Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Oruç-Ramazan (https://www.forum.medineweb.net/211-oruc-ramazan)
-   -   Ramazanın başlangıcı olan hilal (https://www.forum.medineweb.net/oruc-ramazan/19641-ramazanin-baslangici-olan-hilal.html)

bilinmez 30 Temmuz 2011 21:28

Ramazanın başlangıcı olan hilal
 
Bilindiği gibi ramazan orucundaki başlama tarihi HİLALİN GÖRÜLMESİDİR ve bu yönde rasulullahın nasihatlarıda vardır...

Türkiyede diyanet bir yıl önceden basılan takvimlerle ayın hareketleri kontrol edilerek TAHMİNİ Bİ TARİH verilir ve bu tarih bazende tutmaz bunun içindir ki bu başlıkta kim HİLALİN GÖRÜLMESİ HAKKINDA Bİ BİLGİYE ULAŞIRSA ve bu bilgiyi paylaşa bilir mi şimdiden teşekkürler...Yarında oruc olabilir bu tahmindir buraya yapılacak ilmi paylaşımlarla da bunun hangi GÜN OLACAĞI ortaya çıkar...

peygamberimizin sünnetlerinden biride hilali gözetlemektir...

bilinmez 31 Temmuz 2011 09:48

Cevap: Ramazanın başlangıcı olan hilal
 
“(Ramadan ayının) hilâlini gördüğünüzde oruç tutun. (Şevvâl ayının) hilâlini gördüğünüzde de bayram edin. Eğer (Şaban ayının hilâli) size görünmezse, (oruca başlamak için Şaban ayını, bayram etmek için ise Ramadan ayını) otuz güne tamamlayın.” ( Buhârî , 1909 ve Muslim, 1081

Dün hilal gözükmediğinden dolayı şaban otuza tamamlanmıştır.
Pazartesi günü Ramazanın biridir.
Bütün müslümanların ramazanı mubarek olsun.

bilinmez 31 Temmuz 2011 09:50

Cevap: Ramazanın başlangıcı olan hilal
 
Hilali Herkes mi Görmeli, Sınır Nedir ?

Ebu Hureyre (r.a), Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu söyler:
"Ramadan orucunuzu hilali gördüğünüzde tutun. Hilali gördüğünüzde açın. Şayet hava kapalı olursa (ay'ın tespitine engel olursa) otuza tamamlayınız"
(Buhari, Savm, II; Muslim, Siyam, 19, H. No: 1081; Nesâî, Siyam, 9; Darimi, Sivam, 2; Ahmed b. Hanbel, II, 422).

Başka bir rivayette :
"Hilali görmedikçe orucu tutmayın. Hilali görmedikçe orucu bozmayın. Hilali gördüğünüzde orucu açın. Şayet hava kapalı olursa (hilalin görülmesine engel olursa) otuz gün sayın"
(Ahmed b. Hanbel, II, 430, 456).

Abdullah İbn Abbas (r.a), Rasûlullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Orucu Ramadan'dan önce tutmayın. Orucu hilali gördüğünüzde tutun. Hilali gördüğünüzde açın. Şayet hilalin görülmesine bulut engel olursa otuz günü tamamlayın"
(Nesâî, Siyam, 13; Tirmizi, Siyam 5, H. No: 688).

Abdullah İbn [Linkleri Görmek İçin Üye Olmasınız. Üye Olmak İçin Tıklayın ! ] der ki:
Ramadan ayından önce oruca başlayanlara şaşarım. Halbuki Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdıı:
"Orucu hilali gördüğünüz de tutun ve hilali gördüğünüz zaman açın. Şayet hava kapalı olursa (hilali görmenize mani olursa) sayıyı otuza tamamlayın "
(Nesâî, Siyâm, 12; Dârimî, Savm, 2; Ahmed b. Hanbel, I, 221; İmam Malik, Muvatta, Siyam, I, H. No: 3).

Abdullah bin Ömer (r.a)'den; Rasûlullah (s.a.v.)'in Ramadan'ı anlatarak şöyle buyurduğu rivayet olunur:
"Hilali görmedikçe orucu tutmayın. Hilali görmedikçe orucu açmayın. Şayet hava kapalı olursa (hilali görmenize mani olursa) görüldüğü gibi kabul edin "
(Buharî, Savm, 11; Muslim, Siyam, 2, H. No: 1080; Nesâî, Siyam, 10, 11; Dârimî, Savm, 2; Muvatta, Siyam, I, H. No: I).



