Rasulullah’ı lider seçmek, cenneti seçmektir

[Nesli_Nur]

Rasulullah’ı lider seçmek, cenneti seçmektir

RASULULLAH’I LİDER SEÇMEK, CENNETİ SEÇMEKTİR

Bir mucize değil de nedir?

İnsanlığı, şimdiye değin yüz yirmi dört bin elçi göndererek cennetine çağıran Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Her millete mutlaka bir uyarıcı gönderilmiştir.”( Fatır, 24) “Dileseydik her köye kasabaya da ayrı bir uyarıcı gönderebilirdik.” ( Furkan, 51) “O (Muhammed) Allah’ın Resûlü ve nebîlerin sonuncusudur.” (Ahzab, 40)

İslam, Hz. Muhammed sallallahu aleyhi veselleme, Yüce Allah’ın vahyidir ve Allah’ın korumasıyla yayılmıştır. Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellemin hayatının ve getirdiği Kur’an’ın mucizeliği gözler önündedir. Aziz peygamberimiz, kapkaranlık bir çağı nurlandıran muhteşem bir ilahi ahlak modeliydi. O yüce elçinin tarihteki konumuna kuşatıcı bir açıdan bir daha bakınız, şöyle ki O:

Zulüm ortamını adalete dönüştürdü. Doğduğu çağda kadınlar satılıyor, fakirler, köleler eziliyor, kızlar diri diri gömülüyordu. Zulmün hükmettiği böyle bir toplumdan, hem benzersiz bir ahlak olarak ortaya çıktığı ve hem de bu bütün bu zulümlere son vererek, taşıdığı yüce ahlakı çevresine da yaymayı başardı. Bu bir mucize değil de nedir?

Doğmadan babasını ardından da annesini kaybetti. Bakıcıların elinde ve dedesinin yanında büyüdü. Çobanlık yaptı. Garipti, fakirdi, kimsesizdi. Parası, evi, vs. yoktu. Bu şartlardaki bir yetim, çok kısa sürede ortaya zengin, adil, güçlü bir medeniyet çıkardı. Bu bir mucize değil de nedir?

Allah’ın desteğiyle yalnız yola çıktı ve onu durduramadılar. Emin bildikleri Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemi, getirdiği din yüzünden, bireysel veya toplu halde açıktan ve gizlice öldürmeyi defalarca denediler. Bütün bu ölüm tuzaklarından, olağanüstü şekillerde korunması mucize değil de nedir?

Eğitimsiz çağdan, muhteşem bir ilim kitlesi çıkardı. Kıraç kayalıkların ortasındaki küçük şehrinde okul yok, kütüphane yok. Biz bugünün bilgi çağında bilgisayarla dünyadan her türlü bilgiyi anında edinebiliyoruz. Aziz peygamberimiz, yenilerde keşfettiğimiz Mayaları, Aztekleri, Sümerleri mi incelemiş? Bugünkü bilgileri, o zaman sığındığı mağarada okumuş da hâlâ yeni gizemleri keşfedilen Kur’an mucizesini nasıl ortaya koyabilmiş? Bu bir mucize değil de nedir?

Kendi dehasıyla açıklanabilir mi?

Dosdoğru ahlakını, en zor şartlarda bile vefatına kadar bir an bozmadı. Bir insanın ahlakıyla, iyiliğiyle, dürüstlüğüyle dostunun düşmanının hayranlığını kazanması, kendi dehasıyla açıklanabilir mi? Yalancının ömür boyu açık vermemesi mümkün mü? Bu, düşmanı bile hayran bırakan benzersiz ahlak, mucize değil de nedir?

Kısa sürede, toplumu temelden ve gönülden dönüştürdü. Alkolizmin, nikâhsızlığın, kumarın, şiddetin, cinayetin hükmettiği toplum; kısa sürede içten, gönülden, derinden şefkate büründü. Cahiller âlim, köleler komutan oldu. Hayatın her alanını bu ahlakla, bu hızda ve bu derinlikte, arkasında aşiret ve toplum gücü olmadan, bu başardıkları mucize değil de nedir?

Eğitimsiz ve kütüphanesiz şartlarda, insanlığa Kur’an mucizesini getirdi. Tek kerede söylediği ve düzeltilmeksizin yazılan sözlerden oluşan Kur’an mucizesi, akılla açıklanabilir mi? Çarpıtılmış veya eksik çeviriler üzerinden Kur’an’ı küçümseyenler, Kur’an’ın bilim geliştikçe sürekli keşfedilişini görmezden geliyorlar. ( Sözler, 25. Söz.) Kur’an’ın harf, sure veya kelime sayısından ve ayetlerinin dizilişinden bile hâlâ yeni sırlar ortaya çıkıyor. Bu acayip bilgiler içeren ve benzeri tekrarlanamayan edebi şaheser, mucize değil de nedir?

