Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > .::MEDİNEWEB DİN HİZMETLERİ ALAN BİLGİSİ SINAVLARI-(DHBT).::. > DHBT-1-Sınav Konuları > İslam İbadet Esasları(DHBT)

Konu Kimliği: Konu Sahibi Medineweb,Açılış Tarihi:  18 Mayıs 2014 (14:55), Konuya Son Cevap : 18 Mayıs 2014 (15:01). Konuya 2 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 18 Mayıs 2014, 14:55   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:6
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:339
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart İbadet nedir?Önemi ve Çeşitleri

İbadet nedir?Önemi ve Çeşitleri

İbadet Kavramı

Tanımı
Arapça bir kelime olan “ibadet” sözlükte “boyun eğme, alçak gönüllü olma,
iteat, kulluk, tapma, tapınma” gibi anlamlara gelir. Dinî bir terim olarak
ibadetin genel anlamı, her şeyin yaratıcısı olan Allah’a içten gelerek ve
gönüllü olarak yönelmek, boyun eğmek ve iteat etmektir. Türkçemizde
ibadet, kulluk etmek ve tapmak kelimeleriyle de ifade edilmektedir. Dinî
literatürdeki “ubûdiyet” kavramı ise insanın Allah’a olan teslimiyetini,
bağlılığını ve kullukta bulunmasını ifade etmektedir.

Kur’ân’a göre ibadet sadece insana mahsus bir eylem ve özellik değildir.
Evrendeki canlı cansız bütün varlıklar kendi özelliklerine göre Yüce
Yaratıcı’ya ibadet etmektedir (el-İsrâ 17/44). Fakat biz aynı cinsten
olmamızdan dolayı sadece insanların ibadetini görüp anlayabiliyoruz.


Dar ve özel anlamda ibadet ise, Allah ve Resulü tarafından yapılması
istenen, niyete bağlı olarak yaratana karşı saygı ve boyun eğmeyi ifade eden
ve yapana sevap kazandıran belirli davranış biçimleridir. Fıkıh literatüründe
ibadet yaygın olarak bu özel anlamda kullanılmaktadır. Buna göre ibadet,
dinî içerikli belli ve düzenli yapılan davranış biçimleridir. Bunlara sistematik
ve şekle bağlı ibadetler (ibâdât-ı mersûme) de denir. İslâm’ın temel şartlarını
oluşturan namaz, oruç, zekât, hac bu tür ibadetlerin belli başlılarıdır. Bunların
yanında, kurban kesme, i‘tikâf, Kur’ân okuma gibi davranışlar da bu
anlamıyla ibadetin en meşhur örnekleridir. Adak, yemin, keffâretler ile haram
ve helaller de ibadet kavramına dahildir. Bu konularda bilgi edinmek için
kitabın ilgili ünitelerine bakabilirsiniz.
Dinî literatürde Allah’a saygıyı ve O’nun rızasını gözeterek iş yapmayı
ifade etmek üzere “ibadet” yanında “tâat” ve “kurbet” kelimeleri de
kullanılmaktadır. Tâat, emri benimseyip yerine getirmek demektir. Buna iteat
da denir. İster belli bir niyetle isterse niyetsiz yapılsın, yapılmasından dolayı
sevap kazanılan herhangi bir iş demektir. Mesela Kur’ân okumak bir taâttır.
Yakınlık anlamına gelen kurbet ise, insanı manevî olarak Yüce Allah’a
yaklaştıran her bir güzel iş anlamındadır. Söz gelimi sadaka vermek ve nâfile
namaz kılmak birer kurbettir.
Bu üç kavram arasındaki ilişki kısaca şöyledir: Bu üç kelime, kulun
kendisini Allah’a ifade etmesi, O’nu Rab olarak kabul etmesi, emrine amade
olduğunun bilincinde olması ve kuldan Allah’a yönelik eylem olmaları
noktasında ortaktırlar. Ancak, kurbet ibadetten daha kapsamlıdır.
Kendisinden sevap beklenen ibadet daima niyete ihtiyaç gösterdiği için,
kurbet olarak adlandırılan bir davranış her zaman ibadet olarak
nitelendirilemez. İbadet anlamı taşımayan kurbette ise niyet aranmaz.
Emredilenleri yapıp, yasaklananlardan da uzak durmak anlamına gelen tâat
ise kurbetten daha geniş bir anlamı ifade etmektedir. O halde kurbet, niyete
bağlı olmasa da, kendisine yaklaşılacak olanı tanıdıktan sonra sevap getirecek
fiili yapmaktır. İbadet, niyete bağlı olup fâiline sevap kazandıran bir davranış
iken, tâat, niyete bağlı olsun ya da olmasın fâiline sevap kazandıran fiildir.
Buna göre, niyete bağlı olarak yapılan beş vakit namaz, oruç, zekât ve hacdan
her bireri kurbet, tâat ve ibadet kelimelerinden biriyle ifade edilebilmektedir.
Kur’ân okuma, bir şeyi vakfetme, köle azadı ve sadaka gibi davranışlar niyete
bağlı olmadıkları halde yine söz konusu kelimelerin her biriyle
adlandırılabilmektedirler.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Medineweb 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Medinewebli önlisans İlahiyat 1.sınıf öğrencileri... İlahiyat Öğrencileri İçin Genel Paylaşımlar nurşen35 87 29582 23 Mayıs 2015 20:53
Gülmek isteyenler tıklasın :))) Videolar/Slaytlar Kara Kartal 3 3917 10 Mayıs 2015 15:16
Cumartesi Anneleri’nin ahı/Can Dündar İslami Haberler Medineweb 0 2577 10 Mayıs 2015 15:13
Ayın Üyesi ''zeynepnm'' Ayın Üyesi 9Esra 13 8271 30 Nisan 2015 13:29
Müzemmil suresi bize ne anlatıyor Tefsir Çalışmaları Medineweb 0 3088 19 Nisan 2015 14:45

