‚ diyen ayetler de var. biz bu korku hissini hiç mi aşılamayacağız çocuklarımıza? Onlara korku bilmeden sadece sevgi ile mi yaklaşalım? Haramlardan nasıl sakındıralım? Bir kere akılda bulundurmamız gereken bir şey var. Ayetler 5-6 yaş altı çocuklara hitaben inmemiş. Çocukların kalplerine korku salmayı hedeflemiyor yani. İkinci olarak daha önceki yazıda da dediğimiz gibi, bizim nasıl bir hayat yaşadığımız çocuklarımız için en büyük örnek. Allah korkusu demek, haşa Allahı çocukların gözünde öcü gibi göstererek onları Ondan uzaklaştırmak demek değildir. Allahı sevdireceğiz. Kişi sevdiği birinin kalbini kırmaktan korkmaz mı? Evdeki 4 yaşındaki çocuk bile, önce annesini seviyor. Sonra sevdiği bu annesini üzmekten korkuyor.Annem beni çok seviyor, e ben de onu seviyorum. Böyle yaparsam annem üzülür. İşte aşılanması gereken mantık tam da budur.

Çocuk birini sevdiğinde, onu üzmekten korkar. Bu durumda, o yanında olsa da olmasa da, o görse de görmese de, onun hoşuna gitmeyecek şeyleri yapmak istemez. Oysa siz bir çocuğun kalbine korku salarsanız, sizden ayrı kaldığı ilk anda, sizin yasaklarınızı çiğner, sizin hoşunuza gitmeyecek davranışlara yönelir. Çünkü siz onu, korkuyla sindirdiğinizi sanırsınız ama aslında sinmiş gibi yapar ve bulduğu ilk fırsatta yapacağını yapar. Etrafımda gördüğüm, çocukken başında takke(ya da başörtüsü), elinde tesbih gezenlerin büyüdüğünde İslamdan uzak hayat yaşayanları, istisnasız bu korku kültürünün ürünü yetişkinler. Çocukken Allah ile korkutulmuş, sindirilmiş, aile zoruyla bir şeyleri yapmaya başlamış, yetişkin olup eline fırsat geçtiğinde kendini cehennemi davranışların içine bırakmış

Tabi sadece ibadet ya da farzlar kapsamında değil bahsettiklerimiz. Önce ahlaki yaşantıdan bahsediyoruz ya hani, küçük yüreklere aşılamak istediğimiz. İşte çocuk Allahı sevdikçe, yalan söylemekten kaçınacak, Allahı sevdikçe dilini, elini, gözünü haramdan sakınacak. Büyüdükçe, somut algılar yerini soyut algılara bıraktıkça her şey kendiliğinden gelişiverecek inşaAllah.
Müjdeleyin, nefret ettirmeyin; kolaylaştırın, zorlaştırmayın.

(Buhârî, İlim 12, Cihad 164; Müslim, Eşribe 70-71)

Biz, çocukta dini eğitimin nasıl olması gerektiği ve nasıl başlaması gerektiği ile yazmaya başladık, hatırlarsınız. Bu nedenle yazılarımızda ilk olarak hitap ettiğimiz kesim, soyut kavramları algılayamayan, minik çocuklarımız. Bunu göz önünde bulundurursanız daha anlamlı olacak inşaAllah. Yazılar devam ettikçe, çocuklarımızın yaşını büyütecek ve yeni konulara da giriş yapacağız inşaAllah.
Mihrinaz ve azranur beğendiler.
__________________

Vakit namazinizi kildiniz mi?
Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle:
Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz.
Alıntı ile Cevapla
Alt 13 Ekim 2017, 22:04   Mesaj No:3
Medineweb Emekdarı
Allahın kulu_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Allahın kulu_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 33478
Üyelik T.: 09 Kasım 2013
Arkadaşları:29
Cinsiyet:
Memleket:sıratı mustakım
Yaş:48
Mesaj: 2.632
Konular: 164
Beğenildi:1151
Beğendi:1570
Takdirleri:5244
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

