Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   İslam/Dinler/Mezhepler (https://www.forum.medineweb.net/219-islam-dinler-mezhepler)
-   -   İslamı Tahrifte Senin Rolün Ne??? (https://www.forum.medineweb.net/islam-dinler-mezhepler/22511-islami-tahrifte-senin-rolun-ne.html)

muallime 15 Temmuz 2012 00:17

İslamı Tahrif ve oynanan oyunlar
 
Orhan Çeker:Kur'ân-ı Kerîm ezberle bir yandan da yazılarak geldiği için, en ince bir tınısı dahi bozulmadan geldiği için, şeytanlar Kur'ân-ı Kerîm’i lafzan tahrîf etmekten ümidini kesmişlerdir. Yani Kur'ân-ı Kerîm’in tek bir sözünü değiştiririz diye bir ümitleri yok ama şeytanların bir ümidi var.

O da Kur'ân-ı Kerîm’in lafzı, sözü, kelimesi, cümlesi, aynen duracak fakat ona yükleyeceğimiz mana farklı olacaktır, diye ümitlidirler. Meseladiyelim ki “kalem”, ‘bu bildiğiniz kalem değildir’ diyecekler ve hiç ilgisi olmayan İslam’a ters bir mana verecekler.
İşte bu manevi tahrîf yani Kur'ân-ı Kerîm’i ma’nen yozlaştırma noktasında şeytanlar ümitlidirler. Bu konuda bayağı da mesafe alıyorlar.
Mesela adam, ‘bu söylediğiniz Kur'ân-ı Kerîm’de var mı’ diye soruyor. ‘Hadîs’lerde var mı’, diye sormuyor. Hadis sanki yok devrede. “Kur'ân-ı Kerîm’de yoksa ben kabul etmem” diye sapıkça diretiyorlar.


‘İslam varsa, Kur'ân-ı Kerîm’dekidir. ‘Kur'ân’daki İslam…’ deyip duruyorlar. Kur'ân-ı Kerîm’i ma’nen tahrîften koruyan şey Sünnettir. Onun için o şeytanlar sünnete karşıdırlar. Yani herhangi bir ayet üzerinde birileri düşünüyor, şeytanca bir mana vermeye kalkıyor.
Ama bu ayete bu manayı veremezsin anlamında karşısına beş on… tane hadîs dikiliyor. O hadisler ‘Bu mana İslam’a terstir’, diyor.
Kısacası, manevi tahrîfi engelleyen şey, Peygamberimizin Sünnetidir. Onun içindir ki Sünnete karşı çıkış, ‘hadîslere uydurma karışmıştır’ filan…gibi iddia ve söylemler, Kur’an’ı manen tahrife uğratmak amaçlıdır.
Hadîsler bir tarafa, Kur'ân deyip duranlar asıl olarak Kur'ân-ı Kerîm’i tahrîf etmek için Sünnete karşı çıkıyorlar.
Çünkü hevalarına göre bir ayete mana vermeye kalksalar sünnet karşılarına dikiliyor ve o manayı vermelerine engel oluyor.
Ona o şeytan bu sefer Sünneti aşma fikrini aşılamaya / vahyetmeye çalışıyor. O da Sünneti inkar yoluna gidiyor.

Bu sebeptendir ki Sünnet devrede olduğu sürece Kur'ân-ı Kerîm ma’nen yozlaştırılamayacaktır.
Sünnet düşmanlığının temelinde, arka planında, aslında masum bilimsel bir mesele değil, bir ideoloji yatmaktadır. O ideoloji de İslam’ı ma’nen tahrîf etmektir..
Yani adı İslam olan, ama kendisi İslam olmayan bir din üretme projesidir.

Sünnet bu ideolojinin yer bulmasına engel olduğu için, o kişiler Sünnete düşman kesiliyorlar.

