Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Muhtelif Konular

Konu Kimliği: Konu Sahibi Esadullah,Açılış Tarihi:  28 Ocak 2012 (00:58), Konuya Son Cevap : 28 Ocak 2012 (00:58). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 28 Ocak 2012, 00:58   Mesaj No:1
Medineweb Sadık Üyesi
Esadullah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Esadullah isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 15316
Üyelik T.: 18 Aralık 2011
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Kayıp bir Kentten
Yaş:44
Mesaj: 734
Konular: 143
Beğenildi:280
Beğendi:94
Takdirleri:3260
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Faydasız İlim Nereye Götürür...

Faydasız İlim Nereye Götürür...

“Allah Tealâ en doğrusunu bilir” kaydıyla söyleyelim ki, insanı helâka götüren olumsuzluklar, temelde bu dört noktada toplanmaktadır.

Kişide Allah Tealâ’nın rızasını elde etme ve azabından sakınma gayreti oluşturmayan ilim, bizatihi faydalı olsa bile sahibine fayda vermediği için helâka götürücüdür. Bu sebeple ulema, amele yansımayan, ahlâkı güzelleştirmeyen ve bâtını mamur kılmayan ilmin sahibi için ancak vebal olduğunu söylemiştir.

Birçok hadis imamının naklettiği ve en muteber hadis kitaplarında yer alan rivayete göre Efendimiz s.a.v. şöyle dua ederdi: ” Allahım! Fayda vermeyen ilimden, huşu duymayan kalpten, doymayan nefsten ve icabet edilmeyen duadan sana sığınırım.”

Sahabe’den Zeyd b. Erkam r.a., “Bize ilim öğret” diyenlere: “Size ancak Resul-i Ekrem s.a.v.’in bize öğrettiği şeyi öğretirim.” diyerek naklettiği bu hadis, insanın selametinin de felaketinin de dört noktadan neş’et ettiğini son derece veciz bir şekilde anlatmaktadır.

İnsanın varoluş amacına uygun yaşaması ve istikamet üzere bulunması, bu dört temel hususiyete sahip olmasıyla mümkündür.

Her türlü kemalâtın zirve noktasını oluşturmasına rağmen Efendimiz s.a.v.’in böyle dua etmesinde (ve naklediliş tarzından anlaşıldığına göre bu duayı devamlı yapmasında) şüphesiz ki ümmetine yönelik bir mesaj mevcuttur. Daha doğrusu hadisin asıl mesajı bizleredir. Nitekim Efendimiz s.a.v .: “Allah’tan faydalı ilim isteyin” (Ebu Dâvud) buyurmak suretiyle bu noktayı bizzat açıklığa kavuşturmuştur.

“Allah Tealâ en doğrusunu bilir” kaydıyla söyleyelim ki, insanı helâka götüren olumsuzluklar, temelde bu dört noktada toplanmaktadır. İnsanlık tarihi boyunca yaşanmış ve yaşanacak olan bireysel ve toplumsal bütün yıkımların temelinde bu dört unsur vardır.

Her şeyin temeli ilimdir

Acaba Efendimiz s.a.v., Allah Tealâ’ya sığınılması gereken hususların başına niçin “fayda vermeyen ilim“i koymuş olabilir?

Bu sorunun cevabını doğru biçimde verebilmek için öncelikle “fayda vermeyen ilim” ifadesi ile ne kastedildiğine bakmak gerekir. Bu ifadenin üç boyutlu anlaşılması mümkündür:

1. Bizatihi zarar veren, fayda hasıl etmesi mümkün olmayan ilim.

2. Bizatihi faydalı iken, kişideki bir zaaf sebebiyle bu fonksiyonunu icra edemeyen ilim.

3. Kişiye gerekli olmayan, kendisinden herhangi bir şekilde istifade etmeyeceği ilim.

Ulemanın, hadisteki bu ifade üzerine yaptığı açıklamalar bu üç noktada toplanmaktadır. Birinci maddede yer alan ilimlere örnek olarak sihir zikredilmiştir. Bu ilimler insana zahiren bazı küçük faydalar sağlıyor gibi görünse de, bu küçük/görünür faydaların bile sonuç itibariyle şerre götürdüğü herkesin malumudur.

İlim, insanı Yüce Yaratıcı’ya götürmelidir. Ondan beklenen temel fonksiyon budur. Şu halde herhangi bir ilim, insanı bu temel amacından saptırıyorsa faydasızdır ve ondan Allah Tealâ’ya sığınmalı, uzak durmalıdır.

