Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İBADETLER.::. > İbadetler > Hacc-Umre-Kurban

Konu Kimliği: Konu Sahibi Emekdar Üye,Açılış Tarihi:  27 Ekim 2007 (16:55), Konuya Son Cevap : 08 Ağustos 2016 (17:47). Konuya 3 Mesaj yazıldı

Beğeni Aldı1Kez Beğenildi
  • 1 Beğenilen Esma_Nur
Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 27 Ekim 2007, 16:55   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Haccın temel kavramları

Haccın temel kavramları

Haccın temel kavramları

iHRAM
[/B][B]Hacla alakalı en temel kavramlardan biri ihramdır. İhram deyince akla ilk gelen şey beyaz dikişsiz elbise olsa bile, esasen ihram, hacca gitmeye karar veren kişinin normalde helal olan tırnak kesmek, tıraş olmak, cinsel ilişkiye girmek, Mekke ve çevresinde bitkileri koparmak, yeşillere zarar vermek gibi bazı şeyleri kendisine haram kılmasıdır. Hacca giderken haramların başladığı yerde ihram giyilir. İhram dikişi olmayan ve kefene benzeyen iki parçadan oluşan sade bir giysidir. Buna elbise bile demek zordur. Kefeni hatırlatan ihram makam, mansıp, rütbe ve servet gibi bütün farkları sıfıra indirir, herkes fakir ve muhtaç durumdadır. Ama bu ihtiyaç kullara değil, Allah’adır. İhramı giyen insan dünyaya ait her şeyi geride bırakır, takva elbisesini giyer, “Ölmeden önce, ölünüz” hikmet dolu sözüne ittibaen kefen giymiş gibi olur.

MiKAT
[B]Mikat, hac yasaklarının başladığı, Cenab-ı Hakk’ın huzuruna çıkmak için hazırlığın yapıldığı ilk yerdir. Şekil olarak ihrama girmenin yanında duygu ve düşünce olarak da insanları kırmama, hoşgörü, sabır, insanlara saygı gibi dinin genel yaklaşımlarının daha derince yaşanması mikatla başlar. Türkiye’de havaalanında herkes bembeyaz ihram örtülerine bürünür. Artık yasaklar başlamıştır; saç, sakal ve tırnaklar kesilmez. Bütün vücudumuz bize karşı korunma altına alınmıştır. Şayet ihlal edersek ceza vermemiz gerekiyor.

KÂBE
Allah’ın emriyle Hz. İbrahim’in, oğlu ile inşa ettikleri fizik ötesi âlemlerden Beyt-i ma’murun izdüşümü mahiyetinde, küp şeklinde bir yapıdır. Herkesin kafasında bir Kâbe resmi mutlaka vardır. Bu resim, ya anlatılanlardan veya farklı ebatlarda çekilmiş fotoğraflardan ve kartpostallardandır. Ama bunlara bakmak insana hiçbir zaman canlı olarak Kâbe’ye bakma ürpertisini vermeyecektir. Kâbe sürekli bir hareketin merkezidir ve orada donukluk ve uyuşukluk düşünülemez. Keşke Müslümanlar oradaki hareketi hayatın bütün alanlarına yansıtabilseler.

TELBiYE
Telbiye, “Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk, La şerike leke lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülke lâ şerike leke: Sana geldim, buyur Allah’ım! Çağırdın koşup geldim, emrine hazırım. Sana geldim, ortağın yoktur, koşup geldim, hamd ve nimet Sana ait, mülk de Senindir. Ortağın yoktur Senin!” (Buhârî, Hac, 26; Müslim, Hac, 19-20) duası hacca giden kimsenin ihramını giyip iki rekat namaz kıldıktan sonra okuyacağı duadır ve “elest bezmi”nde verilen sözün bir karşılığı gibidir. Zencisi de, Arap’ı da, Japon’u da, Türk’ü de bu duayı okur. Bütün alt kimlikler gitmiş, yerine rengi ve dili farklı da olsa belli bir süre aynı dili konuşan, aynı dille ibadet eden Müslümanlar ortaya çıkmıştır. Bu, bütün hayat boyu devam ettirilmesi gereken bir sözdür.

TAVAF
Tavaf, Kâbe etrafında Hacerü’l-esved hizasından başlayarak yedi defa dönmektir. Tavaf esnasında mü’minler büyük kâinatın küçültülmüş bir numunesini ortaya koyarlar. Çünkü kâinatta yıldız kümeleri, gezegenler, yıldızlar hatta güneş bile kendilerine ait bir yörüngede hareket etmektedirler.

