Sen Bizim Ab-ı Hayatımızsın... Sen bizim Ab-ı hayatımızsın Hakiki vildanın bütün şeytani mumlarını söndürürsün Dünyaları aydınlatacak ışık kaynağının düğmesi elinin altındadır. Sen istersen Allah'da diler.. Sen söylersin hepimiz dururuz Sen söyle ki, kullar doğru söz duysun. Sen hak nezdinde bütün cihanda değerlisin.. Şimdi gel ününü bütün dünyaya bir kere daha duyur.. Bütün nifak , şifak, fitne ateşi sönsün.. Sen bizim Ab-ı hayatımızsın... Alıntı... |
Cevap: Sen Bizim Ab-ı Hayatımızsın... [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sen bizim ab-ı hayatımızsın... Çok uzaklardan gölgenin başımıza vurması bile ümitlerimize bir ba'sü badel mevt nefhası oldu. Ve karanlığa mahkum ruhları sönmeyen bir ışık kaynağı oldun... Allah (cc) cihanları aydınlatacak, ziyayı sana bağladı. İste ki , ilahi meşiet konuşsun. Sen Hak nezdinde de, halk nezdinde de bütün cihanda değerlisin. Sen bizim ab-ı hayatımızsın.. Şimdi gel ününü bütün dünyaya duyur... Kerem kıl kesme sultanım, Keremin binevalerden. Kerem kane yakışır mı Kerem kesmek gedalerden.... Alıntı... |
Cevap: Sen Bizim Ab-ı Hayatımızsın... Eyvallah... |
Cevap: Sen Bizim Ab-ı Hayatımızsın... Sen Bana Uzak c* Efendimiz (sav) 'e Sonsuzluk yolunda ben garip bir seyyah Yol vuslata uzak, ben sana uzak Yorgun yüreğimde dert silsilesi, Derman kalbe uzak, kalp sana uzak Tebessüm ki, hayal oldu yüzümde, Mutluluk gözümden gönlümden uzak, Suskunluğum haykırıştan çok öte, Kalbimdir konuşan dil göze uzak, Aşkın ummanına yelken açtı yüreğim. Ufuk bana uzak, yar ufka uzak. Tarumar etti ayrılık dört mevsimi, Bahar bana uzak, güz sana uzak. Dikenler pusu kurdu gül bahçesine, Asılmaz önünde el güle uzak. Nisan misali süzüldü yaşlar. Hazandan yorulan el göze uzak. Uzanan çileli kader yolunda Vefakar Sevgili, dost bana uzak. Karanlığa sürgün çaresiz ruhum, Nurun bana uzak, sen bana uzak..... Alıntı..... |
Cevap: Sen Bizim Ab-ı Hayatımızsın... Karakışların ardından gelen mütevazı baharlar gibiydi gelişin, Mahrumiyetlerin ardından başını çıkaran bereket gibi: Öylesine sade, öylesine asil, öylesine umut dolu Ah benim gelişi güzel efendim… Nisan yağmurlarının getirdiği nadide bir inci olup düştün kâinatın yüreğine, Sen geldiğinde can geldi, ruh geldi, susamışlığı vardı yüreklerin şefkatine ve Sen umutların tükendiği anda, yüklendiğin rahmet yağmurlarıyla geldin efendim Su yürüdü yağmurlarınla, en kurak topraklara, En izbe köşelerdeki kurumuş ağaçların köklerine bile umut oldu gelişin ve nefesin cennetteki baharların gölgelerini getirdi yeryüzüne… Ötelerden gelişinle tomurcuğa durdu ağaçlar, tomurcuklar güle durdu, Sen geldin ve bir sevda oldu yaşamak… Avuçlarında cennet vardı, ellerinle getirdin cennetin kokularını insanlığa Ellerinin her şeyi güzelleştirdiğini bilir miydin efendim. Dokunduğu yere nur akardı, yetim başı okşardı, gözyaşı silerdi, Kız çocuklarını dipsiz kuyuların kenarında tutardı. Güller dikerdi ellerin, Sen dokunduğunda gül kokardı yanakların. Gittiğinde yolumuzu bulalım diye ellerine yerleştirdin yıldızlarını bir bir gökyüzüne Bütün insanlığı kucaklardı; gökyüzüne, ayırmadan, seçmeden Bütün yaratılmışlar için açılırdı ellerin Bütün ümmetinin dualarını, tövbelerini sığdırdın avuçlarına Ellerin çağlar öncesinden yaşanılası bir