Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler (https://www.forum.medineweb.net/649-kissalar-hikayeler-nasihatler)
-   -   secde et ve yaklaş..! (https://www.forum.medineweb.net/kissalar-hikayeler-nasihatler/2808-secde-et-ve-yaklas.html)

Aysima 18 Nisan 2008 16:48

secde et ve yaklaş..!
 
DÜNYANIN İÇİNDESİN.


Yarı çemberin
içindesin. İçinde dünyaya küskünlük var . Yarı çemberin dışındasın.
Asılı mı kaldın hayatta? Ya da sıkışık mı kaldın?




Sevinçli
vahşi yüreğin ile günahkar yanmış yüreğinin derinliklerinden gelen
bunaltı mı geriyor seni? Yoksa yoruldun mu? Bu gün yaşadıkların yordu.
Anladım. Sadece bugün yaşadıkların değil. Sıkıntılı günlerden biriydi.
Peki. Yok yok tam anlamadım. Bir daha söyler misin? Ruhunu sürgüne mi
yolladın? Benliğini yüceltmenin sürgünündesin öyle mi? Azap verici bir
gerilimin içindesin.



Konuşmak
istemiyorsun. Gerginsin. Bunalımdasın. Ağlıyorsun. Yalnızsın.
Kederlisin. Mutsuzsun. Kimse seni anlamıyor. Sen kimseyi anlamıyorsun.
Kıyıda köşede kalmış gibisin. Durgunsun. Öfkelisin. Ne yapacağını
bilmiyorsun. Ne yapmayacağını biliyorsun. Güçsüzsün. İçinde kötü şeyler
olacak korkusu var. Kaygılısın. Heyacan basıyor. Tedirginlik bedenini
uyuşturuyor.



Yabani
sarılgan bir sarmaşığın hayat ipine sarılması gibi hem kendi benliğinin
hem de kötücül benliklerin bencil arzuları ruhuna ve bedenine sarılmış
hissediyorsun.



İçimi
rahatlasan ise şu: Herşeye rağmen hayatını yeniden ele geçirmek
istiyorsun. Farklı canlılık veren bir şeyin meydana gelmesini
istiyorsun. Tıkanıp kalmışlığın biteceğine dair umudun sönmemesi ne
güzel. Bu ölüm bile olsa.



Dayanmak
istiyorsun. Dayanıyorsun. Zamanın akışı içinde yıpranmış ve gevşemiş
varlığın aynı zamanda rüzgalarla bilenmiş kaya gibi seni güçlü kılıyor.



Bugün
de mi aynı soruları sordun? Dur sen söyleme. Biliyorum o ünlü
sorularını: Ben neye açım diye soruyorsun. Özlemini çektiğim nedir? Ben
ne arıyorum? Neyi çok istiyorum? Neyi çok arzuluyorum?



Tam
düşündüğün gibi. Kalbini çokluk yordu. Onun dışındaki herşey kalbine
tutunmaya, kendine bir yer edinmeye çalışıyor. Kalbin dünyanın mahzeni
gibi. Odanda fazla eşyalar her zaman seni boğar biliyorsun. Bu yüzden
sık sık temizlikler yaparsın. Kalbindeki herşeyi de arkanda bırakmak ne
güzel olurdu. Ama aynı anda hem kalmanın hem gitmenin bir yolu yoktur.
Bir çok şeyi nasıl bırakabilirsin arkanda? Kalbinin kapılarını açıp
içindekilerin dışarı uçmasını nasıl başarabilirsin? Bunun için geceler
uykusuz mu kalmalı, yemeden içmeden mi kesilmeli, bırakıp gitmeli mi?



Önce
tek başına olma görevini üstlenmek istemelisin. Hani konuşmuştuk ya.
İnsan kendi kendine, kendi için uyanık olmalı bu zamanda. Senin için
uyanık olan insanların devri geçti artık. Onun için bir hayatı yaşamak
için tek başınasın.



Yalnız başına ölmeden önce yalnız başına yaşamalısın. Kendi tekliğini hissetmeden Onun tekliğine varamayacağını biliyorsun değil mi? Hemfikir olmamıza sevindim.



Herşeyi
arkanda bırakmak ve tekbaşınalığı yaşamanın bir yolu olmalı . Kalbin
ancak çokluktan kurtulunca serinliyor. Kalbin o zaman karmaşadan
kurtulup bir düzene giriyor.



Kalbini ne düzene sokacak?



96: 19 Secde et ve yaklaş



Allahın bu sözü ruhuna nefes aldırıyor.



