Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Hz.Muhammed(s.a.v) (https://www.forum.medineweb.net/261-hzmuhammedsav)
-   -   O "Gül".... (https://www.forum.medineweb.net/hzmuhammedsav/3677-o-%22gul%22.html)

medinelii 04Haziran 2008 14:22

O "Gül"....
 
Gül”
O “Gül”; Âdemoğlunun, hidayet iklimine yeniden kavuşması için Son İlâhî Hutbe’yi bütün insanlığa tebliğ eden, onsekizbin âlemin rahmet baharıydı... O “Gül”; insanlığını kaybeden beşeriyete, zâyi ettiği vasıfların yeni baştan ve en kâmil mânasıyla ilticasını müjdeleyen kâinatın medâr-ı iftiharıydı... O “Gül”; belli bir kavme, muayyen bir zamana ve mahdut bir bölgeye mahsus olarak vazifelendirilmemiş; tüm insanlığa, kıyamete kadar gelecek bütün zamanlara ve dünya coğrafyasının tamamına gönderilmiş âlemşümul bir çağrıydı… O “Gül”; semavî aşkla tezyin edilmiş “Lâle”ye müştak bir sevdânın; gönlü gül, ömrü gül, özü gül, sözü gül, ahvâli gül, cemâli gül, teni gül ve teri gül kokan gül-efşân mimârıydı...

O “Gül”; Cenâb-ı Hakk’ın nûrunun ilk tecelligâhı, nübüvvetin âyetle mücessem son karargâhı, insanlığın ebedî kurtuluş râhı, Muhabbettullah ikliminin gül yüzlü sabahı ve âşıkların seher vakti “Hû Hû”lara karışan âhıydı... Esrâr-ı Ulûhiyet, O “Gül”ün tercümesiyle vuzûha kavuşmuş, beşeriyet müjdeli şafaklara O’nunla uyanmış, O’nun eliyle kâinat son kez ve en muhteşem şekliyle “sıbgatullah” ile boyanmıştı...

O “Gül”; ahlâkta, edepte, kişilikte ve karakterde eşsizdi... O “Gül”; tezekkürde, tefekkürde, tevekkülde ve esbaba tevessülde benzersizdi... O “Gül”; dini tebliğde, tedriste, talimde ve temsilde emsâlsizdi... O “Gül”; hep muhabbetle, hep hüsn-i zanla, hep müjdeyle, hep umutla, hep şefkatle musafaha edendi... O “Gül”; takvânın, hayânın, vefânın, faziletin, zarâfetin, merhametin, samimiyetin, metanetin… en mufassal ve en mütekâmil ismiydi... O “Gül”; ibadette, şükürde, sabırda, tevbede, duâda... velhâsıl kulluğun bütün kademelerinde en üst seviyedeydi… O “Gül”; yeryüzündeki bütün güzelliklerin numune-i imtisâliydi ve cümle güzellikleriyle her türlü tarif, tavsif ve tasviri aşan sayısız özelliklerin sahibiydi...

O “Gül”; îmanı, ihlâsı, sabrı, hilmi, feraseti, cesareti, cömertliği, doğruluğu, tevazuu, muhabbeti, sözü sohbeti, oturup kalkması, velhâsıl her türlü davranışını ihata eden “güzel ahlâkıyla”; ailevî, içtimaî, iktisâdî, idârî, askerî yönetimiyle, ferdî ve nebevî ufuk itibâriyle bütün “en”lerin “en”iydi... O “Gül”; en güzel Müslüman, en kâmil insan, en âbid kul, en cömert mü’min, en mütevâzı beşer, en emin şahsiyet, en nâzik dost, en vefâlı yarân, en sevgili eş, en iyi arkadaş, en lâtif aile reisi, en hayırlı baba, en müşfik dede, en cesur komutan, en mahir diplomat, en âdil devlet adamı, en doğru rehber ve en büyük peygamberdi... O “Gül”; şair dilinde “Bir güzel ki, güzeli en güzelin” diye vasfedilendi... O “Gül”; Allah’ın insanlığa; en büyük nimeti, en muazzam himmeti ve en gümrah rahmetiydi… O“Gül”; adına Hakk’ın yemin ettiği, “Leamrük’le müeyyed” bir imtiyazın sahibiydi…


