Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader

Konu Kimliği: Konu Sahibi aslıı,Açılış Tarihi:  09 Eylül 2012 (13:08), Konuya Son Cevap : 09 Eylül 2012 (13:08). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 09 Eylül 2012, 13:08   Mesaj No:1
Medineweb Sadık Üyesi
aslıı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:aslıı isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 15266
Üyelik T.: 13 Aralık 2011
Arkadaşları:18
Cinsiyet:
Yaş:30
Mesaj: 751
Konular: 119
Beğenildi:62
Beğendi:29
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart ölüm anında vukuu bulan hadiseler

ölüm anında vukuu bulan hadiseler

Mahmud Efendi Hz. k.s. Ruhu'l-Furkan Tefsirinden
Ölüm anında vukuu bulan hadiseler...

ibni Abbas (r.a.) şöyle demiştir.
bir kere resülallah s.a.v. otururken ''ölümün şiddetleri içinde, meleklerin de ellerini uzatarak, (kendılerine) canlarınızı çıkarın! Allah'a karşı haksız olanı söyleyegeldiğiniz ve o'nun ayetlerınden kibirlendiğiniz için buugn alcaklık azabıyla cezalandırılacaksınız (dedikleri zaman) sen o zalimleri bir görsen'' ayet-i kerime'sini okuduktan sonra şöyle buyu... rdu:
''Muhammed'in canı (kudret) elinde olan zat'a yemin ederim ki hiç bir nefis, cennet ve cehennemdeki yerini görmedikçe dünyadan ayrılmaz. o vakit geldiğinde, meleklerden yüzleri güneş gibi parlak olan iki büyük cemaat saf tutup, doğu ile batı arasına dizilirler. Siz ölecek kişinin size baktığını zannetseniz de o sadece onlara bakar, başkasını görmez.
Her bir meleğin yanında kefenler ve kokular vardır. ölecek kişi MÜMİN ise, onu cennetle müjdeleyerek '' ey temiz ruh! Allah'ın rızası ve cennetine çık! muhakkak Allah-u Teala sana, dünya ve içindekilerden daha hayırlı ikramlar hazırladı' derler.
Böylece onu müjdelemeye ve etrafını cevirmeye devam ederler ve onlar ona karşı, bir annenin çocuğuna davranmasından daha yumuşak ve esirgeyici muamelede bulunurlar ve her tırnak ile mafsalın altından ruhunu kolayca çekmeye başlarlar. Böylece her uzuv srasıyla ölmeye ve soğumaya başlar.
Siz onu zorda görseniz de, ölüm ona çok kolay gelir. Ta ki ruh, çenesine dayanır. o zaman o, bedeninden çıkmakla, ana rahminden çıkan çocuk(un hissedeceği rahatlık)tan daha çok rahatlar. o sırada meleklerden her biri onu hangisi alacak diye öne atılırsa da ruhunu alma işini ölüm meleği üstlenir..
sonra Resulallah (Sallallahu aleyhi vesellem) :
De ki, sizin (canlarınızı almak) ile görevlendirilen ölüm meleği canlaınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz'' (secde suresi:11) ayet-i kerime'sini okuyup şöyle buyurdu:
ölüm meleği o ruhu beyaz kefenlerle karşılayıp, bağrına basar ve o, annenin çocuğuna sarılmasından daha şiddetlice ona sarılır. sonra o ruhun melekler içerisinde miskten daha hoş kokusu yayılır.
böylece onlar, ona kavuşmakla aralarında müjdelenip 'tertemiz koku ve tertemiz ruha merhaba! Ey Allah.'ımız onun ruhuna da salat et çıktığı cesedine de rahmet et' deyip onu yükseltirler
havada melik-i Cebbar'ın huzurunda durdulunca, cebbar teala 'tertemiz ruha ve çıktığı cesede merhaba'' buyurur ki, Aziz ve celil olan rab, bir şeye merhaba derse, herşey ona merhaba eder ve bütün darlıklar ondan gider
Sonra, Allah-u Teala '' Bu temiz ruhu götürüp cennete sokun, makamını ona gösterin, kendisi için hazırlanan nimet ve ikramları ona arzedin, akabinde onu yere indirin. çünkü ben <onları topraktan yarattım, ona iade edeceğim ve tekrar ondan kendilerini çıkartacağım> diye hüküm verdim. buyurur
Muhammed'in canı (kudret) elinde olan Zat'a yemin ederim ki, o cesedinden ayrılıp çıkmayı hiç istemediği halde, bu sefer (çıktığı bedene geri dönmek istemediğinden) '' Evvelce içinde bulunduğum cesede mi beni geri götürüyorsunuz?'' der. meleklerde;
''biz bununla görevliyiz, mutlaka senin için bu muamele gereklidir derler ve (yakınları onun cesedini) yıkayıp kefenleme işini bitirmelerine göre o ruhu indirerek, cesediyle kefenleri arasına sokarlar.
o zaman Allah-u Teala'nın yarattığı yakıın dostunun veya başkasının konuştuğu bir kelimeyi duyar fakat cevap verilmesine izin verilmez.
bu durumda en sevdiği ve en çok değer verdiği kimsenin bile (onun biraz daha yanlarında kalmasını istediği için) 'yavaş olun! sizi acele ettiren nedir? dediğini işitse de, kendisine konuşma izni verilse elbette onu lanetlerdi. (Yani iyi niyetle bile olsa, makamına çabuk gitmesine engel çıkaran kimseden, en sevdiği dahi olsa nefret eder)
(Derken defin işlemleri başlar) ve o (kendisini gömenlerin, mezarı)ndan ayrılırlarken (toprakta) ellerini silkmelerinin ve giderken çıkarttıkları) ayakkabılarının sesini işitir.
işte o zaman sert tabiatlı, sert sözlü (eşi benzeri görülmediği için) Münker ve Nekir diye isimlendirilen iki melek, ellerinde demirden sopa bulunduğu halde onun yanına gelirler ki, o değnekleri bütün insanlar ve cinler biraraya gelse de kaldıramayacakları kadar ağırken, onlara taşıması kolay gelir.
Melekler ona ' Allah'ın izni ile otur' der demez, o düzelip oturduğu anda, ölürken gördüklerini onutturacak çok çirkin ve feci yaratıklar görür. Melekler ona 'Rabbin kim?' diye sorduğunda o, 'Allah!' der 'Dinin ne?' dediklerinde ise 'islam!' diye cevap verir.
