Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.KUR'ÂN-I KERİM.::. > Kurân-ı Kerîm > Kur'ân-ı Kerim Genel

Konu Kimliği: Konu Sahibi akgün,Açılış Tarihi:  17 Nisan 2009 (23:02), Konuya Son Cevap : 22 Aralık 2009 (00:25). Konuya 3 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 17 Nisan 2009, 23:02   Mesaj No:1
Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:akgün isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 698
Üyelik T.: 01 Ocak 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 136
Konular: 82
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart İnsan Denen Ayet ...

İnsan Denen Ayet ...

Biz insanı ahsen-i takvîm üzere/en güzel şekilde yarattık. Sonra onu aşağıların en aşağısı kıldık." (95/Tîn, 4-5). Âyette geçen "takvîm" kelimesi, müfessirlerce değişik şekillerde yorumlanmış, kimi sûret ve duyu organlarının güzelliği, kimi boyunun doğruluğu ve ayakları üzerinde dik durması demiş, kimi de "ahsen-i takvîm" sözünü akıl, idrâk ve temyiz (ayırma yeteneği) ile ziynetlenmiş olmak şeklinde algılamıştır. Gençliğe, güç ve kuvvete yoranlar da olmuştur. Elmalılı, bu görüşleri sıraladıktan sonra takvîm kelimesini daha genel bir anlamda değerlendirmiş, insan için güzel olan her şeyi bu mânâya dâhil etmiştir. Bununla beraber, şekil ve sûretten çok, ahsen-i takvîmi insanın duygusunda, özellikle güzellik denen mânâyı anlamasında ve o duygudan güzellerin güzeli "ahsenu'l-hâlikıyn"i ve O'nun hüsn-i mutlakla en güzel olan kemal sıfatlarını tanıyıp O'nun ahlakıyla ahlaklanmakta aramıştır. Ona göre insan doğarken bu kemale sahip olarak değil; bu kıvama, bu kemale ve bu güzelliğe yeteneği olmak anlamında ahsen-i takvîmde yaratılmıştır. Aksi halde insanın hiçbir olumsuz özelliği bulunmazdı. Halbuki öyle olmadığı, insanın birtakım kötülüklerle iç içe bulunduğu görülmektedir. Elmalılı, bu süflîliklerden kurtularak kemale ermenin yolunu, ruh güzelliğine ve temizliğine ulaşmakta görüyor.

İnsanın Değeri: İnsanı yaratan Allah, onu kendisinden sonra en değerli varlık olarak yaratmıştır. Kur'an'dan öğrendiğimize göre onun değeri, daha yaratılmadan önce belli olmuştur.
Bakara suresinin 30. âyetinde meleklere hitâben ifade edilen İlâhî beyan bunun açık delilidir: "Rabbin meleklere, 'Ben yeryüzünde bir halife var edeceğim' demişti..." Sonunda, yaratılmış olan bu halifenin adı insandı. Hayat sahnesinde imar ve ıslah görevini ifa ederek işleri düzenleyecek, Allah'ın kanunları ile nizâm-ı âlemi tanzim edecekti. Çünkü bu göreve lâyık biçimde, ahsen-i takvîm üzere, yani en güzel biçimde yaratılmıştı.

İnsanın her bakımdan en güzel biçimde yaratılmış olduğunu Tîn sûresindeki âyetle gördük. Onun değeri ile ilgili başka bir âyet de şudur: "Andolsun ki, Biz insanoğullarını şerefli kıldık. Karada ve denizde taşıtlara yükledik. Temiz şeylerle onları rızıklandırdık. Yarattıklarımızın pek çoğundan üstün kıldık." (17/İsrâ, 70). İnsan, bundan daha değerli bir iltifâta da nâil olmuş, meleklerden, kendisine secde etmeleri istenmiştir. Bunlardan daha büyük bir şeref düşünülebilir mi? "Meleklere, 'Adem'e secde edin' demiştik. İblis müstesna hepsi secde ettiler. O ise kaçındı; büyüklük tasladı ve inkâr edenlerden oldu." (2/Bakara, 34; 17/İsrâ, 61; 38/Sâd, 71). Bu konu, önemine binâen ve bilmediğimiz başka hikmetlerden dolayı Kur'an'da tekrar tekrar anlatılır.