Buna göre havanın açık veya bulutlu olması halinde hilâli göremeyen kimsenin, Şaban ayını 30 güne tamamlaması gerekir. (İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi Fetvâları, cilt:10, sayfa: 100)
Bu, hilâlin başka bir ülkede görülmemesi halindeki hükümdür. Şayet hilâl, başka bir ülkede görüldüğü şer'î olarak sâbit olursa, ilim ehlinin çoğunluğunun görüşüne göre bu takdirde onların oruç tutmaları gerekir.

Hadis, hilâl görüldüğü zaman (müslümanlardan adâletli bir kimse bile olsa) oruca başlama konusunda genel bir hitaptır.
Yine, bütün müslümanların üzerine oruca başlamanın farz olması için, müslümanlardan adâletli ve güvenilir birisinin hilâli görmesinin yeterli olduğuna delâlet eden delillerden birisi de, Abdullah b. Ömer'in (r.a.) rivâyet ettiği şu hadistir:
(( تَرَاءَى النَّاسُ الْهِلاَلَ، فَأَخْبَرْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنِّي رَأَيْتُهُ، فَصَامَهُ وَأَمَرَ النَّاسَ بِصِيَامِهِ )) [ رواه أبو داود ]
"İnsanlar (sahâbe), hilâli birlikte görmek için toplandılar. Ben de hilâli gördüğümü Rasûlullah (s.a.v.)'e tek başıma haber verdim. Bunun üzerine Rasûlullah(s.a.v.) oruca başladı ve insanlara da oruca başlamalarını emretti."
(Ebû Dâvûd, Kitabu's-Savm, Ramadan Hilâlini Görmede Bir Kişinin Şâhitliğinin Yeterli Olacağı Bâbı, hadis no:1995)
Bazı bid'at ehli, "insanın, Ramadan hilâlini kendisi görmedikçe oruç ona farz olmaz" sapık inancından dolayı, diğer müslümanlardan geri kalarak oruca daha sonra başlamaktadırlar. Peygamber (s.a.v.)'den rivâyet olunan hadisler, onları reddetmektedir.
Üstelik onlara şunu sormak lazım: O halde gözleri görmeyen veya zayıf gören kimse, ne yapar?
Durum, Allah Teâlâ'nın şu âyette buyurduğu gibidir:
(فَإِنَّهَا لا تَعْمَى الْأَبْصَارُ وَلَكِنْ تَعْمَى الْقُلُوبُ الَّتِي فِي الصُّدُورِ) [ سورة من الحج الآية: ٤٦ ]
"Ne var ki gözler kör olmaz, fakat sinelerdeki kalpler kör olur." (Hac Sûresi: 46)

bilinmez 31 Temmuz 2011 09:52

Cevap: Ramazanın başlangıcı olan hilal
 
Farklı Ülkelerdeki Hilalin Durumu ve Müslümanın Tavrı !

Ayın Doğuş Yerlerinin Farklı Olması: (İhtilâf-li")
Ayın doğduğu yerlerin bir yahut birden farklı olmasına göre, doğuda ve batıda bütün Müslümanların tek bir vakitte oruca başlaması farz olup olmaması konusunda fakihlerin görüşleri ikiye ayrılmaktadır:

Cumhura göre: Ayın doğuş yerlerinin farklılığına itibar edilmeyip bütün Müslümanların aynı zamanda oruç tutmaları lazımdır.
Şafiîlere göre, uzak mesafe*lerde ayın doğuşunun farklılığına göre oruca başlamak ve bayram yapmak mümkündür. Esah olan görüşe göre, bazı Şafiîlerin söyledikleri şu söze itibar edilmez:
Namazların kısaltılarak kılınması için konulmuş mesafe olan 89 km. uzaklığa göre, yakın ve uzak beldeler arasında her hangi bir fark yoktur.
Ayın doğuş yerlerinin farklı olmasında ihtilaf bulunduğunu bilmekle beraber, güneşin doğuş yerlerinin farklı oluşunda olduğu gibi, uzak beldeler arasında bu durum olmaktadır. Devlet başkanının, kendi nezdinde sabit olduğu üzre oruç tutmayı emretme hakkı bulunduğunda ihtilaf yoktur. Çünkü hakimin verdiği hüküm ihtilafı ortadan kaldırır. Endülüs, Hicaz, Endonezya ve Mağrib gibi uzak beldelerde buna riayet edilemiyeceği konusunda ittifak etmişlerdir.
(Reddul-Muhtar, II, 131; Mecmuatu-Resailî İbn-i Abidin, I, 253; Tefsîru'l-Kurtubî, II, 296
Fethu'l-Bari, IV, 87; el-Mecmu, VI, 300; Bidayetu'l-Muctehid, I, 278; el-Kavânînu'l-Fıkhıyye 116.)