o anda onu (imtihan etmek için) şiddetle azarlayarak kızdırdıktan sonra, Peygamberin kim? derler, o, 'Muhammed' diye cevap verir amma, bir ter atar ki altında ki toprak ıslanır ve o ter misk kokusundan daha hoş olur. o anda gökten gizli bir nida ile 'Kulum doğru söyledi, doğruluğu ona fayda versin!' diye seslenilir.
sonra kabri, gözü alabildiğine genişletilir, içine reyhan saçılır ipekle örtülür, yanında Kur'andan birşey varsa onun nuru ona yeter. Yoksa güneş gibi bir nur kabrine yerleştirilir. Kendısı için cennete bakan kapılar açılır da o, evvelce smaya yükseltildiğinde gördüğü makamına bakakalır.
sonra ona 'gözün aydın olarak uyu' denir. Onun kabrinden kalkacağı güne kadar olan uykusu; ancak sizin birinizin istekle uyuyup, uykusuna kanmadan gözlerini silerek uyanması gibidir ki, onun kabirdeki uykusu kıyamet gününe kadar böylecedir..
Eğer ölecek kişi MÜMİN DEĞİLSE; ölüm meleği yanına geldiğinde, doğyla batı arasına dizilmiş meleklerden iki cemaat onun karşısına saf tutar da, onun siz baktığını zannetseniz de, o gözünü onlara takar. siz ona ölümün kolay geldiğini görseniz de ölüm ona çok şiddetli kılınır.
Melekler ona 'Eypis ruk, çık! Muhakkak Allah sana, işkence, bela ve azap çeşitlerinden neler hazırladı neler! Kendın için takdim ettiklerin (dünyada yaptıkların) ne kötü oldu!'' derler ve her tırnakla uzvundan, zorluk, şiddet sıkıntı ve nefret içerisinde ruhunu almaya başlarlar da sırasıyla uzuvları ölür.
Dikenli şişlerin yüne yaptığı (ıslak yünden, dikenli şişler zorla sıyrıldıgı) gibi ruhu çıkarak çenesine varır ve o çocuğun ana rahminden çıkmak istemeyişinden daha isteksizdir üstelik onu, azap ve işkence çeşitleriyle melekler müjdelemektedir. ta ki ruh, çenesine vardığında, ona karşı olan nefretlerinden dolayı bütün melekler onu almaktan kaçınır
Netice bu işe görevli olan mölüm meleği onu üstlenir de onu, Allah'ın yarattığı en sert ve pis kokulu bir kilim parçasına sarar. Allah'ın yarattığı en pis bir koku o ruhtan yayılmaya başlayınca ölüm meleği burun deliklerini tıkar. Bütün melekler de burunarını kapatırlar ve 'Ey Allah'ımız! Bu ruha da lanet et, çıktığı cesede de lanet et!' derler
o ruh yükseltildiğinde, gök kapıları o gelmeden kapatılır, ölüm meleği onu havaya salar , yere yaklaşında süratle peşine düşüp, yanında ki bir demir parçasıyla onu yakalar. Bunu ona üç kere yapar.
Sonra Resulallah (Sallallahu aleyhi vesellem):
Kim Allah'a ortak koşarsa sanki o, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapmış yahut, rüzgar onu uzak bir yere düşürmüş gibidir.'' (Hac suresi: 31) ayet-i kerimesini okudu.
Sonra o götürülüp, melik-i cebbar'ın huzurunda durdulunca O': Pis ruha da, çıktığı cesede de merhaba yok!' buyurduktan sonra meleklere,
''Bunu cehenneme götürün, oradaki yerini gösterin, ona kendisi için hazırladığım azap, gazap ve işkenceleri arzedin. Akabinde onu yere indirin. Çünkü ben, <onları topraktan yarattım, ona iade edeceğim ve tekrar ondan kendilerini çıkartacağım> diye hüküm verdim' buyurur.
Onlar da (yakınları onun cesedini) yıkayıp kefenleme işini bitirmelerine göre indirerek, o ruhu, cesediyle kefenlerı arasına sokarlar. o zaman Allah-u Teala'nın yarattığı yakın dostunun veya başkasının konuştuğu bir kelimeyi mutlaka duyar fakat cevap vermesine izin verilmez.
Bu durumda en sevdiği ve en çok değer verdiği kimsenin bile ''onu çabul götürün'' dedğini duysa, kıyamete kadar terkedilip, çukuruna götürülmemeyi istediği için bu kişiye konuşma izni verilse elbettte onu lanetlerdi
Kabrine girdiğinde korkunç görünüşlü sert sözlü, siyah renkli, gözleri mavi (şimşek gibi çakan) iki melek yanlarında demirden balyoz, zincirler, bukağılar ve demir kamçılar bulunduğu halde onun yanına gelerek, 'Allah'ın izniyle otur der demez o, ozerinden kefenleri düşmüş halde doğrulup oturur.
iste o zaman evvelce görmüş olduğu şeyleri unutturacak dehşet verici bir manzarayla karşılaşır. Melekler ona 'Rabbin kim? dediklerinde o, 'sensin!' diye cevap verince, Melekler dehşetle irkilerek, yakalayıp, demir bir tokmakla ona bir darbe indirirler ki bütün uzuvları darmadağın olur. işte o zaman bir nara atar ki, cinler ve insanlar dışında melek ve gayrı bütün mahluklar onu işitir ve ona aynı anda lanet yağdırırlar. işte:
''Allah onlara lanet eder, lanet ediciler de onlara lanet eder (Bakara suresi 159dan) ayet-i kerimesi bunu anlatmaktadır.
Muhammed'in nefsi, yedinde olana yemin ederim ki, onların elinde bulunan tokmağı cinler ve insanlar bir araya gelse de kaldıramazken o, onlara çok hafif gelir. Sonra ''Allah'ın izniyle geri dön (toplan)! der demez o düzelip oturur.
Tekrar 'rabbin kim?'' dediklerinde o 'Bilmiyorum der. 'Peki ya peygamberin kim? diye sorduklarındaysa, 'insanların <Muhammed> dediklerini işitirdim' der. Melekler de'peki sen ne diyorsun? deyince, 'Bilmiyorum' der, onlar da 'Bilmez ol!' derler. o zaman öyle bir tere atar ki altında ki toprak ıslanır ve o sizin aranızda (kokan) leşten daha pis kokuludur.
Sonra kabri ona o kadar daraltılır ki, kaburgaları birbirine geçer ve ona 'Gözüne uyku girmeyenin uykusu gibi uyu! derler. Artık develerin azı dişleri gibi olan, ateşten yılan ve akrepler onu devamlı sokarlar. Sonra ona (cehennemin) kapısı açılarak yeri gösterilir. Ateşin rüzgarları ve harareti ona esmeye başlar ve kıyamet gününe kadar, sabah aksam cehennem ateşi onun yüzüne vurur''