Secdeye
varmalı diyorsun. Her secde Ondan başka her varlığı arkanda bırakmak
değil mi? Bütün çoklar geride. Önünde teklik var. Önce kendinin
tekliğı. Yalnız ölmeden önce yalnızca secdeye kapanmalısın. Başkasıyla
birlikte secdeye kapansan da her secde yine de biriciktir.



Melekler
kalbine dokunacak secdede. Yenilenme, yeniden hayat bulma secdede
gerçekleşecek. Kalbinin önündeki varlıklar arkaya çekilecek. Sen ve O.
İkiniz aranızda bir ilişki anı olacak. Sen ve O. O ve sen. Ne
büyüleyici bir an olmalı. Tüm dünyaya bedel bir an olmalı bu. Tüm evren
secdedeki tek bir anda yaşanan sen ve O ilişkisi bile edemiyor değil
mi?



Bedenin,
ruhun, duyguların ve benliğin secdede olacak birazdan. Duygularını
rahat bırakacaksın ama. Bırakacaksın kalbin ne yaşayacaksa yaşayacak.
Yakınlaşayım diye çabalamayacaksın . Kalbini yöneltmeye kalkmayacaksın.
Secdede ne hissediyorum diye kendini yoklamayacaksın.



Bunu
nasıl yapabilirim diye endişe mi duyuyorsun? Sen yapmayacaksın ki
zaten. Kalbin yapacak. Sen Kalbinle oynama yeter. Tüm iradeni alnını
secdeye koymak için toplayacaksın. Kalbinin yaklaşması için değil.



İnsan kalbini kurcalamamalı.



Günde kırk kere secde etmek demek, kırk kere Ona yaklaşmak demek. Bu fırsatı insan nasıl kaçırabilir?


Emekdar Üye 18 Nisan 2008 23:38

Cvp: secde et ve yaklaş..!
 

Mevlânâ Hazretleri'nin Mesnevî'sinde, "Secde et de yaklaş" (Alak,19) ayetine dair anlatılan hikaye:

"Bir dere kıyısında yüksek bir duvar vardı. Duvarın üstüne de, susamış dertli biri çıkmıştı.

Suya ulaşmasına, susuzluğunu gidermesine o duvar engel oluyordu. Susuz adam da su için balık gibi çırpınıyordu.

Ansızın suya bir kerpiç parçası attı. Kerpicin düşmesi ile suyun çıkardığı ses, kulağına bir söz gibi geldi.

Suyun sesi bir sevgilinin sesi gibi tatlı idi. O su sesi, adamı üzüm suyu gibi mestetti.

Mihnetlere, dertlere uğramış adam, suyun tertemiz sesini duymak için duvardan kerpiç koparıp suya atmaya başladı.

Sudan da ses geliyordu. Su “Ey insanoğlu!” diyordu, “böyle kerpiç atmaktan, beni rahatsız etmekten sana ne fayda var?”

Susamış adam cevap verdi de, dedi ki: “Ey su, bu atıştan benim için iki fayda vardır. Bu yüzden kerpiç atmaktan vazgeçemem.”

“Birinci fayda: Benim suyun sesini duymamdır. O ses, susuzlara rebâb sesi gibi pek tatlı gelir.

Su sesi, İsrâfil’in sesine benziyor. Ölü bile bu sesten dirilmededir.

Kerpiçleir atmamın ikinci faydası da şudur ki: koparıp attığım her kerpiçle, duvar alçalıyor. Ben de suya biraz daha yaklaşıyorum.

Kerpici her koparışımda yüksek duvar, kerpicin azalması yüzünden biraz daha alçalıyor.

Duvain alçalması bir yakınlık; onun ortadan kalkması ise kavuşmak, buluşmak olacak.”

İşte, namaz kılarken secde etmek de “Secde et de yaklaş” âyetinde olduğu gibi, duvardan kerpiç koparmaya benzer.

Bu varlık duvarı yüksek bulundukça, baş eğmeye yani secde etmeye engel olur.

Bu toprak bedenden kurtulmadıkça, eğilip âb-ı hayata secde etmek ve ondan doya doya içmek imnkânı yoktur.

Bu varlık duvarı üstünde bulunanlardan kim daha fazla susamışsa, duvarın taşını, kerpicini o daha çabuk koparır atar.

Suyun sesine daha fazla âşık olan kişi ise, ona engel olan varlık duvarından daha büyük parçalar koparır. "

Hayatlarımızı namazın nuruyla hayatlandırmak duası ile...


SAAT: 15:34

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306