SA’Y
Hz. İbrahim, oğlu İsmail ile eşini o zamanlar için ıssız ve tarıma elverişli olmayan Mekke’de Kâbe’nin olduğu bölgeye bırakmış, onları Allah’a emanet etmişti. Hâcer validemizin suyu bitince, su aramak ve gelecek birini görmek için Safa ve Merve tepeleri arasında gidip gelmeye başladı. Bu gidiş geliş yedi defa olmuştu. Yokuşta yavaşlıyor, düze inince koşuyordu.
Son seferinde Hz. İsmail’in bulunduğu yerden su çıktığını gördü. Bu, Allah’ın onlara bir ikramıydı. Çorak bir arazide yüzyıllardır hiç kesilmeden akan lezzetli ve besleyici bir su çıkması Hz. İbrahim’in Allah’a tevekkülünün ve duasının bir neticesiydi. Hacıların her sene gelirken getirdikleri, işte bu Hz. İbrahim döneminden günümüze kadar kesilmeyen bereketli zemzem suyudur. “Safâ ile Merve, Allah’ın belirlediği nişânelerdendir.” (Bakara, 2/158) Safa ve Merve arasında gidip gelmemizi istiyor. Biz bu kadarını biliyoruz. Her şeyin bize faydasını ve hikmetini bütünüyle öğrenemeyiz. Deriz ki, Allah’ın emrettiği her şeyde bildiğimiz ve bilmediğimiz nice hikmet vardır. Sonuç olarak sa’y, iman ve ihlâsa dayalı kulluğun tecellî ettiği bir ibâdetin bölümlerinden biridir.

VAKFE
[B]Arefe günü Arafât’ta, bayram gecesi de, gece yarısından sonra Müzdelife’de bulunmak, buralarda Allah Teâlâ’ya telbiye, tesbîh, tekbîr gibi zikirlerle, istiğfâr ve dualarla, tefekkür ve tazarrularla ibâdet etmek, haccın en önemli vazifeleri arasındadır. Burada rekleri, dilleri, ülkeleri ve alışkanlıkları birbirinden çok farklı, fakat aynı Allah’ın kulu ve aynı Peygamber (sas)’in ümmeti olduğunun farkında olan milyonlarca insan burada Allah’a yönelmekte, O’na kulluklarını sunmakta ve O’ndan dileklerde bulunmaktadırlar. Allah Resûlü (sas)’in ifadesiyle haccın kendisinden ibaret olduğu vakfe aynı zamanda dünyada mahşeri temsil eden tek toplantıdır; üzerlerinde kefene benzer giysilerinden başka bir şeyleri bulunmayan insanlar Rabb’in huzurundalar. Hacca giden her mü’min Allah’a iltica eden bu büyük topluluk içinde mahşeri düşünmeli, henüz fırsat varken o güne hazırlanmaya gayret etmelidir.

ŞEYTAN TAŞLAMA
[B]Hz. İbrahim (as), Allah’ın emrini yerine getirmek üzere oğlunu kurban etmek için Mina’ya doğru ilerlerken şeytan yolunu kesmiş ve onun zihnini çelmek istemişti. Hz. İbrahim onu taşlayarak yanından uzaklaştırdı. Hac ibâdetini yapan Müslüman, cemre adı verilen yerleri taşlarken aslında içindeki şeytanı taşlamakta, onu kendinden uzaklaştırmaya çalışmaktadır. Bu bir vak’anın ifadesi olduğu gibi aynı zamanda bir hedeftir. Herkes içindeki şeytanı taşlamalı ve hayatından çıkarmaya çalışmalıdır.

KURBAN
[B]Yüce Allah (cc) bir kurbanla tam olmasa bile şükür eda etme yolunu bize gösteriyor. Bu arada hacda kesilen kurbanla herkesin Kurban Bayramı’nda kestiği kurbanı karıştırmamak lazım. Hacdaki kurban, hac gibi zor bir ibadeti yapabilmenin bir şükrüdür.

