Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Risale_i Nur (Said Nursi)

Konu Kimliği: Konu Sahibi EyMeN&TaLhA,Açılış Tarihi:  17 Ekim 2014 (00:28), Konuya Son Cevap : 17 Ekim 2014 (00:28). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 17 Ekim 2014, 00:28   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:36
Cinsiyet:
Mesaj: 3.299
Konular: 784
Beğenildi:131
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Ali İhsan Tola Ağabey'den Şifalı Tavsiyeler

Ali İhsan Tola Ağabey'den Şifalı Tavsiyeler

Bediüzzaman Said Nursi’nin etrafında halkalanan Nur kahramanlarının her biri ayrı bir esmaya mazhar ve Üstad’ın farklı bir yönüne ayna olan şahsiyetlerdir. Bunlardan biri de 1927- 2009 yılları arasında yaşamış olan Orman Mühendisi, Tıbb-ı Nebevi’nin asrımızdaki temsilcisi ve zamanın Lokman Hekimi Senirkentli Ali İhsan Tola’dır.



Üstad, muhataplarının ilgi alanlarına ve kabiliyetlerine göre konuşur, onlara ders verir. Ali İhsan Tola ilk ziyarete gittiğinde Üstad, kendisine uzmanlık alanı olan orman ve bitkilerin sırlarından bahseder. Fakat bu konuda öylesine derinlere dalar ki, Ali İhsan Tola üniversitede öğrendiği bilgilerinin Bediüzzaman’ın bilgilerinin yanında çok sığ kaldığını hisseder.

Üstad kendisine ihtisasıyla ilgili konuda muhatap olmakla kalmaz, bu konuda daha ileri gitmesi için manevi himmetini de devreye koyar. Derken Sav’da risalelerin basımı esnasında bitkilerin sırları kendisine açılır ve tıpkı Lokman Hekim gibi bitkiler hal dilleriyle ne işe yaradıklarını anlatarak adeta onunla konuşmaya başlarlar.



Okan Yılmaz’ın bu konuyla ilgili hatırası manidardır: “Kendisinden bitkilerin sırlarını iki defa dinledim. Birisinde Sungur Ağabey gelmişti. ‘Ali İhsan, bu bitkilerin esrarı nasıl oldu?’ diye sordu. ‘Üstad’ın himmetiyle açıldı. Sizi nasıl görüyor, tanıyorsam, o bitkileri de öyle görüyor, tanıyorum. Neye yaradıkları bana o surette görünüyor. Mesela bir bitki böbreğe yarıyorsa, onu böbrek suretinde görüyorum’ demişti.”



Bu konuda kendisinin yaptığı açıklama ilginçtir: “O zamandan beri otlardan, çiçeklerden bal karışımlarından ve çeşitli yağ karışımlarından insanlık alemine faydalı olmaya çalışıyordum. Risale-i Nur’da izah edildiği gibi, kainat, bir eczane-i kübradır. Allah Teala her şeyi yerli yerinde yaratmıştır.

İnsan vücudunda bulunan hücreler ve cihazlar bitki ve otlardan küçük birer numune taşır. Mesela ceviz meyvesi, diğer meyvelerden farklı olarak dışında sert bir kabuk, içinde meyvenin yiyecek kısmıyla insanın başına ve beynine benzer. Elbette ki onun yenmesi, insana ve beynine faydalı olacaktır. Keza, fındığın kalbe benzemesi, fasulyenin böbreklere benzemesi ve limondan narenciyeye kadar her şeyde insan bünyesine faydalar sunulmuş, rızık olarak tayin edilmiştir.”



BİTKİLERİN SIRRI


Bir zamanlar Çam Dağı’nda iken Üstad’ın kendisine bir çiçek verip “Ali İhsan, bunun üzerinde çalış” demesi de manidardır. Bunu unutup yıllar sonra bir vesileyle hatırlar. Böylece karabaş otu üzerinde başlayan araştırmaları, diğer çiçek ve bitkilerle devam eder. Bütün bunlar, Ali İhsan Tola’nın Tıbb-ı Nebevi konusunda derinleşmesine sebep olur.



