Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   KUTSİ HADİS GERÇEKLERİ....... (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/17267-kutsi-hadis-gercekleri.html)

HALUK GÜMÜŞTABAK 15 Mart 2010 23:08

Kutsi hadis gerçekleri.......
 
Günümüzde üzerinde çok konuşulan ve geleneksel İslam ın çok önemsediği bir konu olan kutsi hadis inancını sizlerle konuşmak ve kur’an ışığında değerlendirmek istiyorum. Rabbim bakın Kur’an ile ilgili bizlere neler söylüyor önce onları hatırlayalım.

Ali imran 79: Hiçbir insanın, Allah'ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra (kalkıp) insanlara: Allah'ı bırakıp bana kul olun! demesi mümkün değildir. Bilakis (şöyle demesi gerekir): Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe halis kullar olunuz.


Ahzap 2: Rabbinden sana vahyedilene uy! Allah, yapmakta olduklarınızdan en iyi biçimde haberdardır.

İbrahim Sur.52.ayet: İşte bu, onunla uyarılsınlar, Allah'ın tek ilah olduğunu bilsinler, aklı ve gönlü işleyenler de ibret alsınlar diye, insanlara yöneltilmiş bir tebliğdir.

Araf suresi 3; Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.


Nisa Suresi 174. ayet; Ey insanlar, bakın size Rabbinizden kesin bir delil geldi; size açık bir nur indirdik. 175. ayet; Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır.

Kehf 54. ayet; Yemin olsun, biz, bu Kuran'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.

Yukarıdaki ayetlere örnek onlarca hatta yüzlerce verebiliriz. Ne diyor Rabbim? Size indirdiğimiz kitaba sarılın, onun emirleri uyarınca Rabbe halis kullar olun. Kur’an sizlere bir tebliğdir, sizlere indirilen kur’ana uyun ondan başka velilerin sözlerine sakın uymayın. Sizlere kur’an ile kesin, açık ve her türlü örneği değişik ifadelerle verdik, bu tebliği okuyup ona uyarsanız Rahmanda sizi dosdoğru yola kılavuzlayacaktır, diye ayetlerinde çok açık anlatıyor ve bizleri uyarıyor.

Şimdide gelelim konumuza, günümüzde neredeyse kur’an ayetleri mertebesinde görülen, onunla eş tutulan kutsi hadis konusu üzerinde çok düşünmemiz gerektiği kanısındayım. Sizlerden şunu düşünmenizi rica edeceğim, yukarıda okuduğunuz ayetlerden sizler, kur’anın bizlere Rahmana ulaşabilmemiz ve onun doğru yolundan gidebilmemiz için yeterli olamayacağını mı anladınız? Eğer evet kur’anın bizlere yetmeyeceğini anladım diyorsanız yazının devamını lütfen okuma zahmetine girmeyiniz. Hayır, kur’an da her konudan nice örnek verdiğini söyleyen Rabbim, kur’ana sarıldığımızda Rabbe ulaşacağımızı anladım diyorsanız, birlikte düşünmeye devam edelim.

Önce şunu iyice anlayalım kutsi kelimesi ne anlama geliyor? Kutsi sözcük anlamı mukaddes, kutsal anlamına geliyor. Şimdide birlikte düşünelim kutsal, mukaddes olan, yani hiç şüphelenmeden kabul edeceğimiz kaynağın ne olduğunu söylüyordu Rabbim? Elbette kur’an, hatta hadi bir benzerini getirsinler diye nasıl meydan okuduğunu hatırlayın. Peki, kutsi kelimesi ile hadislerin içinden ayrım yaparak, bir kısmını Rabbin kelamıyla eş tutup, ona kutsallık vererek nakledilmesi sizce ne kadar doğru? Bizlere, bazı hadisleri yüce Rabbin mertebesine oturtup, onlara tıpkı kur’an gibi kabul ettirmelerine niçin ses çıkarmıyoruz hiç bunu düşündünüz mü? Konuya devam etmeden önce bir Cuma vaazında müftünün yaptığı bir konuşmadan bahsetmek istiyorum. Bu kişi herhangi bir kişi değil, devletin müftüsü bunu da unutmayalım. Hadisler konusunda şu sözleri söyledi;
( Bizler kur’an ayetlerinden bir tanesini nasıl kabul etmediğimizde gerçek iman etmemiş sayılıyorsak, hadislerde aynen öyledir. Eğer bir hadisi, ben kabul etmiyorum derseniz gerçek iman etmemiş sayılırsınız.)