Ailem Dergisi
Sayı:159
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Emekdar Üye 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Hz. Ali ile Fatıma'nın Aç Kalmaları İslam/Dinler/Mezhepler Emekdar Üye 0 2242 31 Temmuz 2008 01:53
Seleme bin el-Ekvâ'nın Hz Peygambere Ölüm Üzerine... Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader Emekdar Üye 0 2165 31 Temmuz 2008 01:52
Mekke, Savaşılmadan Nasıl Fethedildi? İslam/Dinler/Mezhepler Emekdar Üye 0 2592 31 Temmuz 2008 01:51
Hz. Peygamber'in Hac Esnasındaki Hutbeleri Hacc-Umre-Kurban GÖKCEN_AZRA 1 2842 31 Temmuz 2008 01:49
Bu Mübarek Zat kimdir ?? Hz.Muhammed(s.a.v) Mihrinaz 4 2618 30 Temmuz 2008 23:27

Alt 31 Ekim 2007, 21:14   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cvp: Haccın temel kavramları

Haccın Faziletleri
1138) Hz. Aişe (RA) anlatıyor: “Ey Allah’ın Resûlü, dedim, cihâdı amellerin en faziletlisi görüyoruz, biz de cihâd etmiyelim mi?” Şu cevabı verdi:
“Ancak, cihâdın en efdal ve en güzeli hacc-ı mebrürdur. Sonra şehirde kalmaktır.” Hz. Aişe der ki: “Bunu işittikten sonra Haccı hiç bırakmadım.” Buhârî, Hacc 4, Cezâu’s-Sayd 26, Cihâd 1; Nesâî, Hacc 4, (5, 113). “Sonra şehirde kalmak” cümlesi Buhârî’de yok.)[B]
1139)Sehl İbnu Sa’d RA anlatıyor: “Resûlullah AS buyurdular ki: “Telbiyede bulunan hiç bir Müslüman yoktur ki, onun sağında ve solunda bulunan taş, ağaç, sert toprak onunla birlikte telbiyede bulunmasın, bu iştirak (sağ ve solunu göstererek) şu ve şu istikâmette arzın son hududuna kadar devam eder.” Tirmizî, Hacc 14, (828).
1140) İbnu Abbâs RA anlatıyor: “Resûlullah AS buyurdular ki: “Haccla umrenin arasını birleştirin. Zîra bunlar günhı, tıpkı körüğün demirdeki pislikleri temizlemesi gibi temizler.” Nesâî, Menâsik 6, (5,115); İbnu Mâce, Menâsik 3, (2886).
1141) Ebu Hüreyre RA anlatıyor: “Bir umre, diğer umreye arada işlenenler için kefarettir. Hacc-ı Mebrûr’un karşılığı cennetten başka bir şey olamaz!” Buharî, Umre 1; Müslim, Hacc 437, (1349); Tirmizî,Hacc 90, (933); Nesâî, Menâsik 3, (5,112), 5, (5,115); İbnu Mâce, Menâsik 3, (2887); Muvatta, Hacc 65, (2, 346).
1142) İbnu Abbâs RA anlatıyor: “Resûlullah AS buyurdular ki: “Beyt’i (Kâbe-i Muazzama’yı) kim elli defa tavaf ederse, günahlarından çıkar ve tıpkı annesinden doğduğu gündeki gibi olur.” Tirmizî, Hacc 41, (866). Buradaki tavaftan maksad, şavtlar olmayıp, elli tam tavaftır.

