Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > İlmihal Bölümü

Konu Kimliği: Konu Sahibi FECR,Açılış Tarihi:  04 Mayıs 2018 (16:28), Konuya Son Cevap : 04 Mayıs 2018 (16:28). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Beğeni Aldı1Kez Beğenildi
  • 1 Beğenilen FECR
Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 04 Mayıs 2018, 16:28   Mesaj No:1
Kur'ân Kürsüsü

Medineweb Emekdarı
FECR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:FECR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6340
Üyelik T.: 19 Ocak 2009
Arkadaşları:20
Cinsiyet:Erkek
Memleket:ANKARA
Yaş:56
Mesaj: 6.108
Konular: 546
Beğenildi:1003
Beğendi:221
Takdirleri:9161
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart ALTIN GÜNÜ YAPMAK CAİZ MİDİR?

ALTIN GÜNÜ YAPMAK CAİZ MİDİR?

ALTIN GÜNÜ YAPMAK CAİZ MİDİR?
Halk arasında, genelde para biriktirmekte zorlanan kimselerin başvurdukları, daha çok altınla yapıldığı için “altın günü†diye adlandırılan bir uygulama mevcuttur. Uygulamada bir grup oluşturan insanlar, (genelde) ayda bir kez toplanıp sırası gelene bir küçük altın vermekte ve bunu, sıradaki her ismin hakkını alacağı aya kadar sürdürmekteler. Örneğin, 15 kişilik bir grupta 14 ay boyunca bir küçük altın veren kimse, sırası geldiği ayda da kendisi 14 altın alıp ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Aylık devriyede altın alacakların sıralaması kura ile yapılabileceği gibi, anlaşma yoluyla da yapılabilmekte.
Uygulamanın İslami açıdan bir mahsur içerip içermemesi hususunda farklı mütalaalar mevcuttur. Farlılığın bir sebebi, altın günü uygulamasının ne tür bir akit olduğu yönündeki farklı yaklaşımlardır; yani uygulama, bir satım akdi midir, borç verme akdi midir? Diğer bir sebebi de, uygulamanın bazı fıkhî esaslara ters düştüğü yönündeki getirilen itirazlara yapılan tahlillerin farklılığıdır.
Yazımızda, altın günü uygulamasının bu iki açıdan, itiraz ve cevaplar halinde kısa bir değerlendirmesini yapacağız. Muvaffakiyet Allah’tandır.
1. İtiraz:
Uygulama, faiz çeşitlerinden gecikme faizini (ribe'n-nesîe) içeren bir satım (bey') akdidir. Zira güne katılan kişi, verdiği altının/paranın karşılığını aylar sonra almakta veya tam tersi erken aldığı altının karşılığı geç ödemekte, böylece gecikme faizi gerçekleşmektedir. Bu ise haramdır.
Cevap:
Para, altın, gümüş gibi nakitlerin mübadelesinde (değiş-tokuş), vadeden dolayı gerçekleşen gecikme faizi, satım (bey') akdi için söz konusudur. Borç verme (karz-ı hasen) yoluyla olan mübadelelerdeki gecikmeler faiz değildir, bilakis akdin gereğidir, caizdir. Güne katılan kimselerin yaptıkları da borç verip borç tahsil etmekten başka bir şey değildir.
2. İtiraz:
Uygulama, borç verme (karz akdi) ise, borç alan kimsenin aldığı borcu fazlasız-noksansız tam mislini ödemesi gerekmektedir, burada ise ödemeler arasındaki zaman farkı nedeniyle altınların/paraların değerlerinde değişmeler meydana gelebilmektedir. Bu da, yapılan akitte faiz çeşitlerinden fazlalık faizi (ribe'l-fazl) olabilmesi şüphesini gündeme getirmektedir ki faiz şüphesi fıkıhta faiz mesabesindedir, haramdır.
Cevap:
Borç verilmeye elverişli (mislî) olan mallarda malın kıymetine/değerine itibar edilmez, miktarına itibar edilir. Mesela altın, gümüş gibi mallarda gramına; su, süt gibi mallarda litresine; paralarda türüne (Lira, Dinar vs.) ve miktarına itibar edilir. Bunlarda eşitlik sağlandığında (fiyatlarında/değerlerinde değişmeler meydana gelse de) artık faiz ve faiz şüphesinden söz edilemez.
3. İtiraz:
Uygulamada, borç veren kimse, karşı tarafa “günü geldiğinde senin de bana borç vermen şartıyla…†diyerek borç vermektedir. Bu ise “bir akit içinde iki akit yapmak†demektir ki, dinimizce yasaktır.
Cevap:
“Bir akit içinde iki akit†yasağının tefsiri hakkında müçtehitlerin farklı izahları bulunmaktadır. Ancak, zikredilen yasak her ne şekilde izah edilirse edilsin, altın günü uygulaması bu yasağının hiçbir suretini içermemektedir; zira güne katılan kişi, borç verirken karşı taraftan, borcuna karşılık borç vermesini değil, günü geldiğinde verdiği borcun ödenmesini beklemektedir. Şu halde, borç verip borcu tahsil etmek, “bir akit içinde iki akit†sayılamayacağından uygulama bu yönden bir mahsur içermemektedir.
4. İtiraz:
Borç verme akdi, iyilik (teberru) merkezli akitlerdendir, bu tür akitlerde öne sürülen süreler bağlayıcı değildir (gayr-ı lazım). Yani borç veren kişinin, dilediği zaman borcunu geri isteyebilme hakkı vardır, akit yapılırken konuşulan ödeme tarihi bağlayıcı değildir. Şu halde, belirli bir aydan önce alacakların talep edilemediği altın günü uygulaması, mezkur kurala aykırı olduğu için fasittir.
Cevap:
Borç verme akdi, daima, ödeme süresi konuşularak yapılır ve konuşulan süre bağlayıcı değildir. Ancak bu, konuşulan sürenin bağlayıcı olmaması özelliğini yitirdiği anda akdin fasit olması anlamında değildir, bilakis bağlayıcıymış gibi muamele edilse bile yine de bağlayıcı olmayacağı anlamındadır. Yani, akitte veya daha sonrasında bir süre şart koşulsa, bir tarih konuşulsa ve ondan evvel borcun ödenmeyeceği söylense yine de alacaklı borcunu erken isteyebilir ve akit sahihtir.
Bu, meselenin kanuni boyutudur; ahlaki olarak ise borç veren kişiden, çok sıkışmamışsa ödeme tarihine riayet etmesi beklenilir. (Zikredilenler Hanefi ve Şafii‘lere göredir. Maliki’lere göre borç verme akdi, lazım akitlerdendir, konuşulan ödeme tarihi bağlayıcıdır. İbnü’l-Münzir, el-Evsat, 10/421)
Gelelim altın gününe; güne katılan kişiler, katıldıktan sonra gün bitene kadar ayrılmayacaklarına, alacaklarını günü gelmeden istemeyeceklerine, şayet isterlerse isteklerinin dikkate alınmayacağına dair sözler vermekteler. Bu, aynı “5000 lira borç istiyorum, ama filan tarihte emekli olacağım zamana kadar borcunu ödemeyeceğim/ödeyemeyeceğim, ancak emekli olunca ödeyebilirim†diyerek borç alan kimsenin durumu gibidir. Bu sözler, ahlaki olarak verilen tarihin önemini ifade etse de, hukuken verilen tarihin önemi yoktur, kişi, borcunu erken tahsil edebilir. Güne katılan kişi de, hukuken, dilediği zaman verdiklerini isteyebilir, herkesin hakkını erken vererek günden çıkabilir. Devam etme zorunluluğu yoktur.
5. İtiraz:
Borç verme akdinin, borç verme-alma işleminden öte “ilave menfaatâ€ler sağlaması, faiz sayılacağından akdi ifsat eder. Altın gününde icra edilen borç verme-alma işleminde de tarafların menfaat elde ettikleri malumdur. Şu halde bu borç verme akdi caiz değildir.
Cevap:
Mezkur kuralda mevzu bahis edilen menfaat, bilumum menfaatleri kapsamaz; ifade edildiği gibi sadece borç verme-alma işleminden öte “ilave menfaatâ€leri kapsar. Yani borç verme akdi, yapısı gereği, taraflara bir takım faydalar sağlayabilir; borç alan kişi, aldığı parayla ihtiyacını giderir, borç veren kişi, bir mümin kardeşine yardım ettiği için sevap kazanır… Bunlar, her borç verme akdinin sonunda gerçekleşen tabii sonuçlardır, akdi ifsat etmezler. Faize götüren/akdi ifsat eden menfaatler, akitte haricen şart koşulan “ilave menfaatlerâ€dir; “Borç veririm ama fazlasıyla ödersen, arabanla şu yere kadar götürürsen, şu işimi yaparsan…†gibi sözlerle verilen borçlar gibi. Altın günü uygulamasında ise, günü geldiğinde borcunu tahsil etmekten başka bu tür menfaatler söz konusu değildir.
6. İtiraz:
Altın gününün aylık devriyesinde taraflar bir araya geldiklerinde yemek, ikram vs. hazırlamaktadırlar. Bu tür şeyler, borç verme-alma işleminden dışında ilave menfaatlerdendir. Şu halde akdin caiz olmaması gerekir.
Cevap:
Borçlu kişi, ödeme günü geldiğinde, içinden gelerek, alacaklıya yemek yapması, ikramda bulunması hatta fazladan ödeme yapması hediye kabilindendir, caizdir. Bunu faizden ayıran şey, akit esnasında borç veren tarafından şart koşulmamış olmasıdır. Aynı, komşudan ödünç alınan tabakların içine pasta, börek vs. konarak geri iade edilmesi gibi; bir teşekkür nişanesi olarak içinden geldiği için verirse caiz olur, bir iyilik yapmış olur, sevap kazanır; “Geri getirirken içine pasta koyman şartıyla…†diye şart koşulmuşsa ve börekleri bu yüzden verirse caiz olmaz.
7. İtiraz:
Yine, altın günü için bir araya gelinen bazı ortamlarda, müzik, raks vb. nâmeşru işler vukua gelmektedir. Dolayısıyla buna sebep olan akdin caiz olmaması gerekir.
Cevap:
Bu tür nâmeşru işler, yapılan akdin haricinde kalan işlerdir. Yani zikredilen şeylerin icra edildiği ortamlara katılmak caiz değilse de, bunların akitle bir alakası yoktur, akit caizdir.
Ezcümle;
Yukarıda yazılanlara dikkat edilirse altın gününe katılmakta bir sakınca görülmemektedir.