İşte bizlere İslam ı anlatan kişiler ve sözleri. Bu düşünceyle, inançla, kur’ana şirk koştuğunun sanırım farkında bile değil. Eğer bunları söyleyen tahsil, terbiye, eğitim görmüş bir insan ise, eğitim görmemiş bir insan neler yapar, neler söyler ve İslam ı nasıl yaşar düşünmek bile istemiyorum. Bu sözleri söyleyenlerin, toplumu yanlış bir inanç doğrultusunda yönlendirenlerin hükmünü Rabbim verecektir.

Hadisleri kendilerince tasnif edip, bir kısmını kutsallaştırıp bizlere Rabbin emri gibi gösterenlere neden şu soruyu sormuyoruz lütfen düşünün?

(Acaba Allah kur’anda her şeyden nice örnekler verdim ona sarılın dedikten sonra, hâşâ aklına gelen diğer konuları, kur’ana yazdırmadan mı peygamberimize nakletmiştir?)

Elbette böyle mantıksız bir soruyu kimseye sormaya cesaret edemiyoruz, peki neden inanmaya devam ediyoruz? İşte bu soruya da cevap veren ne yazık ki yok. Kutsi hadis sözleri öyle büyük bir silah ki, adeta kur’ana şirk koşmak ve kur’anın karşısına, kaynağı bilinmeyen bir kur’an koymaktan farksızdır, herhalde bunun ŞİRK olduğunu hepimiz biliyoruz. Kutsi hadis diye nakledilen hadisleri inceleyin en önemli özelliği, peygamberimizden değil, Rahmandan nakledilen bir sözmüş gibi anlatılmasıdır, işte en büyük tehlikede budur zaten. Elbette bu hadisler içinde de kurandan ilham alınarak doğru hadislerde vardır, ama buradaki hata bu sözleri sanki rahman söylemiş gibi nakletmektir. Çünkü o kadar yanlış bilgiler bu yolla içimize girmiş ve kabul görmüş ki, zarar çok büyük olmuştur. Kutsi hadislere dikkat ettiğinizde, sözlerdeki hitaplar Rabbin elçisine ve kullarına hitap ediş şeklindedir, tıpkı kur’an ayetlerinde ki hitap şeklinde olduğu gibi. Örnek vermek gerekirse;

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: Âdemoğlunun her ameli kendisi içindir. Fakat oruç böyle değildir. O, sırf benim (rızam) için yapılan ibadettir. Onun (sayısız) mükâfatını bizzat ben vereceğim.”

Her kim dünya için hüzünlenir ve kederlenirse bana kızmış gibidir. Kim bir musibetten şikâyette bulunursa benden şikâyette bulunmuş olur.

Her kim bir zenginin yanına çıkar ve ona sırf zenginliği sebebiyle tevazuda bulunursa dininin üçte biri gider.

İşlerde şaşırırsanız kabirler ehlinden yardım isteyiniz.

Ziyaretin hayırlısı, ziyaret edilenin yok olmasıdır…

Allah rızası için lütfen düşünün, eğer Rabbim bu sözleri söylemiş olsaydı, neden sorumlu olduğumuz kur’ana dâhil ettirmesin tüm bunları? Neden Rabbim yukarıda yazdığım ayetlerde olduğu gibi, bizleri kur’ana sarılın desin? Kutsi hadis diye nakledilen Rahmana atıfla nakledilen sözler içinde, kur’andan ilhamla söylenmiş doğrular olduğu gibi, asla Rabbin kur’an da hiç bahsetmediği konular ve hükümler de vardır. Ne yazık ki doğruların içine öyle yanlış inançlar, itikatlar yerleştirilmiş ki, ayır ayırabilirsen. Yukarıdaki kutsi hadis örneklerini lütfen inceleyiniz, kur’an ile karşılaştırınız değerlendirmesini herkes kendi nefsinde yapsın. Bakın Rahman bizleri nereden hesaba çekecekti hatırlayalım.

Zühruf 44: Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.

Rabbim apaçık sizleri kur’andan hesaba çekeceğim diyor, ama birileri kutsi hadis olarak bizlere Allah ın sözüdür diyerek, birçok kur’an dışından bilgileri de tıpkı kur’an ile eş değerde tutup naklediyorlar, ne yazık ki bizler bu sözleri kur’an ile karşılaştırmadan, onun süzgecinden geçirmeden kabul ediyoruz. Bu sözlerin, doğruluğunun garantisi kim, ya da kimler diye soran bile yok.