dünya kurdular, yüreğimize dokundular Lütfen efendim günahkâr yüreklerimizi avuçlarının arasına al… Gözlerin vardı sonra öyle sıcak, öyle samimi… Gözlerin uçsuz bucaksız sır denizi Başı dönmüş bir yıldız gibi dönerken Miraç’tan, Gözlerindeydi Rabbin nurunun derin izleri Gözlerin öyle derindi ki yürekler yetmezdi bakmaya Sevincinle hüznün, gözlerinde birbirine karışırdı çoğu zaman Hüzünlenirdin, hüzünlendiğinde güneşler doğup batıran kirpiklerin Öyle sessizce yaşlara bulanırdı ki efendim Gözlerin olmasaydı ümmetin için sonsuzluğun içinde kayboluşumuz olacaktı, Karanlığın içinde yitip gidecektik, Gözlerin yüreklerimize aşkın kandillerini yakmasaydı. Gözlerin olmasaydı efendim, Kara gözlerin olmasaydı kara sevda nedir bilmeyecektik Kimseler bilmezdi efendim; Rabbin sözlerinin ağırlığı ilk senin yüreğine dokunurdu “Zorlaştırmak için değil kolaylaştırmak için gönderildim” buyururken Bize kolaylaştırırken, Senin yüreğinin nasıl sızladığını hissetmezdi kimseler İlk senin omuzların ezilirdi kulluğun ağır yükü altında, Önce senin merhamet yüklü yüreğin incinirdi efendim, Ümmetini incitmemek için incinirdin… Ne kadar incindiğini, “İnansınlar diye neredeyse kendini harap edeceksin” 1 buyuran ayetlerden anlıyoruz şimdi Seni teselli eden Rabbimizin sözlerinden anlıyoruz, taşıdığın yükün ağırlığını Sonra öylece gidişin geliyor aklımıza, Bizim için katlandığın hiç bir şeyden pişman olmadan gidişin Peygamberden çok samimi bir kul olduğun, Rabbine gittiğin andaki vuslat sevincini hatırlıyoruz Şehadet parmağını kaldırarak: “Yüce dosta gidiyorum” deyişin “Göz yaşarır, kalp hüzünlenir” deyişin geliyor aklımıza efendim Hüzünleniyoruz, yokluğun çöküyor üstümüze, Senin yokluğunda, yetimliğini yaşıyoruz dünyanın, Acı çekiyoruz efendim, elimizden alınmışsın gibi Gelişine olan sevincimizi kanatlanıp gidişinin hüznü alıp götürüyor, Gizli köşelerde kimsesizliğine döktüğün göz yaşları gibi Biz de senin gidişine ağlıyoruz; Ayetlerin ağırlığı, kulluğun yükü çöküyor yokluğunda omuzlarımıza Yokluğunu, Sensiz ezan okumayan Bilal gibi “O’na öldü diyeni öldürürüm” diyen Ömer gibi Gidişinle hıçkırıklara boğulan Ebubekir gibi “Anam babam sana feda olsun” diyen samimi sahabelerin gibi Öylesine derinden hissediyoruz efendim Yokluğunu, içimizin en derin köşelerinde duyuyoruz. Teselliyi dualarında buluyoruz sonra “Senin duaların onlar için sükûnettir” 2 diye buyuruyor ya Rabbimiz Bizim için ettiğin dualara sığınıyoruz: “Bilselerdi yapmazlardı” diye bizi sahiplenişine, “Ümmetim olmazsa cenneti istemem” deyişine, Hiçbir vakit bizden vazgeçmeyişine sığınıyoruz. Umut oluyorsun bize, insanlığımızı yitirdiğimiz köşe başlarında Kara gözlerini düşünüyoruz ve sen içimize doğuyorsun, Sevdan ayın on dördü oluyor, İçimizin göklerinde dolunay büyüyor efendim seni düşündükçe. Gül kokan parmaklarını hissediyoruz içimizdeki sevdayı büyütürken Çaresizliğin içine düştüğümüzde ve seni her arayışımızda yüreğimizde buluyoruz Seni yüreğimizde yaşatıyoruz yüzyıllardır Biliyoruz efendim: “Sen bizim içimizdeyken Allah bize azap etmeyecek” 3 Umuyoruz ki Efendim, Allah senin dualarının hürmetine bize azap etmeyecek İyi ki doğdun efendim, İyi ki yüreğimize doğdun… Alıntı... |
SAAT: 23:08 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.