Çocuk ve İslami Eğitim-3: Allah Sevgisi




Bir önceki yazımızda Allah korkusundan bahsetmiştik hatırlarsanız. Çocukları Allah ile korkutmanın yanlışlığından, bunun müjdeleyin, nefret ettirmeyin hadisine ne derece zıt düştüğünden ve onları dini duygulardan soğutabileceğimizden dem vurmuştuk. Esasen Allah korkusu bir kalpte yer etmeli elbette, zaten Kuranın birçok ayetinde de Allah, zatından korkulması gerektiğini vurguluyor. Fakat burada ebeveynin yaptığının yanlış olduğunu gösteren iki cihet var:

Birincisi, ebeveyn bunu kendi çıkarı için kullanıyor.Sözünü geçiremediği yerde, anneye karşı geleni Allah yakar, kardeşine vuranı Allah çarpar
İkincisi, çocuklarda soyut düşünme tam olarak şekillenmediği gibi, vicdan denen olgu da belirmemiştir. Ve Mehmet Emin Ayın Çocuklarımıza Allahı Nasıl Anlatalım kitabında belirttiği gibi, Allah korkusu yerleştirmek için vicdanın oturması lazım ki bu da 10-12 yaşlarına tekabül ediyormuş. Şu da var ki, çocukları Allah ile korkutmak aynı zamanda hadis gereğince doğru değil. Kendisinden kalemin kaldırıldığı üç kişiden birisi buluğ çağına ermemiş çocuktur*.Yani sizin ona günah dediğiniz, Allahın cezası noktasında korkuttuğunuz konulardan o sorumlu değil zaten.


Allah korkusu yerine çocuklarımıza Allah sevgisi aşılamamız gerektiğinden bahsetmiştik, ama içeriğini de bu yazıya bırakmıştık. Peki öyleyse bunu nasıl yapacağız? Çocuklarımıza Allahı nasıl sevdireceğiz? Farkındaysanız, çcouklarımıza Peygamberi sevdirme konusunda daha dikkatliyiz, bunu bir gereklilik, farziyet addediyoruz. Piyasada çocuklara yönelik bu konuda çok fazla kitap var (bakınız: Peygamberimizin Çocuk Arkadaşları, 365 günde Sevgili Peygamberim vs.). Ama Allah sevgisini aşılama konusunda bu kadar çok kitap yok. Nedeni de çocuklara soyut kavramları anlatmanın güçlüğünü anlayan insanların bu konuya el atmamaları sanırım.

Oysa bizim, kendi ebeveynimizi taklit ederek çocuklara öğretmeye çalıştığımız Allah inancında bazı yanlışlık yapılıyor ve malesef farkına varılmıyor. Bunun en bariz örneği de Sezercik filmlerinde gördüğümüz, elleri açıp “Allah baba†diye dua eden çocuk figürü. Resmen Hıristiyanlıktaki teslis inancından zihinlere girmiş ve maalesef bizim çoluk çocuğumuza da etkilemiştir.

Çocuklar 4 yaşından itibaren, etrafta sürekli duydukları Allah kavramına yönelip, ona dair sorular sormaya başlıyorlar. Bu dönemde Allaha ait farkındalıkları artmaya başlayınca, bunu lehe çevirip, Allahı çocuklarımıza sevdirmeye başlayabiliriz. Öncelikli olarak dua konusu geliyor esasında. Dua ettiğimizde her nerede olursak olalım, bizi duyabilen, görebilen bir varlığa iman etmek, insanı manevi anlamda rahatlatır.

Hele ki çocuklarda bu hat safhadadır. Çünkü çocuklarda psikolojik olarak bağlanma ve sığınma ihtiyacı vardır. Bebekliğinden itibaren her başı sıkıştığında canı yandığında sığındığı annesini, başlarda çok güçlü ve asla yenilmez olarak görebilir. Öyle ya, anne her ihtiyacını giderebilmekte, her an yanında olabilmektedir. Ona sığınır her zaman ve bu ikisi arasında bağlanma oluşturur. Ama biraz daha büyüdüğünde, annesinin de acziyetini fark etmeye başlayacak(babalar çocukların gözünde genelde daha güçlüdürler, çünkü ağır işleri onlar yapar).

