Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İLİTAM İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA.::. > İLİTAM Bölümleri Ders/ Dökümanlar > Erzurum Atatürk İlitam

Konu Kimliği: Konu Sahibi EyMeN&TaLhA,Açılış Tarihi:  04Haziran 2015 (10:02), Konuya Son Cevap : 04Haziran 2015 (10:11). Konuya 1 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 04Haziran 2015, 10:02   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:36
Cinsiyet:
Mesaj: 3.299
Konular: 784
Beğenildi:131
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Atauzem islam tarihi 14.ünite özet ve değerlendirme soruları

Atauzem islam tarihi 14.ünite özet ve değerlendirme soruları

14.ünite

ENDÜLÜS EMEVÎLERi:

KÜLTÜR VE MEDENiYET ENDÜLÜS TOPLUMU


Müslümanlar ve gayrimüslimlerden oluşan toplumun Müslüman kesiminde Araplar, Berberiler, mevâlî, müvelledûn ve sakalibe olmak üzere kendi içinde değişik gruplar bulunmaktaydı. Sayıları az olmasına rağmen hemen her alanda etkili olan Araplar, kendi içlerinde kabile kavgalarından bir türlü kurtulamıyorlardı. Üstelik Berberîler de Araplar gibi kabilecilik ruhundan kendilerini kurtarabilmiş değillerdi. Onlar da kendi aralarında sık sık kavgalar yapıyorlardı.

Oysa çoğunluğu Fars asıllı olan mevâlîler sayılarının azlığına rağmen siyasî ve idarî hayatta önemli rol oynadılar. Bir başka mücadele ise islâmiyet'i kabul eden yerli halkın oluşturduğu müvelledûn ile Araplar arasında sürmekteydi. Kendilerini yeni Müslüman zümreden üstün görmeleri, Arap-müvelled düşmanlığına sebep oldu ve neticede iki taraf IX. yüzyıl boyunca birbiriyle mücadele etti.

Müslüman nüfusun diğer bir unsurunu ise Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden getirilip Müslüman olmaları ve saray âdabını öğrenmeleri sağlanarak değişik hizmetlerde kullanılan sakâlibe oluşturuyordu. Gayri Müslimler, Hristiyan ve Yahudilerden ibaretti. Bunlara "muâhidûn", "ehl-i zimme" ve "acem" denilmekteydi. Dinlerini, mâbedlerini, örf ve âdetlerini korumak, can ve mal emniye-tine sahip olmak karşılığında devlete cizye ve haraç ödüyorlardı. Hıristiyanlar, islâm kültüründen etkilenmişler hatta Arapça'yı kullanmaya başlamışlardı. Günlük hayatlarını ilgilendiren pek çok hususta Müslümanları taklit ediyorlardı. Bundan dolayı onlara "müsta'rib" (Araplaşmış) denilmektedir. Başlarında "kümis" (comes) denilen liderleri vardı. Endülüs toplumunda da "hassa, âmme, abîd, a'yân" adları altında farklı zümrelerin var olmasına rağmen bir kişi, toplumun hangi kesiminden olursa olsun, hanedana mahsus devlet başkanlığı hariç diğer üst makamların hepsine yükselebilirdi. Daha ziyade Hassayı Arap, Berberi veya mevâlî asıllı aristokrat aileler oluşturuyor ve vezirlik, valilik, kumandanlık gibi üst görevler genellikle onlara veriliyordu.

EKONOMi

Kendi döneminde Endülüs dünyanın en kalabalık, en gelişmiş ülkelerinden biriydi. Bu dönemde Kurtuba' yı ziyaret eden bir Alman şairi burayı dünyanın incisi olarak tanıtmaktadır. Başşehir Kurtuba hanları, hamamları, sarayları, çarşıları, camileri özellikle I. Abdurrahman tarafından inşasına başlanan ve daha sonraki hükümdarlar tarafından genişletilen Kurtuba Camii ile bütün dünyanın gözünü kamaştırıyordu. III. Abdurrahman'ın yaptırdığı Medînetü’z-zehrâ ve Hâcib ibn Ebû Âmir'in inşa ettirdiği Medînetü’z-zâhire sarayları başlı başına birer küçük Ģehir görünümündeydi. Endülüs'te de dinar (altın para) ve dirhem (gümüş para) kullanılıyordu. Devlet gelirlerini esas itibariyle zekât, cizye, haraç, ticaret mallan vergisi, ganimetler ve humus arazilerinde çalışanların (benü'l-ahmâs) ödedikleri vergiler teşkil etmekteydi. Bu gelirler cami, medrese, köprü, hamam, kanal vb. imar faaliyetlerinde, askerî ihtiyaçların karĢılanmasında, devlet memurlarının maaşlarının ödenmesinde ve kıtlık yıllarında fakirlerin ihtiyaçlarının giderilmesinde kullanılırdı.