Önce bu önemli konuda fakihlerin açıklamalarını zikredeceğiz:

Hanefîlere göre: (ed-Durru'l-Muhtâr, U, 131-132; Meraki'l-Felâh, 109)
Zevalden önce ve sonraki zamanlarda gündüzün ayın doğuş yerlerinin farklı oluşuna itibar edilmez. Mezhebin kuvvetli olan görüşü budur. Alimlerin çoğu da bu görüşü benimsemişlerdir. Fetva da buna göredir. Batıda bulunan Müslümanların hilâli görmesiyle, iki kişinin şahitlik görevini yüklenmeleri yahut hakimin bu konuda hüküm verdiği İle ilgili şahidlik ederlerse yahut haber yayılırsa doğudaki Müslümanların da oruç tutmaları gerekir. Ancak, falan belde halkının hilâli görmüş olduklan haberi verilirse bununla amel edilmez. Çünkü bu kesinliği bulunmayan bir haberdir.


Malikilere göre: (eş-Şerhu'l-Kebîr, I, 510; Bidayetu'l-Muctehid, I, 278; ei-Kavânînu'l-Fıkhıyye, 116)
Hilâl bir ülkede görüldüğü zaman, ister yakın olsun, ister uzak olsun, oruç tutmak herkese farz olur. Bu konuda sefer mesafesine itibar edilmez. Ayın doğuş yerlerinin aynı yahut farklı olmasına da itibar edilmez. Kendisine bu haber bildirilen herkesin oruç tutması farz olur. Ancak hilâlin göründüğü adaletli iki kişinin yahut büyük bir toplululğun şahitliği ile sabit olmak gerekir.

Hanbelîlere göre: (Keşşafu'l Kına ; II, 353)
İster yakın ister uzak olsun, bir yerde hilâl görüldüğü zaman, bütün insanlara oruç tutmak farz olur. Bu konuda göremeyenin hükmü görenin hükmü gibidir.

Şafiîlere göre: (el-Mecmu, VI, 297-303; Muğni'l-Muhtâc, 1, 422-423)
Bir beldede hilâl görülünce, bunun hükmü sadece buraya yakın beldeleri bağlar, uzak olardan bağlamaz. Esah görüşe göre bu , ayın doğuş yerlerine göre fark eder. Ayın doğuş yerlerindeki farklılık yirmi dört fersahtan daha az mesafede olmaz. (Fersah: 5544 metredir. Böylece bu mesafe 5544x24=133,956 km. eder.
Kasr mesafesi 89 km. olup bu da dört bürd yahut 16 fersahtır. Bir fersah=Üç mil, bir mil=4000 adım, bir adım=Üç ayak, iki ayak=bir zira', bir zira'=24 parmak genişliğidir.)
Uzak beldeye orucu vacip kılmadığımız takdi
rde hilâlin görüldüğü beldeden biri bu uzak beldeye yolculuk yapsa orada Esah olan görüşe göre, vucuben orucun sonunda onlara uyar. Hatta kendisi diğer beldeye göre otuzu tamamlamış olsa bile uyar. Çünkü bu kişi o beldeye gelmekle onlardan biri gibi olmuştur. Dolayısıyla onlar için sabit olan hüküm kendisi için de gerekli olur.
Rivayet edildiğine göre îbni Abbas, Kureyb'e böyle yapmasını emretmişti.
Bir kimse hilâlin henüz görülmediği bir beldeden hilâlin görüldüğü beldeye gitse, onlarla birlikte bayram yapması farzdır. Çünkü bu kişi de onlardan biri gibi olmuştur. Eğer bu ülkede Ramadan tam tutulmuşsa, ister kendisi 28 gün, ister 29 gün tutsun fark etmez. Eğer kendisinin tuttuğu günler 28 gün ise sonradan bir günü kaza eder. Çünkü ay 28 gün olmaz.

