Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Hz.Muhammed(s.a.v) (https://www.forum.medineweb.net/261-hzmuhammedsav)
-   -   Ey alemlerin sultanı!Medineweb (https://www.forum.medineweb.net/hzmuhammedsav/31849-ey-alemlerin-sultanimedineweb.html)

Allahın kulu_ 22Haziran 2015 14:19

Ey alemlerin sultanı!Medineweb
 
Medine!
İsmi duyulabilecek diyarların en güzeli
En güzel mevsimlerin iklimi
En eşsiz hayatların diyarı
Muhammed Mustafanın sevgilisi
Aşkın mekanı Medine
Gözlerde yaş olan Medine
Sevdam Medine
Derdim Medine
Hasretim Medine
Medineye değil yangınım
Onun sinesinde barındırdığına
O ki Medine diye ağlardı
O ki alemlerin uğruna yandığı
O ki Medineye vardı
Medine de yaşıyor sultanım
O yaşarken Medinesinde
Ben ona hasret, ben ona vurgun
O aşkın deryası
Ben aşk deryasında savrulan bir garip sandal
Yıllardan yıllara, yollardan yollara, yellerden yellere esen bir yaprak gibiyim şimdi
Hasret dağının en zirvesinde
Uçurumun kenarında
Kör kuyulardayım şimdi
Savrulmuş benliğimden bir kırıntıyım şimdi
Medineye hasret Medine ye kurban
Ben yangınım yanmışların sinesinde
Ben hasretim sevdanın bağrında
Resulallah diye yanan benim
Aşk acısını iliklerinde yaşayan benim
Acının tarifsizliği benim
Ey sevgili!
Adın anılıyor yine
Yine sevdalıların sen diyor
Sen derken onlar
Gönülleri şahlanıyor
Böyle bir sevgi görülmedi
Böyle bir aşk görülmedi sana duyulanların arasında
Bense yalnız sessiz bitap
Ben sana ağlarım en derinimden
Ben sana yanarım en çaresizken
Sen sevda idin
Ben sevdana tutkun
Sen aşk idin ben aşkına avare
Ya Resulallah
Sevgin öyle bir hal aldı ki bende
Benden aldı benliğimi
Ben bendeyken bilmediğim ben
Şimdi bensizliğimde bana seni anlatır durur
Aşk nedir dense bir yerde
Hemen atılırım
Aşk Allah tır
Allah a ölürcesine bağlanmaktır
Görmeden görürcesine o var edene iman etmektir
Aşk nedir dense bir yerden
İçimde bir fırtına kopar amansız
Allah diye nida ederim Alemlerin Rabbine
Sonra
Aşk Muhammed tir
Sevda Muhammed tir
Görmeden sevdalanmaktır güllerin efendisine
Biri Muhammed dedi mi
Pür dikkat kesilmektir o sevgilinin adını anana
Onun hakkında her anlatılana içten içe gözyaşı dökmektir
Derinlerden ağlamaktır alemlerin reisine
Uhudun sevgilisi dendi mi
Can bedenden çıkmaktır aşkın tar
Sultan ım!
Bana hep Ashab-ı Güzin efendilerimizden kıssalar anlatıyorlar
Duyunca birinin sana yakın olduğunu
Birinin sana sual ettiğini duyunca
İçim yanar kavrulurum
Aramızda ki ayrılığa inat sen derim
Yıllara asırlara inat sen derim
Bizi ayıran yollara inat sen derim
Keşke bende görebilsem diye gecelerce ağladım kimsesiz
Biçare bir gönülden ne olur ki sen bana gelesin
Her şey bir yana
En sevdiğim şey
Kendimi sana benzetmektir
Senin yaptıklarını senin söylediklerini yapmaya çalışmak
Ama biliyorum ki biz birbirimize benziyoruz
Sen Allah aşkı ile yanardın
Senin derdin Allahtı hüznün kederin Allahtı
Şimdi benimde derdim, hüznüm, kederim Allah
Birde sen varsın en derinimde yangın
70 defa gitmişsin ya amcana ve o iman etmedi diye ağlamışsın ya
Şimdi ben ağlıyorum
Beni dünyaya getiren anneme
Yıllardır sırtında taş taşıyıp beni büyüten babama
Ey sevgili içimde sen yanarken
Yollarında uçmama engel olan annem
Bana engel olan babam
Neolur sultanım
Bana gelmedin
Beni sevindirmedin
Dünyamı şereflendirmedin
Ne olur anneme babama sen git
Biliyorum senin sevginin nelere kadir olduğunu
Allah ın seni aşkla yarattığını
Sen göstersen aşkını yana yana Allah derler
Bilmiyorlar ki sultanım senin ne olduğunu
Aşk nedir bilmiyorlar ki
Bir bilseler eğer seni var edenin aşkını bir tatsalar
Sürüne sürüne de olsa peşinde avare olurlar
Bilseler aşk nedir sen diye yanarlar
Sana yanarken Allah ı bulurlar en çıkmazlarında
İşte o zaman aşk aşk olur gönüllerde
Asıl aşk Allah
Sevda Allah
Muhabbetin adı Allah
Varlıkların tadı Allah
Sultanım ağlıyorum yana yana
Yalvarırım gel, gel de bitsin bu gurbet
Sultanım nerde hakiki bir sevgili var sen onun yanındasın
Sen hakiki aşıklarını asla bırakmazsın
Ama kerem et ne olur bir kere de olsa göster yüzünü
Biliyorum hakiki aşıklarının yanında belki yok şansım
Seni görüp sana varmada
Ama bir umut var içimde..
Bu feryadıma gelirsen bir sen gelirsin...