Büyük âlemdeki her şeyin mutlaka insanın bedeni olan küçük âlemde bir benzeri vardır. İşte bundan dolayı Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Andolsun ki Biz insanı ahsen-i takvimde (en güzel bir sûrette) yarattık." (95/Tîn, 4) "Kendi nefislerinizde de (nice âyetler) vardır. Görmez misiniz?" (51/Zâriyât, 21)

Meselâ, insanın duyu organları, ışık veren yıldızlardan daha şereflidir. İnsanın görmesi ve işitmesi idrâk edilen şeyleri bunlar vâsıtasıyla idrâk etmesi açısından güneşi ve ayı andırır. İnsanın organları çürüdükten sonra yer cinsinden toprak olurlar. Yine insanda su cinsinden, ter ve bedende diğer ıslak âzâlar vardır. Hava türünden insanda ruh ve nefes vardır. Ateş türünden ise insanda harâret vardır. Damarları ise yeryüzündeki nehirleri andırır, ciğeri nehirleri besleyen pınarlar konumundadır. Çünkü damarlar ciğerden alacaklarını alırlar. İnsanın mesânesi denizi andırır. Çünkü bedende bulunan değişik bölgeler nehirlerin denize aktığı gibi, akıtacaklarını buraya akıtırlar. İnsanın kemikleri yeryüzünün kazıkları durumunda olan dağlar gibidir. Âzâları da ağaçları andırır. Herbir ağacın yaprakları ya da meyveleri olduğu gibi, her bir organın da bir fiili ya da etkisi vardır. İnsanın bedeni üzerindeki saç ve kıllar, yeryüzü üzerindeki bitki ve ot durumundadır. Diğer taraftan insan, dili ile bütün canlıların seslerini taklit edebilir. Âzâlarıyla da bütün canlıların yaptığının benzerini yapar. Buna göre bu küçük âlem, büyük âlemle birlikte aynı yaratıcının yarattığı ve sonradan var ettiği varlıktır. O'ndan başka hiç bir ilâh yoktur.

İnsanın yaratılışındaki fevkalâdelik, ona verilen değeri göstermektedir. İnsan, ister biyolojik, ister fizyolojik, ister psikolojik açıdan hangi yönüyle incelenirse incelensin onun yaratılışındaki olağanüstülük hemen dikkatimizi çeker. Bunu konuyla ilgili bilim kitaplarında, ansiklopedilerde her zaman görmek mümkündür. Mesela, bir insanın DNA molekülü (deooksiribo nükleik asit)nün, 100000 ansiklopedi sayfasına eşit uzunlukta biyolojik bilgilere sahip evrensel bir hârika olduğunu düşünebilir miyiz? (13) Bu sebepten dolayı olsa gerek ki, âlemin "büyük insan", insanın da "küçük âlem" olduğu ifade edilmiştir. Bilim çağından uzay çağına geçilmiş olmasına rağmen, insanın keşfedilmeyen tarafının keşfedilene oranla çok daha büyük olduğunu söyleyebiliriz. İnsan, kendini keşfedememenin aczini yer yer itiraf etmek mecburiyetinde kalıyor ve kalacaktır. İnsan o kadar büyük, o kadar esrar dolu yaratılmıştır. Ona verilen akıl, güzeli çirkinden temyiz/ayırma gücü, insana verilen nimeti ve değeri göstermesi bakımından yeter de artar bile. Hz. Ali'ye izafe edilen şu beyitler, insanın değerini anlatmaktadır:
"İlacın sendedir de farkında olmazsın. Derdin de sendendir fakat görmezsin.
Sanırsın ki sen sâde, küçük bir cirimsin; Halbuki sende dürülmüş en büyük âlem."
Allah, insanı yeryüzünde halife ilan etmiştir. İnsan, Allah'ın kanunlarıyla evrenin nizamını tesis edecektir. Bu, geçici bir görev olmayıp, kıyamete kadar sürecektir. Bir nesil, kendisine verilen görevi kendisinden sonraki nesillere intikal ettirecek, halifelik görevi, bir bayrak yarışı gibi sürüp gidecektir. İnsana böyle şerefli bir görevi veren Allah, tabiidir ki, görevini tam olarak yerine getirmesi için onu büyük imkânlarla donatacaktır. Öyle de olmuştur. "Allah'ın göklerde olanları da, yerde olanları da emrinz altına verdiğini, nimetlerini açık ve gizli olarak size bolca ihsan ettiğini görmez misiniz? İnsanlardan, Allah hakkında hiçbir bilgisi olmadan, doğruluk rehberi ve aydınlatıcı bir kitap bulunmadan tartışanlar var." (31/Lokman, 20) "Geceyi, gündüzü, güneşi, ayı sizin emrinize âmâde kılmıştır. Yıldızlar da O'nun buyruğuna boyun eğmiştir. Bunlarda akleden kimseler için dersler vardır." (16/Nahl, 12) "Gökleri ve yeri yaratan, yukarıdan indirdiği su ile size rızık olarak ürünler yetiştiren, emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri, nehirleri, belli yörüngelerde yürüyen ay ve güneşi, gece ile gündüzü sizin buyruğunuza veren Allah'tır." (14/İbrahim, 32-33). İnsana verilen şeyler, saymakla bitmez. "Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size vermiştir. Allah'ın nimetini sayacak olsanız bitiremezsiniz. Doğrusu insan pek zâlim ve çok nankördür." (14/İbrahim, 34)

"İlim, ilim bilmektir; İlim, kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin; Ya nice okumaktır." (Yunus Emre)
Rabbını bilen, ancak kendini bilebilir; kendini bilen de Rabbını. İnsanın kendi gerçeğini tam olarak tanıması, İslâm eğitiminin esasını teşkil eder.

