Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.PEYGAMBERLER-ASHAB-I KİRAM-ALİMLER.::. > Peygamberler-Ashab-ı Kiram-Alimler > İslam/Dinler/Mezhepler

Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi:  18 Ekim 2008 (10:30), Konuya Son Cevap : 04 Ekim 2018 (23:27). Konuya 3 Mesaj yazıldı

Beğeni Aldı4Kez Beğenildi
  • 1 Beğenilen MERVE DEMİR
  • 1 Beğenilen nurşen35
  • 2 Beğenilen Nebevi Sevda
Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 18 Ekim 2008, 10:30   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:MERVE DEMİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5587
Üyelik T.: 05 Aralık 2008
Arkadaşları:14
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Yaş:35
Mesaj: 2.537
Konular: 2038
Beğenildi:114
Beğendi:0
Takdirleri:270
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Ashab-ı Keyf

Ashab-ı Keyf

O gençler, mağaraya sığındıkları zaman, demişlerdi ki: "Rabbimiz, katından bize bir rahmet ver ve işimizden bize doğruyu kolaylaştır (bizi başarılı kıl). (Kehf Suresi, 10)

Kuran'ın "Kehf" (mağara) isimli 18. suresinde, Allah'ı tanımayan, inananlara karşı baskı ve zulüm uygulayan bir rejimden sakınmak için bir mağaraya sığınan gençlerden söz edilir. Konuyla ilgili ayetler şöyledir:
[U]
Sen, yoksa Kehf ve Rakim Ehlini bizim şaşılacak ayetlerimizden mi sandın? O gençler, mağaraya sığındıkları zaman, demişlerdi ki: 'Rabbimiz, katından bize bir rahmet ver ve işimizden bize doğruyu kolaylaştır (bizi başarılı kıl)' Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına (ağır bir uyku) vurduk.

Sonra iki gruptan hangisinin kaldıkları süreyi daha iyi hesap ettiğini belirtmek için onları uyandırdık. Biz sana onların haberlerini bir gerçek (olay) olarak aktarmaktayız. Gerçekten onlar, Rablerine iman etmiş gençlerdi ve biz de onların hidayetlerini arttırmıştık.' Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik;

(Krala karşı) kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: 'Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbi'dir; ilah olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçeğin dışına çıkarız. Şunlar, bizim kavmimizdir; O'ndan başkasını ilahlar edindiler, onlara apaçık bir delil getirmeleri gerekmez miydi? Öyleyse Allah'a karşı yalan düzüp-uydurandan daha zalim kimdir?'

(İçlerinden biri demişti ki): 'Madem ki siz onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup-ayrıldınız, o halde, (dağlara çekilip) mağaraya sığının da Rabbiniz size rahmetinden (bolca bir miktarını) yaysın ve işinizden size bir yarar kolaylaştırsın.'

(Onlara baktığında) görürsün ki, güneş doğduğunda onların mağaralarına sağ yandan yönelir, battığında onları sol yandan keser geçerdi ve onlar da onun (mağaranın) geniş boşluğundalardı. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah, kime hidayet verirse, işte hidayet bulan odur, kimi de saptırırsa onun için asla doğru yolu gösterici bir veli bulamazsın.

Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk. Onların köpekleri de iki kolunu uzatmış yatmaktaydı. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı.

Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik (uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki: 'Ne kadar kaldınız?' Dediler ki: 'Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kaldık' Dediler ki: 'Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir; şimdi birinizi bu paranızla şehre gönderin de, hangi yiyecek temizse baksın, size ondan bir rızık getirsin; ancak oldukça nazik davransın ve sakın sizi kimseye sezdirmesin. Çünkü onlar üzerinize çıkıp gelirlerse, sizi taşa tutarlar veya dinlerine geri çevirirler; bu durumda ebedi olarak kurtuluş bulamazsınız.'

Böylece, Allah'ın va'dinin hak olduğunu ve gerçekten kıyametin, kendisinde şüphe bulunmadığını bilmeleri için (şehir halkına ve sonra ki insan kuşaklarına) onları buldurmuş olduk. (Onları bulanlar) kendi aralarında durumlarını tartışıyorlardı, (bir kısmı) dedi ki: 'Onların üstüne bir bina inşa edin, Rableri onları daha iyi bilir.' Onların işine galip gelen (sözleri geçen)ler ise: 'Üstlerine mutlaka bir mescid yapmalıyız' dediler.

