Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.KUR'ÂN-I KERİM.::. > Kurân-ı Kerîm > Sürelerin Nuzul Sebepleri

Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi:  17 Mart 2009 (13:52), Konuya Son Cevap : 17 Mart 2009 (13:52). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 17 Mart 2009, 13:52   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:MERVE DEMİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5587
Üyelik T.: 05 Aralık 2008
Arkadaşları:14
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Yaş:35
Mesaj: 2.537
Konular: 2038
Beğenildi:114
Beğendi:0
Takdirleri:270
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Fussilet Süresi İniş(Nüzul) Sebebi Rivayetleri

Fussilet Süresi İniş(Nüzul) Sebebi Rivayetleri

SECDE (FUSSİLET) SÛRESİ


Mekke'de ve Gâfir Sûresinden sonra nazil olmuştur. [1]
Utbe ibn Rabîa, Hz. Peygamber (sa)'e:
"Bu işten vazgeç seni kızlarımla ev*lendireyim. Biliyorsun ki benim kızlarım Kureyş'in en güzel kızlarındandır." demiş. el-Velîd ibnu'l-Muğîra da:
"Ben de sana razı olacağın kadar mal veririm. Biliyorsun ki ben, Kureyş'in malı en çok olanlarındanım." demiş ve bunun üze*rine Rasûlullah (sa) onlara:
"Eğer yüz çevirirlerse onlara de ki: Ben sizi, Ad ve Semûd'u çarpan yıldırım gibi bir yıldırımla uyardım..." âyetine kadar olmak üzere bu sûrenin başından on âyet-i kerimeyi okumuş da Efendimiz (sa)'in ya*nından ayrılıp gitmişler. Onlardan birisi: "Zannettim ki Ka'be başıma yıkıla*cak." demiş.[2]
Âyetlerinin adedi, elli dörttür. [3]

5. Dediler ki: "Bizi çağırdığın şeye karşı kalblerimiz kapalıdır. Kulakları*mızda da bir ağırlık var. Seninle aramızda bir perde var. Sen, istediğini yap, biz de yapıcılarız.

Bu sözleri söyleyenler Ebu Cehl ile beraberindeki bir grup Kureyşli müş*riktir.
Ebu Sehl ibnu's-Seriyy'in Abdu'l-Kuddûs kanalıyla Hz. Ömer'den riva*yetine göre Kureyşliler Hz. Peygamber (sa)'e gelmişler. Efendimiz onlara:
"Sizi müslüman olmaktan alakoyan nedir? Halbuki müslüman olsanız bütün Arapla*rın efendileri olacaksınız." buyurdu. Onlar:
"Ey Muhammed, senin söyledikle*rini duymuyoruz da anlamıyoruz da. Kalblerimiz üzerinde bir kılıf var." dediler. Ebu Cehl de bir elbise alıp bunu kendisiyla Hz. Peygamber arasına gerdi ve:
"Ey Muhammed, kalblerimiz senin çağırdığına karşı bir kın içinde (kalblerimiz örtülü), kulaklarımızda bir ağırlık var ve seninle aramızda bir örtü bulunmakta." dedi. Ertesi gün olduğunda ise onlardan yetmiş kişi Hz. Peygamber (sa)'e geldi*ler ve:
"Ey Muhammed, bize İslâm'ı arzet." dediler. Hz. Peygamber (sa)'in kendilerine İslâm'ı arzetmesiyle de sonuncularına varıncaya kadar müslüman oldular. Allah'ın Rasûlü (sa) tebessüm buyurdular ve:
"Allah'a hamdolsun; dün kalbleriniz üzerinde örtü olduğunu, benim sizi çağırdığım şeye karşı kalblerinizin örtülü ve kulaklarınızda da ağırlık olduğunu zannediyordunuz. Bugün ise gelip müslüman oldunuz." buyurdular. Onlar da:
"Ey Allah'ın elçisi, Allah'a yemin olsun ki dün sana yalan söylemiştik. Eğer gerçekten öyle olsaydı bugün iman edemezdik. Elbette Allah doğru söylemiştir, kullan ise yalan söy*lemişlerdir. Elbette O Gani’dir, bizler ise O'na muhtacız." dediler ve işte onların birinci gün söylediklerinin hikâyesi olarak bu âyet-i kerime nazil oldu [4]

6.... Müşrikler in vay haline,
7. Onlar ki zekât vermezler ve onlar âhireti de inkâr eden kâfirlerdir.