Sevgili!
Sana o kadar çok mektup yazıyorum ki
Hangi adrese göndereceğimi bile bilmeden
Neyi nereye yazacağımı bile bilmeden
Tamamen içimden, tamamen benliğimden..
Biliyorum,
Sana gelecek kadar sevgili değil yazdıklarım
Biliyorum benim duygularım sana seslenip sesimi duyuracak kadar sevda olamadı hala
Ama umut ya böyle oluyor insan çaresizlikte...

Ey Hakkın habibi!
Ey sevdalılar sevdalısı!
Canım sana fedadır,
Senin aşkındır Medine diye beni ağlatan
Senin aşkındır Uhud diye gönlümü sızlatan
Ben bende olmasam asla dayanamam bu acıya
Ben gelemedim yoluna
Medine ne varamadım ama
Biliyorum ben bu derdi bana vereni
Ben biliyorum hasretin ne olduğunu
Ve ALLAH a sığınmaktan başka yapabileceğim hiçbir şey yok
Sana ulaştıramadım sesimi
ALLAH duyuyor hiç olmazsa beni
Sen teşrif etmedin sevdama ama ALLAH biliyor içimdekini

Ya ResulAllah!
Artık çok yorgunum
Artık çok güçsüzüm,sensiz, biçare,
Her yanım yalan dolan, sahte insanlarla dolu etrafım
ALLAH bizi her daim ümmetinden eylesin..
Rahman ve Rahim Olanın Aşkıyla Seni Sultanım..
ALLAH seni başımızdan eksik etmesin

Amin

Allahın kulu_ 22Haziran 2015 14:20

Cevap: Ey alemlerin sultanı!
 

İslam’ın nurani gür sesi
Kaldırır zulmeti yası
Alemlerin efendisi
Peygamberin izindeyiz


Onu sen sev onu tanı
odur tende canlar canı
alemlerim tek sultanı
Peygamberimizin izindeyiz

Hayra koşan şerde kaçan
Bize nurlu ufku açan
Alemlere rahmet şaçan
Peygamberimizin izindeyiz.

Tende kalan bir ah ile
Aşk ile pür iman ile
Biz hanteli Kuran ile
Peygamberin izindeyiz

Allahın kulu_ 22Haziran 2015 14:21

Cevap: Ey alemlerin sultanı!
 
Efendim,

Seni bulmak için çöllere dökülemedim. Kum fırtınaları ile savrulamadım. Kalbim ürkek, içim seraplara takılmış, titrek adımlarla yol alamadım. Selmani Farisi gibi her adımda sana ulaşmanın sevinciyle sarsılamadım.

Çöllerdeyim Efendim.

Yürek çöllerinde. Benliğim ahir zaman fırtınaları ile savrulmuş. Madde ruhumuzda taş duvarlar örmüş, kalp kapıları şeytani soluklarla maneviyata mıhlanmış, Sana gelmeye ayaklar ihtiyarını kaybetmiş. Yine de firarim Efendim.

Huzurundayım.

Bakışlarım bakışlarını arıyor. Titrek ellerim sana tutunamamanın ıstırabını yaşıyor. Etrafında saadet asrının saadetli hanımları.

Tüm zerreleri kulak olmuş. Sükûnet yürek atışlarını aşikâr etmiş. Mübarek ağzınızdan dökülen her kelamı ruhları içiyor, davranışları hemen o kelamın rengine dönüyor.