Mahmud Efendi Hz. (k.s.)
Ruhûl Furkan adlı eseri
10. cilt 358. sayfa
__________________
‎''onlar sanıyorlar ki,
biz sussak mesele kalmayacak.
halbuki,biz sussak, tarih susmayacak..
tarih sussa, hakikat susmayacak........''
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi aslıı 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Birlik ve beraberlik ahlakımız Serbest Kürsü aslıı 0 1893 04 Mart 2014 00:22
Çocuk ve yalan Çocuk ve Aile Sağlığı aslıı 0 2187 04 Mart 2014 00:20
yeterlilik deneme sınavı Deneme Sınavlar/Paylaşımlar fatmabalci19 1 3691 15 Mart 2013 15:54
kur'an'da peygamber hanımlarına uyarılar Kur'ân-ı Kerim Genel aslıı 0 2550 14 Şubat 2013 10:48
miniklere sorduk <3<3 Hz.Muhammed(s.a.v) " İdiL Su " 1 2006 03 Şubat 2013 21:48

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Ölüm anında yasananlar hakaşığı Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader 4 21 Aralık 2014 20:11
Hikmetli Sözler ve Hadiseler MERVE DEMİR Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler 18 17 Mart 2014 22:46
Kalbimde anlam bulan tespit ve serzenişlerim…/Mustafa Cilasun Mustafa CİLASUN Makale ve Köşe Yazıları 0 06 Eylül 2013 20:39
İnsan ölüm anında neler hisseder ? Esma_Nur Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader 3 03 Eylül 2012 20:29
Muaz b. Cebel'in Ölüm Anında, İlme Olan Rağbeti Hakkındaki Sözü MERVE DEMİR Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader 0 31 Temmuz 2008 02:02

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.