(Sonra gelen kuşaklar) diyecekler ki: 'Üçtüler, onların dördüncüsü de köpekleridir.' Ve: 'Beştirler, onların altıncısı köpekleridir' diyecekler. (Bu), bilinmeyene (gayba) taş atmaktır. 'Yedidirler, onların sekizincisi de köpekleridir' diyecekler. De ki: 'Rabbim, onların sayısını daha iyi bilir, onları pek az (insan) dışında da kimse bilemez' Öyleyse onlar konusunda açıkta olan bir tartışmadan başka tartışma ve onlar hakkında bunlardan hiç kimseye bir şey sorma.[U]

Hiçbir şey hakkında: 'Ben bunu yarın mutlaka yapacağım' deme. Ancak: 'Allah dilerse' (yapacağım, de). Unuttuğun zaman Rabbini zikret ve de ki: 'Umulur ki, Rabbim beni bundan daha yakın bir başarıya yöneltip iletir.'

Onlar mağaralarında üçyüz yıl kaldılar ve dokuz (yıl) daha kattılar.

De ki: 'Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O'nundur. O, ne güzel görmekte ve ne güzel işitmektedir. O'nun dışında onların bir velisi yoktur. Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz. (Kehf Suresi, 9-26)

Hem Hıristiyan hem de İslam kaynaklarında övülen Ashab-ı Kehf'in (Mağara Ehli) karşı karşıya oldukları zalim hükümdar, genel kabule göre, Roma İmparatoru Decius olduğu tahmin edilmektedir. Decius'un baskı ve zulmü ile karşılaşan gençler, bulundukları topluma Allah'ın dinini terketmemeleri konusunda birçok uyarılarda bulunmuşlardır. Toplumun yaptıkları tebliğlere kayıtsız kalması, imparatorun baskıyı arttırması ve ölüm ile tehdit edilmeleri sebebiyle gençler yaşadıkları yerden uzaklaşmaya karar vermişlerdir.

Tarihsel belgelerin de ortaya koyduğu gibi, henüz dejenere olup bozulmamış Hıristiyanlığın (İseviliğin) temsilcisi olan müminlere yönelik sindirme, baskı ve zulüm politikaları, birçok imparator tarafından yoğun bir şekilde uygulanıyordu.

Kuzey Batı Anadolu'da bulunan Roma Valisi Piliniyus'un (MS 69-113) İmparator Trayanus'a yazdığı mektupta "İmparator'un heykeline tapınmadıkları için cezalandırılan Mesihçiler"den (Hıristiyanlar'dan) bahsedilir. Bu mektup, o dönemde İsevilere yapılan baskıları anlatan önemli belgelerden birisidir. İşte böyle bir ortamda kendilerinden Allah'ı bırakıp imparatora veya din karşıtı bir sisteme boyun eğmeleri istenen gençler, bunu kabul etmemişler ve şöyle demişlerdir:

Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbi'dir; ilah olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçeğin dışına çıkarız. Şunlar, bizim kavmimizdir; O'ndan başkasını ilahlar edindiler, onlara apaçık bir delil getirmeleri gerekmez miydi? Öyleyse Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? (Kehf Suresi, 14-15)

Ashab-ı Kehf'in yaşadığı yer konusunda ise birkaç iddia vardır. Bunlardan en makul görünenleri ise Efes ve Tarsus'tur.

Hemen hemen tüm Hıristiyan kaynaklar, gençlerin sığındıkları mağaranın bulunduğu yer olarak Efes'i gösterirler. Bazı müslüman araştırmacı ve Kuran yorumcuları da Efes konusunda Hıristiyanlar'la hemfikirdirler. Bazıları da bölgenin Efes olmadığını uzun uzadıya açıkladıktan sonra, olayın geçtiği yerin Tarsus olduğunu ispatlamaya çalışmışlardır. Biz bu çalışmada iki ihtimal üzerinde de duracağız. Tüm bu araştırmacı ve yorumcular-Hıristiyanlar da dahil-olayın Roma İmparatoru Decius (veya başka bir ismiyle Decianus) zamanında, yani MS 250 civarında geçtiğini belirtirler.