Alt 18 Mayıs 2014, 14:56   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:6
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:339
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: İbadet nedir?

Önemi


İbadet, insanı Allah’a ulaştıran, O’na yaklaştıran ve O’nunla buluşturan
eylemin adıdır. Bir varlığa inanma duygusunu fıtratında taşıyan insan çağlar
boyu evrene hâkim olan varlığa yani Allah’a ulaşmanın yollarını aramıştır.
Vahiyle gönderilen peygamberler bu konuda ona yardımcı olmuş ve rehberlik
etmiştir. Peygamberler Allah’a ulaşmanın en doğru yolunun ibadet olduğunu
yaşayarak ve anlatarak insanlara göstermişlerdir. İnsan, ibadeti zikir, fikir ve
şükür boyutlarıyla ve hakkıyla yapıp içselleştirdiği zaman daima Allah ile
olur. Geniş anlamıyla ibadet olan zikir, fikir ve şükür kulluğun özetidir.
Bunları özetleyen dua, bütün yönleriyle duayı özetleyen de namaz ibadetidir.
Çünkü namaz kulun bütün organlarıyla Allah’a yönelmesi, manevi huzuruna
doğru yol alması, yücelmesi ve Rabbi ile iletişim kurmasıdır. Bu şekilde
iletişim kurabilenler ibadetlerinden tarif edilemez hazlar alırlar. Dilleri hayır
söyler, gözü hayırda olur, kötü şeylere kapadığı kulağını iyi şeylere açık
tutar, eli, ayağı ve bütün organları iyi işlere doğru hareket eder (Buhârî,
“Rikâk”, 38).
İbadet, evrende insanın yerini, konumunu ve sorumluluğunu göstermesi
bakımından çok önemli bir dinî yükümlülüktür. İbadet eden insan her şeyden
önce yaratıcısını tanır. O’nun büyüklüğünü, yüceliğini, eşsizliğini kavrar.
İbadetiyle O’na yakın olmak, rahmetinden ve merhametinden faydalanmak
ister. Kendisine verdiği nimetlere şükretmek için ibadeti en güzel bir vesile
bilir. Kusurlarının bağışlanmasını bu yolla talep eder. İyi işler yapması
konusunda Rabbinin yardımına başvurur. Kötü işlere düşmeye fırsat
vermemesi için de O’na yakarır.
İbadet edenler bu yolla manen ve maddeten dinç hale gelirler. Varlıklar
içerisindeki sorumluluklarını kavrar ve bunu yerine getirirler. Mesela beş
vakit namazın günün belli zamanlarında ve sürekli yapılması emredilmiştir.
Bunun en önemli hikmeti, dinî bilincin ve Allah ile iletişimin canlı
tutulmasıdır. Allah ile canlı tutulan iletişim insana ahlaki erdemler kazandırır.
İbadetin kazandırdığı ahlaki özellikler sayesinde insan öncelikle kendi içinde
tutarlı, kendisiyle barışık hale gelir. Bu barışık olma hali ailelerine,
komşularına ve yaşadıkları her ortam ve çevreye yansır. Gerekli şartları
yerine getirerek, haz alınarak ve bilinçli olarak yapılan ibadet insanda bir
ümit ve iyimserlik meydana getirir. Bu duygu onu daima iyi işlere
yönelmeye, kötülüklerden de kaçınmaya teşvik eder. Böylece ibadeti hayat
tarzı haline getiren insan, yaratıcısıyla, kendisiyle ve çevresiyle barışık hale
gelir. Kısacası ibadet, insana dünya ve âhiret mutluluğu kazandırır.
Alıntı ile Cevapla
Alt 18 Mayıs 2014, 15:01   Mesaj No:3
Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:6
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:339
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: İbadet nedir?