Bir kimse her hangi bir ülkede bayram yaptıktan sonra, gemi ile yahut uçakla halkı oruç tutmakta olan uzak bir ülkeye yolculuk etse, Esah görüşe göre, günün geride kalan kısmında oruç tutar. Bunu yapmak vaciptir. Çünkü kendisi de onlardan biri olmuştur.


Uyarı :
Türkiyede yaşayan müslümanların Oruca başlamak için ben ülkeme (Takvime-diyanete) uyuyorum demeleri hatalıdır. Çünkü Laik Türkiye hilali gözetleme gibi bir çalışması yoktur!
Şafii mzehebini taklid eden müslümanların Oruc İbadeti ve bayram gibi ümmetin birlik olması gerek durumlarında Cumhuru takip edip uyması hak olandır!



Mezheplerin Konu İle İlgili Delilleri:

Şafîîlerin delilleri: Şafiîler ayın doğuş yerlerinin değişik olmasına itibar ederken sünnete, kıyasa ve akla dayanmışlardır.

1- Sünnet: Sünnetten iki hadise dayanmışlardır:
Birincisi Kureyb hadisi, ikincisi Îbni Ömer hadisidir.

Kureyb hadisi:
"Ummul-Fadl, Kureyb'i Samda bulunan Muaviye'ye göndermiştir. Kureyb demiştir ki: "Şam'a geldim ve Ummu'l-Fadl'ın ihtiyaçlarını giderdim. Ben Şam'da iken Ramadan hilâli girmişti. Cuma gecesi hilâli gördüm. Sonra ayın sonunda Medine'ye geldim.
Abdullah b. Abbas hilâlden bahsederek sorular sordu ve: "hilâli ne zaman gördünüz?" dedi.
"Cuma gecesi gördük" dedim, îbni Abbas: "Sen hilâli gördün mü?" diye sordu.
"Evet, gördüm." dedim. 'İnsanlar da hilâli görerek oruç tuttular, Muaviye de oruç tuttu" dedim.
İbni Abbas ise: "Fakat biz hilâli Cumartesi gecesi gördük, Ramadan'ı 30 a tamamlayıncaya veya hilâli görünceye kadar oruç tutmaya devam edeceğiz" dedi.
Kendisine: "Muaviye'nin orucu ile ve hilâli görmesi ile yetinmeyecek miyiz?" dedim.
İbni Abbas: "Hayır, Rasulullah (s.a.v) bize böyle emretti" dedi."
(Bu hadisi Buharî ile İbni Mace dışında cemaat rivayet etmiştir.)

Bu hadis, İbni Abbas'ın Şam halkının hilâli görmesi ile yetinmediğine ve bir belde halkına, başka bir belde halkının hilâli görmesi ile amel etmek gerekmediğine delalet etmektedir.

İbni Ömer hadisi:
Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Ay 29 gündür, hilâli görmedikçe oruç tutmayın, yine hilâli görmedikçe oruç bozmayın. Eğer hava bulutlu ise oruç için ayı sayı ile belirleyin."
(Muslim ve Ahmed Neylu'l-Evtâr, IV, 189 vd.)

Bu da oruç farizasının hilâli görmeye bağlı olduğuna delâlet etmektedir. Fakat bundan kastedilen her birinin hilâli görmesi değil, bazılarının görmesidir.

2- Kıyas: Şafiîler ayın doğuş yerlerinin farklılığını, güneşi doğuş yerlerinin farklılığına benzetmişlerdir. Güneşin doğmasının farklılığı ile nasıl namaz vakitleri de farklı oluyorsa, ayın doğuş yerlerinin farklı olmasından da Ramadan'ın başlangıç ve bitişlerinin farklı olması gerekir.

3- Akıl: Şeriat, orucun farz olmasını Ramadan ayının doğmasına dayandırmıştır. Ramadan ayının başlangıcı ise ülkelerin birbirinden uzaklıklarına göre değişir. Bu durumda da ülkelerin, farklılığına bağlı olarak, oruca başlama günlerinin farklı olması gerekmektedir.


Cumhurun delilleri: Cumhurun dayandıkları deliller sünnet ve kıyastır.

Sünnetten delil,
Ebu Hureyre (r.a.) re diğerlerinden rivayet edilen şu hadistir:
"Ayı görünce oruç tutun, ayı görünce oruç bozun. Eğer hava bulutlu (kapalı) ise Şaban'ın günlerini otuza tamamlayın. "
(Buharî ile Muslim rivayet etmişlerdir. Neylu'l-Evtâr, IV, 191.)