Onun da gücünün bir sınırı olduğunu, her ihtiyacı karşılayacak kudrette olmadığını fark edecek. Bu durumda, fıtri olarak çocuk, daha güçlü, daha büyük ve Kadir-i Mutlak bir zata sığınma ihtiyacı duyacak. İşte bu durumda çocuğa Allah anlatılmalı, onun sonsuz kudretinden, her söyleneni işittiğinden ve her hareketi gördüğünden bahsedilmelidir. Hastalığında Allaha dua etmesi istenmeli, gece yatarken onun anlayabileceği basit cümlelerde dua etmesi öğretmeli. Burada dikkat edilmesi gereken husus şu ki, çocuk dua ettiğinde anında gerçekleşeceğini düşünecektir.
Mesela, ben bir bisiklet istiyorum Allahım dediğinde, bizim ona öğrettiğimiz bilgiler ışığında bisikletin bir anda gözünün önünde belireceğini sanabilir. Çocuğumuza duada istenilen şey yerine gelmiyorsa bu Allahın duymadığından değil, o an için vermek istememiş olabileceğinden, ya da onun için hayırlı görmemiş olabileceğinden bahsedilebilir.

Teşbihte hata olmasın, mesela çocuğun anlayacağı dilden şöyle anlatılabilir: Bizden bir şey istediğinde seni duyuyoruz ama bazen hemen yapmıyoruz. Mesela sen çikolata istediğinde, seni duyuyoruz, ama senin için zararlı olduğunu düşündüğümüz için almıyoruz gibi açıklamalar yapılabilir. Çocuğun kafasını fazla karıştırmamak, açıklama yaparken çok detaya inmemek gerekir. Biraz da çizgi filmlerin etkisi olduğunu düşünüyorum malesef.

Hani orada sihirli değnekler vs gibi şeylerle, her istediğinin anında önüne geldğini görüyorlar ya, dua ettiklerinde de böyle bir figürle karşılacaklarını hayal ediyor olabilirler. Kısaca, dua etmeyi öğretmek, çocukla Allah arasında sığınma-bağlanma noktasında bir bağ kurmaya yarayacak ve onu Allaha yaklaştıracaktır.

Allah çocukları sever, onlara çok değer verir gibi cümleler sıklıkla tekrarlanmalı; çocuk kendisini sürekli görüp gözeten bu zatın onu sevdiğini bilmeli ki o da Onu sevebilsin. İnsan biri tarafından sevildiğini biliyorsa, kendisini sevene karşı içten bir bağlılık ve yakınlık hissetmeye başlar. Çocuk şöyle der zamanla†biliyor musunuz ben Allahı çok seviyorum; çünkü O, çocukları çok seviyor. Onlara hiç kızmıyor, onlara değer veriyor

Kuran ve hadisler ışığında baktığımızda zaten gerçekten de çocuklara ne kadar değer verildiğini görebiliriz. Bunu çocuğumuza da, onun anlayabildiği bir dilde anlatmalıyız. Cennet kavramından bahsetmeli, cennetin özelliklerinden, ve Allahın çocukları cennetine alacağından bahsedebiliriz.

Çocuklarımızı Allahtan korkutarak değil, ona yaklaştırarak sevdirerek yetiştirmeliyiz. Böylece kişi, sevdiğini kırmaktan nasıl korkuyorsa, Allaha karşı gelmekten de o derecede korkmaya başlayacaktır. Zamanla, soyut kavramlar şekillenmeye başlayıp, vicdan olgusu yerleştiğinde cehennemden, azaptan, Allah korkusundan bahsetmenin zamanı gelmiş demektir.

