Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   İslami Haberler (https://www.forum.medineweb.net/500-islami-haberler)
-   -   Fatih Sultan Mehmet’in Ayasofya Vakfiyesi (https://www.forum.medineweb.net/islami-haberler/29300-fatih-sultan-mehmetve8217in-ayasofya-vakfiyesi.html)

EyMeN&TaLhA 23 Mayıs 2014 13:44

Fatih Sultan Mehmet’in Ayasofya Vakfiyesi
 
Fatih Sultan Mehmet Han’ın Ayasofya Vakfiyesinin Baş ve Son Sahifelerinîn Tercümesi
Aşağıda vakfiyenin baş ve son sahifelerinin tercümesi verilmiştir. Ancak Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nde bulunan Ayasofya ile ilgili Arapça vakfiyenin baş tarafı kesik olduğundan ilk sayfalar Türk ve îslam Eserleri Müzesi 2182 no’da bulunan nüshadan alınmıştır.


[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Fatih’in Ayasofya Vakfiyesi İlk sayfası


Bismillahirrahmanirrahîm

Allah’ın en yüce ismiyle başlanır ve onun alî zikriyle başarıya ulaşılır. Hamd Ol Allah’a olsun ki; insan nev’inden bir kısım fertleri irade-i ilahiyyesiyle adalet ve ihsan yolunda gitmeğe tam olarak muvaffak eylemiş; cenneti, ilimler ve hayırlı amellerle nefsini tezkiye edip kemale erdirerek ona tevelli eden abid kullarına layık bir vaki eylemiştir. Onun nimetleri, tahdit ile ihata etmekten yüce ve saymakla hasr etmekten âlîdir. “O öyle bir ilahdır ki, kullar ümitlerini kesmişken feyzini (yağmuru) indirir ve rahmetini her tarafa neşreder; kullarının velisi (sahibi) ve en çok hamde layık olan Hamid’dir (Şûrâ, 42/28)”. “O, kendisine sadaka-i cariye ile yaklaşmak isteyenlere ecir ve mükâfatını tam olarak vermiş ve onlara kapıları kendilerine tamamen açık olarak altlarından nehirler akan Cennetlerini hazırlamıştır (Sad, 38/50)”.

O Allaha nimetlerine karşılık gelebilecek şekilde bir hamd ile hamd etmek ve bize ettiği keremine denk olabilecek bir şükürle şükretmek istiyoruz Bunu yaparken de hakkıyla O’na hamd edebilmekten ve şükrünün hakkını yerine getirebilmekten aciz olduğumuzu itiraf ediyor ve arap ve acemin seyyidi olan Hz Peygamberin söylediği şu kelamı söylemekle yetiniyoruz: “Seni bütün kusur ve eksikliklerden tesbih ve tenzih ediyoruz. Seni şanına layık bir marifetle tanıyamadık. Ey Allah’ımız! Seni bütün kusur ve eksikliklerden tesbih ve tenzih ediyoruz. Sana nimetlerine karşılık gelecek şekilde sana hakkıyla şükredemedik.
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Fatih’in Ayasofya Vakfiyesi’nin son sayfaları


Salat ve selam, Allah’ın kendisinin kendi nusreti ve mü’minlerle teyid eylediği; müminlere Allah’ın ayetlerini okuyan, daha evvel açık bir dalalette olsalar bile onlara kitab-ı ilahi olan Kur’an’ı ve hikmeti öğreten; nebi ve resullerin seyyidi olan; Allah’ın “Seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik (Enbiya, 21/107)” iltifatina mazhar olan ümmi peygambere olsun. O’nun maddi ve manevî kirlerden uzak ve yüce kalan, Allah’ın kendilerinden maddi ve manevi kirleri giderdiği ve onları manen ve maddeten tathir ettiği zeki ve zarif âline de olsun. Ayrıca, O’nun hayırlı ve büyük olan sahabelerine, iyi ve kerim olan etba’ına da olsun.

Besmele, hamdele ve salveleden sonra; her iz’an ve akıl sahibi olanlar ile edeb ve irfan sahibi bulunan insanlara vazıh ve aşikardır ki, şer’-i sahih (doğru din) ve dürüst akıl göstermektedir ki, insanın ebedî saadeti ve nefsin sermedi siyadeti, kendisi için doğru ve hayırlı olanı bilmesi ve onunla amel etmesidir. Aynı şekilde iz’an ve idraki bütün akıllara gerekli olan şer’-i şerifde burhan (şer’i delil) ile sabittir ki, sadaka-i cariye, en güzel hayrattandır ve özelliklede şer’i işlerde, hakiki ilimler ile kudsi marifetlerin tahsilinde kendisinden yararlanılan sadakalar, en güzel olanlarıdır.
Bütün bu şerh ve ta’yin eylediğim şeyler, tesbit edilen şekilde ve vakfiyede yazılı haliyle vakıf olmuştur; şartları değiştirilemez; kanunları tağyir edilemez; asılları maksatları dışında bir başka hale çevrilemez; tesbit edilen kuralları ve kaideleri eksiltilemez; vakfa herhangi bir şekilde müüdahale Allah’ın diğer haramları gibi haramdır; Levhi, Kalemi, Arşı, Kürsi’yi, gökleri ve yeri koruyan Allah’ın hıfzı ve inayetiyle mahfuzdur; üzerinden süre geçtikte bu vakfı tekid edecektir; zaman yenilendikçe vakfı daha da yerleştireçektir.