YÖNETiM

Endülüs ilk yıllarda' Kuzey Afrika genel valisi ya da bizzat şam’da oturan Emevî Halifesi tarafından atanan valilerce yönetilmekteydi. I. Abdurrahman’ın yönetimi ele almasından sonra bağımsızlığına kavuşan ülke, bundan böyle Emevîlerle ilişkisini keserek Endülüs emîrlerince yönetilmeğe başladı. Sonra idarî yapı Emevî Devleti örnek alınarak yeniden düzenlendi. Endülüs Emevî Devleti'nin başında bulunan hükümdarlar için 929 yılma kadar "emir" bu tarihten sonra ise "halife" ünvanları kullanıldı. Yönetimde önce hükümdar sonra hâcib, vezirler, sâhibü'l-berîd, hâzinü'l-mâl, kâdı'l-cemâa, vali, kâid, sâhibü'I - medîne, muhtesib. sâhibü'l-escâl, sâhibü'levkâf gibi yüksek memurlar yer almaktaydı.

Halifeden sonra gelen en yüksek kademeli yetkili hacipti. Resmî evrakı yazmakla mükellef olanlara "kâtibü'r-resâil", beytülmalin harcamalarını kaydedenlere de "kâtibü'z-zimâm" denilirdi. Sâhibü'l-berîdler, resmî haberleĢme ve daha önemlisi vilâyetlerde olup biten şeyler ve idareciler hakkında bilgi toplamak gibi önemli bir görevi de yerine getirirlerdi. Hâzinü'l-mal, hazineye ait mallardan ve vilâyetlerden gelen vergilerden sorumluydu. Kâdı'l-cemâa daha sonra hükümdar tarafından tayin edilerek Abbâsîler'deki kâdılkudât seviyesine getirildi. Mülükü't-tavâif devrinde de her hanedanın merkezinde görev yapan bir kâdı'l-cemâa vardı. Kurtuba dışında görevlendirilen kadılara ise "hâkim" denilmekteydi.

Kadı'lcemâa şu görevleri yapmaktaydı: cuma namazı kıldır-mak, evlilik, boşanma, miras, mülkiyet vb. konulara ve bunlarla ilgili davalara bakmak, vakıfların, beytülmâlin işleyişini kontrol etmek gibi hususlar bulunuyordu.Anlaşmazlık durumunda "meclisü'ş-şûrâ" adı verilen bir heyet başvurulurdu. Kadıların yetkileri oldukça genişti. Abbâsîler'deki emniyet işlerinden sorumlu sâhibü'ş-şurtaya tekabül eden sâhibü'I-medîne, şehirde idarî düzen ve asayişin sağlanmasından birinci derecede sorumlu kişiydi. Sâhibü'l-medîneye bağlı olan muhtesib {sâhibü's-sûk)’in genel ahlâka aykırı davranışları cezalandırma yetkisi vardı. Başşehir Kurtuba dışında kalan yerler "küver" (vilâyetler) ve "sugûr" (sınır bölgeleri) olmak üzere iki kısma ayrılmıştı. Küver. doğrudan hükümdar tarafından tayin edilen valiler, sugûr ise "kâid" denilen kumandanlar tarafından' idare edilirdi. Ordu yayalar (reccâle) ve atlılar (fürsân) olmak üzere iki grup askerden oluşmaktaydı.

EĞiTiM VE ÖĞRETiM

Endülüs'te eğitim ve öğretim sistemi üç aşamadan oluşmaktaydı:

ilk öğretim, şüyûh ve ihtisas.ilk öğretim altı yaşından itibaren öğrencileri alır,altı veya yedi yıl süreyle bunları eğitirdi. Bu okullarda ilmihal bilgileri, okuma –yazma, Kuran biraz da Arapça bilgisi verilmekteydi. ilk aşamayı tamamlayan öğrenciler dilerlerse "şüyûh" denilen müderrislerin etrafında oluşan halkalara katılırlardı. Belli bir program ve süreyle kayıtlı bulunmayan bu halkalarda dil ve edebiyat, fıkıh, tefsir, hadis, tıp, matematik, kimya gibi ilimler okutulurdu. Üçüncü aşamada ise ihtisaslaşma başlardı. Bu da XI. yüzyıldan itibaren açılan medreselerde veya Kayrevan, Kahire. Dımaşk, Bağdat, Medine ve Mekke gibi ilim merkezlerinde gerçekleşirdi. Bu dönemin sonunda, okudukları medreselerden başarılı talebelere müderris olabileceklerini gösterir icazetnameler verilirdi. Hükümdar ve hâcib, vezir, vali gibi yüksek kademelerdeki devlet adamları özel müderrisler tutarak kendi evlerinde çocuklarının eğitimini sağlarlardı.

