Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler

Konu Kimliği: Konu Sahibi Emekdar Üye,Açılış Tarihi:  15 Ağustos 2007 (16:07), Konuya Son Cevap : 04 Ekim 2023 (19:31). Konuya 1 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 15 Ağustos 2007, 16:07   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart cami ışıklarına bakan çocuk

cami ışıklarına bakan çocuk

Ahmet Altan

Çocukluktan gençliğe geçmeye çalıştığım dönemlerde yazarlık hayalleriyle dolu olduğumu gören babam, r16;Yanağını cama yapıştırıp, evin çaprazındaki caminin şerefesinde iftar zamanını haber veren ışıkların yanmasını, ışıklar yanar yanmaz bunu bağırarak haber verdiğinde büyüklerin aferinini almak için heyecanla bekleyen bir çocuğu anlatabilir misinr17; demişti.

Yaklaşık kırk yıldan beri o çocuk aklımdadır.

Hálá o sahneyi ve o çocuğu en iyi biçimde nasıl anlatacağımı bulamadım.

Ama bu görüntü benim yazarlık temrinlerimden biri oldu.

Babamın kendi çocukluğunun anılarının arasından çıkartıp bana yazı ödevi olarak verdiği sahneye kendi çocukluğumun anıları da eklendi.

Evimizin hemen karşısındaki küçük cami.

Ramazan geceleri mahallenin çocuklarıyla birlikte gittiğimiz teravih namazları, camideki büyüklerin bize başka zamanlarda pek de göstermedikleri bir şefkati göstermeleri, hálá çocuk aklımla ezberlediğim biçimde söylediğim r16;allah umme salli alar17;nın muhteşem melodisiyle dalgalar gibi kabaran o tuhaf coşku, namaz çıkışında hissettiğimiz o ağırbaşlı memnuniyet...

Sahur vakti sıcak yataktan gözlerim yarı kapalı kalkıp sobası yakılmış salonda hazırlanmış sofraya oturuşum, galiba sadece ramazanlarda yapılan o yumurtaya bulanmış ekmek kızartmaları, demli çay, beni sevgiyle ve gururla bağrına bastığını düşündüğüm büyük bir kalabalığın parçası olmanın güveni ve sonsuz bir huzur.

Allahr17;ı çok sevmiştim.

Ondan benim anlamadığım kelimelerle söz ediyorlardı ama o benim için, beni sevmesini istediğim temiz yüzlü yaşlı bir dedeydi, oruç tuttuğum zamanlarda bana gülümsediğini düşünürdüm.

Doğrusu ya ondan pek korkmazdım.

Ama beni sevmesini isterdim.

İlk kez okulda din hocası cehennemi uzun uzadıya bütün korkunçluğuyla anlattığında dehşete düşmüştüm, benim teravih namazlarında, iftarlarda, sahurlarda hissettiklerimle hocanın anlattıkları hiç birbirine benzemiyordu.

O, beni çok korkutan, bana çok uzak, çok mesafeli, çok gazaplı, benim çocuk aklımın kavrayamayacağı çok ürkütücü bir güçten bahsediyordu.

Biz dede-torun değildik.

Beni sevmiyordu.

Kötü bir şey yaparsam beni ateşlerin içine atacak, beni yakacak, bana acılar çektirecekti.

Ben ona hiç böyle şeyler yapmazdım ki, ben onun için hiç böyle cezalar düşünmezdim ki, ben onu seviyordum, o niye beni ateşlerin içine atmak istiyordu.

Çok korktuğumu, çok üzüldüğümü hatırlıyorum.

Bir daha uzun yıllar camiye gitmedim.

Din hocası benim çocukluk dünyamın en huzurlu hayalini, o soğuk yatakhanelerde uyumadan önce dua edip kendisine gülümsediğim, herkes bana yaramazlık yaptım diye kızdığında kendisine sığındığım r16;yakınımır17; benden koparmıştı.

Sonra büyüdüm.

İnanmanın huzurundan aklın huzursuzluğuna geçtim.

O çocukluk dönemimden sonra bir daha hiç dindar olmadım, oruç tutmadım, dua etmedim, namaz kılmadım.

Lise yıllarında karşımdakinin inançlarına hiç aldırmaz, herkesin korktuğu bir güçten korkmamanın tuhaf lezzetiyle diğer çocuklarla kıyasıya tartışırdım, onlar Tanrır17;nın varlığını kanıtlamaya çalışırlardı ben yokluğunu.

Küçük bir çocukken inanmayı ne kadar sevdiysem, ilk gençliğimde de inanmamayı o kadar sevdim.

Başkaldırmanın müthiş cazibesine kapılmıştım.

Hayatın zıpkınlı acılarından beni koruyacak bir güç yoktu artık, her acı doğrudan tenime yapışıyor, o acıları taşımakta ilahi bir güç bana yardımcı olmuyordu.

Yirmili yaşlarımda Ankarar17;da bir işçi kooperatifinde karımla birlikte epeyce sıkıntılar çekerek yaşarken komşularımız olan bir r16;inançlı insanlarr17; grubuyla karşılaşmıştık.