Çocuklarımız Allah nerede, ne yer ne içer, nasıl bir şekli var gibi soruları sıklıkla soracaklardır. Bunlara nasıl cevap vermemiz gerektiği de 4. yazımızın Allahı Nasıl Anlatalım başlıklı konusu olsun. (Aynı başlıklı Mehmet Emin Ayın kitabını da bitirdim, en kısa zamanda inşaAllah özetleyeceğim).

*Ali (r.a.)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kalem üç kişiden kaldırılmıştır; uyanıncaya kadar uyuyan kimseden, akıl baliğ oluncaya kadar çocuktan, aklî dengesi yerine gelinceye kadar deli ve benzeri kişilerden.(İbn Mâce, Talak: 15)
azranur beğendi.
__________________

Vakit namazinizi kildiniz mi?
Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle:
Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz.
Alıntı ile Cevapla
Alt 13 Ekim 2017, 22:07   Mesaj No:4
Medineweb Emekdarı
Allahın kulu_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Allahın kulu_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 33478
Üyelik T.: 09 Kasım 2013
Arkadaşları:29
Cinsiyet:
Memleket:sıratı mustakım
Yaş:48
Mesaj: 2.632
Konular: 164
Beğenildi:1151
Beğendi:1570
Takdirleri:5244
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

çocuk ve Dini Eğitim-4: Allahı Nasıl Anlatalım?


Yazı dizisini yazmaya başladığımızdan beri sanırım merakla beklenen konu çocuklarımıza Allahı nasıl anlatacağımız mevzusu idi. Önce çocuklarımızı Allahla korkutmanın yanlışlığından, sonra da Allahı nasıl sevdireceğimizden bahsettik. Peki, çocuklarımız biraz daha büyüdüğünde, artık 4 yaş ve üzeri konuma geldiklerinde bize Allah nerede, ne yer ne içer, neye benzer, nerede yaşar, nasıldır gibi sorular sormaya başladıklarında onlara nasıl cevap vereceğiz, ne kadar detaya ineceğiz? Soyut kavramları anlayamayan miniklerimize Allahı nasıl anlatalım?



Öncelikle bilmemiz gereken bir husus var: Bu yaşlardaki çocukların anlayamadıkları soyut kavramları somutlaştırma çabaları vardır.Üstelik bilinmeyen, görülmeyen bir varlıktan bahsediyorsak çocuğumuza, kafasında bir şekle oturtmak için çaba harcayacaktır. Burada bize düşen görev şu: Çocuğun yaptığı benzetmelere, sorduğu sorulara, anlamlandırma ve somutlaştırma çabalarına olumlu yaklaşmak.Merak etmeyin, çocuk bundan dolayı günaha girecek değil, bu teşhislerle o cehenneme de gidecek değil. Allah kulunu yaratırken onun fıtratını hepimizden çok bilerek yaratıyor değil mi? Onun bu çağlarda somutlaştırma ihtiyacı olduğunu da en iyi bilen Allahken, sırf Onu cisimlendirmeye çalıştığı için bir çocuğu cezalandıracak değil. Olsun, ağaç yaş iken eğilir. biz yaptğının yanlışlığını öğretelim, ileride de öyle sapık supuk konuşması gibi bir anlayışınız varsa bu da yanlış. Bu kadar endişelenmeyin(çocuğun söylemlerine günah, tevbe tevbeee, çok ayıp çocuğuma gibi tepkiler veriyorsanız, sizin de bilinçaltınızda çocukluğunuzda işlenmiş bir Allah korkusu hakim demek olabilir). Empatik olun, kendi çocukluğunuzu düşünün. Allahı somutlaştırma çabalarınızın olduğu yaş gruplarında, gökyüzüne bakıp, bulutlara yönelip Allahı arayıp, neye benziyor olabileceğini düşünmediniz mi hiç?