Ferrâ ve başka bir takım müfessirler der ki: Müşrikler hac mevsiminde Ka'be'yi ziyarete gelenlere yemek yedirir, onları sular ve onlar için mallarını harcarlardı. Bunlar Hz. Peygamber (sa)'e iman etmiş olanlara harcamada bulunmamaya, onları doyurmamaya ve onlara su verömemeye başladılar da bunun üzerine onlar hakkında bu âyet-i kerime nazil oldu.[5]

22. Siz, ne kulaklarınız, ne gözleriniz, ne de derileriniz sizin aleyhinize şahitlik eder diye düşünüp sakınmadınız. Tam tersine Allah, yapmakta olduklarınızın çoğunu bilmez sandınız.
23. İşte Rabbınızı böyle sanmanız sizi mahvetti de hüsrana uğrıyanlardan oldunuz.

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Üstad Ebû Mansur el-Bağdadî, İsmail b. Necid'den, o Muhammed b. İbrahim b. Said'den, o Ümeyye b. Bestan'dan, o Yezid b. Zürey'den, o Ravh'tan, o Kasım'dan, o Mansur'dan, o Mücahid'den, o Ebî Ma'mer'den, o da İbn Mesud'dan bu âyet hakkında bahsederek dedi ki;
"Sakîf’ten iki kişi ve Kureyş'ten bir damatları (veya enişteleri) veya Kureyş'ten iki kişi, Sakîf’ten bir damatları bir evde bulunuyorlardı. Onlardan birisi dedi ki:
"Allah'ın sözlerimizi ve fısıltılarımızı işitmesi konusundaki görüşünüz nedir?" Bunun üzerine di*ğeri dedi ki:
"Bir kısmını işitir, bir kısmını işitmez." Diğerleri dediler ki:
"Eğer bir kısmını işitirse hepsini işitir." Bunun üzerine bu âyet indi."[6]
Bu hadisi Buhari, Hamidî'den, Müslim, İbn Ebî Amr'dan, son ikisi de Süfyan'dan, o da Mansur'dan rivayet etmiştir. [7]
2- Buhârî'nin... Abdullah ibn Mes'ûd'dan rivayetine göre Karın yağları çok (şişman), kalblerinin anlayışı kıt iki Kureyşli ve Sakîf ten bir hısımları veya iki Sakîfli ve Kureyş'ten bir hısımları bir evde oturmuş konuşuyorlardı. Birbirleri*ne:
"Ne dersin, acaba Allah bizim sözlerimizi duyuyor mudur ki?" dediler. Biri*si:
"Herhalde bazısını duyar, bazısını duymaz." dedi. Bir diğerleri:
"Eğer bir kısmını duyuyor idiyse hiç şüphesiz hepsini duyar; ya da açıktan söylediğimizi duyuyorsa gizli söylediklerimizi de duyar" dedi de bunun üzerine "Siz, ne ku*laklarınız, ne gözleriniz, ne de derileriniz sizin aleyhinize şahitlik eder diye dü*şünüp sakınmadınız..." âyeti indirildi.[8]
3- Sa'lebî, bu âyet-i keri*melerin inmesine sebep olan Sakîf’linin Abdu Yâleyl, Kureyşli iki hısımının da Ümeyye'nin oğullan Rabîa ve Safvân olduğunu kaydeder.[9]
4- Muhammed b. Abdirrahman el-Fakih, Muhammed b. Ahmed b. Ali el-Hîrî'den, o Ahmed b. Ali b. el-Müsenna'dan, o Ebû Hayseme'den, o Muhammed b. Hazim'den, o A'meş'ten, o Abdurrahman b. Yezid'den, o da Abdullah'tan bize şu haberi verdi:
"Kabe'nin örtüsü altında gizlenmiştim. Üç kişi geldi. Karınlan çok etli idi. Kalbî anlayışları az idi. Biri Kureyşli idi. Yanında bulunan onun iki eniştesi (veya damadı) de Sakif’li idiler. Yahut adam Sakifli, yanındaki enişteleri Kureyşli idiler. Anlamadığım bir ke*lâmla konuşuyorlardı. Onların birisi dedi ki:
"Allah'ın şu sözümüzü işittiği hususunda gö*rüşünüz nedir?" Diğeri dedi ki:
"Eğer yüksek sesle konuşursak işitir. Ama sesimizi yük*seltmezsek işitmez." Üçüncüsü de dedi ki:
"Eğer o konuşmalardan birşey işitirse, hep*sini işitmiş olur."
Ravi diyor ki bu olayı Peygamber (s.a.v.)'e anlattım. Bunun üzerine bu âyet kısmına kadar indi."[10]
5- Ebu Davud et-Tayâlisî'nin kendi senediyle Abdullah ibn Mes'ûd'dan riva*yetinde ise bu üç kişinin Mescid-i Nebevi’de konuştukları, birisinin:
"Allah'ın, bizim söylediklerimizi işittiğini sanıyor musunuz?" sorusuna diğerinin:
"Eğer se*simizi yükseltirsek duyar, yükseltmezsek duymaz." dediği, üçüncülerinin de:
"Eğer bir kısmını duyuyorsa kalan kısmını da duyar." dediği ve İbn Mes'ûd'un olanları Hz. Peygamber (sa)'e gelerek ona anlattığı bunun üzerine bu âyetin na*zil olduğu rivayet edilmektedir.[11]