1143) Ümmü Seleme (RA) anlatıyor: “Resûlullah (AS) buyurdular ki: “Kim, Hacc veya umre için Mescid-i Aksa’dan Mescid-i Haram’a (kadar) ihrâma girerse, geçmiş ve gelecek bütün günahları affedilir veya cennet kendisine vâzcib olur.” -Râvi, Resûlullah’ın hangisini dediği hususunda şekke düştü.” Ebu Dâvud, Menâsik 9, (1741), İbnu Mâce, Menâsik 49, (3001-3002).
1144) İbnu Abbâs RA anlatıyor: “Resûlullah AS, Ensâr’dan Ümmü Sinân adındaki bir kadına:
“Bizimle haccetmekten seni ne alıkoydu?” diye sordu. Kadın:
“Ebü fülânın (kocasını kasteder) sadece iki sulama devesi var. Biriyle o ve oğlu haca gitti. Öbürü (ile de ben kaldım) arâzimizi suluyor (um)” dedi. Bunun üzerine Resûlullah AS:
“Öyleyse Ramazan’da (yapacağın) umre, (kaçırdığın) bir haccın veya benimle (yapmış olacağın) bir haccın kazasıdır. Ramazan gelince umre yap. Zîra Ramazan’daki bir umre hacca muâdil olur. Buhârî, Umre 4, Cezâu’s-Sayd 26; Müslim, Hacc 222; Nisâî, Sıyâm 6, (4,130).
1145) Ebu Bekr İbnu Abdirrahmân anlatıyor: “Bir kadın Resûlullah AS’a gelerek:
“Ben haccetmek için hazırlık yapmıştım. Bana (bir mâni) ârız oldu ne yapayım?”
“Ramazan’da Umre yap, zira o ayda Umre tıpkı hacc gibidir” buyurdu.” Muvatta, Hacc 66, (1, 347); Ebu Dâvud, Hacc 79, Tirmizî, Hacc 95, (939); Nesâî, Sıyâm 6, (4,130); İbnu Mâce, Hacc (Menâsik) 45, (2991-2995).
1146) Hz. Aişe (RA) anlatıyor: “Resûlullah AS buyurdular ki: “Hiç bir kul, kurban günü, Allah indinde kan akıt*maktan daha sevimli bir iş yapamaz. Zîra, kesilen hayvan, Kıyamet günü boynuzlarıyla, kıl1arıyla, sınnaklarıyla gele*cektir. Hayvanın kanı yere düşmezden önce Allah indinde yüce bir mevkiye ulaşır. Öyle ise, onu gönül hoşluğu ile ifâ edin.” Tirmizî, Edâhî 1, (1493); İbnu Mâce, Edâhî 3, (3126).
Rezîn şunu ilave etmiştir: “Kurban sahibine, hayvanın her bir tüyü için sevap vardır.”
1147) Ebu Bekri’s-Sıddîk RA anlatıyor: “Resûlullah AS’a: “Hangi hacc daha efdaldir?” diye sorulmuştu.
“Yüksek sesle telbiye getirilip, kurban kesilerek yapılan hacc!” diye cevap verdi.” Tirmizî, Hacc 14, (827), Tefsir, Âl-i İmrân (3001).
1148) Ebu Hüreyre RA anlatıyor: “Resûlullah AS buyurdular ki: “Küçüğün, büyüğün, zyıfın, kadının cihadı Hac ve Umre'dir.” Nesâî, Hacc 4, (5,114); İbnu Mâce, Menâsik 8, (2902).
Alıntı ile Cevapla
Alt 01 Kasım 2007, 15:30   Mesaj No:3
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cvp: Haccın temel kavramları


Haccın hikmet ve faydaları



Bütün ibadetler Allah’ın emri olduğu için yapılır ve haram olan şeyler de Allah’ın yasakları olduğu için terk edilir. Zaten ibadetlerin özü sayılan ihlas kavramı içinde, sadece, yapılan ibadetlerin yalnız Allah için yapılması değil, yapılmayıp terk edilen amellerin de yine sadece Allah rızası için terk edilmesi de vardır.
Allah, verdiği emir ve yasakladığı nehiylerdeki hikmetlerin bir kısmını bildirmiş, bazılarına dair hikmetleri ise açıklamamıştır. Akıl ve düşünce ile bazı hikmetlerin mevcudiyeti tespit edilebilir. Hac ile ilgili olanlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: İslam dinine bağlı müminler aynı gaye ve aynı inançla hac ibadeti vesilesiyle bir araya gelirler. Kazanılan manevi haz ve zevkle, eskiden mevcut olan kötü huy ve alışkanlıklar terk edilir ve Allah’ın emirlerine daha sıkı sarılma şevki gelir. Dünyanın dört bucağında bulunan Müslümanlar tanışır, sevişir, birbirine yardım imkanı arar, İslam’ın güzelliklerinden herkesin istifade etmesi ve noksanlıkların giderilmesi için çalışırlar. Hacda cihad sevabı vardır. Çünkü orada hem sefer hali, hem nefisle mücadele, hem de eziyet ve yorgunluklara tahammül söz konusudur. İslâm dininin zuhur edip bütün dünyaya yayıldığı, mücadelesinin verildiği, uğruna canların feda edildiği mukaddes beldeleri, muhterem ve muazzez İslâm kahramanlarının mezarlarını ziyaret etmekle hacıların gönlünde İslâm’ı bütünüyle yaşama, ona hizmet etmek aşk ve şevki uyanır. Ayaklar yalın, başlar açık olarak bütün hacıların beyaz örtülere bürünmesi âdeta Mahşer gününü hatırlatır. Böylece kalbler yumuşar, bakışlar başkalaşır, insanların Allah’ın huzurunda bulunacakları hali andırır ve o dehşet günü için bir ibret vesilesi olur. Duygular heyecana gelerek mânevi bayram yapılır. Yolculuk esnasında karşılaşılan zorluklar ve mahrumiyetler insana nimetlerin kıymetini ve bunlara şükretmeyi öğretir. Mal ve mülkünden uzak kalmak, akraba ve dosttan ayrı düşmek, istirahat imkânı bulamamak, insana muhtaçlarla fakirlerin sıkıntılarını hatırlatır ve böylece onlara şefkat elinin uzanmasına vesile olur. Hac ibâdetinin bu gibi mânevî ve ruhî fayda ve hikmetleri yanı sıra maddî ve ictimai bâzı faydaları vardır. Şöyle ki: Hac, İslâm âleminin senede bir defa imzalanan umumî bir kongresi hükmündedir. Hac mevsiminde İslâm ülkeleri iç ve dış meselelerinde kaynaşma imkânı bulurlar. Bu tanışıp kaynaşma ile; kültür, fen ve san’at alışverişinde bulunma imkânı elde ederler. Âyet–i kerimede Allah (cc) “Menfaatlerini görmek ve elde etmeyi” de zikrederek (Hac, 27), Müslümanları yılda bir defa bir araya geldikleri hac mevsiminde ibâdet vazifelerini ifanın yanı sıra ticarî münasebetlerini de geliştirmeye teşvik etmiştir. Buhârî’nin rivayet ettiğine göre, Müslümanlar hac mevsiminde ticaretten çekinir, bu hâlin hâlis niyetlerini ve sâfi ubûdiyetlerini bulandırmasından korkarlardı. Bunun üzerine Allah: “Rabbinizden lütûf ve refah istemenizde bir günah yoktur” (el–Bakara, 2/198) âyetini indirerek bu anlayışın doğru olmadığını bildirmiştir.
Alıntı ile Cevapla
Alt 08 Ağustos 2016, 17:47   Mesaj No:4
Medineweb Emekdarı
Esma_Nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Esma_Nur isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 4458
Üyelik T.: 19 Ekim 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:kadın
Memleket:sivas/istanbul/
Mesaj: 5.436
Konular: 575
Beğenildi:4526
Beğendi:6115
Takdirleri:24126
Takdir Et:
Standart Haccın faydaları