Anlatıyorsun, tek tek. Kadınların süslenmesini uygun görüyorsun ama eşlerinden başkasına göstermemek kaydını koyuyorsun.

Sanki anlatırken Aişe’nin, Zeynep’in, Ümmü Seleme’nin gözlerinin içine bakıyorsun. Sanki onlara ya dünya süsü ya ahret süsü diyorsun.

"Eğer sizler cennet takılarını ve cennetin ipeğini seviyorsanız bunları dünyada takınıp giymeyin!"

Ümmü Seleme validemiz bu konuda o derece hassas ki evin için de bile başı örtülü durmayı yeğliyor.

Şu mübarek kelamın yüreğime ebedi bir karanlık gibi iniyor. Ruhum titriyor.

“Kendi kocasından başkası için süslenip dışarı çıkanlar kıyamet gününde karanlık içinde nursuz olacaktır.”

Efendim, süslenme konusunda biz kadınlardaki bu kırılma noktası nedir? Ebedi karanlık, ebedi çirkinlik demek. Bir kadın ruhunun kabullenemeyeceği ceza.

Nefislerimiz zahiri süslerin peşinde ebedi süsleri, ebedi güzellikleri unutuyor.

Efendim!

Tüm dünyeviliklerden firariyim.

Dünya süslerinden firar etmemiz için bizlere yardım et.
Nuriye Çeleğen

Allahın kulu_ 22Haziran 2015 14:22

Cevap: Ey alemlerin sultanı!
 