Decius, Neron'la birlikte Hıristiyanlar'a en çok zulmeden Roma İmparatoru olarak bilinir. İktidarda bulunduğu kısa dönemde, hakimiyeti altında yaşayan herkesin Roma tanrılarına kurban adamalarını zorunlu kılan bir kanun çıkarmıştır. Herkes bu putlara kurban adamakla, dahası bunu yaptıklarını gösteren bir onay belgesi almak ve devlet görevlilerine göstermekle yükümlü tutulmuştur. Karara uymayanlar için de idam cezası uygulanmıştır. Hıristiyan kaynakları bu dönemde Hıristiyanlar'ın önemli bir bölümünün "şehirden şehire" kaçarak ya da daha gizli sığınaklara giderek bu putperest ibadetinden kaçındıklarını yazarlar. Ashab-ı Kehf, büyük olasılıkla, bu İsevilerin içinden salih bir gruptur.

Bu arada vurgulanması gereken bir nokta vardır: Konu, bazı Hıristiyan ve müslüman tarihçi ve yorumcular tarafından hikaye tarzında anlatılmış, birçok uydurma ve eklenen rivayetler neticesi efsaneye dönüştürülmüştür. Oysa ki olay tarihi bir gerçektir.


<bilim araştırma vakfı>
Ömer.asaf beğendi.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... Videolar/Slaytlar Medine-web 1 2743 23 Ağustos 2013 00:41
İran Emperyalizmi Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 6 3333 26 Ocak 2013 22:53
gerekli gereksiz bir şiir.. Makale ve Köşe Yazıları MERVE DEMİR 0 3084 06 Aralık 2012 10:48
olmamış kayınbiradere mektup :) Komik Paylaşımlar Allahın kulu_ 10 6906 03 Kasım 2012 23:19
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür Makale ve Köşe Yazıları Esadullah 11 6350 02 Ekim 2012 21:16

Alt 31 Ekim 2014, 22:11   Mesaj No:2
Medineweb EDİTÖRÜ
su damlası - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: su damlası isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 13055
Üyelik T.: 18 Aralık 2010
Arkadaşları:18
Cinsiyet:-
Memleket:sivas
Mesaj: 10.549
Konular: 695
Beğenildi:8128
Beğendi:9305
Takdirleri:25516
Takdir Et:
Standart Cevap: Ashab-ı Keyf

Ashab-ı kehf nedir

Ashab-ı kehf nedir, isimleri nelerdir
Ashab-ı kehf nedir, isimleri nelerdir
Ashâb, Arapça bir kelime olup, sahip kelimesinin çoğuludur. Sahib, dost, arkadaş, yârân manalarına gelmektedir. Buna göre eshâb, dostlar, yaranlar, arkadaşlar anlamına gelmektedir. Kehf ise, dağlarda oyulmuş ev gibi yerlere denmektedir. Genellikle bunu ifade için mağara kelimesi kullanılır. Küçüğüne Gâr, büyüğüne de Kehf denir. Bu kelimenin Türkçe karşılığı ise, İn'dir. Şu halde Eshâb-ı Kehf kelime olarak, Mağara Dostları, Mağara Arkadaşları, Mağara Yârânı anlamlarına gelmektedir.

Kavram olarak ise, zamanın hükümdarının zulmünden kaçarak bir mağaraya sığınıp, orada 309 yıl uyuyan, uyandıktan sonra da tekrar vefat eden ve Kur'an'da bahsi geçen gençleri ve birde köpekleri Kıtmîr'i ifade etmektedir. Biz konuyu incelerken Türkçeleştirmeye gerek görmeden Eshâb-ı Kehf kavramını kullanacağız. Zira herkes tarafından bu kavram kullanılmakta ve maksad anlaşılmaktadır.