Bu şeytanlar bir yandan da İslam dinini müslümanların zihninde basitleştirmeye, küçük düşürmeye, darma dağınık bir dinmiş gibi göstermeye çalışıyorlar.
Bunu gerçekleştirmek için de dillerine doladıkları konulardan bir tanesi İslam alimleridir. O alimleri mümkün olduğunca kötü ve sanki İslam’ı yanlış anlatmışlar gibi göstermek için yırtınıp çatlayıp duruyorlar.
Halbuki dinimizi emaneten o alimler getirdiler.
Emanete son derece titizlikle riayet ettiler.
Biz onlara minnettarız. Bir müzikal tınıyı (revm) bile kaybetmeden bize nakletmişlerdir.
Biz onlara ömür boyu teşekkür etsek üzerimizdeki haklarını ödeyemeyiz.
Alimlerimize, hele bir sahabiye, bir tabiiye, bir İmam Azam veya benzer birine ömür boyu teşekkür etsek, haklarını ödeyemeyiz.
Bu şahsiyetler zararlılar karşısında kale gibi, dağ gibi durmuşlar, batıl fikirlerin İslam’a işlemesine engel olmuşlardır.
İşte o bozuk niyetli düşmanlar, önce alimlere çattılar.
Bu arada en kolay çattıkları şey mezhebler ve tarikatlar oldu.
Çok mesafe de aldılar. Bu taarruzdan en çok nasibini alan, zararlı çıkan fıkıh mezhepleri, fıkıh ilmi, kelam ilmi ve tasavvuf oldu. (burada tasavvuf karşıtı kardeşlerimizin, tasavvuf karşıtı olmanın, aslen ta nerelerden geldiğine dikkatinizi çekmek isterim)''muallime''


İlk dış çerçevede onlar olduğu için bu üçü etkilendi.
Ben bekliyordum, acaba Peygamberimizin Sünnetine ne diyecekler diye.
Elli çeşit şeytan çıktı ortaya.
Kimileri, ‘Peygamber Aleyhi's-Salâtu ve's-Selâm bir postacıdır, –hâşâ- Allah’tan aldı, bize nakletti, işi bitti. Resûlullah artık bize karışamaz. Biz sadece Kur'ân’ı okuruz, ne anlarsak onu bilir, onu yaparız’ dediler.
Yani Sünnet onları ilgilendirmez oldu. İşte bu insanlar küfre girerler, din dışına, İslamın dışına çıkarlar. Kimisi de, “Peygamberimizin Sünneti beni tabii ki bağlar ama Peygamberimiz’den gelen hadîs sayısı 17 tane…dir” diyor.


Böylece dolaylı olarak onlar da Sünneti dışlamış olmaktadırlar. Böylece çeşit çeşit Sünnet düşmanları ortaya çıkıp duruyor. Bu şeytanlar Sünnet konusunda da belli bir mesafe aldıktan sonra ben hayretle takip ettim, acaba Kur'ân-ı Kerîm hakkında ne diyecekler diye. Bu sefer bula bula tam şeytanın icad edeceği iki kelime, iki söylem buldular.
Birisi “tarihsellik”, öbürü “mahallîlik”, yani yerellik.
Onlara göre ; İman ilkeleri dışında eyleme dönük bütün emir ve yasaklar tarihseldir. Yani o hükümler ilk asırda vardı, o asırdan sonraya etkisi yok, dediler. Bu ifadeyi duyar duymaz ilk defa aklıma gelen şey, Rahmetli Mustafa Sabri Efendinin
هو اقصر طريق الى الكفر
ifadesi geldi. Manası : “Küfre giden en kestirme yol” (Mevkifu’l-Akl, 4 / 281, Mısır,1950). Bu söylemle birlikte mahallîlik, yerellik söylemi de şeytan uydurması başka bir söylem. Yani ‘Kur'ân-ı Kerîm indiği coğrafyayı ilgilendirir, Hicaz, Mekke, Medine, Cidde’yi…ilgilendirir. Kur’an, bu coğrafyanın dışına taşmaz’. Haşa.

