Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   İslami Kavramlar (https://www.forum.medineweb.net/838-islami-kavramlar)
-   -   TeFeKKüR (https://www.forum.medineweb.net/islami-kavramlar/2148-tefekkur.html)

AŞK'ÜL İSLAM 10 Eylül 2007 10:49

TEFEKKÜR....
 
ÖMÜR Kİ TEFEKKÜR GEMİMİZDİR;
KURTULUŞUMUZA VESİLE KILABİLECEĞİMİZ;
YAR'E VARABİLECEĞİMİZ....

EY İNSAN
EY İNENLER VE SANANLAR
NE KADAR DA AZ TEFEKKÜR EDİYORSUNUZ!....

AŞK'ÜL İSLAM 10 Eylül 2007 12:10

Cvp: TEFEKKÜR....
 
Senin için yaratılan bir varlık sana isyan ettiği zaman, önce ondan ne istediğine bak, sonra kendi nefsine dön ve senin dile getirdiğin bu talebe uygun olarak Rabbinin senden ne istediğine bak. Eğer Rabbinin bunun aynısını senden istediğini, senin de isyan edip yüz çevirdiğini görürsen, bil ki kendisinden talepte bulunduğun varlık da bu yüzden sana baş kaldırmıştırÇünkü yüce Allah, ister senin benzerin olsun ister olmasın senin için yarattığı şeylere yönelik bir talebi senin içine yerleştirmişse, bil ki yüce Allah da senden aynısını talep etmektedir, ama sen bunun farkında değilsin
Eğer sen bu hususta Allah’a itaat etmişsen, talepte bulunduğun varlık da sana itaat edecektir. Eğer tam tersi bir davranış sergilemişsen, sana karşı da tam tersi bir davranış sergilenecektir. Bil ki, yüce Allah şu insan türünü yine insan için yaratmıştır. Nitekim bir ayette bu konuda şöyle işaret etmektedir“Onların bazısını başkalarına yardım etmeleri için diğerlerinin üstüne çıkaran Biziz!” 43 Zuhruf 32 İbn Arabi - Kitâb-ul Celâl ve-l Cemâl dan

AŞK'ÜL İSLAM 10 Eylül 2007 16:06

Cvp: TEFEKKÜR....
 
Arzularıyla, dürtüleriyle, güdüleriyle,
kompleksleriyle, korkularıyla, cesaretiyle, cesametiyle,
iffetiyle, zilletiyle,
Saygı duyduklarıyla, sevildikleriyle,
Yaşama sevinciyle, hiç ölmemecesine planlarıyla,
Öfkesi ve üzerindeki kontrolüyle,
Pembe; siyah yalanlarıyla,
İşlediği günahlarıyla, yaptığı iyilikleriyle;
Sahip oldukları ve sahiplenmek istedikleriyle;
Kabul ettikleri ve edemedikleriyle;
Şehveti ve şerefiyle;
Gerçeği bilme merakıyla, doğruya ulaşma arzusuyla,
Hep tatmin olma ve hükmetme isteğiyle,
Boşluk duygusuyla, tapındıklarıyla;
Saydıkları ve sevdikleriyle; sakladıklarıyla ve saklayamadıklarıyla; İNSAN!...

Aldattığı ve aldandığıyla;
Kıskançlığı ve kaçkınlığıyla;
Diliyle, gönlüyle, görünüşüyle, gösterişiyle, göremeyişiyle,
Vehimleriyle, çileleriyle, hayalleriyle, hazlarıyla,
Hatalarıyla, hatıralarıyla,
Tecrübeleriyle, tevekkülüyle, tefekkürüyle, teslimiyetiyle, teyakkuzuyla, aldanışıyla İNSAN!..…
Basireti ve ferasetiyle İNSAN!...
''Oku''yuşu ve oturuşuyla İNSAN…
Başarma arzusuyla, kendini gerçekleştirme güdüsüyle İNSAN...
Hep insan...

İçinde akan nehirleri, kopan fırtınalarıyla İNSAN…
Gözlerini kaçırışıyla,göz göze gelişiyle İNSAN;
Sabrıyla ve aceleciliğiyle İNSAN …
Bildikleri ve bilemedikleriyle İNSAN
Baktıkları ve göremedikleriyle İNSAN
Ürettikleriyle ve tükettikleriyle insan... Hazzettikleri ve hazmedemedikleriyle İNSAN…
Sezdikleriyle, sevdikleriyle, sessizliğiyle,sebebiyle İNSAN….
Muhakemesiyle ve muvazenesiyle İNSAN…..
Geçmişi ve geleceğiyle insan... Öne çıkan ve arkada kalan yönleriyle İNSAN…...
Keşfetme serüveniyle İNSAN...
Öğrendikçe gelişen mantığı, geliştikçe artan farkındalığı, farkına vardıkça yükselen bilgisi, bildikçe kronikleşen bilme arzusuyla İNSAN...
Koskocaman bir kainattır;İNSAN…

İN VE SAN...
İNENLER VE SANANLAR...