İkinci madde ise daha geniş bir anlam çerçevesine sahiptir. Kişide Allah Tealâ’nın rızasını elde etme ve azabından sakınma gayreti oluşturmayan ilim, bizatihi faydalı olsa bile sahibine fayda vermediği için helâka götürücüdür. Bu sebeple ulema, amele yansımayan, ahlâkı güzelleştirmeyen ve bâtını mamur kılmayan ilmin, sahibi için ancak vebal olduğunu söylemiştir. ( Münâvî , Feyzu’l – Kadîr , 2/108)

Üçüncü madde ise insanı, faydalanmayacağı şeyleri öğrenmekle zaman, enerji ve imkan kaybına uğrattığı için zararlıdır. Öte yandan, kendisine faydası olmayacak şeyleri öğrenmekle iştigal eden insan, böylece faydalı şeyleri öğrenme imkanını zayi ettiği için de sorumlu olacaktır.

Ulema, hadisin ifadesindeki bu üç boyut içinde en fazla ikinci madde üzerinde durmuştur. Elbette bunun bir sebebi vardır. Hadisi bir bütün olarak ele aldığımızda, zikredilen dört hususun birbirinden bağımsız olmadığı dikkat çekmektedir. Efendimiz s.a.v ., mübarek sözlerinin başına “fayda vermeyen ilim“i yerleştirmekle, ardından sıraladığı hususların ona bağlı olduğunu vurgulamış olmaktadır. Yazımızın son kısmında bu nokta üzerinde ayrıntılı olarak duracağız.

‘Bilgi çağı’nda faydasız ilimden söz etmek

Bu noktaya, özellikle “bilgi çağı” diye nitelendirilen zamanımızda daha bir hassasiyetle eğilmek durumundayız. Modern teknolojinin sağladığı basın-yayın araçları, internet vb. gibi sayısız imkan dolayısıyla bilgi edinme yollarının hayli yaygınlaştığı, bilgiye ulaşmanın son derece kolay olduğu bir dönemde, ilim öğrenmek bir “hak” olarak lanse edilirken, ilim ile helâk arasında ilgi kurmak ilk bakışta aykırı gelebilir.

Ancak hemen belirtmeliyiz ki, müslümanlar olarak bizi diğer insanlardan ayıran en temel özelliklerden birisi tam da bu noktada kendisini göstermektedir. Müslümanın telakkisinde ilim, yukarıda da söylediğimiz gibi, “yaradılış amacına uygun hareket etmek”, yani zahirini ve bâtınını mamur kılmak için öğrenilir. Bu da en başta “Din ilimleri” dediğimiz ulum-u şer’iyye’nin öğrenilmesini gerekli kılar.

Bir diğer ifadeyle ilim amel etmek içindir. Amel ancak neyin nasıl yapılacağı konusunda bilgilenmek suretiyle gereği gibi yerine getirilir. Zira ilimsiz amel dalalettir. (Münâvî, a. g.e ., 2/102) Amele dökülmeyen ve kalpte arzu edilen safiyeti sağlamayan ilim ise kişi için bir yük ve vebaldir.

Günümüz dünyasında ise toplumda bir yer edinmek, saygınlık kazanmak, başkalarına üstünlük sağlamak, hayat standartlarını yükseltmek… gibi beklentiler bilgi edinmenin başlıca sebepleri olarak değerlendirilmektedir.

Elbette burada “ilim” ve “bilgi” kelimeleriyle ifade ettiğimiz olgular arasında temelli farklılıklar bulunmaktadır. Bunlardan ikincisi ahireti unutturarak kişiyi dünyaya bağlarken, ilki İmam Gazalî k. s’nin de vurguladığı gibi dünyadan ahirete , geçici olandan kalıcı olana çağırır.

İşte o “kalıcı hayat”ta bize bir fayda temin etmeyecek her şey gibi, bu özellikteki “ilim” de sonuç itibariyle zararlıdır.

Hadisin başı ile sonu arasındaki ilişki

Yukarıda, Efendimiz s.a.v.’in, en başta “faydasız ilim“i zikretmesinin, diğer hususların ona bağlı olduğunu gösterdiğini söylemiştik. Bu noktayı şöyle açabiliriz:

Elde ettiği ilim kendisine fayda sağlamayan, yani ilmiyle amel etme bahtiyarlığına eremeyen kimse, Allah Tealâ’dan huşu ve haşyet duyma mevkiine ulaşamaz. Zira onun ilmi ” kıyl u kâl”den ibarettir; ne amel, ne ahlâk ne de nefs terbiyesi konusunda kendisine bir fayda temin eder.