İşte Kur'ân-ı Kerîm’i manen tahrîfin iki tane şeytanlık örneği. İşte bu şeytanlıktan, bu düşmanlıktan tasavvuf en başta nasibini aldı. İsmi İslam olan ama kendisi İslam olmayan bir din üretmek isteyenler, tabii ki mezhebe de düşman olacaktır, tasavvufa da düşman olacaktır. Alimlerimize zaten düşman olacaktır. Sünnete de düşman olacaktır. Son olarak Kur'ân-ı Kerîm’e de tarihsel deyip dolaylı olarak düşman olacaktır. Görüldüğü gibi düşmanlığın sebebi, aslında dini tahrîftir.


FATİH KUT: Biz anlattıklarınızdan şunu çıkaralım : Bu, kademeli bir yaklaşım yani, değil mi?
PROF. DR. ORHAN ÇEKER: Evet, evet. Bunlara herhalde cin şeytanları akıl verdi ki bunu akledebiliyorlar. Yoksa insan bunu akledemez, diye düşünüyorum. Hemen buracıkta bir kitap tavsiye edeceğim. Türkçeye de tercüme edildi. ‘İngiliz (Britanya) Ajanı Hempher’in Hatıratı’. Küçük bir kitap. Bunun okunmasını çok arzu ederim.

FATİH KUT: Neler var içinde Hocam genel manada?
PROF. DR. ORHAN ÇEKER: Bunu uzun uzun anlatamayacağım. Şu kadarını söyleyeyim: Uzun yıllar İslam ülkelerinde ajanlık yapmış olan misyoner Hempher’in hatıratı. Misyonerliği İslam ülkelerinde 1700’lü yıllarda yapmış. Hatıratını yazmış. İngiltere hükümetine 27 maddelik bir rapor vermiş. Müslümanların kafasından kaldırılması gereken fikirlere dairdir bu rapor. Diyor ki, ‘bu fikirler müslümanların kafasından silinmeden biz müslümanların kafasına giremeyiz, dinlerini bozamayız’.


FATİH KUT: Çok ilginç gerçekten.
PROF. DR. ORHAN ÇEKER: Evet ilginç. 27 madde.
FATİH KUT: Bunu İngiliz ajanı diyor.
PROF. DR. ORHAN ÇEKER: Bunu İngiliz ajanı diyor, 1700’lü yıllarda yazmış. Bu arada kulakları çınlasın. İhsan Süreyya SIRMA Hoca da bunu, Sömürü Ajanı İngiliz Misyonerleri adlı kitabı içerisinde yayınladı.

Bu maddelerden unutamadığım birkaç tanesinden birisi, konumuzla ilgili: Müslümanların kafasından geçmiş alimlere hürmet fikrini yıkmamız lazım maddesi. Selefimize hürmet fikri.
Yani diyor ki, bu hürmet fikri müslümanların kafasında olduğu sürece biz müslümanların gönlüne, kafasına, fikir yapısına giremiyoruz. Bunu söyleyen on yıl İstanbul’da ajanlık yapan birisi, hatıratını yazan Hempher.
Bakmış ki İstanbul’da bunu yapamıyor, çünkü İstanbul’daki hocalar geçmiş alimlere son derece hürmetkar; bırakıp Ortadoğu ülkelerine doğru gidiyor, orada belki bir iş yapabilirim diye.
Bu ajan, kendi ifadesine göre, İstanbul’da her ne zaman medresedeki hocasına bir fit atacak olsa, hocası “o hususta İmam A’zam… şöyle şöyle demiş, senin dediğin yanlış” deyip meseleyi bağlarmış. Yani ajan orada hocaların bi türlü kafalarına girip fitne uyandıramamış.
İstanbul’da on yıl uğraşmasına rağmen başaramamış fitne işini. Ajan medresede okurken müslüman olduğunu söylermiş, bir yandan da İngiliz sefareti ile ilişkilerini devam ettirirmiş.
Adını da İbrahim koymuşlar. Bunları hatıratında anlatıyor ajan. Medresede hocası onu evlendirecek bile olmuş ama o, foyası ortaya çıkmasın diye bu teklifi iktidarsızlığa vurarak kabul etmemiş. Bu adam, geçmiş alimlere hürmeti olan İstanbul çevresinde fitne çıkaramayınca orayı terk etmek zorunda kalmıştır.