O “Gül”le beşeriyet; İslâm tâcını giyerek insanlık mertebesine yeniden yükselmişti… O “Gül” bizlere; Allah(c.c.)’ın varlığını, birliğini, kudret ve azametini, gerçek anlamıyla öğretmişti… O “Gül” bizleri; hilkatin esrârından, kulluğun îtibarından, Müslüman olma vakarından, dünya pazarındaki âhiret kârından ve ebedî kurtuluş muştusundan haberdâr etmişti… O “Gül”ün duasıyla, gökteki bulutlardan rahmet yüklü yağmurlar yeryüzüne düşmüştü… Kışta kalan bütün tohumlar “Gül” aşkıyla boy vermiş ve O’nun rahmet ikliminde yeşermişti…


O “Gül”; rahmete hasret kalmış çölleri, “hayır söylemeyen ya da susmayan” dilleri, helâle yönelmeyen elleri, merhamet duygusunu yitirmiş kulları, günah deryasına giden yolları öyle bir yola getirdi ki; çöller gülistan, diller Hakk’ı terennüm eden destan, eller sevaba hâdim bağban, kullar sevgiye mihman, yollar hayır ve berekete değişmez mekân oldu... O “Gül”ün kokusunu teneffüs edenler îmanla şereflendi; hem ifrat, hem de tefrit hizaya gelip îtidalle buluştu; benlik dâvâsını güdenler, dünya hırsını büyütenler zulmün ve ahlâksızlığın girdabında gezenler huzur sahiline yelken açtı, cahiliye karanlığı “Gül” yüzlü bir şafakla kucaklaştı... Ve dünya, çok kısa zamanda bu medenî topluma kucak açtı... Çünkü O “Gül”le; varlığa izzet, insanlığa iffet, İslâm’a devlet, asra saadet, dünyaya bereket ve âlemlere rahmet geldi…

O “Gül”le; diri diri toprağa gömülen masum kızların, her türlü kötü muameleye tâbi tutulan mağdur kölelerin, şefkat gösterilmeyen mazlum öksüzlerin, başları okşanmayan mahzun yetimlerin, merhamet edilmeyen kimsesizlerin, gönlü kırık gariplerin, boynu bükük fakirlerin, bağrı yanık anaların, çöl yürekli babaların yüzü gülmüştü… O “Gül”; kin dolu yürekleri; hidâyet ve kardeşlik ikliminde sevgi, şefkat, letâfet ve nezâket gülzârına çevirmiş, bütün olumsuzlukları güzelliklere tebdil etmişti...

O “Gül”; yaşatmayı yaşamaya, sevindirmeyi sevinmeye, yedirmeyi yemeye, giydirmeyi giymeye, ukbayı dünyaya tercih etmişti... O; elinde bulunan malı, parayı ve ganimetleri yanında hiç misafir etmemiş, ihtiyaç sahiplerine hemen dağıtmış, sâde, duru ve mütevâzı bir hayat yaşamıştı...

O “Gül”; “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi âhiret için çalışın” buyurarak bizler için hakikî kurtuluş reçetesini bildirmiş, dünyayı defterden silmeden ukbâ menzilli bir hayat yaşanması gerektiğini vurgulamış, dünya-âhiret dengesini en mükemmel bir biçimde ortaya koymuş, âhiret mihverli ama dünya boyutlu bir hayat nizamı tarif etmişti... O “Gül”; Mahşer günü Rabbimize sunabileceğimiz en güzel şeyin, “şirksiz bir yürek” ve “sâlih bir amel” olduğunu bütün mü’minlere öğretmişti…
Yaratılanların En Hayırlısı, İnsanlığın Mi’râcı, Rabbimizin Habîbi olan, Allah(c.c.)’ın Kur’ân’da -diğer peygamberler gibi yalın ismiyle nidâ etmeyip- “Ey Resûl, Ey Nebî, Ey Müddessir, Ey Müzzemmil!” diye tâzimkâr bir ifâdeyle hitap ettiği O “Gül”; Muhabbetullah ufkunda, ufuk ötesi menzillere ulaşan Muhammedî bir sevdânın remziydi… Rahmet ve Sevgi Peygamberi olan O “Gül”; “Yaratılanı Yaradan”dan ötürü” sevmeyi bizlere miras bıraktı... Bu mevzuda ; “İman etmedikçe Cennet’e giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de gerçek mânâda îman etmiş olamazsınız” buyurarak, îmanı içtimâî barışın temel taşı yaptı...