Hac, Allah'ın emridir ve Allah katında çok değerli bir ibadettir. Hac yapmak, Kâbe, Arafat Dağı, Safa ve Merve tepeleri, Mina, Müzdelife ile Mekke ve Medine'deki diğer mukaddes yerleri ziyaret etmek her Müslümanın arzusudur. İslam'ın doğduğu ve dünyaya yayıldığı, Peygamberimizin yaşadığı o mübarek yerleri görmek insana büyük bir mutluluk verir. Hacca gidenlerin günlük elbiselerini çıkarıp kefeni andıran ihramı giymeleri, insana mahşer gününü hatırlatır. Dünyanın dört bir yanından gelen farklı renk, dil ve ırktaki Müslümanlar birbirleriyle tanışır, kaynaşırlar, ortak duygu ve düşünce geliştirirler. Sosyal ve ekonomik durumu ne olursa olsun her seviyeden insanın aynı kıyafetle Allah'ın huzurunda buluşması, Allah katında eşit olduklarını hatırlatır. Hac yolculuğu insana zorluklara karşı dayanma gücü kazandırır. Mala olan bağımlılığı azaltarak, fakirlere karşı merhamet duygularını geliştirir.Hac ibadetini gerçek anlamda yapan Müslümanlara Peygamberimiz şu müjdeyi vermiştir: “Kim Allah için hacceder de hac sırasında kötü sözlerden ve Allah'a karşı gelmekten sakınırsa annesinin onu doğurduğu günkü gibi, günahlarından arınmış olarak hacdan döner.” (Buhari, Hac).
Hasan Bldkt beğendi.
__________________
Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım...

Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE....
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Bazı Kavramları Hatirlayalım!! Mihrinaz İslami Kavramlar 3 27 Eylül 2018 23:46
Medineweb Üyelerine Kuranı Kerim Kavramları Testleri serpil Kur’an-Kerim Bilgisi 14 05 Eylül 2017 14:59
Kur’an’ın Kavramları üzerine… Esma_Nur Kur'ân-ı Kerim Genel 0 19 Temmuz 2013 02:14
Kur'ân’da Nefs Ve Ruh Kavramları Hazan Mevsimi Kur'ân-ı Kerim Genel 0 26 Aralık 2009 00:14
Kur’an-i kavramları nasıl anlamalıyız? ABDULLAH ALMAZ Makale ve Köşe Yazıları 1 02 Kasım 2009 18:53

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.