bilinmez 15 Temmuz 2012 22:57

Cevap: İslamı Tahrifte Senin Rolün Ne???
 
İslami tahrifte yukarda paylaşılan yazının içeriğine dair bilgiler yeterlide artar bile,

Geçmiş tarihte bu topraklar üzerinde ne kadar müslüman varsa ingiliz ajanlığı yaftasını,yemiş ve bunlara karşı rainalaştırılmış ve atalarının batıl geleneğini islam zanneden ve kuranı anlamadan gereği gibi okumayanlarada yutturulmuştur.TC kurulmadan önce bu bölgede olan osmanlı şirk imparatorluğu,kendi saraylarına aldıkları ve kendi tahakkümünün dışına çıkamayan ve vahiy islamını insanlara osmanlıların korkusunda dahi anlatamayan[akşemsettinin ailesine osmanlıların yaptıklarını bi araştırın tarihi gerçekliğiyle göreceksiniz],zavallı alimler veya bazende osmanlı hükümetinin onlara sunduğu zenginliklerden dolayı ses çıkaramayanlarla doludur.

Müslüman muvvahidleride İNGİLİZ AJANLIĞIYLA türlü iftiralarla dışlamışlardır,halkın gözünde düşürmüşlerdir,bu oyun aslında sabataist yahudilerin oyunudur ,aynı oyunu kurtuluş harbi denen ama halen kurtulamayan bu bölgenin zavallı halkının mazlum ve mağdur,iskilipli atıf hoca,şeyh saide kurdi,ve bunlarla beraber olanlarada İNGİLİZ AJANLIĞI YAFTASIYLA YAFTALAMIŞLARDIR,Yani geçmiş geleceğe suyun suya benzemesi kadar benzerlik göstermiş bu günde müslümanları aynı iftiralarla yaftalamaya çalışan bu zihniyetin devamıdır...

Biz muvvahidler alemler içinde bütün rasulleri selamlıyor ve onların pıratiği[sünneti] olan,kuranı anlamayı ve yaşamaları için bu günde samimi ama kandırılmış KURANI ANLAMAKTAN ACİZ BIRAKILMIŞ BU HALKIN SESİ OLMAYA DEVAM EDECEZ YUKARDAKİ İFTİRALARA RAĞMEN...

Sizlerde samimiyseniz neden KURANI ANLAMAKTAN MAHRUM BIRAKILMIŞ BU HALKIN GÜNDEMİNE KURANI ANLAMALARI İÇİN CEHD EDMİYORSUNUZ,bu halk kuranı anladığı zaman ,kimin peygamberin sünnetinin peşinde,kimin sapıklık ingiliz oyunlarının peşinde olacağını KURANIN APAÇIKLIK BEYANINDA GÖRECEKTİR...

Son olarak sünnet kuranın pıratize edilmiş halidir,buda ancak kuranı anlamaktan geçer,ve hiç bir zaman sünnet ne vahiyle nede akılla çakışmaz,çünkü rabbimiz kuranın bir çok yerinde akletmezmisiniz diyerek aklı muhattab alıyor vahiysiyle.....

not..yukardaki yazının içinde İMAM EBU HANİFE[Allah ondan razı olsun],dan bahsetmişsiniz,acaba ebu hanifeyi tanıyormusunuz neler yaşamış kısa bi hayatından ve mücadelesinden bahsedermisiniz....


SAAT: 09:27

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306