Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader

Konu Kimliği: Konu Sahibi _bülbül_,Açılış Tarihi:  13 Nisan 2009 (08:40), Konuya Son Cevap : 13 Nisan 2009 (08:40). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 13 Nisan 2009, 08:40   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:_bülbül_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 468
Üyelik T.: 25 Ekim 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 1.210
Konular: 330
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Aslı olmayan Nass'lara tutunmak

Aslı olmayan Nass'lara tutunmak

"İslâm dini ve hukukun asıl kaynağı nastır" Bu da ikiye ayrılır: "Kur'ân-ı Kerîm ve Sünnet" Bunların ilki Resulullah'ın (sa) emri ile vahiy katipleri tarafından yazılmış, sonra birinci halife Ebu Bekr es-Sıddîk zamanında, önceden bilinen tertibiyle bir mushaf halinde toplanmış, daha sonra üçüncü halife Osman b Affân zamanında kıraat ve lehçe farkları ortadan kaldırılarak tek okunuş ve tek mushaf haline getirilmiştir Bu noktalarda, Müslümanların bütün grup ve mezhepleri ittifak etmişlerdir

Nassın ikinci kısmı Sünnet yani Hz Peygamber (sav)'den nakledilen söz, fiil ve tasvibtir Bu, Hz Peygamberin sözlerinden, işlerinden ve bilgisi dahilinde cereyan eden işler hakkında sükût ve üstü kapalı rızalarından çıkarılan hükümleri de içine almaktadır İşte bu dinî kaynak üzerinde, bazı hadislerin subûtu (gerçekten Resulullah'a ait olup olmayışı) ve bunlara itimadın derecesi bakımından, Müslümanların arasında görüş farklılıkları doğmuştur Bu, önce Ehl-i Sünnet ile Şîa arasında başlamış, sonra da sünnî mezhepler içinde, rey taraftarları ile hadis taraftarları arasında (ehl-i re'y ve ehl-i hadis) hâsıl olmuştur; çünkü bunlardan bir kısmının kabul ettiği bazı hadisleri diğer kısmı kabule şayan görmemiştir [Hz Peygamber'e ait olduğu kesin olarak bilinen (sâbit ve sahih) hadisleri bütün ehl-i sünnet âlimleri kabul eder Burada "kabule şayan görülmeyen" ifadesi, senet veya metindeki bir kusur dolayısıyle Resulullah'a ait olduğu şüpheli veya ait olmadığı belli olan rivayetler içindir]

Bu ihtilafın sebebi, Hz Peygamber'in (sav) Kur'ân-ı Kerîm'de yaptığı gibi sünnetin de yazılmasını emretmemiş olmasıdır Aksine şu sözü ile bunu yasaklamıştır: "Benden duyup gördüklerinizi yazmayın; kim benden Kur'an'dan başka bir şey yazmışsa onu yok etsin; benden rivayet ediniz, bunda mahzur yoktur"[Sahîh-i Müslim, c VIII, s 229] Buna binaen Hz Ömer, halkın Kur'an-ı Kerim'i terkedip hadise yönelmelerini önlemek maksadıyla onu toplamaktan geri durmuştur [Hz Peygamber'in hadislerin yazılmasını geçici olarak yasaklaması, Kur'ân-ı Kerîm ile karıştırılmasını önlemek hikmetine bağlıdır Önceleri bazı zevata, sonra umumî olarak yazma izni verilmiştir Hz Ömer ise dikkatleri Kur'an üzerine çekmek istemiştirBak H Karaman, Hadis Usûlü, İst 1971, s 13-16]

Bu tedbirlere rağmen, İslâm tarihinin bazı asırlarında, siyasete hizmet, mezhep ve particiliği teyid, hikayecilerin malzemelerine pazar bulma ve benzeri sebepler yüzünden pek çok hadis vazedilmiş (uydurulmuş), hadisler sayılamayacak derecede çoğalmış, akl-ı selim ve mantığın kabul edemeyeceği zayıf ve temelsiz sözler hadis diye rivayet edilmiştir

Bu sebeple fukaha hadisleri inceleyip araştırmaya koyulmuş, "Hadîs Terimleri İlmi" ismini verdikleri hususi bir ilim dalında, hadisin sahih, ravilerin doğru olup olmadıklarını araştırmak için kaideler koymuşlardır Sonra onlardan bir çoğu, uydurma hadislerden sakındırmak için kitaplar yazmışlar; bir kısım hadisleri red hususunda birleşmişler, diğer bir kısmında ise ihtilafa düşmüşlerdir "Deniz cehennemdendir, fare yahudidir, patlıcan her derde devadır" gibi hadisler uydurma olanlara örnektir

