Bediüzzaman’ı okumak
 

Bediüzzaman’ı okumak, asrın hastalıklarına güncellenen ilaç kullanmak ve yeisten kilitlenmiş kafayı resetlemektir.
Bediüzzaman’ı okumak, gözle görmüşçesine Allah’a (cc) iman sahibi olmaktır.

Bediüzzaman’ı okumak, aklın eline gözünü doyuracak hakikatleri vermektir.

Bediüzzaman’ı okumak, okuduklarının etkisinde kalarak, şükrün ve ibadetin kapısından devamlı girmektir.

Bediüzzaman’ı okumak, iliklerine ve ruhun derinliklerine kadar sarsılmaz bir iman sahibi olurken, hakikat dolu Kur'an’ın küfür karşısında dellalı olmaktır.
Bediüzzaman’ı okumak, çiçeğe böceğe ve bir kar tanesine bile bakarken, hikmet aramak, Sanat-ı ilâhiyi asla ve asla akıldan çıkarmamaktır.
Bediüzzaman’ı okumak, yeryüzü insanlarının hidayetine aşk ile dualarla kıvranmaktır.

Bediüzzaman’ı okumak, bütün âlemi Allah’a ulaştıracak laboratuar, her varlığı tefekkür haneler olarak görmektir.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Bediüzzaman’ı okumak, sebebi vücudumuz olan Hz. Peygambere (asm) sağlam bir ümmet şuuru elde etmek ve sünnetinden uzaklaşmakla oksijensiz kalınacağı tehlikesini unutmamaktır.

Bediüzzaman’ı okumak, gözle görür gibi melaikenin varlığına inanıp, tüm peygamberleri ruhumuzu aydınlatacak kandiller gibi iç âlemimize dizmektir.

Bediüzzaman’ı okumak, hayatın tüm zorluklarını hikmetli birer imtihan görüp, en zorlu şartlarda bile kadere küsmemektir.

Evet, Bediüzzaman’ı okumak kaderin programına teslim olup, şikâyet duygusunun boynunu kırmaktır.

Bediüzzaman’ı okumak, ecel cellâdının her an peşimizde olduğunu aklımızdan çıkarmadan, âhiretimizi süsleyecek kardeşlikleri daima sıcak ve taze tutmak ve kusuru yalnız ve yalnızca kendimizde görmektir.
Bediüzzamanı okumak, Kur’an ve sünnet etrafında toplananları kardeş bellemektir.

Bediüzzaman’ı okumak, Allah’ın merhametine ve Resulullah efendimizin şefaatine ne denli muhtaç olduğumuzu akıllardan çıkarmamaktır.
Bediüzzaman’ı okumak, geçmişteki tüm İslam dâhilerinin emeklerini, eserlerini alkışlamak ve minnet duymaktır.
Bediüzzaman’ı okumak, yaşanan her kötü hadiseye bu da geçer ya hu demektir.

Ve Bediüzzaman’ı okumak, milletin birliğine, dirliğine her geçen gün daha da ihtiyaç duyulduğunu kafalara kazımak, tüm İslam unsurları ile kocaman ve hayat dolu vücut olmaktır.

Allah bizlere de Bediüzzaman’ı samimi okuyanların sebatını versin âmin.

alıntıdır

Selahattin GEZER
risale haber

Cevap: Bediüzzaman’ı okumak
 

Bediüzzaman’ı okumak, gözle görmüşçesine Allah’a (cc) iman sahibi olmaktır

Çok mu iddalı oldu sanki : )

Hz.Muhammed'i bu insandan okudum, Bir insan rehberini, idolünü ancak bu kadar güzel anlatır. onlar nasıl ibarelerdir öyle bu ne büyük bir hayranlıktır... Çağımız için bir lutufdur eserleri.

Cevap: Bediüzzaman’ı okumak
 

Çok iddalı ve sakıncalı bir cümle...İnsanlara fazlasından vasıf yüklemek o insanı sevmek değil o insanı kötülemek ve sorgusuna dahada artırmaktır...