Gerçekten çok hoş insanlardı, yumuşaktılar, hoşgörülüydüler, benim gençlik saygısızlıklarımı kibar bir sabırla karşılıyorlardı.

Aralarından bir tanesi eski bir kabadayıydı, iriyarı, güçlü kuvvetli bir adamdı, epey kavgaya karışmış, günahın her türlüsüne batıp çıkmıştı, sonra r16;inancır17; bulmuştu.

Beni sessizce dinler, ben sözümü bitirince r16;Ahmet, kardeşimr17; diye başlardı lafa, beni r16;doğru yolar17; getirmek için uğraşırdı.

Dini korkuyla değil sevgiyle anlatırdı.

Zor günlerdi, babam hapisteydi, kız kardeşim hastaydı, karım hamileydi, beş kuruş para yoktu, bir yayınevinin zemin katında düzeltmen olarak çalışıyor, kazandığım paranın çoğunu kiraya veriyordum.

O sırada hayatımdaki en iyi şey o dindar insanlardı.

Dindarları sevdim.

İnançlarını paylaşmadım ama onlara ve inançlarına imrendim.

Bana çocukluğumu, teravih namazlarını, sahurları, iftar sofralarını, huzuru hatırlatıyorlardı.

Öfkeli değillerdi, çıkarcı değillerdi, haramdan ölesiye korkuyorlardı, muhtaçlara yardım ediyorlardı, inançlarıyla böbürlenmiyorlar, dini bir gösterişe döndürmüyorlardı.

Onlara saygı göstermeyi öğrendim.

Kendi inançsızlığımla onları kırmamaya özen gösterdim.

Zor günlerde bir r16;inançsızar17; bağışladıkları dostluğu hiç unutmadım.

Din hakkında düşünmeye başladım, r16;din bir afyondurr17; ezberinden r16;din nedirr17; sorusuna geçtim, insanların ve toplumların hayatında dinin yerini merak ettim.

Gerçek bir dindarla, bir müminle, dini gösterişli bir rozet gibi yakasına takanlar arasındaki farkı gördüm.

İçinde bir vahşetle, bencillikle hatta kötülükle doğan ve ölüm gibi karanlık bir yok oluşla varlıkları sona eren insanların gelişiminde, yaşama gücü buluşunda, ahlakı yaratışında, vahşetini sınırlayışında dinin çok önemli kültürel bir değer olduğunu fark ettim.

Dindar olmadım, inançlı olmadım.

Hálá da değilim.

Hiçbir zaman da olmayacağım herhalde.

Ama din fikrini, gerçek dindarları seviyorum.

Tanrır17;yla ilişkim ise anlatılması çok zor çelişkilerle dolu.

Varlığına inanmıyorum ama o varmış gibi hissetmekten hoşlanıyorum, annemin mezarına gittiğimde dua etmiyorum ama annemi r16;onar17; emanet ediyorum.

Artık ne ölümden ne de ölümden sonrasından korkuyorum ama öldükten sonra sevecen bir ışıkla karşılaşıp yaramazlık yapmış küçük bir çocuk gibi ona sığınıp gülümseyeceğimi aklımdan geçiriyorum.

Din hocası cehennemi anlatana kadar süren kuvvetli bir inanca dayalı r16;ilişkimr17; şimdi bir başka biçimde sürüyor, onun adına yeryüzünde cehennemi yaratanları, onun adıyla gösteriş yapanları, onun adına benim gibi r16;inançsızlarar17; öfkelenenleri, onun adını sadece insanları korkutmak için kullananları r16;onunlar17; arama sokmuyorum.

Tanrır17;dan bir beklentim yok.

Ona duyduğum sevginin, eğer o varsa, bir beklentiden ya da bir korkudan kaynaklanmadığını o biliyor.

Günahkar olduğumu da, babasının sevgisine sığınan biraz şımarık bir evlat gibi bu günahları işlemeye devam edeceğimi de.

Din adına dehşet salanlar ne derlerse desinler, başkaları için kötülük düşünmeyenleri onun affedeceğine inancım tam, benim tanrım her şeyden önce r16;başkaları için kötülük düşündün mür17; diye soracak bir tanrı.

Başkaları için kötülük düşünmezsem, onun varlığına inanmasam bile beni affedeceğini sanıyorum.

Affetmezse de gücenmeyeceğim.

Çocukluğumda tuttuğum oruçların, oturduğum iftar sofralarının huzurunu hiç unutmadım.

Bugün, bir tek kez öyle bir huzurla iftar yapabilmek isterdim.

O huzuru hissedenler, dilerim, o huzuru gereksiz öfkelerle bozmazlar.

Ben bir daha o huzuru bulamayacağım.

Ama, r16;yanağını dışarının soğuğunu hissederek cama dayayıp, evin çaprazındaki caminin ışıklarının yanmasını bekleyenr17; çocuğu anlatmayı hep deneyeceğim.