Allah’ın yarattıklarından Allah’a ve O’nun rü’yetine iman eden, Ahirete ve onun heybetine inanan hiçbir kimse için, sultan olsun melik olsun vezir olsun bey olsun, şevket ve kudret sahibi biri olsun hakim veya mütegallib (zalim ve diktatör) olsun, özellikle zalim ve diktatör idareciler tarafindan tayin olunan, fasid bir tahakküm ve batıl bir nezaret ile vakıflara nazır ve mütevelli olanlar olsun ve kısaca insanlardan hiçbir kimse için, bu vakıfları eksiltmek, bozmak, değiştirmek, tağyir ve tebdil eylemek, vakfı ihmal edip kendi haline bırakmak ve fonksiyonlarnı ortadan kaldırmak, asla helal değildir.
Kim ki, bozuk teviller, hurafe ve dedikodudan öteye geçmeyen batıl gerekçelerle, bu vakfın şartlarından birini değiştirirse veya kanun ve kurallarından birini tağyir ederse; vakfın tebdili ve iptali için gayret gösterirse; vakfın ortadan kalkmasına veya maksadından ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse, vakfın temel hayır müesseselerinden birinin yerine başka bir kurum ikame eylemek (temel müesseselerden birinden taviz vermek) ve vakfın bölümlerinden birine itiraz etmek dilerse veya bu manada yapılacak değişiklik veya itirazlara yardımcı olur yahut yol gösterirse; veya şer’-i şerife aykırı olarak vakıfda tasarruf etmeye azm eylerse, mesela şeri’ata ve vakfiyeye aykırı ferman, berat, tomar veya talik yazarsa veyahut tevliyet hakkı resmi yahut takrir hakkı resmi ve benzeri bir şey taleb ederse, kısaca batıl tasarruflardan birini işler yahut bu tür tasarrufları tamamen geçersiz olan yazılı
kayıtlara ve defterlere kaydeder ve bu tür haksız işlemlerini Yalanlar yumağı olan hesaplarına ilhak ederse, açıkça büyük bir haramı işlemiş olur, günahı gerektiren bir fiili irtikab eylemiş olur. Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların la’neti üzerlerine olsun. «Ebeddiyyen Cehennemde kalsınlar, onların azapları asla hafifletilmesin ve onlara ebediyyen merhamet olunmasın. Kim bunları duyup gördükten sonra değiştirirse vebali ve günahı bunu değiştirenlerin üzerine olsun. Hiç şüphe yok ki, Allah her şeyi işitir ve herşeyi bilir.”

Haksız bir şekilde bu vakıflara tağyir, ibdal, tahrif ve ibtal şeklinde müdehale ve tecavüz eyleyen insan, ölümle karşılaştığı anı, sekeratı mevti, kabri müşahede ettiğini ve onun karanlığını, tabutu ve onun içindeki yalnızlık ve vahşeti, münker meleğini ve heybetini,
Nekir meleğini ve onun dehşetli darbelerini, Münker ve Nekir’in sorgulamalarındaki dehşeti, bütün insanların Alemlerin Rabbi’nin huzuruna çıktıkları günde Allah’ın huzuruna çıkacağını, o gün hiçbir nefsin bir diğer nefis için hiçbir şeye malik olamayacağını ve o gün her şeyin dizgininin Allah’a ait bulunacağını hatırlasın.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Ayasofya Vakfiyesi Son Sayfası


Kim, Allah’ın Kitabı’na ve Resülüllah’ın Sünneti’ne muhalefet ederse, Allah ve Resülü’nün haram kıldığını helalleştirmeye çalışırsa, müslüman kardeşinin vakıflarını bozmaya, hayırlarını tahrip etmeye ve hasenatını iptal eylemeye gayret gösterirse ve müminin hayır müesseselerini fonksiyonsuz hale getirmeye taarruz ederse, artık Allah’ın gadabı ile dönmüş olur; son durağı ve oturağı Cehennem’dir; Cehennem ne kötü bir varılacak yerdir; Allah onun hesaba çekicisi, azabın en azgın olanlarıyla azaplandıncısı ve ikabın kanunlarıyla cezasını vericisidir. “O gün zalimler ileri sürecekleri mazeretleri fayda vermeyecektir; onlar için sadece la’net vardır; onların varacakları cehennem ne kötü bir menzildir.” “O gün her nefis kazandığı günahlar sebebiyle rezil-ü rüsvay olacaktır; o gün zulüm yoktur; şüphesiz Allah hesabı çok hızlı yapandır.”

Bütün bunlardan sonra, vakıfın ecr-ü mükafatı Hayy ve Kerim olan Allah’a, O’nun rahmetine, herkesi kucaklayan ihsanına, nimetine ve büyük fazlına aittir. Hiç şüphe yoktur ki, Allah güzel amel işleyenlerin ücretlerini zayi kılmaz.
Bu vakfiyenin üst kısmında imzası bulunan Hâkim verdiği kararların geçerli olduğu ve verdiği tasdik ve bozma kararlarının meşru kabul edildiği bir durumda, kendi yargı yetkisi sınırları içinde, bu vakfın belirlenen şekilde sahih ve geçerli olduğuna; vakfiyede zikredilen şartların açıklanan kanunlar mûcebince geçerli ve meşru kabul edildiğine; vakfiyedeki sıfat ve vasıfların dinen gerekliliğine; vakıfın ispat ve nefy ettiklerinin bağlayıcı olduğuna, kesin bir karar ile karar verdi; herkesi bağlayacağına ve vakfın lazım hale; geldiğine hükmetti; verilen karar üzerine mesuliyetlerini müdrik olarak adil şahitleri şahit gösterdi.

…..bu şer’i hüccetin yazılması ………. de ……. vuku buldu. ……

(Prof.Dr. Ahmet Akgündüz’ün Kiliseden Müzeye Ayasofya Camii kitabından alınmıştır.)


SAAT: 14:27

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306