Rabbim; Cümlemize inip de sananlardan olmayı değil, ,
İnip de kannmayanlardan olmayı nasip etsin...

Syglr...

YAĞMUR

CaferTayar 10 Eylül 2007 16:20

RE: TEFEKKÜR....
 
haniya mümin müminin aynasıydıya

Aynada tecelli eyler ise Hakın vechesi
Gün olur aydınlanır mümin olanın gecesi
El-Mümin ol mümine göz, kulak, dil olur da
Çözülür ol bir ömrün çözülmez bilmecesi

insan bu alemde farkı farkedebilmek için fıtratından neşet eden bir evladıyla saınanır
buna kızar bağırır çağırır ve hatta şikayette bile bulunur
üstad diyorki şayet hakka ittiba eder hakkın hakkına tecavuz eylemezsen
hak katında yücelir dem olursun şayet tersi olursa o zamanda zem olursun
kul rabbine yaklaşır yaklaşır aflaşır saflaşır fenafi nur olur adeta
ve kudsi hadisteki hal zuhur eder
bakan göz konuşan dil tutan el işiten kulak ve yürüyen ayağığıyla
hak adına konuşur bakar eder tutar tüm bunlar ilahi hitabı anlamak
çünkü ilahi hitab kuranı kitab ama furkani idrakla anlaşılıyor..
üstadımın sözlerini yansıtırsında bir şerh açamammı değilmi

AŞK'ÜL İSLAM 10 Eylül 2007 16:33

RE: TEFEKKÜR....
 
Arabi "Enel Hakk" dedi , katlettiler;
Katledenler Hakkın hakkı için katlettiklerini zann ederlerken;
O Üstad ki ;
Hakkı Anlatıyordu , Hakk Adına bakıyordu, Hakk Adına Tutuyordu...
Kalbini ,cismini, cinsini...
Hakkı savunduğunu zann edenler heey!!!...
İnip de sananların devrinde, sana sana SAN'a zan olanlar;
Katlederken hallacları hakk adına,
Hakk'ın kendisini katlettiğini bilselerdi ne olurdu acaba....

Furkani idraka ererek , erenlerden olmak duasıyla Sıryanii....


YAĞMUR

Emekdar Üye 10 Eylül 2007 16:50

Cvp: TEFEKKÜR....
 
Tefekkür, insanın, varlıkların, kainatın ve olayların hakikatini anlama çabasının adı... “düşünmez misiniz?”, “görmez misiniz?”“düşünüp ibret almaz mısınız?” hitabıyla insanı sorumlu tuttuğu büyük ibadet... İnsanı insan yapan, diğer varlıklardan ayıran temel özellik ve en büyük fark...

Tefekkür, olmayan bir şeyi hayal etmek değil, varlıklardaki manayı görmektir. Tefekkür, kalp gözüyle varlıklara bakmak ve onlarda yazılı ilâhî ibretleri okumaktır. Tefekkür, adeta varlıklar ile konuşmak ve her gördüğünden Yüce Mevlâ'dan haber sormaktır.

Tefekkür, /Allah.Tealâ'nın eşyadaki tecellilerini okumak ve onlardaki hikmeti anlamaktır.

Tefekkürün gayesi manevî yükseliştir. Manevî yükseliş, körükörüne bağlılıktan kurtulmak, her an 'a yaklaşmak, devamlı O'na hayran olmak, sürekli zikir halinde bulunmak ve nihayet “ihsan”mertebesine ulaşmaktır.

İhsan, kalbin uyanması ve basiretin açılmasıdır. İhsan, eşya ile perdelenmemektir. İhsan, gaflete düşmemektir. İhsan, sanki Tealâ'yı görüyormuş gibi bir hale ermektir.

Tefekkürün sonu, tevhittir. Alanı kainat kadar geniştir. Tealâ'dan başka bütün varlıklar tefekkür edilebilir. Şu dünyada acı-tatlı her ne varsa, hepsi ayrı bir ilim ve tecelli taşır. Var olan her şey, bir şeyi öğretmek içindir. O da kula kulluğunu bildirmek, Yüce Yaratıcı'nın ululuğunu isbat etmektir.