Seni ne çok özledik ey Nebiler Nebisi
Dünyanın en çok naat yazılan dili Türkçedir. Bu aziz toprakların sakinlerinin, 'alemlere rahmet olarak gönderilen' Efendimiz'in yer yatağında doğmasına bile gönlü razı değildir. Bu sırdandır ki, tüm zamanların en güzel mevlidini yazmış olan Süleyman Çelebi, 'Hem hava üzre döşendi bir döşek/Adı Sündüs döşeyen anı melek' der.
Kendisine dünya siyer ödülünü kazandıran iki ciltlik nefis eserinde Salih Suruç, Allah'ın Sevgilisi'nin doğumunda, Arabistan çöllerinden başlayarak bütün arza nefis bir kokunun yayıldığını söyler ki, bu, Arapça'da, 'tıyb' kelimesiyle ifade edilen kokudur, tıyb 'ruhun kokusu'nu ima eder. Kutlu doğumla birlikte, aslında iş başa dönmüş, Başak burcu başlamış ve varlık kemalini bulmuş, başla son birleşmiş, tevhidin en ileri düzeyi gerçekleşmiş, devr tamamlanmıştır. Efendimiz için, 'nuru evvel, ba'sı sonra' denir. İlk yaratılan, O'nun nurudur. Aziz Mahmud Hüdayi'nin görkemli eseri, Hz. Muhammed'in Zuhuru'ndan öğreniyoruz ki, 'başlangıçta Allah vardı ve O'nunla birlikte bir şey yoktu...'
Sonra Allah, 'bilinmeyi sevdi ve ilk olarak Muhammedi Nur'u yarattı.' Adem henüz su ile balçık arasındayken O peygamberdi. Varolan her şeyde Allah'ın Sevgilisi'nin nurundan bir sır, bir hakikat vardır. Bu hikmetten dolayıdır ki, yaratılmış olan her şey, davet ümmeti'dir. O'nun evrensel rahmet ve hidayet çağrısına 'evet' diyen ve inanan herkes ise, 'icabet ümmeti'dir. Efendimiz başlangıçta bir nurdu ve nur suretinde tecessüm etmişti. Allah O'nun bedenini yani Adem (as)'in bedensel kökeni olan vücudunu Celal ve Cemal elleriyle (bir rivayette kozmik zaman olarak) kırk yıl yoğurdu. Aziz Mahmud Hüdayi, kamil insanın prototipi olan Allah'ın Resulü'nün de fiziksel atası olan Adem'in (as) toprağının arzın farklı yerlerindeki kırmızı, beyaz, siyah, sarı topraktan devşirildiğini söyler: 'Toprağın yapısına göre, Ademoğullarından kimi kırmızı, kimi siyah ve beyaz veya ara renklerden/ırklardan oluştu.'
Alemlere Rahmet olarak gönderildi
Adem'e secde edin emri üzerine Cebrail (as)'den başlamak üzre büyük melekler, mukarreb melekler ve diğer bütün ruhaniler, O'na selam secdesi etmişlerdir. Bir rivayette büyük meleklerin yüz yıl secdede kaldığı söylenir. Bu, ubudiyyet değil, selam secdesidir ve müminlerin birbirlerine verdikleri selam da o muazzam karşılamadan bir sır taşır.
Süleyman Çelebi, alemlerin rahmet elçisinin doğumunu, 'merhaba'larla selamlar ve Türkçemizin en samimi, en lirik karşılaması bu mısralardır. Efendimiz, kendisinde Allah ism-i camiinin kemaliyle tecelli ettiği en büyük delildir. Kainatın anahtarı, onun ruhuna/nuruna dercedilmiştir. Adem'in (as) bedenine ruh üflenmesi, Muhammedi Nur'dan nasiplenmesidir, zira O, bütün kitapların annesi (ümm)dir, bütün semavi öğretilerin toplamı ve aktarıcısıdır, kitabın, İlahi sözün ve bildirinin kendisinde kemale erdiği en büyük nebi ve resuldür, velayetin ve nübüvvetin arşıdır. Adem'in kendisine ruh üflenince başına konan zümrüt tac, O'nun alnından fırlayan ışıklı kartaldır. Kainatın Rahmet elçisi, inci ve yakuttan bir tahtta oturur, bu manevi tahtın dört direği vardır. Her sütunda parlaklığı güneş ve aydan daha fazla olan büyük bir inci ışıldar. Melekler hayrete düşer ve şöyle seslenirler: 'Ey Rabbimiz! Sen bundan daha üstün varlık yarattın mı?' Bu Adem'dir (as), Muhammed'dir, İbrahim ve İsa'dır... Bütün nebilerin ve resullerin annesi olan rahmet peygamberidir. Kutlu doğumunu bir kez daha idrak ettiğimiz Allah'ın Seçkin Elçisi'nin nuru, hiç şüphesiz Allah'ın en-Nur ism-i şerifinden gelir. Heidegger'in varlık mertebelerinde söz ettiği göklülerin en şereflisidir O. Gök yatağında doğmuştur ve nuru, varlığın bidayetine kadar uzanır. Hz. Hüdayi, cennet ve cehennem yaratılmadan üç yüz yirmi dört bin sene önce Nur-ı Muhammedi'nin (as) yaratıldığından söz eder.
Efendimiz, kamil ve kadim insan'dır. Kadim insandır, insanın ebedi çocukluk hakikatinin sırrıdır, masum ve korunmuştur, saftır ve biatı her dem tazedir. Kamil insandır, insanlığın manevi yetkinlik düzeylerinin doruğu O'nun hayatındadır. En güzel insan, en sevgili eş, en hayırlı baba ve dede, en başarılı komutan ve 'diplomat', en mahir ev reisi, en halim ve selim yoldaş, en enis arkadaş, en müşfik yarendir. 'Anam babam sana feda olsun' diye başlar ona seslenen cümleler. 'Bir elime güneşi diğerine ayı verseniz yine de davamdan dönmem' diyecek kadar muazzam bir iman ve yakin sadece O'ndadır.