Bize yakışan, Kur'an, hayatımıza yeniden ilk günkü berraklığıyla şimdi ve tek tek bize iniyor gibi heyecanla, aşkla, ilk müslümanlar gibi ona yönelmek, dirilmek için ilk emirden itibaren o sese kulak vermektir: "Oku, yaratan Rabbinin adıyla." (96/Alak, 1). Ve tüm âyetleri teker teker okumaya başlamak, O'nun ismi ve izniyle, O'nu yücelterek, okunması gerektiği gibi; Kur'an'ı, kâinatı ve kendimizi... Gerisi kendiliğinden gelecek, bizi öldürmeye gelenler bizde dirilecektir.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi akgün 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü... Tefsir Çalışmaları akgün 0 2050 21 Kasım 2010 00:12
Meşrulaştırılmaya çalışılan Haram: Alay etmek .... Kur'ân-ı Kerim Genel Vuslat Zamanı 1 2117 14 Kasım 2010 21:18
Kainatın Efendisi Hz.Muhammed(s.a.v) akgün 5 2139 14 Kasım 2010 21:13
Ali Şeriati'ye Reddiye Alimler(Rh) Vuslat Zamanı 22 12556 14 Temmuz 2009 21:21
Yüreğim seninle mühürlensin... Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler huzzam 2 1764 02 Temmuz 2009 18:26

Alt 18 Nisan 2009, 00:19   Mesaj No:2

NUR

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:NUR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 127
Üyelik T.: 10 Eylül 2007
Arkadaşları:4
Cinsiyet:
Memleket:ankara
Yaş:31
Mesaj: 1.805
Konular: 527
Beğenildi:30
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: İnsan Denen Ayet ...

ahsen-i takvim , yeryüzünün halifesi , eşref-i mahlukluk...

hepsi insanın Allah 'ın emirlerine uygun yaşayıp varoluş amacını gerçekleştirdiğinde Rabbinin kendisine yüce kitabımızda müjdelediği sıfatlar..


[color]nankör, aceleci, bilmediğinin ardına düşen, esfele safilin...[/color]

bunlarda Rabbimizin helal dairesinin dışına çıktığımız vakit biz insanları bekleyen sıfatlar...



özgürlük=sorumluluk öncülü ile ,

akıl+irade =insan

denkleminde bu düzen işliyor .sonuç pozitifse cennet, negatifse cehennem...
__________________
EN GÜZEL AŞK: ALLAH!
Alıntı ile Cevapla
Alt 13 Temmuz 2009, 14:57   Mesaj No:3
Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: İnsan Denen Ayet ...

"İlim, ilim bilmektir; İlim, kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin; Ya nice okumaktır." (Yunus Emre)
Rabbını bilen, ancak kendini bilebilir; kendini bilen de Rabbını. İnsanın kendi gerçeğini tam olarak tanıması, İslâm eğitiminin esasını teşkil eder.
Alıntı ile Cevapla
Alt 22 Aralık 2009, 00:25   Mesaj No:4
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.078
Konular: 295
Beğenildi:124
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart RE: İnsan Denen Ayet ...

Büyük âlemdeki her şeyin mutlaka insanın bedeni olan küçük âlemde bir benzeri vardır. İşte bundan dolayı Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Andolsun ki Biz insanı ahsen-i takvimde (en güzel bir sûrette) yarattık." (95/Tîn, 4) "Kendi nefislerinizde de (nice âyetler) vardır. Görmez misiniz?" (51/Zâriyât, 21)
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
İnsan Denen Meçhulün Portresi Yitiksevda Şiirler ve Şairler 1 16 Mart 2011 00:15
Ders Ayet-i: İbrahim Sr. syf: 260 Ayet:31-34 Kutsiyye syf: 28 sakin Kur'ân-ı Kerim Genel 1 26 Aralık 2009 20:32
Cenneti değişmem saçının teline denen şarkı KalbinNûru Serbest Kürsü 14 28 Nisan 2009 18:17
70 Küsür şube denen şeyler nelerdir? MERVE DEMİR Soru Cevap Arşivi 0 08 Nisan 2009 11:55
İnsan-76/5-6(Ayet ve açıklamalı meali) MERVE DEMİR Tefsir Çalışmaları 2 13 Ekim 2008 23:51

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.