Kaynaklarda Ashab-ı Kehf mağarasının bulunduğu yer ile ilgili değişik yerler gösterilmektedir. Çin'den İspanya'ya kadar tam 33 yerde Eshab-ı Kehf'in sığındığı mağara olarak gösterilen yerler vardır.

Eshab-ı Kehfin isimleri
Bu mübarek kimselerin isimleri, Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş, Kefeştatayyuş ve köpekleri Kıtmir’dir.
"Alıntı"
__________________

"Bir yαrım αklın kuyusundα öbür yαrım αşkın kuytusundα...
Cennet ve cehennem αrαsındα.Ucu sırαttαn geçen bir uçurum kenαrındα...
Â'râftα.....
Ârâfın dα αrαsındα...Ar ve αf yαrαsındα..."
Alıntı ile Cevapla
Alt 04 Ekim 2018, 22:21   Mesaj No:3
Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:61
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.476
Konular: 1144
Beğenildi:4414
Beğendi:3686
Takdirleri:14203
Takdir Et:
Standart

Ashab-ı Kehf`in hikayesi Kur`an`da geçer ve bu nedenle Müslümanlar bu hikayeye inanmak zorundadır. Aslında Kur`an`daki surede, bu kişilerin kaç kişi olduğu, kaç yıl uyudukları belirtilmez, bu bilgileri ancak Allah`ın bileceği vurgulanır. Ayrıca hikayenin motifleri ve temeli pek açık bir şekilde belirtilmemiştir. Kısaca bu kişilerin İslami bir inanca sahip oldukları ve karşılaştıkları baskı nedeniyle köpekleriyle beraber bir mağaraya sığındıkları ve bu mağarada Allah tarafından çok uzun bir süre boyunca uyutuldukları anlatılır. Ne tam olarak nerede yaşadıkları ne de tam olarak ne zamanda yaşadıklarına değinilir. Yine de gerek kültürel etkilerle gerek çeşitli rivayetler nedeniyle sayıları, adları, yaşadıkları yer ve uyudukları zamana dair çeşitli şeyler söylenmiştir. Bu söylenceler sayesinde bütün bir hikayeye ulaşılır. Yine de hikayenin bu halinin doğruluğuna dair pekçok tartışma vardır.

Geleneksel anlamda hikayeye göre Ashab-ı Kehf denilen gençler, Efsus yani Afşin şehrinde yaşıyorlardı. Bunlardan altısı sarayda görevli, hükümdara yakın kimselerdi ve hükümdarın müşavere heyetindeydiler. Onun sağında ve solunda bulunurlardı. Sağındakiler Yemliha, Mekselina ve Mislina idi. Bunlara “Ashab-ı yemin” denmiştir. Hükümdarın solunda bulunanlar ise, Mernuş, Debernuş ve Şazenuş`tur. Bunlara da “Ashab-ı yesar” denmiştir. Halen Afşin bölgesinde bu isimler erkek ismi olarak çocuklara verilegelmektedir.

Hükümdarın Roma imparatorlarından Dimityanus veya Dokyanus olduğu düşünülmektedir. Kesin olan şey imparatorun putperest olduğudur. Putperestliği kabul etmeyen az sayıdaki insanları yakalatıp öldürtmüştü. Hükümdar bir ihbar üzerine saraydaki putperest olmayan gençlerin durumlarını öğrendi. Onları çağırıp tehdit etti, onlar inançlarından ayrılmak istemediler, aksine Dokyanus`u inançlarına davet ettiler. Hükümdar onların eski günlerine dönmeleri için zaman tanıdı. Gençlerde inançlarını korumak için şehre yakın bir dağ yönüne gittiler. Yolda giderken Kefeştetayyuş ismindeki bir çoban onların inancına katıldı ve yedincileri oldu. Çobanın köpeği Kıtmir de onlara katılıp, arkalarından takip etti. Dağa yaklaştıklarında çobanın gösterdiği bir mağaraya girdiler. Mağarada dua ederek merhamet dilediler. (İslam dininin kutsal kitabı Kur`an`daki Kehf suresinin 13. ayetinde bu kişilerin duaları belirtilir.)