30. Muhakkak ki "Rabbımız Allah 'tır. " deyip sonra dosdoğru bir istikamet tutturanların üzerine melekler iner de iner. Onlara: "Korkmayın, üzülmeyin; size va 'dolunan cennetle sevinin. " derler.

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Ata, İbn Abbas'tan rivâyeten şöyle dedi:
"Bu âyet Ebû Bekr es-Sıddık (r.a.) hakkında indi. Şöyle ki müşrikler:
"Rabbimiz Allah, Melekler, Allah'ın kızları" dediler. Allah'tan başkasına taptıklarına-.
"Bunlar, Allah indinde bizim şefaatçimiz" dediler de doğru istikamette olmadılar. Yahudiler:
"Rabbimiz Allah, Üzeyr Allah'ın oğlu, Muhammed peygamber değil" dediler de onlar da doğru istikametle olmadılar. Ebû Bekr (r.a.) ise:
"Rabbimiz Allah, O'nun birliğine kimse ortak olamaz, Muhammed O'nun kulu ve Rasulü'dür" dedi. Sonra dosdoğru oldu."[12]
2- Tirmizi, Nesâî, Bezzar ve diğerleri Enes b. Malik'den şu hadisi rivayet etmişlerdir:
Rasululah (s.a.): "Rabbimiz Allah'tır deyip, sonra da dosdoğru olanlar." ayetini okudu ve şöyle buyurdu:
"Tüm insanlar bunu söyler sonra çoğu inkâr ederler. Kim dediği üzere ölürse, işte o istikamet üzeredir." [13]
3- Burada âyet-i kerimenin Hz. Ebu Bekr hakkında nazil olduğunu söylemek herhalde bu âyet-i kerimenin hükmüne dahil olanların ilki Hz. Ebu Bekr'dir demek olmalıdır. Değilse âyet-i kerime Hz. Ebu Bekr gibi inanan bütün mü'minler hakkında geneldir.[14]