iLiM VE KÜLTÜR Dil Çalışmaları:

ispanya’da yerli halk Latince, Berberîler ve Araplar da kendi dillerini konuşuyorlardı. Resmî dilin Arapça olması ve eğitimin bu dille yapılması se-bebiyle Berberîler'le müvelledlerin öncelikle Arapça'yı öğrenmeleri gerekiyordu. ibn Mâlik, Arap gramerini nazım halinde ve oldukça basit bir dille 1000 beyitlik el-Elfiye' sinde özetlemeyi başardı. "Dilcilerin emîrü'I-mü'minîni" diye nitelendirilen Ebû Hayyân ise Arapça'dan başka Türkçe, Farsça ve Habeşçe üzerinde çalışmalar yaptı.

Nesir:

Bu türden edebî çalışmalar hükümdarların başka hükümdarlara, valilere ve valilerin hükümdarlara gönderdikleri risaleler, meşhur hatiplerin irat ettikleri hutbelerle Âmirîler dönemindeki savaşlarla ilgili edebî tasvirlerden oluşmaktaydı.

1.şiir: Genellikle Endülüste şiir pek yaygın ve sevilen bir edebiyat türüydü.

1. Klasik şiir: Üslûp ve tema bakımından Doğu'dakileri andırıyordu.

2. Müveşşahlar: bu şiir türünün ilk defa Endülüs'te görüldüğü ve Emîr Abdullah döne-minde (888-912) şair Mukaddem b. Muafa tarafından ihdas edildiği şeklindedir. telli mûsiki aletleri eşliğinde okudukları için bu şiirlerde aşk konularına daha çok ağırlık verilmiştir.

3. Zeceller, halkın kullandığı Arapça, Berberi lehçeleri ve Latince'nin karışımından meydana gelen melez dille söylenen şiirlerdi ve Özellikle eğlence meclislerinde sazlar eşliğinde koro halinde söylenirdi. Bu türün en meşhur şairi Ebû Bekir b. Kuzmân'dır.

iSLÂMÎ iLiMLER

Tefsir:


Doğu'daki tefsirle ilgili çalışma ve gelişmeler yakından takip ediliyordu. Endülüs'te de önemli âlimler yetişmeye başladı. Bunlardan Baki b. Mahled, ibn Ebû Tâlib el- Kaysî ,ibn Atıyye el-Endelüsî, el-Kurtubî,önemli eserler kaleme aldılar.

Hadis:

Endülüs'te hadis ilmine olan ilgi çok erken tarihlerde başladı. Hadis ilminde temayüz edenler arasında Kasım b. Asbağ,ibn Eymen,Ebû Ali el-Gassânî,ibn Ammâr el-Abderî,Kâdî iyâz sayılabilir.

Fıkıh:

Başlangıçta Endülüs'te fıkhi mezheb olarak Evzâîlik benimsendi. Ancak Doğu'ya gönderilen öğrencilerin Medine'deki imam Mâlik' i tercih etmeleri ve onun görüĢlerinin yayılması için sarfettikleri çabalar sonunda Mâlikîlik Evzâîliğin yerini alarak Endülüs'ün resmî mezhebi haline geldi. Fıkıh tahsilinde daha çok imam Mâlik' in Muvattasının ezberlenip anlaşılmasına önem veriliyordu. Utbî ,Ebü'l-Velîd el-Bâcî ,Ebü'l-Velîd ibn Rüşd Mâlikî fakihlerinin en önde gelenleri arasında yer almışlardır.

Zahirîliğin en hararetli savunucusu hiç şüphesiz ünlü bilgin ibn Hazm idi; bu mezhep Endülüs'te Dâvûd ez-Zâhirî'den çok ibn Hazm'a nisbet edilmektedir.