Mustafa Aydın
Esma_Nur beğendi.
__________________
Selam Hidayete Tabi Olanlara
Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir
(Müslim)
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi FECR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Yumurta Akı ve Yanık Tedavisi Pratik / Faydalı Bilgiler FECR 0 81 14 Ekim 2023 13:25
Düğünlerimiz İslam'ın neresinde? Adap-Edep-Ahlak Esma_Nur 1 260 02 Ağustos 2023 17:34
Mezuniyet Programı mı Meyhane Açılışı mı Belli... Adap-Edep-Ahlak FECR 0 171 13Haziran 2023 12:35
Evinize Kem Gözlü Ahmak Bir Adamı Davet Eder... Adap-Edep-Ahlak Esma_Nur 4 200 05Haziran 2023 11:15
Bizi Allah'tan Alıkoyan Kaç Şeyi Hayatımızdan... Muhtelif Konular FECR 0 181 10 Nisan 2023 21:38

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Arefe günü, İhlas Suresini bin defa okumakla ilgili rivayet var mıdır ? Allahın kulu_ Oruç-Ramazan 1 04 Temmuz 2016 13:34
Jokeylik Yapmak Günah mıdır? FECR Soru Cevap Arşivi 0 06 Mayıs 2014 12:49
Suizanna neden olacak şeyleri yapmak günah mıdır? NİSAREYYAN Soru Cevap Arşivi 4 03 Nisan 2014 18:06
Nafile ibadetleri gizli yapmak şart mıdır? NUR Namaz-Abdest-Teyemmüm 0 11 Nisan 2009 00:41
Aşûre günü, aşûre yapıp dağıtmakta bir mahzur var mıdır? Aşûrenin önemi nedir? Verda_Naz Soru Cevap Arşivi 0 18 Mart 2009 02:55

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.