Torunu ve manevi mirasçısı sayılan Eczacı Ömer Tola’nın anlattıkları da ilginçtir: “Evveliyatında Sav’da teksir yaparken sırrın açıldığını anlatırdı. ‘Bitkinin şekli, kokusu, rengi, bir şifre-i ilahidir. Bu şifrenin anahtarı da Efendimizdedir (a.s.m.)’ diye anlatırdı. Fakat Üstad Hazretleri ‘maksat insan yetiştirmek’ deyince bitkilere karşı olan şevki ve alakası kırıldı. Bunun üzerine bitkilerin sırları tekrar kapandı. Daha doğrusu bir hasta gelse şu bitkinin iyi geldiğini bilse bile verecek hal kalmadı.

Ta ki halk arasında ‘kafa süpürgesi’ diğer adıyla karabaş otunu Üstad kendisine tavsiye edene kadar… Ondan sonra bitkisel tedaviye tekrar başladı. Gelenlere ikram etti. Hatta bu kafa süpürgesinden dolayı mahkemeye verildi. Hem orman mühendisi, hem ehl-i vukuf, hem bilirkişi ve hem de davalı olarak böyle bir davanın olmayacağını savundu. Daha sonra özellikle ardıç tohumu ve yağı üzerinde yoğunlaştı ve bu yoldaki araştırmalarına ve hizmetlerine devam etti.”



Ali İhsan Tola, çeşitli bitkilerden elde ettiği yağlar ve karışımlarla tıbbın ve kimyevi ilaçların çare olmadığı pek çok hastalığa deva olur. Bu yüzden son zamanlarda her gün onlarca, hafta sonları yüzlerce insan, gerek yurdun çeşitli yerlerinden, gerekse yurt dışından akın akın kendisine gelerek deva bulmak için kapısını aşındırırlar.


MANEVİ YÖNÜ


Ali İhsan Tola’nın şahsiyeti şüphesiz sadece bununla sınırlı değildir. Onun asıl şahsiyeti Üstad’ın yakın bir talebesi olarak Risale-i Nur hizmeti üzerinde yoğunlaşmasıdır. Yanına gelenlere bir yandan maddi ilaçlarla deva sunarken, diğer yandan Nurlarla manevi deva sunmaya son nefesine kadar devam eder. Risale-i Nur’un satır aralarından adeta istihraçla çıkardığı engin manaları yanına gelen ve bu konulara alaka duyanlarla paylaşır.

Özellikle yakın takipçilerinden olan Mehmed Başat Bey’in ifadesiyle “eşyanın ledünnüne vakıf olması, eşyanın ve olayların zahirine bakarak iç yüzü ve geleceği ile ilgili çıkarımlarda bulunması” pek manidardır. Mesela bunlardan biri 12 Eylül Darbesi öncesinde üst odada ders yapılırken el büyüklüğünde bir örümceğin duvarda herkesi ürkütecek şekilde yavaş yavaş ilerlemesi karşısında birisi gitmesi için kalkıp pencereyi açması üzerine, ”Oturun yerinize ve ona ilişmeyin” der. Ders bittikten sonra, ”O ne diyor biliyor musunuz?“ diye sorar.

Ardından şu açıklamada bulunur: ”Örümcek hicrette Allah’ın inayetiyle Peygamberimizi müşriklerden korumadı mı? Şimdi de başınıza bir musibet gelecek, ama korkmayın siz, hıfz-ı ilahi altındasınız diyor” şeklinde yorumlar. Gerçekten hemen ardından 12 Eylül Darbesi olur ve Nur talebeleri haber verdiği gibi bu musibetten en az zarar görerek kurtulurlar.



Ali İhsan Tola’nın araştırmaları sadece bitkilerle sınırlı kalmaz. Son zamanlarda çeşitli taşlar ve madenler ve sularla ilgili araştırma ve denemelerde de bulunur.