33. Allah 'a çağıran ve salih amel işleyenden sözü daha güzel olan kimdir?..

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Vahidî anlatıyor: Kâfirler, ezanı işittiklerinde Rasûlullah (sa)'a geldiler. Müslümanlar da Efendimizin yanındaydılar.
"Ey Muhammed!" dediler; "Geçen ümmetlerden hiç işitmediğimiz bir şey ihdas ettin. Hem peygamberlik iddia ediyorsun, hem de uydurduğun bu ezanla senden önceki peygamberlere muhale*fet ediyorsun, Eğer bunda bir hayır olsaydı senden önceki peygamberler elbette buna senden daha lâyıktılar. Nereden aldın bu deve böğürmesini. Ne kadar çir*kin bir ses, ne kadar çirkin bir küfür!" Bunun üzerine Allah Tealâ "Birbirinizi namaza çağırdığınızda; onu alaya alır ve eğlence edinirler. Bu, onların gerçek*ten akıllarını kullanmaz bir topluluk olmalarındandır/' âyet-i kerimesini (Mâide, 5/58) ve bu "'Allah'a çağıran ve salih amel işleyenden sözü daha güzel olan kimdir?" âyet-i kerimesini indirdi.[15]
2- Kurtubî hadiseyi Kelbî'den rivayetle zikretmiştir.[16]
3- İbni Abbas şöyle demiştir:
"Ayette kastedilen kişi Hz. Peygamber (s.a.)'dir. İs*lâm'a davet etmiştir, Rabbiyle kendi arasında güzel iş işlemiştir, İslâm'ı bir din olarak vaz'etmiştir."[17]
4- Diğer bir rivayete göre ise şöyle demiştir: "Ayet*te kastedilen, Hz. Peygamberin (s.a.) ashabıdır." [18]
5- Aişe, İkrime ve Mücahit; müminler hakkında indirildiğini söylemişler*dir. [19]
6- Hz. Aişe’den gelen bir rivayette bu âyet-i kerimenin müezzinler hakkında nazil olduğu belirtilirken başka bir rivayette özellikle müezzin Ebu Ümâme el-Bâhilî hakkında indiği de rivayet edilmiştir.[20]
7- Ebu Hayyan ise şöyle demiştir:
"Ayetten kastın müezzinler olduğunu söylemek ve ayeti bu şekilde tevil etmek gerekir. Ancak surenin tamamıyla Mekke'de indiği konusunda ihtilâf yoktur. Ezan ise Mekke'de değil, Medine'de meşru olmuştur. Allah'a çağırmak ise; İslâm'a çağırmakla, inkarcılarla cihad etmekle, zulmü kal*dırmakla olur." [21]

34. İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, kötülüğü en iyi şekilde sav. O zaman göreceksin ki seninle arasında düşmanlık bulunan kişi bile yakın bir dost oluvermiştir.

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Mukâtil der ki: Bu âyet-i kerime Ebu Süfyân hakkında nazil olmuştur. İman etmezden önce Hz. Peygamber (sa)'e eziyet ederken daha sonra Hz. Pey*gamber (sa)'e hısım olması, sonra da İslâm'a girmesinden sonra Hz. Peygamber (sa) ve müslümanlara samimi bir dost oluvermiştir.[22]
2- Ebu Cehil hakkında indirildiği de rivayet olunur. Ebu Cehil Peygamberimiz'e (s.a.) eziyet eder, Peygamberimiz de affedilmesini isterdi. Ve kendisine; "Seninle arasında düşmanlık bulunan kimse..." ayeti nazil oldu.[23]

40. Ayetlerimiz hakkında doğruluktan ayrılıp eğriliğe sapanlar, bize gizli değillerdir. Ateşe atılan mı, yoksa kıyamet günü güven içinde gelen mi daha iyidir? Dilediğinizi işleyin, doğrusu O, yapmakta olduklarınıza Basîr'dir.

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Îbnu'l-Münzir'in Beşîr ibn Feth'den rivayetine göre bu âyet-i kerime Ebu Cehl ve Ammâr ibn Yâsir hakkında nazil olmuştur.[24]
2- Mukâtil de âyet-i kerimenin "Ayetlerimiz hakkında doğruluktan ayrılıp eğ*riliğe sapanlar, bize gizli değillerdir" kısmının Ebu Cehl hakkında nazil olduğu*nu söylemiştir.[25]

44. Biz onu yabancı bir dilde kılsaydık diyeceklerdi ki: "Ayetleri tafsilâtlı olarak açıklanmalı değil miydi? Hem yabancı, hem de Araba mı hitab etmekte*dir? De ki: "İman edenler için hidâyet ve şifadır... "

İbni Cerir’in Saîd ibn Cübeyr'den rivayete göre o şöyle demiştir:
Kureyşliler sırf inat ve inkârlarından "Kur'ân hem Arapça, hem de Yabancı bir dilde indirilseydi; bazı âyetleri Arapça, diğer bazı âyetleri de yabancı bir dilde olsaydı." dediler de bu*nun üzerine bu âyet-i kerime nazil oldu.[26]

49. İnsan hayır istemekten usanmaz. Fakat kendi*sine bir kötülük dokunursa hemen ümitsizliğe düşer, üzülüverir.
50. Andolsun ki, kendisine dokunan bir zarardan sonra biz ona bir rahmet tattırırsak: "Bu, benim hak*kımdır, kıyametin kopacağını sanmıyorum, Rabbime döndürülmüş olsam bile muhakkak, O'nun katında be*nim için daha güzel şeyler vardır" der. Biz, inkâr eden*lere yaptıklarını mutlaka haber vereceğiz ve muhakkak onlara ağır azaptan tattıracağız.
51. İnsana bir ni'met verdiğimiz zaman yüz çevi*rir ve kibirlenir. Fakat ona bir şer dokunduğu zaman da çokça dua eder.