Sanırım bunu hiçbir zaman tam da beceremeyeceğim
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Emekdar Üye 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Hz. Ali ile Fatıma'nın Aç Kalmaları İslam/Dinler/Mezhepler Emekdar Üye 0 2242 31 Temmuz 2008 01:53
Seleme bin el-Ekvâ'nın Hz Peygambere Ölüm Üzerine... Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader Emekdar Üye 0 2164 31 Temmuz 2008 01:52
Mekke, Savaşılmadan Nasıl Fethedildi? İslam/Dinler/Mezhepler Emekdar Üye 0 2591 31 Temmuz 2008 01:51
Hz. Peygamber'in Hac Esnasındaki Hutbeleri Hacc-Umre-Kurban GÖKCEN_AZRA 1 2840 31 Temmuz 2008 01:49
Bu Mübarek Zat kimdir ?? Hz.Muhammed(s.a.v) Mihrinaz 4 2617 30 Temmuz 2008 23:27

Alt 04 Ekim 2023, 19:31   Mesaj No:2
Medineweb EDİTÖRÜ
Kara Kartal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Kara Kartal isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 59105
Üyelik T.: 03 Şubat 2018
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Mesaj: 3.601
Konular: 423
Beğenildi:3217
Beğendi:3703
Takdirleri:25945
Takdir Et:
Standart

Evimizin hemen karşısındaki küçük cami.

Ramazan geceleri mahallenin çocuklarıyla birlikte gittiğimiz teravih namazları, camideki büyüklerin bize başka zamanlarda pek de göstermedikleri bir şefkati göstermeleri, hálá çocuk aklımla ezberlediğim biçimde söylediğim r16;allah umme salli alar17;nın muhteşem melodisiyle dalgalar gibi kabaran o tuhaf coşku, namaz çıkışında hissettiğimiz o ağırbaşlı memnuniyet...

Sahur vakti sıcak yataktan gözlerim yarı kapalı kalkıp sobası yakılmış salonda hazırlanmış sofraya oturuşum, galiba sadece ramazanlarda yapılan o yumurtaya bulanmış ekmek kızartmaları, demli çay, beni sevgiyle ve gururla bağrına bastığını düşündüğüm büyük bir kalabalığın parçası olmanın güveni ve sonsuz bir huzur.

Allahr17;ı çok sevmiştim.

Ondan benim anlamadığım kelimelerle söz ediyorlardı ama o benim için, beni sevmesini istediğim temiz yüzlü yaşlı bir dedeydi, oruç tuttuğum zamanlarda bana gülümsediğini düşünürdüm.

Doğrusu ya ondan pek korkmazdım.

Ama beni sevmesini isterdim.

İlk kez okulda din hocası cehennemi uzun uzadıya bütün korkunçluğuyla anlattığında dehşete düşmüştüm, benim teravih namazlarında, iftarlarda, sahurlarda hissettiklerimle hocanın anlattıkları hiç birbirine benzemiyordu.

O, beni çok korkutan, bana çok uzak, çok mesafeli, çok gazaplı, benim çocuk aklımın kavrayamayacağı çok ürkütücü bir güçten bahsediyordu.

Biz dede-torun değildik.

Beni sevmiyordu.

Kötü bir şey yaparsam beni ateşlerin içine atacak, beni yakacak, bana acılar çektirecekti.

Ben ona hiç böyle şeyler yapmazdım ki, ben onun için hiç böyle cezalar düşünmezdim ki, ben onu seviyordum, o niye beni ateşlerin içine atmak istiyordu.

Çok korktuğumu, çok üzüldüğümü hatırlıyorum.

Bir daha uzun yıllar camiye gitmedim.

Din hocası benim çocukluk dünyamın en huzurlu hayalini, o soğuk yatakhanelerde uyumadan önce dua edip kendisine gülümsediğim, herkes bana yaramazlık yaptım diye kızdığında kendisine sığındığım r16;yakınımır17; benden koparmıştı.

Sonra büyüdüm.

İnanmanın huzurundan aklın huzursuzluğuna geçtim.

O çocukluk dönemimden sonra bir daha hiç dindar olmadım, oruç tutmadım, dua etmedim, namaz kılmadım.

Ah çocukluk
__________________
Ben yalnızca sevdiklerimden korkarım.
Çünkü beni sadece onlar incitebilirler
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Bakan Akar'dan ABD Savunma Bakan Vekili Shanahan'ın Mektubuna Yanıt nurşen35 Gündem/ Manşetler 1 18Haziran 2019 20:46
filistinli bakan! GÖKCEN_AZRA İslami Haberler 2 11 Aralık 2014 13:14
Orucun Ruh sağlığına Bakan Faydaları KuM TaNeSi Oruç-Ramazan 2 07 Temmuz 2014 14:31
Oruçlu iken çocuk emzirmek orucu bozar mı? Çocuk emzirmek için oruç kazaya bırakılır KuM TaNeSi Oruç-Ramazan 1 09 Mayıs 2014 01:09
Avrete Bakan Göz Belgin Namaz-Abdest-Teyemmüm 0 19 Mart 2009 16:35

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.