“Gül”ün aşkını; “Senin aşkın ateştir, ateşin gül bahçesi” mısraıyla dile getiren bir şair, sevdâ bahçesindeki aşk ateşinin “Gül” muhabbeti olduğunu ifâde etmişti… “Hamdım, piştim, yandım” diyenler de bu aşktan hissedar olmuş ve O “Gül”le tenekeler altın, kömürler elmas hâline gelmişti... O “Gül”; en paslı gönüllerin açılmaz zannedilen kilitlerini bile, Muhammedî bir fetânetle açmıştı... O “Gül”; zulmü ve vahşeti gül yaprağıyla bertaraf etmiş, bir bakışıyla buzdan dağları eritmiş, tavır ve davranışıyla yürekleri fethetmiş, O’nun karşısında “Vahşi”ler yahşi olmuş ve O’nu öldürmeye gelenler O’nda dirilmişti... O “Gül”; yoldan çıkanları yola getirmiş, M. İkbâl’in ifâdesiyle “Yol kesenleri yol göstericiye dönüştürmüştü”…


O “Gül”; aşkın bir inançla Allah(c.c.)’a bağlanmış, O’na hakkıyla teslim olmuş, her zaman mükemmel bir sorumluluk duygusu içinde hareket etmiş, ne inancından, ne de dâvâsından zinhar tâviz vermemişti… O“Gül”; en kötü şartlarda bile aslâ sarsılmamış, ye’se düşmemiş, telaşa kapılmamış, hiç tereddüt yaşamamış ve yaşatmamış, metânetli tavrını hiç değiştirmemiş, dimdik ayakta durmuş, katiyen eğilmemiş bir îman ve aksiyon âbidesiydi... O, civanmertliğin yanında tedbir ve temkini de elden hiç bırakmamıştı... O “Gül”ün cesâretini anlatan Hz. Ali (r.a.); “Biz, savaş kızıştığında, gözler öfkeden kıpkırmızı kesildiğinde O’nun arkasına sığınırdık” derken, aynı mevzûda Berâ b. Âzib (r.a.) ise; “Savaşta en cesur olanımız bile, Hz. Muhammed(s.a.v.)’le aynı hizâda duramazdı” tâbirini kullanmıştı… Huneyn Savaşı’nda panik baş gösterip, ordunun ricat etmeye başladığı harbin en sıcak dakikalarında, dalga dalga Müslümanların üzerine gelen düşmana karşı korkusuzca savaşan ve müşriklerden -bütün askerlerin aksine- geri çekilmeyen tek kişi Efendimiz Aleyhisselâtü Vesselâmdı… Çünkü

O “Gül”; müthiş bir irade, akıllara durgunluk veren bir azim, eşi ve benzeri olmayan bir cesaret şâhikasıydı...

O “Gül”; küfrü yüreğinden hançerleyen bir bedir ve gönüllerde aşkın bir îman çerağı uyandıran Hakikat Güneşi’ydi... O “Gül”; Cahiliyye karanlığındaki “dipdiri meyyitler” ve her devirde O’ndan uzaklaştıkça insanlığını yitiren canlı cenâzeler için “Bâ’sü bâ’de’l-mevt” nefhasıydı... O “Gül”; virâne gönüllerde nûrânî güzellikler vâr eyledi, aşkın aslî istikâmetini âşikâr eyledi ve ümmet-i Muhammedi, Muhabetullah ile bahtiyâr eyledi…

O “Gül”; sâyesi yere düşmeyendi... Bizler, O “Gül” sâyesinde küfrün katran siyahı mahzeninde kalarak esfel-i sâfilîne düşmekten ve sonsuza dek helâk olmaktan kurtulduk... Bizler; O’nun; rûhumuza içirdiği semâvî iksir, aklımıza sunduğu Muhammedî mesaj ve gönlümüze bahşettiği ebedî saadet muştusuyla şerefyâb olduk…
Ve O “Gül”; sevda çöllerinden Mevla’ya giden “İz”in sahibi, Hak yolunun yanılmayan ve yanıltmayan En Son Kılavuzuydu... Bu sebeple, kul aşkıyla çöle inen Mecnunlar, “Leyla” dese de; “Gül” aşkıyla Hakk’a yönelen kalpler hep “Mevlâ” dedi/diyordu/diyecekti...
Hatm-i kelâm olarak O “Gül”den şefaat niyazımızı, “Gül” kokulu umutlara yaslanmış bir yüreğin sahibi olan Süleyman Çelebi’nin diliyle yapıyor ve:
“Yâ Habibullah bize imdâd kıl,
Son nefeste dîdarın ile şad kıl…”
diyor, açılan her gül yaprağı adedince Kâinatın Solmayan Gülü’ne salât ü selam ediyoruz...
(altinoluk dergisi)