İbn Teymiyye, Muhammed Abduh gibi müceddid alimler bu üzücü duruma karşı ayaklanmış, din ve akıl prensiplerinin ışığı altında hadisleri ayıklamış, hatta Buharî ve Müslim hadislerinden bir kaçını dahi tenkid etmişlerdir[Mecelletü'l-Menar, yıl: 1347, s 507-516; M Râşid Ridâ, Yüsru'l-İslâm ve usulü't-teşrî'i'l-amm, Mısır, 1928] Meselâ Buharî "Kim her sabah yedi adet Acve hurması yerse o gün bu kimseye zehir ve sihir zarar vermez" hadisini rivayet etmiştir Bu hadisin sahih (Hz Peygambere ait olması) mümkün değildir; çünkü ilme ve realiteye aykırıdır Sonraki birçok âlim de bunun böyle olduğunu açıkça ifade etmişlerdir

İhmal ve hata veya uydurma ve iftirâ yolu ile sünnete katılan binlerce benzerinden bu bir örnektir[Şârih Aynî'nin kaydettiğine göre bu şifâ hususiyeti umumî olarak hurmada mevcut değildir Fakat Resûlullah'ın Medine hakkında daha önce zikredilen duası sebebiyle hadiste geçen hurmada bu şifâ-ilâhî kudretin istisnâî tesiriyle- mevcuttur Senedi sahîh olan bir hadis hakkında "asılsız" diyebilmek için bütün te'vil kapılarının kapalı olması gerekir] Bu nev'i rivayetlere, Müslüman halkın çoğu ile bazı eski fukaha dayanmış, bunları dinlerinin kaidesi ve hukuk hükümleri haline getirmiştir Bu da onların geri kalış sebeplerinden birisi olmuştur Bunun tedavisi açık ve kolaydır: Malum mezheplerin fukahası tarafından ittifakla kabul edilmiş bulunan hadislerden başkasına -usûl ilminin şartları gereğince akla uygun olmadıkça- bağlı kalmamak ve bütün uydurma hadisleri bir kenara atmaktır Bu ölçüyü Müslüman fukaha arasında bir çok kişi kabul etmiştir

Bunlardan biri de şu sözlerin sahibi olan İbn Teymiyye'dir: "İslâm dininde sahih nakil daima selim akla uygundur" [M Abduh, el-İslâm ve'n-nasrâniyye, (1350) baskısı), s 56]
Bu güvenilir ve sağlam bir ölçüdür Tek başına bile, Resulullah'ın şu sözleri ile daha önceden haber verdiği bu derdin kökünü kazımaya kâfîdir: "Ümmetimin sonunda size, ne ecdadınızın ne de sizin duymadığınız sözleri nakleden kişiler olacak; onlardan sakının, onlardan uzak durun" [Sahîh-i Müslim, c I, s 9]
Islâhatçı Müslümanlara düşen vazife bu ikaza uyarak hata, iftira, yalan ve düzme kalıntılarından kurtulmak, dinin prensip ve naslarına aykırı olan veya bütün dinî hükümlerin üzerine kurulduğu akıl ve fıkıh usulü hükümlerine uymayan "uydurma hadisleri" kaldırıp atmaktır [Burada "akıl ve aklın hükmü" kavramları üzerinde dikkat göstermek ve açıklık getirmeye ihtiyaç vardır Ölçü olan akıl ve aklın hükmü, her akıl sahibinin şahsî düşüncesi, iddia ve kanaati değildir; ölçü, bütün akıl sahiplerinin üzerinde birleştiği" aklın kesin hükümleridir"]


Prof Dr Hayreddin KARAMAN - "İslam Hukuku" adlı eserden
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi _bülbül_ 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Adem olmaktır tek hevesim Şiirler ve Şairler kurtmehmet 3 2463 22 Mayıs 2010 10:27
Dostlarımız........ Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler su damlası 4 2191 09 Mayıs 2010 09:35
İsmailce kurban olabilmek Hacc-Umre-Kurban kurtmehmet 3 2945 21 Kasım 2009 19:58
Ömür seccadesini gönül dergahına serenlere...... Makale ve Köşe Yazıları _bülbül_ 2 2205 12 Kasım 2009 20:52
çarpık çağ..... Şiirler ve Şairler _bülbül_ 2 1934 12 Kasım 2009 20:43

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Tasavvufun Aslı KardelenGül Tasavvuf-Tarikat 4 06 Ağustos 2015 14:03
"TEK DÜNYALI"lara Kafayı Bulduran Sorular Arın Makale ve Köşe Yazıları 0 24 Temmuz 2008 23:33
Aslı aslına Nesli nesline Huzurİslam Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler 0 04Haziran 2008 00:12
Kur'an ın aslı yakıldı mı? Belgin İslam/Dinler/Mezhepler 2 03 Mayıs 2008 12:11
ALLAH'ı sevmenın aslı Verda_Naz Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler 1 14 Mart 2008 23:14

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.