Cevap: Bediüzzaman’ı okumak
 

burda zahiri anlamda düşünmemek gerekiyor kanımca.zahiri anlamlara takılıp, anlatılmak istenen asıl cümleyi kaçırıyorsunuz...

Cevap: Bediüzzaman’ı okumak
 

Allah razı olsun kardeşim...paylaşımınız için teşekkürler maksadım üzümü yiyip bağcıyı dövmek değil,
siz nasıl kendiniz yazarın ifadesini kendi bakış açınıza ifa etdiniz bende kendi bakış acımla ifa edeyim müsaadenizle..

şirk cok hassas bir konudur Hz Alinin deyimi ile karıncanın kımıldaması kadar hassas ve naziktir..hissetmezsin öyle güel cümlereler kurulur Allahı söyler dersin lakin o cümlelerin zahiri dediğin arka motivlerinede Şirk i koymuşlardır hissedemezsin...ve senelerce adama yutdururlar Hak dediğin hak gördüğün şeyler bir bakmışssın hakkın karşıısnda olan arka bahçelerdir...

bediüzzamanı okumak Allahı hatırlamaktır derse anlarım,bediüzzamanı okumak Allaha yaklaşmaktır derse yine anlarım,Lakin onu demek Allah muhafaza ......

Cevap: Bediüzzaman’ı okumak
 

Yeryüzünde şirkin ilk defa çıkışına sebep olan olay salih kimselere layık olduklarından ve hak ettiklerinden daha fazla değer verilmesidir.
Salih insanları sevmek, onlarla dost olmak, onlara Allah'ın koyduğu sınırlar çerçevesinde değer vermek İslam'ın bir gereğidir. Fakat onları aşın derecede sevmek, onlara Allah'ın bildirdiğinden daha fazla değer vermek insanı şirk uçurumuna sürükleyebilir.

Salih kimselerin mezarlarını ziyaret ederken ve önce resimlerini daha sonra da heykellerini yapıp bunlara ibadet ederken müşriklerin yegane gayeleri ve hareket noktalan bu salih insanları Allah katında kendilerine şefaatçi olarak kabul etmeleriydi. Yoksa onları ilah olarak görmeleri söz konusu değildi.

Cevap: Bediüzzaman’ı okumak
 

bazı şeyleri akıl salt akıl perspektifinde okursanız söylenen cümleden de okuduğunuz eserden de istifade edemezsiniz..

diyorsunuz ki;

İnsanlara fazlasından vasıf yüklemek o insanı sevmek değil o insanı kötülemek ve sorgusuna dahada artırmaktır...

bir insan bir şeyi düşünüyorsa o insanın kalbinde ne var bilmeden yorum yapamazsınız.niyetini bilmeden onu yargılayamazsınız.

yazar eserleri okumuş ve ruhuna hitap ettiğini belirtmiş.

siz yazıyı okuyup farklı anlamlar çıkarmış olabilirsiniz.ben yazar gibi düşünüyorum beni de aynı vasıfla nitelendirebilirsiniz fakat unutmayın ki niyetler önemlidir...

ben bu cümleden sadece üstadın tefsirlerini okuyup,tefekkür eden bi kardeşimizi düşünüyorum...

Cevap: Bediüzzaman’ı okumak
 

sizin düşüncenize de saygı düşer bana...

Cevap: Bediüzzaman’ı okumak
 

yaptığınız genellemeler de haklısınız fakat ben bu eleştirilerle üstad arasında bi bağlantı kuramadım..

bildiğiniz gibi üstad kabirleri ziyarette ölçülü davranılmayacağını göz önünde bulundurarak mezarının yerini bi kaç talebesi dışında kimseye söylememiştir.

Cevap: Bediüzzaman’ı okumak
 

Burda yanlış anlaşılma var üstadla kıyaslama yapmadım yazarın yazısına yorum yaptım..
ikincisi burda yanlış bir bilginizi düzetmek isterim,üstadın mezarını taabelerinden de ilen yok çünkü zamanın hükümeti kimse bilmesin diye gizli şekilde başka yere defnetmişler.(Kim etmişsse iyide etmiş aslında)