Hikayenin devamına göre hükümdar, Efsus`a gelip, onları sorar. Kaçtıklarını haber alıp saklandıkları mağrayı öğrenince adamlarıyla mağaraya gider ve mağaranın ağzını onları öldürmek maksadıyla kapattırır. İnanca göre gençler ölmez, yüzyıllar boyunca uyumaya devam ederler. Sonunda ise ilahi bir şekilde uyandırırlar. Ne kadar süre kaldıkları tam olarak bilinmez ve Kehf suresinde bu süreyi ancak Allah`ın bileceği belirtilir. Yine de geleneksel olarak yaklaşık 300 sene uyudukları düşünülür.

Ashab-ı Kehf uyandıklarında geçmiş olan zamanında farkında olmadıkları belirtilir. Uykudan kalkmaları, birbirleriyle konuşmaları ve içlerinden birini şehre göndermeleri Kur`an`da geçer. Bunlar şehre gidip yiyecek getirecek kimsenin (Yemliha`nın) elbise değiştirerek halini kimseye bildirmeden gidip gelmesini uygun görürler. Yemliha, bunu kabul edip şehre geldiğinde çok değişmiş bir şehir bulur. Farklı yorumları mevcut olan bir hadiseyle bu kişi geçen zamanın farkına varır ve o zamanın hükümdarının yanına götürülür. İnanca göre bu hükümdar gençlerin dinindendir. Başlarından geçenleri hükümdara anlatır. Daha sonra gidip arkadaşlarına haber verir. Daha sonra tekrar hepsi uykuya dalarlar.

Bazıları sahabelerden Ebu Bekr ve Ali`nin, Ashab-ı Kehf`e gittiklerini ve Ashab-ı Kehf`in uykudan uyanıp onları gördüklerini ileri sürmüştür. Ayrıca bu söylenceye İslam dininin son peygamberi Muhammed`e iman ettiklerini bildirip ve selam gönderip dua istedikleri de eklenir. Bunların dışında bazı kişiler Ashab-ı Kehf`in Mehdi geldiğinde uyanıp ona katılacağını ileri sürmüştür. Yine de bu iddiaların, veya hikayede genelde geçen isim, yer, zaman ve bazı olayların gerçek temelleri tartışmalıdır. Kur`an`da ise bu yorumlara dair hiçbir şey yoktur.
Ömer.asaf beğendi.
__________________
O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR
Alıntı ile Cevapla
Alt 04 Ekim 2018, 23:27   Mesaj No:4
Medineweb Emekdarı
Nebevi Sevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Nebevi Sevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 59388
Üyelik T.: 05 Nisan 2018
Arkadaşları:3
Cinsiyet:
Memleket:Istanbul
Yaş:52
Mesaj: 1.437
Konular: 327
Beğenildi:1742
Beğendi:1021
Takdirleri:12926
Takdir Et:
Standart

Başlık sanırsam yanlış yazılmış. Keyf ehli değildi onlar.

Allah her birinden razı olsun.

' Onlar iman eden bir grup genctiler."
Bu kelimelere öylesine aşığım ki...
Peh! onlar bir grup yiğitlerdi.
Düşünseneyiz. Bulunduğunuz köy de, ilçede belde de. Siz ve dostlarınız azınlıkta ama sapasağlam bir dostlukla Allah'a secde eden ve bu uğurda kinayanin kinamasindan
Korkmayan kavi bir iman...
Rabbim sen ne olur bize böylesine direnç ve sebat ver dinini yaşama gayreti ver
nurşen35 ve Ömer.asaf beğendiler.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
ASHAB-I KEHF himmet Alimler(Rh) 6 15 Kasım 2018 22:28
Ashâb-ı Suffa! Belgin İslami Kavramlar 2 04 Mart 2014 02:30
Ashâb-ı Kiram Hakkındaki Rivayetler enderhafızım Ashab-Kiram(r.a) 0 24 Ekim 2012 23:45
HULEFA-İ RAŞİDİN VE ASHAB nuryuzlum Ashab-Kiram(r.a) 0 11 Temmuz 2009 19:21
Ashab_ı Keyf Kıssasına Dair... AŞK'ÜL İSLAM Kur'ân-ı Kerim Genel 1 18 Ekim 2007 00:33

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.