Bu hadis bütün Müslümanlara orucun farz olmasının mutlak olarak hilâli görmeye bağlı bulunduğuna delâlet eder.
Dolayısıyla, bir topluluğun yahut şahidliği kabul edilen bir kişinin hilâli görmesi yeterlidir.

Kıyastan delil:
Cumhur bu konuda uzak olan ülkeleri hilâlin görüldüğü beldeye yakın olan ülkelere benzetmişlerdir. Bu ülkeler arasında ayırım yapmak bir zorlamadır, her hangi bir delile dayanmamaktadır



İbni Hacer, Fethu'l-Bari'de bu konu ile ilgili olarak altı görüş zikretmiştir.
San'anî ise şöyle demiştir:
En yakın görüş, hilâlin görüldüğü beldenin halkı ile bu beldenin semtinde bulunan yönlerdeki ülkelerin halkının oruç tutmalarının gerektiği görüşüdür.
(Subulu's- Selam, II , 151)

Yani o ülkenin bulunduğu meridyen çizgileri üzerindeki ülke halkının oruç tutması gerekir. Bu da kuzey-güney istikametidir. Çünkü güneşin doğuş yerleri buralarda bir olur. İki ülke arasındaki meridyenlerin eşit olmaması ile yahut enlem derecelerinin farklı olmasıyla ayın doğuş yerleri farklı olur.

Şevkanî şöyle demiştir:
İbni Abbas'ın merfu olarak naklettiği hadisin kendisi delildir, ondan insanların anladıkları mana delil değildir.
İbni Abbas'ın şu sözü ile işaret ettiği husus da delildir: "Rasulullah (s.a.v) bize böyle yapmamızı emretmiştir.", "Biz ayı otuza tamamlayıncaya kadar oruç tutmaya devam ederiz."

İbni Ömer hadisinde bulunan emir, sadece bir yönde bulunan bir ülkenin halkına mahsus değildir. Belki bu emir Müslümanlardan bununla muhatap olan herkese hitaptır.
İbni Ömer hadisini, bir belde halkının hilâli görmesinin başkalarını da bağlayıcı olduğuna delil kabul etmek, başka ülke halkını bağlayıcı olmadığına delil kabul etmekten daha kuvvetlidir. Çünkü hilâli bir belde halkı görürse, onu bütün Müslümanlarda görmüş olur, dolayısıyla görenlere lâzım hilâl gelen, başkaları hakkında da lâzım olur.

Burada güvenilmeye layık olan görüş, Malikîlerle Zeydilerden bir topluluğun ileri sürdüğü ve Zeydilerden el Mehdi'nin kabul ettiği görüştür.
Kurtubî de bu görüşü hocalarından rivayet etmiştir. Görüş şudur: Bir beldenin halkı hilâli görünce, bütün ülkenin halklarına da oruç tutmak lâzım gelir. (Neylu'l Evtar; IV, 195)
Bu görüş, yani Cumhurun görüşü, müslümanları birleştirmesi ve çağımızda makbul olmayan ihtilafları ortadan kaldırması bakımından tercih edilen en kuvvetli görüştür. Ayrıca orucun farz olması hilâlin görülmesine bağlıdır. Bunda ülkeler arasında her hangi bir ayırım yoktur.

Astronomi ilimleri, İslam ülkeleri arasında şerî ayın başlangıcını birleştirmeyi kuvvetlendirmektedir. Çünkü, bir İslam ülkesinde ayın doğduğu yer ile bu beldeye en uzak bir İslam ülkesinde ayın doğuş yeri arasındaki müddet 9 saattir. Dolayısıyla bütün İslam ülkeleri gecenin kısımlarında ortaktırlar. Bu ülkelerin halkının hilâl göründüğü zaman telgraf yahut telefon irtibatı ile bunu birbirlerine ulaştırmaları mümkündür.
(Şeyh Muhammed Ebu'l-Alâ el-Bennâ'mn kitabı. Bu kitaba merhum Muhammed es-Sayis'in araştırmasında işaret edilmiş olup bu zat Ezher'de Kulliyetu'ş-Şeria'da muderris olarak bulunmaktadır. el-Buhusu'l-Mu'lemeri's-Sadis li-Mecmai'l-Buhusi'l-İslamiyye, 99 vd.)