Seleme 04Haziran 2008 15:30

Cvp: O "Gül"....
 

O Gü'e canlar feda olsun...Rabbim layık olanlardan etsin bizleri...

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

medinelii 04Haziran 2008 15:33

Cvp: O "Gül"....
 
aminn.... dikkate alıp okudugun için çok tesekkur ederim seleme editorum, site için özel arastırmalar yapıyorm, dilerim begenmıssınzdr...

sevgiler

Seleme 04Haziran 2008 15:40

Cvp: O "Gül"....
 
Alıntı:

medinelii Üyemizden Alıntı
aminn.... dikkate alıp okudugun için çok tesekkur ederim seleme editorum, site için özel arastırmalar yapıyorm, dilerim begenmıssınzdr...

sevgiler


Şuna emin olunuzki forumda açılan hiçbir konu yoktur ki ciddiye alınmamış ve okunmamış olsun..Yorum yapılmamış bile olsa emin olun ki okuyan üyelerimiz yada ziyaretçilerimiz vardır.Bu konuda medineweb'li dostlarımında benimle hem fikir olduğu kanısındayım.Paylaşımlarınız oldukça kaliteli devamını ısrarla bekliyoruz.
Sevgi ve saygı bizden efem [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

medinelii 04Haziran 2008 15:47

Cvp: O "Gül"....
 
o konuda hem fıkırız canım.... okunmadıgına şüphem yok, yorum yazmanız benı mutlu ettı, buna ıstınaden tsk ettim okudugunuza ,yoksa tum medınelılere tskler [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Seleme 04Haziran 2008 15:53

Cvp: O "Gül"....
 
Alıntı:

medinelii Üyemizden Alıntı
o konuda hem fıkırız canım.... okunmadıgına şüphem yok, yorum yazmanız benı mutlu ettı, buna ıstınaden tsk ettim okudugunuza ,yoksa tum medınelılere tskler [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Teşekkür bizden canım :))))

KEVİR 04Haziran 2008 22:56

Cvp: O "Gül"....
 
Kurtuluş için O gül gibi lider gerekli; teşekürler medineli yüreğine sağlık

sessiz23 04Haziran 2008 22:58

Cvp: O "Gül"....
 
Alıntı:

Seleme Üyemizden Alıntı

O Gü'e canlar feda olsun...Rabbim layık olanlardan etsin bizleri...

[FONT=Comic Sans MS][Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]


gercekten güzel konumuş [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

medinelii 05Haziran 2008 07:27

Cvp: O "Gül"....
 
begendıgınıze sevındım, okudugunuz için tsk ediyorum...

CaferTayar 05Haziran 2008 11:30

Cvp: O "Gül"....
 
Gül bir gönül cezbesinde, gülistanlara dalarak,
Şöyle bir mesaj aldım.

Kırmızılığımı aşk-ı Muhammed’iden alıp,
Aşk-ı Muhammed’i oldum.
Beyazlığımı cennetlerin tahiresi,
Meryem annemizden alıp, latif-i haz doldum.

Sarılığımı asaletindeki en güvenli dost olan,
Hatice annemizden alıp, kokusuna ram oldum.
Pembeliğimi sevgisinde saflık ve güzelliği bezeyen,
Aişe annemizde bulup, muhabbet-i aşk doldum.

Siyahlığıma hasret ve acıları sabrında damıtan,
Fatıma annemizin gönlündeki ateşin rengine vurdum.
Çağlar içinde tüm sevdaların özünü;
Benim varlığım tutuşturdu.

(gönlünü gül Peygambere kaptırıp,
onun gözüyle bakan ve gül’e aşina olanlara,
gül’ce bir beyandır bu)
varıdatı sır yani



SAAT: 15:58

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306