O'nun sohbeti nurani bir iksirdir ve yanında birkaç dakika kalanın ruhu ve zihni nurlanır, İlahi Hakikat'e açık ve hazır hale gelir. Ömrü içmekle geçen Ayyaşi Nazım Çelebi, O'nu bir kez rüyasında görür ve naat edebiyatının en güçlü kalemi olur. Bütün kamil veliler, Efendimiz'in risalet ve velayetinin birer tecellisinden ibarettir. O, varlığın sütunu, arzın halifesi ve insanlığın gözbebeğidir. Nuru yaratılmıştır, ardından O'na has güzelim bir çehre ve beden yaratılmış, sonrasında Hz. Hüdayi'nin beyanı üzre, başına hidayet tacı konmuştur. Boynuna tevazu, gözüne haya, alnına yakin, ağzına sabır, diline doğruluk, yanaklarına muhabbet, göğsüne nasihat, kalbine vera, içine zühd, dizlerine korku, adımlarına istikamet yerleştirilmiştir. Allah, Efendimiz'in kalbine merhamet doldurmuş, O'nu şefkatle terbiye etmiş, Rububiyetiyle tesviye etmiştir, ikramla yüceltmiş, risalet ödeviyle seçkin kılmıştır. Allah, Habibi'ni Kendisi için seçmiş, Mustafa kılmış, başına iman tacını iliştirmiş, sırtına hidayet hırkasını giydirmiştir. O'nu ezelden Sevgili diye isimlendirmiştir. Allah'ın 'Habibim' diye seslendiği tek nebi O'dur.
Sonra Allah, Kendisi'yle varlık arasında çokluktan kinaye yetmiş bin nurani ve zulmani (Celali ve Cemali) perdeler yaratmıştır. Her perdede bilinmez olarak kalmış ve ardından bir ağaç var etmiş, ona yakin ağacı demiş, Habibi'nin ruhunu bu ağacın en yüce dalına yerleştirmiştir. Yakin ağacının dört dalı vardır. Muhammedi ruh, bu ağaçta, yine çokluktan kinaye kırk bin sene Allah'ı tesbih etmiştir. Sonra Habibi'nin karşısında bir ayna yaratmış, bu mücella aynaya bakan Muhammedi Nur, kendisini en güzel şekilde müşahede etmiş ve Allah'a şükür secdesinde bulunmuş, bunu beş kez tekrarlamış, namazın çekirdeği buradan doğmuştur.
İnsanlığın İftihar Tablosu'na selam olsun
Sonra Allah, nurani zincirlere asılı bir kandil yaratmış ve Efendimiz'in (as) ruhunu bu kandilin içine yerleştirmiştir. Bu, varlığa Muhammedi öğretiyi taşıyan ruhun ışımasıdır. O'nun gözbebeği marifet şehrinin kapısı olan Hz. Ali efendimizdir. Ehl-i Beyt-i Mustafa da temiz ve temizleyicidir, bu nurdan en fazla feyizlenmiş olanların ilkidir. Doğruluk bir şehirdir ve kapısı Ebubekir'dir (ra), O'nun da ruhu, o kandilden ışıyan İlahi Nur'un tecellisiyle parıldar. O 'Sonsuz Nur', kıyamete değin yeniden yeniden ışıldar, doğar ve biz o kutlu doğumu her yıl yeniden kutlar, O'nun getirdiği nurun haleleri arasına girebilmek, ondan feyizlenmek için ateşe koşan kelebekler gibi atılır, yanmak isteriz. Ana babamızın ona feda olmasını isteriz, kendimiz için en değerli şeylerden vazgeçer, sadakaların en büyüğü olan benliğimizi tasadduk etmek isteriz. Bu, nurdan bir istektir ve melekler onu, hayat ağacının dallarına ışıktan bir çiçek gibi asmak isterler. Allah'ın Sevgilisi, biri kendisine seslendiğinde veya kendisi sesleneceğinde bütün bedeniyle dönermiş. Bu, 'kulum bana bir adım geldiğinde, ben ona koşarım' buyuran Allah'ın İlahi ahlakına uymak içindir.
Çünkü O, Allah'ın ahlakıyla ahlaklanmıştır ve ne zihni şaşar ne gözü başka bir şeye bakar. O, ay'dır, bir adı da kamer'dir, hilal halindeyken halka gizlenir sadece Rabbiyle halvet olur, dolunaya dönüşür halka bakan yüzü açılır. O, nebiler ve veliler göğünün güneşidir, Noksani'nin dediği gibi, 'kudret kandilinden balkıyıp durmakta'dır. Belki de bütün bu kainat dekoru, bütün bu insanlık macerası o sahne içindir? Allah'ın sevgilisi ile Kemalı'nın Hira'da buluşması. Bu buluşma, O'nun getirdiği Kelam'ı okumaya niyetlenen her müminin kalbinde bir gölge olarak yeniden belirecektir. Çünkü O'nun taşıdığı İlahi Haber, her okuyanın kalbine yeniden yeniden sefer eder. Bu haber, göklerden inmiştir, kaderin üstündeki kaderdir, getiren de Süleyman Çelebi'nin beyanı üzre, 'gök yatağında doğmuş'tur, tekrar arşın sırlarına doğru yücelmiştir.

Naat
Konsun � yine - pervazlara
Güvercinler,
"hu hu" lara karışsın
Aminler,
Mübarek akşamdır;
Gelin ey fatihalar, yasinler...
Şimdi seni ananlar,
Anıyor ağlar gibi...
Ey yetimler yetimi,
Ey garipler garibi;
Düşkünlerin kanadıydın
Yoksulların sahibi..
Nerde kaldın ey resul,
Nerde kaldın ey nebi!..
Arif Nihat Asya


SADIK YALSIZUÇANLAR

nurşen35 08Haziran 2019 13:56

Ey sevgili
Adın anılıyor yine
Yine sevdalıların Sen diyor


SAAT: 02:21

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306