Mehmet Emin Ay, Çocuklarımıza Allahı Nasıl Anlatalım isimli kitabında çocukların Allahı özellikle insana benzetme çabaları olduğundan bahsetmiş. Zaten sordukları sorulardan da bu antropomorf(insana benzetme) çabası anlaşılıyor. Mesela çocuk Allah camide mi oturuyor? diye sorabilir. Özellikle de, Allahın her şeyi gördüğü bildiği bilgisi edinen çocuk Allahı gökyüzünde oturan sakallı bir dedeye benzetebilir. (örnek kitaptan alıntıdır). Bu durumda çocuğa hiç mi açıklama yapmayacağız? Olayı bir nebze akışına bırakıyor da olsak, tabi ki açıklama yapacağız. Zaten soru soracaklar. Allah bu mu, buna mı benziyor diye gelen soruları cevapsız bırakmak da olmaz. Verilecek cevaplar her zaman için net, kısa, ve arkasından daha çok kafa karıştıracak şekilde değil, açıklar nitelikte olmalı. Allahı biz göremiyoruz, o yüzden şeklini bilmiyoruz. Ama Allah yarattıklarına benzemez. O senin benim gibi değildir şeklinde açıklamalar yapmak lazım. Klasik örnek olarak senin aklın var ama bak biz göremiyoruz. Demek ki var olan her şeyi göremeyiz gibi örneklendirmeler yapılabilir. Esasen, Allahın neye benzediği sorusu daha kolay geçiştirilebilen bir soru. Yukarıdaki anlatılanlar ışığında bakıldığında, çocuğu biraz rahatlatabilir ve onu ikna edici bilgiyi verebiliriz. Çünkü, bu konuda ebeveyn de aynı tutum içindedir. Fakat esas sorun, Allah nerede ile başlayan sorularda gelmektedir. Malesef, anne-baba da bu sorunun yanıtı bilmemektedir.

Allah Nerede? Çocuğun bu sorusuna anne-babaların şöyle cevaplar verdiklerini duyuyorum: Allah her yerdedir Allah kalbimizdedir.Allah sen Onu nerede anarsan oradadır Bütün bu cevapları öncelikli olarak anne-baba kendi zihninden silmeli ve dinen doğru olan cevabı bulmalıdır. Kendi yanlış bildiği ya da bilmediği için çocuğu ya yanlış yönlendirmekte ya da geçiştirmektedir. Aslolan ayet ve hadisler ışığındaki bilgidir. O da şudur ki: Rahman arşa istiva etti. (Taha,5). getirildi. Rasulullah (s.a.v.) ona: Allah nerede ?dedi .Cariye işaret parmağını kaldırarak Allah semanın üzerindedir. dedi. Sonra Rasulullah (s.a.v.) cariyeye Ben kimim dedi. Cariye Sen Allah Resulüsün dedi Rasulullah (s.a.v.) Onu azat edin o mümine biridir. dedi. (Müslim ve diğerleri )

Araştırmak isteyen daha birçok kaynak bulabilir. Çocuklar esasen hadiste belirtildiği gibi İslam fıtratı üzere doğdukları için gökte bir yaratıcı ararlar zaten.Siz onlara Allahtan, her şeyi görmesinden, bilmesinden ve hiçkimseye benzememesinden bahsettiğinizde, gözler semaya çevrilecektir. Burada, yazı dizisinin en başından beri anlattığımız noktaya geliyoruz aslında: Çocuklarımıza dini bilgi vermeden önce, biz kendimiz ne kadar bilgili ve donanımlıyız, dini ne kadar doğru biliyoruz ya da ne biliyoruz? Etrafımızı kuşatmış yanlış bilgilerden, hurafelerden uzaklaşabiliyor muyuz ki çocuklarımıza doğru bir din anlatabilelim? Öyleyse henüz çocuğumuz büyümeden biz kendimizi büyütelim, geliştirelim ki sorular karşısında da afallamayalım.