Çeşitleri


İbadet farklı açılardan kısımlara ayrılmıştır:

1- Bedenle ve malla yapılmasına göre

Bu bakımdan ibadetler bedenî, malî ve hem bedenî hem de malî olmak üzere
üç kısma ayrılır. Aslında bedenî ibadetin malî, malî ibadetin de bedenî bir
yönü bulunabilir. Bu ayırım ibadetin edâsında malın veya bedenin daha
ağırlıklı olmasına göre yapılmıştır.

a. Bedenî ibadet: Ağırlıklı olarak bedenle yapılan, yerine getirilmesi için
beden sağlığı ve hareketi gereken ibadetler bu grubta yer alır. Namaz
kılmak ve oruç tutmak bedenî ibadetlerin başlıca örnekleridir. Bedenî
olarak sağlıklı olmayan kimseler oruçla yükümlü olmazlar. Şartlarına
uygun bir namaz kılabilmek için de bedenin hareketlerine ihtiyaç vardır.
Bu gibi ibadetleri kimse başkasının yerine yapamaz; ibadetin yerine
getirilmesinden her mükellefin kendisi sorumludur.

b. Malî ibadet: Ağırlıklı olarak malla yapılan, sorumlu tutulabilmek için belli
bir mal varlığı gerektiren ibadetlerdir. Zengin sayılan Müslüman
mükelleflerin zorunlu olarak vermesi gereken zekât ve her Müslümanın
kendi imkânına göre gönüllü olarak verdiği sadaka şeklindeki yardımlar
bu kısımda yer alır. Bu gibi ibadetleri yükümlü olanlar bizzat
yapabileceği gibi, vekil tayin ettikleri kimseler aracılığıyla da yerine
getirebilirler.

c. Malî ve bedenî ibadet: Yerine getirilmesi için aynı anda hem mal hem de
sağlıklı bir beden gerektiren ibadetlerdir. Bunun başlıca örneği hacdır.
Hac ile yükümlü olabilmek için belli bir malî güce sahip olmak gerektiği
gibi, bedenen de sağlıklı olmak şarttır. Sağlığı yerinde ancak hacca gidip
dönecek kadar mal varlığı olmayan veya gerekli mal varlığı olduğu halde
hac fiillerini yapacak kadar sağlıklı bulunmayan kimseler bu ibadetle
bizzat yükümlü değillerdir. Ancak varlıklı olanlar, gerekli masrafları
karşılayarak başkalarını kendi yerlerine hacca gönderebilirler.


2- Herkesin sorumlu ve yükümlü olup olmamasına göre

Bu açıdan ibadetler aynî ve kifâî kısımlarına ayrılır:

a. Aynî ibadet: Mükelleflerin her biri tarafından bizzat yerine getirilmesi
gereken ibadetlerdir. Bu gibi ibadetlerde hem mükellefin kendisi hem de
fiil aynı derecede önemlidir. Bu sebeple aynî ibadeti her bir mükellefin
kendisi yerine getirmesi gerekir. Başkasının yapmasıyla diğer mükellefin
sorumluluğu ortadan kalkmaz. Beş vakit namaz, oruç ve zekât böyledir.

b. Kifâî ibadet: Mükelleflerin her biri tarafından bizzat ve ayrı ayrı değil de,
hepsinden yapılması istenen ibadetlerdir. İlk anda yapılması istenen
ibadetin muhatabı tüm mükelleflerdir. Bu gibi ibadetlerde mükellefin
kendisi değil, yapılması istenen fiil önemlidir. Dolayısıyla mükelleflerin
bir kısmı ibadeti yerine getirince diğerleri sorumluluktan kurtulmuş olur.
Fakat hiçbiri yapmazsa hepsi sorumlu ve günahkâr olur. Kifâî ibadeti
yapabilecek durumda sadece bir kişi varsa onun hakkında artık bu kifâî
olmayıp aynî ibadete dönüşür. Ölen bir Müslümanın cenaze namazını
kılmak böyledir


3. Vakte bağlı olup olmamasına göre

İbadetler vakte bağlı olup olmamasına göre vakte bağlı ve vakitten bağımsız
olmak üzere iki kısma ayrılırlar:

a. Vakte bağlı ibadet: Yerine getirilmesi için dinin belli bir vakit tayin ettiği
ibadetlerdir. Vakte bağlı olmaları dolayısıyla bunlara “mukayyed ibadet”
adı verilir. Bu gibi ibadetlerin bir başlangıç bir de bitiş vakti vardır.
Bunlar vaktinden önce yerine getirilemezler. Dinen geçerli bir mazeret
olmadan vaktinden sonraya bırakılırsa mükellef günahkâr olur. Bu ibadet
türünde mükellefiyet hem fiilde hem de tayin olunan vakittedir. Yani
mükellef istenen ibadeti tayin edilen vakitte yapmak mecburiyetindedir.
Ramazan orucu, fıtır sadakası, hac ve beş vakit namaz bu tür
ibadetlerdendir.

