Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tesettür Konuları (https://www.forum.medineweb.net/193-tesettur-konulari)
-   -   Tesettür mü, Teşhir mi? (https://www.forum.medineweb.net/tesettur-konulari/29955-tesettur-mu-teshir-mi.html)

EyMeN&TaLhA 09 Ağustos 2014 13:31

Tesettür mü, Teşhir mi?
 
Cennetten yeryüzüne indirilen insan, “örtünme” ihtiyacı içindedir. Bu, bazen iklimin insanı mecbur kılması sebebiyledir, bazen utanma, bazen de güzelliklerini gösterme veya daha güzel görünme sebebiyle… Bir çöl ikliminde, yüze göze gelen kum tanelerinden veya güneşin kavuran sıcaklığından korunmak için örtünme nasıl gerekli ise, kutuplarda yaşayan bir insanın öldürücü soğuklardan muhafaza olmak için giyinmesi de o kadar hayâtîdir. Ancak ılıman iklimlerde giyinme biraz daha aksesuar kabilinden kalmaktadır. Örf, gelenek, kültür, alışkanlıklar ve insanların içindeki duygu, düşünce ve meyiller, giyinmenin tarzını ortaya koymaktadır.

Yapılan arkeolojik kazılar göstermektedir ki, binlerce yıldır insanların giyinmesinde, kılık-kıyafet ve süslerinde çok büyük değişiklikler yoktur. En ilkel toplumlardan en modern çağlara kadar zaman, mekân ve kültürden kültüre sadece malzeme, işçilik ve göz zevki değişmektedir. Öz, hepsinde aynıdır. Meselâ dökülen saçların yerine benzeri saçlar koymak, saçı uzatmak için eklemeler yapmak, saçı boyamak, vücudu beslemek için bitkilerden veya diğer maddelerden istifade etmek; asırlardır devam eden temel alışkanlıklarımızdandır.

İslâm’ın gönderildiği çağı esas alırsak, pek çok kervan yolculuğu sebebiyle kültürlerin ve insanların kaynaşma noktalarından birisi olan Arap Yarımadası, İslâm’ın vasıflandırdığı şekliyle, câhiliyeyi yaşarken insanlığın bu ortak mirasından payını almıştı.

Saç ve vücut temizliğinde, sidr ve mersin ağacından, güzel kokuda kâfur ağacından, safran, karanfil reyhan vb. bitkilerden istifade eden araplar, vücudu kına gibi renkli boyalarla ya da dövme yaptırarak süslüyorlardı. Aynı şekilde çeşitli tabiî boyalarla elbiselerine renk veriyor, değişik kıymetli taşlardan kolye, halhal, bilezik, yüzük ve benzeri takılar üretiyorlardı. Aynı şekilde altın, gümüş, bakır ve camdan takı ve süs eşyaları imal ediyorlardı. Kadınlar, giydikleri kıyafetlerle bazen üstlerini örtmeyi, bazen de aksine teşhir etmeyi hedefliyorlardı. Bilhassa kadınlar, insanın aklını başından alacak kokular sürüyor, kalabalıklar içine girerek bütün dikkatleri üstlerine topluyorlardı. Kaşlarını alıyor, dişlerini güzellik için törpülüyor, yüzlerinde türlü değişiklikler yaparak güzellik peşinde koşuyorlardı. Aynı şekilde saçlarını değişik tarzlarda kestirmek, uzatmak, boyamak, çeşitli malzemeler ekleyip süslemek tarzında farklı farklı metotlarla güzelliklerini göstermek, insanları kendisine hayran bırakmak istiyorlardı.

Ne zaman ki, İslâm geldi ve hiçbir kontrol bulunmayan, herkesin “gönlünce” istediğini yaptığı ve genel olarak toplumun iffet ve ahlâkını zedeleyen bu gidişe bir “dur!” dedi. Kadının fıtratında var olan, “güzel olma” ve “güzel görünme” duygularını, kimseye zarar vermeyecek şekilde tatmin etme yolunu açtı. Kadın, herkesin ortasında, herkesin göz zevkine hitap edecek, ayağa düşecek bir varlık değildi. O, şerefli bir mevkide, insanlığın annesi, muhterem bir varlıktı. Onun cüz’î bedeller uğruna, haysiyetinin zedelenmesi, bütün insanlığı küçülten bir davranıştı. İşte bu sebeple İslâm, kadının güzelliklerini herkese açmasını değil, belli sınırlar içinde Müslüman kadınlara ve özellikle eşine, âilesine tahsis etti.

“Bu konuda İslâm’ın getirdiği ölçüler nelerdir?” diye sorulacak olursa; madde madde şöyle sıralayabiliriz.

1-Tesettür: Tesettür emri, sadece kadına yönelik bir emir değildir. İslâm’da erkeklerin de örtmeleri gereken asgarî yerler belirlenmiştir. Ancak “kadının örteceği yerlerin erkekten daha fazla olması”, “kadının güzelliklerini göstermeye daha meyilli bulunması” ve bilhassa “kadının vücudu üzerinden kazanç sağlama peşinde olan insanların” bu konuyu devamlı gündeme taşıması sebebiyle, tesettür daha çok kadın içinmiş gibi anlaşılmıştır.