Etrafımızda ibret alınacak o kadar şey var ki, belki de bu çokluk ve devamlı yüz yüze bulunuyor olmak bizi gaflete düşürüyor. Bu halimize Yüce Rabbimiz şöyle dikkat çekiyor: Göklerde ve yerde (birliğimizi ve kudretimizi gösteren) nice deliller vardır ki, hergün onların yanından geçiyorlar, fakat hiç ibret almadan yüz çevirip gidiyorlar." (Yusuf/105)

Evet; görülen ve duyulan şeylerden ibet almak, ancak tefekkürle mümkün. Eğer tefekkür edip ibret alsaydık, bir an bile aynı halde kalmazdık. İbret alsaydık, boş işlerle bir daha yaşanmayacak yılları boşuna tüketmezdik. İbret alsaydık bir delikten iki kere ısırılmazdık. İbret alsaydık, dünyayı baş tacı yapıp, ebedi yurdu unutmazdık. İbret alsaydık, bozuk halimiz düzelir, kötü zamanlarımız tekrar etmezdi.

Ve... eğer ibret almazsak Mevlâmız da dünyamız da bize gazap edecek. Çünkü ibret almadan yaşayan insan, Mevlâ'sına asi, dünyasına yüktür.

CaferTayar 11 Eylül 2007 23:36

RE: TEFEKKÜR....
 
DOST

Gönül çağlayan olmuştur, akar sevda ve dost diye
Bülbül niyaz makamında, öter sevda ve dost diye

Zaman bast olmuştur, âlem coşar sevda ve dost diye
Döner arşı kürsi, felekler yaşar sevda ve dost diye

Çözer âşık olan sırrı, yanar sevda ve dost diye
Girer fakr umanına ki, kanar sevda ve dost diye

Tanışırlar tay ederek sözü, sevda ve dost diye
Bilişirler gönüllerde özü, sevda ve dost diye

Ab-ı hayat sırrı izhar olur, sevda ve dost diye
Vildan bahçesinde hava olur, sevda ve dost diye

Yaşar gönül siteminden, kanar sevda ve dost diye
Açar sevda güllerini, sunar sevda ve dost diye

Gönül hüznüne kapandı, yanar sevda ve dost diye
Hasreti zamana bağlı, kanar sevda ve dost diye

Dallar çiçeğe bezendi, açar sevda ve dost diye
Yeller firak bestesinden, saçar sevda ve dost diye

Varidatı sır yani

Seleme 20 Şubat 2008 02:13

TeFeKKüR
 
TEFEKKÜR

Herhangi bir mesele hakkında düşünme, zihni yorma, derin düşünme ve işin şuuruna varma.

Tefekkere fiili, üç harfli olan "fekere" fiilinden türemiştir. Fekere kök fiili ve ondan türemiş olan tefekkere, efkere, fekkere ve iftekere fiilleri aynı anlamdadırlar. Tefekkürün zıddı, fikirsizlik ve düşüncesizlik demektir.

Tefekkür, insana mahsus bir özelliktir. İnsan, tefekkür sayesinde diğer varlıklardan ayrılır ve üstün olur. Tefekkür ancak kalpte tasavvuru mümkün olan şeyler hakkında yapılabilir. Onun için, Allah'ın yarattığı varlıklar hakkında tefekkür mümkündür. Fakat Allah'ın zatı hakkındaki tefekkür mümkün değildir. Çünkü Allah hiç bir şekilde suret olarak vasıflandırılamaz ve şekil olarak hayal edilemez (el-İsfahânî, el-Müfredât, İstanbul 1986, 578).

Hz. Muhammed (s.a.s)'e en çok etki eden ayetlerden biri, tefekkürle ilgilidir. İki kişi Hz. Âîşe (r.a)'ı ziyaret etmişler. Onlardan biri, "Hz. Muhammed (s.a.s)'de gördüğünüz etkileyici bir şeyi bize anlatır mısınız?" deyince, Hz. Âîşe (r.an) şöyle demiştir:

"Resulullah (s.a.s) bir gece kalktı, abdest alıp namaz kıldı. Namazda çok ağladı. Gözlerinden akan yaşlar sakallarını ve secde esnasında yerleri ıslattı. Sabah ezanı için gelen Hz. Bilâl (r.a):

"Ya Resulullah (s.a.s)! Geçmiş ve gelecek bütün günahlarınız affedildiği halde, sizi ağlatan nedir?" deyince, o: "Bu gece Yüce Allah bir ayet indirdi. Beni bu ayet ağlatmaktadır" dedi ve ayeti okudu:

"Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette aklıselim sahipleri için ibret verici deliller vardır” (Âl-i İmrân, 3/190).