“Bediüzzaman’ın Lokman Hekim Ruhlu Talebesi: Ali İhsan Tola” isimli Nur Kahramanları serimizin 12. kitabı bu ve bunun gibi son derece ilginç ve insanların alaka ve ihtiyaçlarına cevap verdiği için olsa gerek kısa zamanda iki baskı yapmıştır. Dilerseniz sözü daha fazla uzatmadan tedavi uygulamalarında kitapta yer alan örneklerden bazılarına yer verelim. Böylece hangi tarz ilaçların ne gibi hastalıklara şifalı olduğunu görelim.


HASTALIKLARA MADDİ VE MANEVİ ŞİFALAR

Dışarıdan gelen vesveselere 11 Felak okunmalı, nefisten gelen vesveselere 11 Nas Suresi okunmalı.

Cimriliğe karşı 11 defa Maun Suresi okunmalı

Şirke karşı 11 defa Kafirun Suresi okunmalı.

Migrene karabaş balı kullanılmalı. Karabaş balı, beyin hastalıklarında damar açıcıdır.

Kuyruk yağı romatizma, bel ve boyun ağrılarına iyi gelir.

Kemik erimesine karşı kuyruk haşlanıp aç karnına yenmeli, belden alt kısmına tırnaklara kadar sürülmeli.

Kalp damar tıkanıklıklarına karşı karabaş balı yenmeli.

Kudret narı yağı, güzelleştirir, yüzde leke koymaz. İçilir ve hastalıklı yere sürülürse sedef hastalığını ve kaşıntıları yok eder.

Ardıç yağı, antibiyotik yerine geçer. Ardıç yağına demiri koysan eritir, ama vücuda zarar vermez. Vücuttaki cerahati, iltihabı çıkarır, temizler. Vücut dengesini temin eder.

Saf zeytinyağı ve kantaron, iç ve dış kanamaları önler, hücreleri yeniler, sinir uçlarını tamir eder. Kantaron yağı kanser ağrısını yok eder.

Ağrı için ardıç yağı ve kantaron karışımı sürülür.

Elmayı kabuğuyla yemek yüz güzelliği yapar.

Çayı limonla içmek, çayın kan yapıcı özelliği yok etme keyfiyetini giderir.

Saç için, kekik suyu ile saçlar yıkanır, dibine lavanta yağı sürülür. Kantaron yağı sürülür, saç diplerindeki cerahat boşalır, dibinden saç çıkar.

Günlük 21 tane kuru üzüm hafızayı açar. Her birini besmele çekerek yemeli.

Çörek otu baş ağrısını keser.



Kimyevi ilaçların çare olmadığı pek çok hastalığa deva olur.

alıntıdır

İhsan Atasoy
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi EyMeN&TaLhA 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 6025 14 Temmuz 2015 12:14
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 4075 14 Temmuz 2015 12:06
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme DİN... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 4925 14 Temmuz 2015 12:00
Ramazan-oruç ve çocuğa kazandırdıkları Çocuk ve Aile Sağlığı Mihrinaz 2 2665 14 Temmuz 2015 11:23
çocuk eğitiminde ceza hiç mi olmamalı? Çocuk ve Aile Sağlığı EyMeN&TaLhA 0 2365 14 Temmuz 2015 11:03

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
MEDİNEWEB Şifalı Bitkiler Eczanesi Seleme Tıbbı Nebevi ve Alternatif Tıp 44 24 Kasım 2018 22:09
Badıllı Ağabey EyMeN&TaLhA Makale ve Köşe Yazıları 0 29 Aralık 2014 09:13
Hanımla münakaşamı Zübeyir ağabey çözdü EyMeN&TaLhA Serbest Kürsü 1 06 Nisan 2013 21:33
İhsan (Medine Hutbeleri) iklimya Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat 0 10 Mart 2013 15:49
İhsân ve Murâkabe medinelii Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler 0 03Haziran 2008 23:29

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.