Kitapta çocukların sorularına cevap verirken dikkat edilmesi gereken hususlar şöyle özetlenmiş:

Çocuk neyi sorduysa onu cevaplayın: Bu çok önemli bir madde. Çocuğun sorduğu soruya cevap vereceğim derken, daha çok kafasını karıştıracak ve yeni sorulara meydan verecek cevaplardan kaçınmak gerekir.
Cevabı çocuğun tecrübe ve anlayışına göre cevaplayın: Burada da annenin kendi çocuğunu tanımasıyla alakalı bir durum var aslında. Her yaş çocuğu aynı olmayabiliyor. Bizim 4 yaş çocuğu, hala sorgulamaya başlamadı mesela. Başladıklarında da o çocuğun anlayışına uygun cevaplar vermek gerekir.
Çocuğa verilecek cevapta samimi olmalıdır: Çok önemli noktalardan biri de bu. Bazen çocuk hiç düşünmediğimiz bir soru ile gelebilir. Bizi şaşırtabilir, kem küm ettirebilir. Çocuğa bilmediğimizi söyleyebilmeliyiz. Ona karşı dürüst olmalıyız. Her şeyi biliriz biz imajına gerek yok.Bilmiyorum, araştıralım beraber, sana yardımcı olayım. ya da babana bir soralım, ben bilmiyorum ki, çocuklarımız Allah ile ilgili sorular sormaya başladığında, cisimlendirme çabalarına girdiğinde, nerede olduğunu merak ettiğinde vs. bu kadar panikliyorsak,ay sus! aman çcuğum öyle deme! tevbe tevbeee!moduna giriyorsak, bu -yukarıda da değindiğim gibi- bizim bilinçaltımızın çocukken o Rahmeti gazabını kuşatmış yaratıcı ile korkutulmamızdan kaynaklanıyor. Oysa bütün bu korkuları, endişeleri bir kenara bırakarak, çocuğumuz masum, günahsız bir halde yanımıza gelip sorular sorduğunda en müşfik halimizi takınıp cevap vermemiz gerekir. Biz de insanız, her şeyi bilmeyiz. Çocuğumuz büyüyüp sorular sormaya başladığında, ona en doğru şekilde nasıl yaklaşır, nasıl cevaplandırırız diye düşünüp, bu konuda bilgi sahibi olmalı, kitaplar okumalıyız.

Allah hepimizin çocuğunun bizler için yüz akı olmasını ve ölümümüzden sonra amel defterimizi açık bırakacak evlat olmalarını nasip eylesin.Amin

Tabi ki bitmedi Allahın izniyle Artık daha somut şeylere geçiş yapacağız, çocuklarımıza dini bilgileri öğretmeye nasıl başlarız, nereden başlarız ile devam edeceğiz inşaAllah
__________________

Vakit namazinizi kildiniz mi?
Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle:
Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz.
Alıntı ile Cevapla
Alt 19 Kasım 2017, 09:54   Mesaj No:5
Medineweb Emekdarı
azranur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:azranur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 36715
Üyelik T.: 22 Aralık 2013
Arkadaşları:7
Cinsiyet:bayan
Memleket:Şehr-i VAN
Yaş:32
Mesaj: 1.089
Konular: 20
Beğenildi:61
Beğendi:172
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart

Çok güzel bir konu. Allah razı olsun. Çocuk eğitimi konusunda Hatice Kübra Tongar' ın paylaşımlarını çok beğeniyorum. Bilmeyen arkadaşlar varsa tavsiye ederim. Dini eğitim hakkında da Korkutarak Değil Sevdirerek Din Eğitimi kitabı yeni çıktı. Henüz temin edememiş olsamda en yakın zamanda alıp okuyacağım inşallah...
Mihrinaz ve Allahın kulu_ beğendiler.
Alıntı ile Cevapla
Alt 19 Kasım 2017, 10:07   Mesaj No:6
Medineweb Emekdarı
mehmet akif2 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:mehmet akif2 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13402
Üyelik T.: 25 Şubat 2011
Arkadaşları:11
Cinsiyet:bayan
Yaş:43
Mesaj: 7.401
Konular: 425
Beğenildi:2286
Beğendi:4876
Takdirleri:3684
Takdir Et:
Standart

okulda arkadaşımda gördüm hatice kübra tongarın "bağırmayan anneler" kitabını benim de ilgimi çekti başka arkadaş okuyunca bana verecekti

ama eşim oğluma kitap alırken bana da bu kitabı aldı

elimde george orwellın "1984" kitabı var az kaldı

sipariş gelince hemen o kitabı okuyacağım
Alıntı ile Cevapla
Alt 19 Kasım 2017, 10:31   Mesaj No:7
Medineweb Baş Editörü
Mihrinaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Mihrinaz isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:68
Cinsiyet:Anne
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:43
Mesaj: 12.364
Konular: 1263
Beğenildi:11775
Beğendi:8956
Takdirleri:26191
Takdir Et:
Standart