Ondan sonra Resulullah (s.a.s): "Bu ayeti okuyup da üzerinde tefekkürde bulunmayan, düşünmeyen kişilere yazıklar olsun" dedi.

Bu ayette, tefekküre davet edilen akıl sahiplerinin durumunu açıklayan bir sonraki ayetin meâli de şöyledir:

"Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar, gözlerin ve yerin yaratılışı üzerinde tefekkür ederler (düşünürler). Rabbimiz (derler), bunu boş yere yaratmadın, sen yücesin, bizi ateş azabından koru!.." (Âl-i İmrân, 3/191).

İbn Abbas (r.a)'ın naklettiğine göre, bazı insanlar Allah'ın zatı hakkında düşünmek istediler. Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.s) bu hususta şu açıklamada bulundu:

"Allah'ın yarattıkları hakkında düşünün. Allah'ın zatını düşünmeyin. Allah'ın şahsı hakkında düşünmeye güç yetiremezsiniz"

Lokman (a.s) yalnız başına tenha bir yerde oturup tefekkürde bulunurdu. Kendisine: "Niye yalnız oturuyorsun? İnsanlarla oturup sohbette bulunsan, daha iyi olmaz mı?" diye sormuşlar. Lokman (a.s) şu cevabı vermiştir: "Uzun süre yalnız kalmak, tefekküre daha müsaittir. Uzun süre tefekkürde bulunmak da, insanı cennetin yoluna sevkeder"

Ömer b. Abdülaziz tefekkür hakkında şöyle demiştir:"Yüce Allah'ın nimetlerini düşünmek, en faziletli ibâdetlerdendir".

İmâm Şafiî de: "Herhangi bir konuda hüküm çıkarırken, tefekkürden faydalanın" diyerek, tefekkürün usûl ilmindeki önemine işâret buyurmuştur (Gazzâli, İhya, Beyrut, t.y. IV, 423 vd.)

Tefekkürün neticesinde insan geniş bir ilme sahip olur. İnsanın ilmi artınca da, kalbinin hali değişir. Onun neticesinde de, insanın hali ve hareketleri değişir. Görülüyor ki insanın bilgisinin artması ve davranışlarının düzelmesi, tefekkürle başlar. Onun için Yüce Allah Kur'an'da çeşitli hususları dile getirdikten sonra "... Şüphesiz bunda tefekkür eden (düşünen) insanlar için ibretler vardır" (en-Nahl, 16/11) demektedir. İnsanları tefekküre davet eden bu ifade Kur'an'da beş yerde daha geçmektedir (er-Ra'd, 13/3; en-Nahl, 16/69; er-Rûm, 30/21; ez-Zumer, 39/42; el-Casiye, 45/13).

Tefekkürle aynı kökten meydana gelen kelimeler, Kur'an'da onsekiz yerde geçmektedir.

Kur'an'da birçok ayette, akıl erdiren, düşünen, bilen insanlar için ibretler vardır denmekte ve tefekkür anlamını ifâde eden pek çok kelime kullanılmaktadır.

Olumlu tefekkür olduğu gibi, olumsuz tefekkür de vardır. Doğru olmayan tefekkürün neticesi de doğru olmaz. Ancak salim kalbe sahip olan insanların tefekkürü sağlıklı olabilir. İslam dininin istediği tefekkür, hiç şüphesiz sağlıklı olanıdır. İnsanları bu olumlu tefekküre davet eden bazı ayetlerin meâli şöyledir:

"O'dur ki arzı uzattı, orada sabit dağlar ve ırmaklar var etti. Orada bütün meyvelerden iki çift yarattı. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor. Şüphesiz bunda tefekkür eden (düşünen) bir toplum için ayetler vardır" (er-Ra'd, 13/3)

"O'dur ki, sizin için gökten bir su indirdi. İçecekleriniz ondandır ve hayvanları otlattığınız ağaçlar, bitkiler ondan sulanıp filizlenmektedir. Onunla size ekin, zeytin, hurma, üzümler ve her çeşit meyvelerden bitirmektedir. Şüphesiz bunda, tefekkür eden (düşünen) bir toplum için (yaratıcının varlığına, kudretine ve hikmetine) işaret vardır" (en-Nahl, 16/10,11).

"Biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, Allah'ın korkusundan onu, baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri, tefekkür etsinler diye insanlara veriyoruz" (el-Haşr, 59/21) İslâm'ın bu kadar önem verdiği olumlu tefekkür, insanı taklitçilikten kurtarmaktadır. Meselâ, "dünya hayatı geçicidir; ahiret hayatı ise ebedidir. Ebedi olan şeyi geçici olan şeyden üstün tutmak daha iyidir" şeklindeki bir nasihatı dinleyip ahiret için çalışan insan, başkasını taklit ederek kendisini iyi yola sevketmiş olur. Fakat tefekkürün yani derin bir düşüncenin neticesinde bu kanaata varan ve ona göre bilinçli hareket eden kişi, her zaman için daha kârlı çıkar. Bilerek kötü şeyden korunmuş ve iyiyi tercih etmiş olur. Aynı zamanda başkalarını taklit etmekten kurtulur; kendisi başkalarına yol gösterir.

Nureddin TURGAY

Esma_Nur 02 Eylül 2012 18:19

Cevap: TeFeKKüR
 
Biraz tefekküre varmısınız?

örneğin hurma ağacı üzerinde biraz düşünelim. Ağaç, bilindiği gibi toprağa atılan bir tohumdan ortaya çıkar. Tohum küçücük (bir santimetre küp bile etmeyen) bir cisimdir, ama nasıl olur bilinmez, o tohumun içinden kısa süre içinde 4-5 metre uzunluğunda ve yüzlerce kilo ağırlığında dev bir tahta kütlesi oluşur. Tohumun bu dev tahta parçasını yaparken kullanabileceği tek malzeme ise içine gömülü olduğu topraktır.Peki ama tohum nasıl ağaç üretmeyi bilir? Nasıl olur da etrafındaki toprağın içinde gerekli malzemeleri ayrıştırıp bunları tahta dokusu oluşturmak için kullanmayı "akledebilir"? Ürettiği ağacın nasıl bir şekle ve yapıya sahip olması gerektiğini nasıl tahmin edebilir? Bu son soru özellikle önemlidir. Çünkü tohumdan herhangi bir tahta parçası çıkmamaktadır. Tohum, içinde damarlar bulunan, topraktaki maddeleri özümsemek için gereken köklere sahip ve üst kısmı da dallara ayrılan son derece iyi tasarlanmış bir canlı madde üretmektedir. İnsan bile iyi bir ağaç resmi çizmek gerektiğinde zorlanır; ağacın köklerindeki ve dallarındaki ayrıntıları çizmek zor bir iştir çünkü. Oysa tohum, çizmek şöyle dursun, bu son derece kompleks cismi topraktaki malzemeleri kullanarak sıfırdan üretmektedir.

Bu durumda tohumun son derece akıllı bir varlık olduğu sonucuna varırız. Daha doğrusu, tohumun içinde son derece etkileyici bir akıl vardır. Peki bu akıl bu tohuma nereden, nasıl gelmiştir? Nasıl olur da bir çekirdek, böyle bir akla ve hafızaya sahip olabilir?

Kuşkusuz bunun tek bir cevabı vardır: Allah tohumu ağaç yapabilecek yetenekle yaratmış, bu işlem için gerekli bilgilere sahip olacak şekilde programlamıştır. Toprağa atılan her tohum, Allah'ın ilmi ile kuşatılmıştırBir ayette bu gerçek şöyle haber verilir:

Gaybın anahtarları O'nun katındadır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır. (Enam Suresi, 59)

Tuba_ 20 Şubat 2014 01:28

Cevap: TeFeKKüR
 
"Ebu Said el-Hudrî Hz. Peygamber'in (s.a) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
- Gözlerinize, ibadetten olan nasiplerini verin!
- Gözlerin ibadetten olan nasipleri nedir?
- Kur'an'a bakmak, Kur'an üzerinde düşünmek, Kur'an'ın acaiplerinden ibret (almak)tır."

(Allahın yarattıkları hakkında bir saat tefekkür, bir gece ibâdet etmekten daha kıymetlidir) [Ebu Şeyh]
(Allahın azameti, Cennet ve Cehennem hakkında bir an tefekkür, bir geceyi ibâdetle geçirmekten daha kıymetlidir) [Ebu Şeyh]
(Bir saat tefekkür, bir sene ibâdetten kıymetlidir) [K Saadet]


SAAT: 12:58

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306