b. Vakitten bağımsız ibadet: Yerine getirilmesi için dinin belli bir vakit tayin
etmediği ibadetlerdir. Vakte bağlı olmamaları dolayısıyla bunlara “mutlak
ibadet” adı verilir. Bu gibi ibadetlerde esas olan istenen fiilin yerine
getirilmesidir. Mükellef bunları istediği vakitte edâ edebilir. Edânın
ertelenmesinde mükellefe bir günah yoktur. Fakat vakti girince
mükelleflerin bu gibi ibadetleri edâya gayret göstermeleri daha iyi olur.
Çünkü insanın ne zaman öleceği belli değildir. Keffâretler, vakti
belirlenmemiş adaklar, kazâ namazı ve orucu bu tür ibadetlerdendir.


4. Miktarının belli olup olmamasına göre

Bu bakımdan ibadetler iki kısma ayrılır:

a. Miktarı belli ibadet: Dinin yerine getirilecek miktar ve sayıyı belirlediği
ibadetlerdir. Beş vakit namazın vakit ve rekâtları ile hangi maldan ne
kadar zekât verileceği bu kısma girer. Yerine getirilecek miktarın belli
olması dolayısıyla bunlara “muhadded ibadet” denir. Bu gibi ibadetler
belirlenen ölçü ve miktarda edâ edilmedikçe mükellef sorumluluğunu
yerine getirmiş olmaz.

b. Miktarı belirsiz ibadet:dinin yerine getirilecek miktar ve sayıyı belirlemediği ibadetlerdir.Allah yolunda mal, mülk ve para harcama (infâk),
yoksulların ihtiyaçlarını karşılama, misafire ikramda bulunma gibi
ibadetler böyledir. Bu gibi ibadetler için din belli bir miktar ve sınır tayin
etmemiştir. Onun için bu gibi ibadetlere “gayri muhadded ibadet” denir.
Bu miktarı, muhtacın ihtiyacı ve harcama yapanın gücü belirleyecektir.


5. Yapılması istenen fiilin belirli olup olmaması (mükellefe seçim hakkı
verilip verilmemesi) bakımından

Bu bakımdan ibadetin belirli olan ve belirli olmayan ibadet olmak üzere iki
kısmı vardır:

a. Belirli olan ibadet: Din, mükelleften yapmasını istediği ibadeti belirlemiş,
ona seçim yapma hakkı ve farklı seçenekler oluşturma imkânı
tanımamışsa buna belirli veya muayyen ibadet denir. Beş vakit namaz,
bayram ve cuma namazı, Ramazan orucu böyledir. Bu özelliği taşıyan
ibadetlerde, fiilin bizzat kendisi yerine getirilmedikçe mükellef
sorumluluktan kurtulmuş olmaz.

b. Seçimlik ibadet: Dinin, tek bir belirleme yapmadan, mükellefi bir kaç
seçenekten birini yapmakta serbest bıraktığı ibadetlerdir. Mükellefin
verilen seçenekler arasından yerine getireceği ibadeti seçme hakkı
bulunması sebebiyle bu ibadetlere “muhayyer ibadet” de denir. Mesela,
yemin keffâreti böyle bir ibadettir. Çünkü yeminini bozan mükelleften
öncelikle şu üç fiilden birisini yapması talep edilmektedir: On fakiri
doyurmak veya on fakiri giydirmek ya da bir köle azad etmek. Bunlara
gücü yetmeyen mükellef üç gün oruç tutmalıdır (el-Mâide 5/89). İşte
mükellef bu ilk üç fiilden herhangi birini yapmakta serbest olduğu için
bunların her birine muhayyer yani seçimlik ibadet adı verilir. Seçtiği fiili
edâ edince ibadeti yerine getirmiş olur ve sorumluluktan kurtulur.
Bunlardan hiç birini yapmazsa sorumlu ve günahkâr olur.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Berat Gecesinin Önemi Nedir? Verda_Naz Cuma-Bayram-Kandiller 1 01 Temmuz 2012 22:31
Hadis nedir?Hadisin Önemi nedir? NUR Hadis-i Şerif 3 09 Eylül 2011 20:15
İbadet nedir, insanlar niçin ibadetle sorumlu tutulmuşlardır? KuM TaNeSi Soru Cevap Arşivi 6 25 Nisan 2009 23:50
Temizliğin ibadetteki önemi nedir? MERVE DEMİR Namaz-Abdest-Teyemmüm 0 09 Nisan 2009 23:48
Dalalet nedir? Çeşitleri nelerdir? Belgin Soru Cevap Arşivi 0 09 Nisan 2009 09:37

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.