Alıntı:
azranur Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Çok güzel bir konu. Allah razı olsun. Çocuk eğitimi konusunda Hatice Kübra Tongar' ın paylaşımlarını çok beğeniyorum. Bilmeyen arkadaşlar varsa tavsiye ederim. Dini eğitim hakkında da Korkutarak Değil Sevdirerek Din Eğitimi kitabı yeni çıktı. Henüz temin edememiş olsamda en yakın zamanda alıp okuyacağım inşallah...
Evet Hatice Kubra hanfendi annelere guzel seyler katiyor..Bende takip ettim bir dönem kendisini..Ama bagirmayan annemi olur,)) Tabiki olmaz..Ama kintrolü kaybeden gözü dònmüş anne olmayın..dir.

Eleştri noktam çok medyatik..Elinde telefon çocuklariyla eşiyle her aninı paylasmasi yok mu..Bir yerden sonra okuyucusunu takipcisini bıktırıyor...

Ve hep mutluluk resimleri..mesajları.her seyi dogru yapiyoruz pozlari..Evin icinde eli telefonda havada gezen herseyi çeken anne..Namaz kilarken..otururken..yatarken..gulerken..aglarken. ..Ve kendine kahreden anne takipciler..Bende boyleyim..bende..bende.. diyeni de var..Ben neden böyle yapamiyorum, deyip dertlenende..

Sosyl medyayı fazlaca seviyor olmasini saymazsak kitaplari ve seminerleri faydalı bir yazar...Mutlaka okuyun...
Ergen egitimi asmasındayim Sait Çamlıcayı tavsiye ediyorum...
Zaten seversim yazilarini.Genclik uzerine yazilari seminerleride kesinlikle dinlenmeli..okunmalı..gencligi yerin dibine sokanlari dinlemiyorum arkadaş..Bana eleştirip, senden zaten adam olmazmış tuh vah edecegim degil, yol gösterecek yazar düşünce fikir insanına ihtiyacim var...


Bir de, peygamber kıssalari arkadaslar...Yusuf peygamberin Musa a.s, İbrahim a.s hayatı genclik egitiminde mutlaka cocuğa anlatilması, okutulması gerek..Kizlarimiza Hz.Meryem, Hz Hatice, Hz Aişe annemiz hayatları rol model örnk olarak kesinlikle anlatilmalı..Okunmalı...Birlikte öğrenilmeli..Zira okullarda beyinlerine çok fazla modern kahramanlar yerlestiriliyor..Kahramanı biz belirleyelimewet000
Allahın kulu_ ve azranur beğendiler.
__________________

~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~




Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Çocuklarımıza nasıl dini eğitim veriyoruz?/Medineweb İstişare mehmet akif2 Çocuk Ve Gençlik Eğitimi 39 13 Ağustos 2022 20:54
...Erkek Nasıl OLmaLı ?? Nesli_Nur İslamda Kadın ve Erkek 7 05 Ekim 2021 21:05
Çocuğumu İslami Açıdan Nasıl Eğitebilirim?/medineweb Mihrinaz Çocuk Ve Gençlik Eğitimi 0 05 Eylül 2017 08:45
Bir düğün nasıl olmalı? MERVE DEMİR Soru Cevap Arşivi 11 26 Aralık 2011 01:56
İdeal bir imam nasıl olmalı? KuM TaNeSi Din Görevlileri 0 26 Ocak 2009 13:11

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.