Tasavvuf:

Tasavvuf sahasında Endülüs'te yetişen en önemli isim, başta el-Fütûhâtü'l-Mekkiyye ve Fuşûşü'î-hikem olmak üzere çok sayıda eser telif eden ve bu eserlerde savunduğu vahdet-i vücûd naza-riyesiyle hem islâm hem de hristiyan âleminde derin yankılar uyandıran ibnü'l-Arabî'dir.

DiĞER iLiMLER

Felsefe:

Endülüslü fukaha ve halk aslında felsefe ile uğraşmaktan pek hoşlanmıyorlardı. IX. yüzyıldan itibaren bazı felsefî gruplar ortaya çıktı. Bâtmîliğin etkilediği ibn Meserre bunlardandır.

XII. yüzyıl Endülüs'teki felsefenin en parlak dönemidir. Bu yüzyılda yetişen filozoflardan biri olan ve Aristo'nun eserleri üzerine birçok kitap ve risale kaleme alan ibn Bâcce insanın tek başına sırf kendi kabiliyetlerini geliştirerek "faal akılla temasa gelebileceğini göstermeye çalıştı.

XII. yüzyıl Endülüs'teki felsefenin en parlak dönemidir. Bu yüzyılda yetişen filozoflardan biri olan ve Aristo'nun eserleri üzerine birçok kitap ve risale kaleme alan ibn Bâcce insanın tek başına sırf kendi kabiliyetlerini geliştirerek "faal akılla temasa gelebileceğini göstermeye çalıştı. filozoflarından biri, Meşşâî okulunun son temsilcisi ve Aristo'nun en ünlü şârihi olarak kabul edilen ibn Rüşd ise Gazzâlî'ye cevap vermek üzere kaleme aldığı Tehâfütü Tehâfüti'l-felâsife'de kelâma karşı felsefeyi savundu. Faşlü'l-makal ve el-Keşf an menâhici'l-edille adlı eserlerinde de din ile felsefenin gayelerinin aynı, fakat metotlarının farklı olduğunu ileri sürdü. Onun tesiri altında kalan yahudi filozofu Mûsâ b. Meymûn da Yahudilik açısından buna benzer bir yol takip etti.

Tarih ve Coğrafya:

Endülüs'te tarihe büyük bir ilgi gösterildi. Ağırlığın Endülüs'e verildiği görülen umumi ve hususi tarihler, tabakat kitapları ve edebiyat tarihleri kaleme alındı. ilk tarih çalışmalarının emirlik döneminde başladığını, halifelik ve bilhassa mülûkü't-tavâif dönemlerinde geliştiğini göstermektedir. Abdülmelik b. Habîb, Ahmed er-Râzî, ibn Kûtiyye, ibn Hayyân,ibn Hazm, ibnü'l-Hatib Endülüslü tarihçilerdendir.

Mûsiki:

Bu alanda ilk akla gelen isim 822'de Kurtuba'ya gelen Ziryâb ve onun ülkenin muhtelif şehirlerinde açmış olduğu musiki okullarıdır.

Fukaha-nın itirazlarına rağmen mûsiki toplumun her kesiminde revaç buluyordu.

Astronomi ve Matematik:

Halk tarafından pek iyi gözle bakılmamasına rağmen rağmen astronomi Endülüs'te önemli bir gelişme kaydetti. Her iki alanda da pek çok bilgin yetişti. Matematik ve astronomide otorite olup Endülüs'ün Öklid'i kabul edilen Ebü'I-Kasım el-Mecrî’yi diğer bilginler izlediler.

Zooloji ve Botanik:

ilk defa II. Abdurrahman tarafından bitki ve hayvan numuneleri toplamak gayesiyle Doğu'ya araştırmacılar gönderilmişse de zooloji ve botanik sahalarındaki asıl çalışmalar XI. yüzyılda ağırlık kazanmıştır.

Tıp ve Kimya:

Endülüs müslümanlan tıp sahasında da önemli gelişmeler kaydettiler. Fizyoloji ve anatomide Galen ve Hipokrat gibi klasik dönem hakimlerinin bilgilerinden faydalanmakla bera-ber onların bazı hatalarını da düzelttiler. Tıp ve kimya dallarında yetişmiş uzmanlardan Ebü'l-Kâsım ez-Zehrâvî otuz ciltlik et-Taşrif adlı bir tıp ansiklopedisi telif etti. Filozof ibn Rüşd aynı zamanda iyi bir hekim olup bu alanda on altı eser yazmıştır. ibnü'IBaytâr bu alanda Batı'da olduğu kadar Doğu'da da büyük bir şöhret kazanmıştır.