Şevval Hilalini (Ramadan bayramı) Tesbitte Şahid Sayısı :

Ramadanın başlangıcı için tek şahid gereklidir. Delili :
İkrime, Abdullah İbn Abbas'ın şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
"Bir bedevî Rasûlullah (s.a.v.)'e geldi. "Ben hilali gördüm" dedi.
Rasûlullah, "Lailahe illallah Muhammedur-Rasûlullah'a şahidlik eder misin?" dedi.
Bedevi "Evet" dedi.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz "Ey Bilal, insanlara bildir de yarın oruç tutsunlar" buyurdu.
(Tirmizi, Savm, 7, H. No: 691; İbn Mace, Savm, 6, H. No:1652; Ebu Davud, Savm, 14, H.No: 2340, 2341; Nesâî, Siyam, 8, H. No: 2115; Dârimî, Savm, 7; Hakim, Mustedrek)

Tirmizi, bu hadisi şerifi rivayet ettikten sonra şunları söylüyor:
"İlim ehlinin çoğu bu hadisle amel ederek oruç tutmak için yalnız bir kişinin şahidliği de makbuldur demişlerdir. Nitekim İbnul Mubarek, Şâfiî, İmam Ahmed ve Kufe ehli bu görüştedir. Buna [Linkleri Görmek İçin Üye Olmasınız. Üye Olmak İçin Tıklayın ! ] orucun bozulması için en az iki şahidin gerekli olduğunda ittifak vardır".

"Ramadan'ın bittiğini gösteren Şevvâl hilalini tesbitte iki şahid gereklidir" derken, şu hadislere dayanılmaktadır:

Rib'i İbn Haris, Peygamber Efendimizin sahabelerinden birinin şöyle buyurduğunu rivâyet eder:
"İnsanlar Ramadan'ın son günü hakkında ihtilafa düşmüşlerdi. Bu sırada iki bedevî geldi ve "Dün akşam hilali gördük" diyerek Rasûlullah (s.a.v)'in yanında Allah'a yemin edip şahidlik ettiler.Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) insanların orucu bozmalarını emretti"
(Ebu Davud, Savm, 13).

Bu ravilerden zikredilen ikinci bir rivayet şöyledir:
"Rasûlullah (s.a.v) Ramadan'ın otuzuncu gününü tamamlamak üzere ve oruçlu iken sabahleyin iki bedevi geldi. Allah'tan başka ilah olmadığına yemin ederek önceki akşam hilali gördüklerine dair şahidlik ettiler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) emriyle oruca son verildi"
(Dârekutnî, Siyam, 14).

Yine aynı ravilerden nakledilen üçüncü bir rivayet şöyledir:
"Müslümanlar Ramadan'ın otuzuncu gününü tamamlamak üzere oruçlu iken sabahleyin iki bedevî geldi. Allah'tan başka ilah olmadığına ve dün hilali gördüklerine dair şahidlik ettiler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.)'in emriyle oruca son verildi"
(İbn Hanbel, IV, 314).

Ebu Umeyr İbn Enes der ki:
"Rasûlullah (s.a.s)'in sahabilerinden olan Ensar kabilesine mensup amcalarım şu hadisi rivayet ederek dediler ki:
Havanın elverişsizliği yüzünden Şevval ayının hilalini göremedik ve oruç tutuyorduk. Gündüzün geç vakitlerinde bir kafile geldi; dün hilali gördüklerine dair şahidlik ettiler. Bunun üzerine (Rasûlullah (s.a.v) insanların oruçlarını bozmalarını ve ertesi gün bayram namazına gitmelerini emretti"
(İbn Mace, Siyam, 6 H. No: 1653; Nesâî, el-İdeyn, 21; Ahmed b. Hanbel, V, 87).

Hz. Enes (r.a)'den şu hadis-i şerif nakledilir:
"Enes'in amcaları Rasûlullah (s.a.v)'in huzurunda hilali gördüklerine dair şahidlik ettiler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) insanlara oruçlarını bozmalarını ve ertesi gün bayram namazına gitmelerini emretti"
(Ahmed b. Hanbel, III, 279).

kamer34 31 Temmuz 2011 12:15

Cevap: Ramazanın başlangıcı olan hilal
 
Hilalın gözükmesiyle ilgili dün bana hiçbir bilgi gelmedi.

Ayrıca dün akşam Suud kanallarına baktık teravih namazını kılmadıklarına şahid olduk o yüzden beklemedeyiz.


SAAT: 16:54

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306