Servet, şöhret ve saltanat istemeksizin mütevazı bir yüce ahlaka tutundu. Ona, “Seni en zenginimiz yapalım, en güzel kadınlarımızı seninle evlendirelim, ne istersen yapalım ama bu davandan vazgeç“ dediler. O, “Bir elime Güneş’i, bir elime Ay’ı verseler, yine davamdan vazgeçmem“ cevabıyla zorluğu seçti. İnsan çıkarı için yalan söyler. Bir yalancı, böyle büyük bir bedava saltanatı itebilir mi? Bir yalancı hasır yatakta uyur mu? Eline geçen her serveti, ömür boyu hep halkına dağıtır mı? Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin sergilediği bu yüce ahlak, mucize değil de nedir?

Yaşadığı mucizelerle ilahi desteğin üzerinde olduğunu gösterdi. Doğmadan önce, doğumunda, çocukluğunda ve hayatında mucizelerle desteklendi. (19. Mektup, Mu’cizat-ı Ahmediye Risalesi.) İki avuç kavrulmuş hurma, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin duasıyla 300 kişiyi doyurdu. (Buharî, Müslim, Tirmizî, Nesâî)

Bir savaşta susuz kalan 1500 kişilik ordu, Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselamın ellerini daldırdığı küçük bir su kabından fışkıran suyu doyasıya içti. (Buhârî, Müslim, Müsned)

Bazı ağaçlar ve hayvanlar, peygamberliğini onaylamak için konuştu. (eş-Şifâ, Mecmeu’z-Zevâid) Yağmur için dua ettiğinde, henüz ellerini indirmeden yağmur yetişti. (Beyhaki, Müsned, Buhari) Tüm bunlar mucize değil de nedir?


Rasulullah’ı lider seçmek, cenneti seçmektir

İslam, Yüce Allah’a ve üstün elçisinin en güzel ahlakına dayanmasaydı, aleyhte propagandalara rağmen, dünyada en hızlı ve gönüllü yayılan tek din olamazdı. Tarih boyu milyarlarca Müslüman, Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellem Efendimize inandı.

İslam’ın bünyesinde Abdusselam, Cabir Bin Hayyan, Cezeri, Farabi, İbni Battuta, İbni Haldun, İbni Rüşd, İbni Sina gibi dehalar yetişti. Kindi, Mimar Sinan veya Piri Reis gibi tanınan tanınmayan çok sayıda Müslüman bilimci, sanatçı veya kâşif ortaya çıktı. Mevlâna, Yunus, Hacı Bektaş-ı Veli, Ahmet Yesevi gibi gönül dehaları ortaya çıktı.

Birçok ünlü, yetenekli ve vicdanlı gayrimüslim düşünür, o emin Peygamber aleyhisselamı övüyor. Ünlü Alman Şair Goethe, “Hiç kimse, Hz. Muhammed’in prensiplerinden daha ileri bir adım atamaz.” diyor. Meşhur Rus Yazar Tolstoy, “Muhammed, hürmet ve saygıya fazlasıyla lâyıktır” cümlesini kuruyor.

İrlandalı Bernard Shaw, “İnsanlığın sorunlarının yığılıp çözülmez hâl aldığı çağımızda, Hz. Muhammed’e her zamankinden fazla muhtacız” diyor. İngiliz Düşünür Thomas Carlyle, insanları, her şeyden daha fazla Hz. Muhammed aleyhisselama kulak vermeye çağırıyor.

Bugüne kadar nice temiz akılları ve kalpleri, davasının ardından koşturan Hz. Rasulullah’ın başardığı mucizevi değişim, muhteşemdir. Yaşadığı ömre, benzersiz bir Kur’an; binlerce pusula gibi söz; ibretli savaşlar, barışlar ve ilişkiler sığdırdı. Zalimlerden masumlar, cahillerden âlimler, zayıflardan muzaffer ordular, fakirlerden zenginler yetiştirdi.

Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellemi lider seçmek, Allah’a ve cennete ulaştıran yolu tercih etmektir. Bu büyük ve muhteşem yol, yolcularına mübarek olsun.

Yüce Allah’tan bize, onun eşsiz imanı ve ahlakı yolunda ilerlemeyi nasip etmesini diliyoruz.

DR. MUHAMMED BOZDAĞ