Yüce Allah, “Kulları içinde Allah’tan ancak alimler hakkıyla korkar” (Fâtır, 28) buyurmuştur. Bu ayet, Allah Tealâ’dan hakkıyla korkmayan kimselerin ” alim ” sıfatını hak etmediğini göstermesi bakımından da oldukça manidardır.

Öğrendiği ilimden istifadeden mahrum kalmış kimsenin huşudan pay alması mümkün olmayacağı gibi, huşudan nasipsiz kimse de, dizginlerini nefsinin eline vermiş demektir. Dilimizdeki “Kork Allah’tan korkmayandan.” sözü bu durumu gayet güzel ifade etmektedir. Ayrıca burada, “faydalı ilim” sınıfına giren ilimlerin, kalpte Allah korkusu oluşturacağına da işaret vardır.

Bu noktada Allah korkusunun yerini nefs-i emmarenin buyurganlığı almıştır. O kimse artık nefsinin doymak bilmez isteklerini kölesi, arzularının esiri olmuş durumdadır. Hatta ilim adına öğrendiği şeyleri de nefsini tatmin yolunda kullanmakla kendisini ayrı bir badireye atmış olur. Böylelerine “ulema-i sû’: zararlı alim ” denir ki, öğrendikleriyle kendisine ve başkalarına faydalı olması gerekirken hem kendine hem de diğer insanlara zarar veren kimse demektir.

Bu durumdaki bir kimsenin duasının makbul ve müstecab olmamasından daha normal bir şey yoktur. “Sana ne kötülük dokunursa nefsindendir” (Nisa, 79) ayeti, kişiye dokunan kötülüğün sebebinin, kendi işlediği günahlar olduğunu beyan etmektedir. Duası kabul olmayan kimse, bu dünyada, ulemanın “hızlân” dediği duruma düşmüştür ki -Allah korusun-, artık o kimsesiz, sahipsiz, yardımsız ve yalnız demektir. Bu dünyada duasına iltifat edilip cevap verilmeyen kimsenin ahirette varacağı yer de bellidir.

Elbette hadiste zikredilen hususların birbiriyle ilişkisinin her halukârda bu şekilde cereyan etmesi gerekmez. Yani faydasız ilim öğrenen herkesin sonunda varacağı nokta duasının kabul edilmemesi ve terk edilmişlik değildir. Ancak faydasız ilim öğrenme yoluna girmiş bir kimsenin böyle bir sona varması tehlikesi her zaman söz konusudur.

Sözün sonu, Söz Sultanı s.a.v.’in öğrettiği şu dua olsun:

“Allahım! Günahımı, cehaletimi, işimdeki israfımı ve benden daha iyi bildiğim kusurlarımı bağışla. Allahım ! Ciddimi, şakamı, hatamı ve kastımı bağışla ki bunların hepsi bende mevcuttur. Allahım ! Peşin yaptığım ve sonraya bıraktığım, gizlediğim veya açıktan yaptığım ve senin benden daha iyi bildiğin bütün kusurlarımı bağışla. İleri geçiren ve geri bırakan ancak sensin. Sen her şeye kadirsin.” (Müslim)


alıntı
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Esadullah 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Gayb Alemine Açılan Kapılar... Kitaplar/Kütüphane Kara Kartal 1 308 29 Ocak 2023 12:22
Hiperaktif ve Otizm Çocuklar İçin ... Tıbbı Nebevi ve Alternatif Tıp Mihrinaz 1 350 14 Ekim 2022 00:49
Tabiat ve Burçlara Göre Beslenme-Hangi Tabiat... Tıbbı Nebevi ve Alternatif Tıp Esadullah 2 425 14 Ekim 2022 00:38
9-Kâinatın 6 Eyyamda (Devir-Süreç) Yaratılması... Esadullah Esadullah 1 372 02 Ekim 2022 12:57
8 - Kurana göre evren nasıl yok olacak Esadullah Esadullah 0 316 29 Eylül 2022 10:40

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Kalem Sanatı Bizi Nereye Götürür?/İRFAN KESER İRFAN KESER İrfan Keser 4 31 Ekim 2018 14:11
Başkasını Yüceltmek/Yermek bizi cennete götürür mü ? /Muhsin Arslan Muhsin Arslan Muhsin Arslan 4 12 Mart 2015 12:18
Nereye bu gidiş nereye AşkŞairi Şiirler ve Şairler 0 23 Ekim 2014 00:05
Faydasız İş Zamanın Katilidir.. Nesli_Nur Çocuk ve Aile Sağlığı 0 22 Nisan 2014 10:40
Mezhepsizlik Niçin Dinsizliğe Götürür? - Ebubekir Sifil EbdA Bilgi Dağarcığı 34 24 Ekim 2010 21:40

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.