Endülüs Medeniyeti’nin Batı'ya Tesirleri :

Tercüme faaliyetleri aslında X. yüzyılda başlamış olmakla birlikte bu faaliyetlerin daha sistemli ve daha yoğun bir mahiyet kazanması XII. yüzyılın başlarına rastlar.

Tuleytula başpiskoposu Raimundu burada Bağdat'taki Beytülhikme'ye benzer bir müessese kurdu. Ondan farklı olarak Arap dili ve edebiyatının da Öğretildiği bu müessesede çalışan müslüman, hıristiyan ve yahudi mütercimler felsefe, astronomi, matematik, tıp, kimya, tarih, coğrafya ve edebiyat gibi ilim dallarıyla ilgili çok sayıda Arapça eseri; Latince'ye çevirdiler. Dante'nin de Latince tercümeler sayesinde muttali olduğu mi'rac mucizesinden etkilendiği ve onda yer alan figürleri farklı bir üslûpla La Divina Commedîa adlı ünlü felsefî - edebî eserine uyarladığı kabul edilmektedir.

Öte yandan Avrupa'da 1190'Iı yıllarda ortaya çıkan Tranko-nian" adlı notalandırma usulünün mu-cidi olarak Kölnlü Franko kabul edilirken yapılan araştırmalar, islâm mûsikisinin ondan 400 yıl Önce nota usulü üzerine oturtulduğunu ve Endülüs'te XII-XIII. yüzyıllarda müslüman musikişi-naslarının Latince'ye çevrilen eserlerinde bu usulün kullanıldığını ortaya koymuştur. Kültür hayatının dışında tarım ve mimari alanlarında da Endülüs Avrupa'yı önemli ölçüde etkilemiştir.

Pirinç, şeker kamışı ve pamuğu ispanya'ya ve dolayısıyla öteki Avrupa ülkelerine ilk tanıtanlar Endülüs müslümanlarıdır. XII. yüzyıldan itibaren bazı ispanyol ve Portekiz krallarının yaptırdıkları saraylar Kurtuba'daki sarayların âdeta birer kopyası idi.


alıntıdır
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi EyMeN&TaLhA 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 5986 14 Temmuz 2015 13:14
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 4055 14 Temmuz 2015 13:06
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme DİN... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 4890 14 Temmuz 2015 13:00
Ramazan-oruç ve çocuğa kazandırdıkları Çocuk ve Aile Sağlığı Mihrinaz 2 2650 14 Temmuz 2015 12:23
çocuk eğitiminde ceza hiç mi olmamalı? Çocuk ve Aile Sağlığı EyMeN&TaLhA 0 2341 14 Temmuz 2015 12:03

Alt 04Haziran 2015, 10:11   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:36
Cinsiyet:
Mesaj: 3.299
Konular: 784
Beğenildi:131
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Atauzem islam tarihi 14.ünite özet ve değerlendirme soruları

DEĞERLENDİRME SORULARI



1. Aşağıdakilerin hangisi Endülüs’te yaşayan Müslüman gruplardan değildir ?


a- Araplar
b- Berberîler
c- Sakâliba
d- Mevâlî
e- Vizigotlar

2. Endülüs Müslümanları içerisinde siyasi yönden en ağırlıklı grup hangisidir ?


a- Berberîler
b- Mevâlî
c- Sakâliba
d- Araplar
e- Musta’ribe



3. İspanya’da İslâmiyet'i kabul eden yerli halkın oluşturduğu topluluğa ne ad verilir ?


a- Musta’ribe
b- Sakâliba
c- Müvelledün
d- Moriskos
e- Mücenned




4. Hıristiyanlar, İslâm kültüründen etkilenmişler hatta Arapça'yı kullanmaya başlamışlardı. Günlük hayatlarını ilgilendiren pek çok hususta Müslümanları taklit ediyorlardı. Bunlara ne ad verilmektedir ?


a- Musta’ribe
b- Sakâliba
c- Müvelledün
d- Moriskos
e- Mücenned



5. “Gayri Müslimler, Hristiyan ve Yahudilerden ibaretti. Bunlara "muâhidûn", "ehl-i zimme" ve "acem" denilmekteydi. Dinlerini, mâbedlerini, örf ve âdetlerini korumak,can ve mal emniye-tine sahip olmak karşılığında devlete…………… ödüyorlardı.” Boşluğa aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?