Kadının vücudunu neden daha fazla örtmesi gerektiği apayrı ve çok geniş bir mevzudur. Bunu günümüzde anlamak çok daha kolaydır. Biz buna çok kısa bir cevap verecek olursak, şöyle diyebiliriz: Kadın, vücudunu açtığında, teşhir ettiğinde (insan olarak, toplum ve âile olarak) neler kaybediliyorsa, işte tam bu sebepler yüzünden kadın, tesettüre riâyet etmelidir.

2-Tesettür, sadece örtmek demek değildir. Yani bedenin alelade bir örtü ile örtülmesi, tesettürün tam mânâsıyla yerine geldiğini göstermez. Tesettürün de belli prensipleri vardır. Meselâ renginin şeffaf olmaması… Kıyafetin, vücut hatlarını belli edecek derecede dar olmaması, renginin başlı başına bir câzibe unsuru olmaması... İnsanların dikkatini çekecek şekilde aşırı gösterişli olmaması. Kadınların kıyafetlerin erkek stilinde; erkeklerin kıyafetlerinin de kadın formunda olmaması. Kibir, gurur ve benzeri düşünceleri çağrıştırmaması… Bütün bu özellikler, sadece kadınların kıyafetleri için geçerli değildir. Erkekler de bu tesettür ölçülerine riâyet etmek zorundadır.

3-Mahremiyet sınırları. Kadınların ve erkeklerin, çevresindeki insanlara göre de mahremiyet ölçüleri değişir. Bilhassa kadınlar, kendisiyle evlenmesi haram olan yakınlarının (baba, amca, erkek kardeş, dayı vb.) yanında nisbeten rahat giyinebilirlerse de, yabancı erkek ve kadınların yanında giyim kuşam ölçüleri daha mazbuttur. Bu, onların incitilmemeleri, saygın bir konumda hayatlarını devam ettirebilmeleri içindir. Bu temel sebep, âyet-i kerimede açıkça beyân edilmiştir. Bu hassasiyet, sadece kıyafet açısından değil, söz ve davranışlarda da belli bir hassasiyet ve disiplini beraberinde getirmelidir. Bu husus, daha geniş bir şekilde izah edilecektir.

4-Kadının güzel kokular sürünerek dışarı çıkması, yine sokağa çıkacağı zaman güzelliğini daha etkili hâle getirecek makyaj vb. malzemeler kullanması da yasaklanmıştır. Koku, makyaj ve benzeri, güzelliği ve câzibeyi arttıran unsurlar, sadece hanımların Allah tarafından helâl kılınmış eşleri ve âilelerine tahsis edilmiştir.

5-Söz, tavır, davranışta iffet. Kadınlara âit câzibeyi arttıran bir husus da konuşurken veya tavırlardaki işve, kırıtma vb. tahrik unsurlarıdır. Kadınların, bu özelliklerini, yabancı insanlarla konuşurken kullanmaları, onların kafa ve gönüllerini bulandıracak, bazen hiç düşünülmeyen isteklere kapı aralayacaktır. O hâlde Müslüman kadınların, şahsiyet ve vakarını zedeleyecek her türlü basit davranıştan uzak durması, kendi şerefine leke sürmemesi açısından son derece önemlidir.

6-Takvâ libâsı. Bütün bu kılık-kıyafet ve tavırların ortaya çıkış noktası, kalptir. Kalpte ne varsa, dışarıya o yansır. Bu yüzden müslüman erkek ve kadınların öncelikle kalplerini, ilâhî rızâ istikametinde terbiye etmesi gerekir. Kalb, takvâdan mahrum olursa, başa örtülen örtünün bir mânâsı olmaz. Bir taraf örtüldüğünde bir taraf açılmış olur. Tesettür, gerçek şeklini, ancak kalbe takvânın yerleşmesiyle bulur.

Bu saymış olduğumuz hususlarla ilgili âyet-i kerîmeleri hatırlatarak yazımıza son verelim:

“Ey Peygamber hanımları (ve mü’min kadınlar)! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer (Allah’tan) korkuyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir edâ ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır. Güzel söz söyleyin. Evlerinizde oturun, eski câhiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin, Allâh’a ve Rasûlü’ne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” (el-Ahzâb, 32-33)

“Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; nâmus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesnâ olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, âilenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbî kimseler yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına ziynetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey mü’minler! Hep birden Allâh’a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.” (en-Nûr, 31)

“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (el-Ahzâb, 59)

“Ey Âdem oğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık. Takvâ elbisesi… İşte o daha hayırlıdır. Bunlar, Allâh’ın âyetleridir. Belki düşünüp öğüt alırlar (diye onları indirdi.) (el-A’râf, 26)

alıntıdır

Fatma Nur Cihan

nurşen35 06 Nisan 2019 23:30

Osmanlıda genç kızlar çarşaflı olduğu halde şehvet olmasın diye sırtlarına yastık koyarak yaşlı kadın gibi gözükmeye çalışırlardı.
Eskiden burnunu bile göstermekten haya eden bir neslin kızları, şimdi caddelerde göbek çukurunu gösteriyor.

Timurtaş Uçar...

nurşen35 19 Eylül 2020 15:24

"Şal şal açılan boyunlar
Tak tak vurulan topuklar
Ciğerlere çekilen dumanlar
Tesettüre vurulan darbeler vardır."


SAAT: 22:23

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306