Bu ayetler bir rivayete göre Velid b. Muğire, diğer bir rivayete göre de Utbe b. Rebi'a hakkında nazil olmuştur. Bununla birlikte bütün müslümanlar mal, sağlık ve afiyet isteme hususunda ayetin ilk cümlelerinin kap*samına girerler. [27]

===================
[1] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/576. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/770.
[2] Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, XXX,258.Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/770.
[3] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/576.
[4] Alûsî, age. XXIV,97. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/770-771.
[5] Kurtubî, age. XV,222. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/771.
[6] Buhari; Tefsir: 4816, 4817, Tevhid: 7521, Müslim; K. Sıfatı'I-Münafıkîn: 5/2775, Tirmizi; Tefsir: 3248, (Tirmizi bu hadise hasen demiştir.) Nesai; Tefsir: 488, İbn Cerir: 24/69, Ahmed; Müsned: 1/444; Muhammed Ali Es Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 5/419.
[7] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 309. Vahidî, age. s. 263. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/ 771. Abdulfettah El-Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 355.
[8] Buhârî, Tefsîru'l-Kurân, 41/1,2 (Fussılet Sûresi); Müslim, Sıfatu'l-Münâfıkîn, 5; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, Fussılet, 41/1, hadis no: 3248. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/ 771.
[9] Kurtubî, age. xv,229. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/ 772.
[10] Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, Fussılet, 41/2, hadis no: 3249: Bu hadis, hasen ve sahih hadistir. Müslim, Münâfıkîn, 5; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 1,408; İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 309. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/576. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/ 772. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 12/479-480.
[11] Ahmed Abdurrahman el-Bennâ, Minhatu'l-Ma'bûd fi Tertibi Musnedi't-Tayâlisî Ebu Dâvûd, 11,23. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/ 772.
[12] İsnadı yoktur. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 310; Razi, age XXVII,121. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 12/490.
[13] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 12/490-491.
[14] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/772-773.
[15] Vahidî. Age.s150. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/773.
[16] Kunubî, age. VI146. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/773.
[17] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 12/495.
[18] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 12/495.
[19] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 12/495.
[20] Begavî. age. IV.114. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/773.
[21] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 12/495.
[22] Kurtubî, age. xv,236. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/773. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 12/495.
[23] İbnü'l-Arabî, Ahkâmu'l-Kur'ân, IV/1651. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 12/495.
[24] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 11,102-103. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/774. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/577. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 12/505.
[25] Kurtubî, age. XV,239. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/774. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/577
[26] Kurtubî, age. XV,240. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/774. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/577-578. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 12/510.
[27] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 13/12.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... Videolar/Slaytlar Medine-web 1 2743 23 Ağustos 2013 00:41
İran Emperyalizmi Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 6 3331 26 Ocak 2013 22:53
gerekli gereksiz bir şiir.. Makale ve Köşe Yazıları MERVE DEMİR 0 3083 06 Aralık 2012 10:48
olmamış kayınbiradere mektup :) Komik Paylaşımlar Allahın kulu_ 10 6906 03 Kasım 2012 23:19
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür Makale ve Köşe Yazıları Esadullah 11 6346 02 Ekim 2012 21:16

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Sad Süresi İniş(Nüzul) Sebebi Rivayetleri MERVE DEMİR Sürelerin Nuzul Sebepleri 1 01 Mart 2019 08:17
Cin Süresi İniş(Nüzul) Sebebi Rivayetleri MERVE DEMİR Sürelerin Nuzul Sebepleri 2 23Haziran 2014 10:13
Tur Süresi İniş(Nüzul) Sebebi Rivayetleri MERVE DEMİR Sürelerin Nuzul Sebepleri 0 17 Mart 2009 13:57
Mü'min Süresi İniş(Nüzul) Sebebi Rivayetleri MERVE DEMİR Sürelerin Nuzul Sebepleri 0 17 Mart 2009 13:52
Kaf Süresi İniş(Nüzul) Sebebi Rivayetleri MERVE DEMİR Sürelerin Nuzul Sebepleri 0 17 Mart 2009 13:41

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.