a- Vergi
b- Haraç
c- Cizye
d- Cizye ve haraç
e- Kelle vergisi



6. “ Endülüs toplumundada "hassa, âmme, abîd, a'yân" adları altında farklı zümrelerin var olmasına rağmen bir kişi, toplumun hangi kesiminden olursa olsun, hanedana mahsus …………….. hariç diğer üst makamların hepsine yükselebilirdi.”Boşluğa hangisi gelmelidir?

a- Haciblik
b- Vezirlik
c- Valilik
d- Halifelik
e- Komutanlık


7. Aşağıdakilerden hangisi Müslümanlar tarafından İspanya’ya getirilmemiştir ?

a- Pirinç
b- Şeker kamışı
c- Pamuk
d- Portakal
e- Patates


8 . Endülüs’te Devlet gelirlerinden olmayan aşağıdakilerden hangisidir doğru cevabı yazınız ?

a- Duhuliye
b- Cizye
c- Haraç
d- Ticaret malları vergisi
e- Benü'l-ahmâs


9. Aşağıdakilerden hangisi Endülüs yönetiminde görevli kişilerden değildir?

a- Sâhibü'l-berîd
b- Hâzinü'l-mâl
c- Sâhibü'I -medîne
d- Sâhibü'l-evkâf
e- Kaim-makam

10. “……….. Arap gramerini nazım halinde ve oldukça basit bir dille 1000 beyitlik el-Elfiye' sinde özetlemeyi başardı”. Noktalı yere aşağıdaki dilcilerden hangisi gelmelidir ?

a- Ebû Ali el-Kâlî
b- İbnü'l-Kûtiyye
c- İbn Hazm
d- İbn Mâlik
e- Ebû Hayyân)

11. “Müveşşahlardaki temalar kasidelerdekiler ile aynıdırAncak telli mûsiki aletleri eşliğinde okudukları için bu şiirlerde aşk konularına daha çok ağırlık verilmiştir.”Müveşşah türünün en meşhuru kimdir?

a- İbn Sîde
b- Ebû Hayân
c- Ubâde el-Kazzâz
d- İbn Hazm
e- El-Kali


12.” …….halkın kullandığı Arapça, Berberi lehçeleri ve Latince'nin karışımından meydana gelen melez dille söylenen şiirlerdi.” Boşluğa aşağıdaki şiir türlerinden hangisi gelmelidir?


a- Müveşşah
b- Zecel
c- Nât
d- Gazel
e- Mersiye

13.”Başlangıçta Endülüs'te fıkhi mezheb olarak …….. benimsendi.”Boşluğa hangisi gelmelidir ?


a- Şafilik
b- Hanbelilik
c- Malikilik
d- Evzailik
e- Şiilik

14.” Endülüs’te Zahiriliğinn en hararetli savunucusu hiç şüphesiz ünlü bilgin …….. idi.”Boşluğa aşağıdaki isimlerden hangisi gelmelidir?


a- Utbî
b- İbn Rüşd
c- Ebü'l-Velîd el-Bâcî
d- İbn Hazm
e- Ebû Ali el-Kâlî

15.”Tasavvuf sahasında Endülüs'te yetişen en önemli isim…………..dır”.Boşluğa aşağıdaki isimlerden hangisi gelmelidir?

a- İbni Arabî
b- Mevlânâ
c- İmam-ı Rabbani
d- Hallacı Mansur
e- Şiblî



CEVAPLAR


1-e 2-d 3-c 4-a 5-d 6-d 7-e 8-a 9-e 10-d 11-c 12-b 13-d 14-d 15-a

alıntıdır
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Atauzem islam tarihi 9.ünite özet ve değerlendirme soruları EyMeN&TaLhA Erzurum Atatürk İlitam 2 20 Şubat 2020 02:08
Atauzem islam tarihi 13.ünite özet ve değerlendirme soruları EyMeN&TaLhA Erzurum Atatürk İlitam 1 04Haziran 2015 09:28
Atauzem islam tarihi 10.ünite özet ve değerlendirme soruları EyMeN&TaLhA Erzurum Atatürk İlitam 1 28 Nisan 2015 10:48
Atauzem islam tarihi 8.ünite özet ve değerlendirme soruları EyMeN&TaLhA Erzurum Atatürk İlitam 1 28 Nisan 2015 10:02
Atauzem islam tarihi 6.ünite özet ve değerlendirme soruları EyMeN&TaLhA Erzurum Atatürk İlitam 1 28 Nisan 2015 09:19

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.