Hadisler konusunda bu ayrım ve tasnif elbette ne dört halife devrinde, nede mezheplerin ilk kurulduğu zamanlarda yoktu. Çok daha sonraları toplumu istedikleri ölçüde yönlendirmek, dine sokulan hadislerin kabul edilmesini kolaylaştırmak ve garantiye almak adına, ne yazık ki hadis silahını güçlendirmek için kutsi hadis, yani asla şüphelenmeyeceğimiz, kuran ayetleri ile eş değerde hadisler yaratılmıştır. Bazı hurafe hadis üretenler, din düşmanları ya da dini kendi menfaatlerine kullananlar, Peygamberimizi kullanmak onlara yetmemiş, Yüce Rabbim i de kullanmaktan, onun adına sanki Allah emretmiş gibi sözler söylemekten çekinmemişlerdir. Kur’andan uzaklaştırılan toplum da, tüm söylenenlerin doğruluğunu kontrol etme gücü ellerinde olmadığı için, inanmak zorunda kalmıştır. Hemen açıklık getirelim, tüm bunları söylemekle hadisleri devre dışı bırakalım demiyorum elbette. Kur’anın tastiklediği her söz ve bilgiden yararlanmak bizlere fayda sağlayacaktır, bunda hiç şüphe yok. Burada anlatmak istediğim, yapılan en büyük yanlış, hadisler arasında tasnif yaparak, bir kısmını rabbin kitabıyla eş tutup, kutsi hadis silahıyla topluma istediklerini kabul ettiren düşüncenin yanlışlığını anlatmaya çalışmaktır amacım.

Rabbim elçisi kanalıyla gönderdiği her vahiy, her söz, her bilgi bizlere kur’an ile nakledilmiştir. Bunun dışından hiçbir sözün, bilginin Allah katından geldiğini söylemek Kur’ana şirk koşmaktır. Rabbim sizleri kur’andan hesaba çekeceğim diyorsa, bizleri bağlayan tüm bilgiler kur’anda yazılı olanlardır, bunu asla unutmayalım. Bunun tersini düşünmek ve inanmak kur’an ayetleri arasında çelişki yaratılmasını sağlayacaktır. Sizlere yazacağım şu ayet üzerinde lütfen çok iyi düşününüz.

Maide Suresi 67: Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Allah, küfre batmış topluluğa kılavuzluk etmez.

Maide suresi 67. ayette Rabbim elçisine bakın ne diyor? Sana indirdiğimi tebliğ et. Burada eğer sana ayrıca kuran dışından ilettiklerim diye bir açıklama var mı? Ayetin devamındaki uyarı çok önemli. Eğer bunu yapmazsan görevini yerine getirmemiş sayarım diyor. Şimdi bizlere kutsi hadis ismiyle Rabbin sözleri diye aktarılan bilginin de Allah sözü olduğunu düşünelim. Bu durumda Rabbim ben kur’anı koruma altına aldım diyordu, peki kur’an dışından gelen bu sözlerden neden bahsedilmiyor, onlarda mı koruma altında? Rabbim sizleri kur’andan sorumlu tutacağım diyordu, acaba daha sonra bizlere aktarılan kutsi hadislerden de sorumlu tutar mı? Madem kutsi hadisler Rabbin sözleri neden kurana geçirilmemişte sözlü iletilmiş, yoksa HÂŞÂ kuran eksik mi toplanmış? Doğrusu bu soruları kendimize sorduğumuzda aslında her şey ortaya çıkıyor, ama acaba farkında olabiliyor muyuz, işte bu çok önemli. Bizler Rabbin ayetlerine gözlerimizi kapayıp yeni dinler, yeni kitaplar ediniyoruz farkında bile değiliz. Artık uyanmanın aklımızı başımıza almanın zamanı geldi de geçiyor bile.

Bizler ne yazık ki kur’anı yeterli görmeyip, bizlere anlatılanları, öğretilenleri kur’anda bulamadığımızda söylenenlere inanma hatasını yapıyoruz. Rabbim Yemin ederek bu kitabı, dini kolaylaştırdığını söylemesi, bizlerin çok fazla dikkatini çekmemiş bile. Rabbim İsra suresi 36. ayette hakkında bilgin olmayan sözlerin ardına gitmeyin, sorumlu olursunuz dediğini bile duymaz olmuşuz. Rivayetler, kur’an dışı bilgiler, kur’anın hiç bahsetmediği onca konular, karşımıza çıkmış ve din adına söz sahibi olmuş adeta, ama rehber kur’andan çok uzak yaşar olmuşuz farkında bile olmadan. Yanlışlar ruhumuza, kanımıza öyle bir girmiş ki, doğru bilgi artık yanlış görünür olmuş bizlere. Rabbin bizleri uyarısı olan, mahşerde peygamberimizin söyleyeceği o acı uyarı bile kendimize getirmemiş bizleri. ( Benim kavmin bu kur’anı devre dışı bıraktılar) Kimse üzerine bile alınmamış bu uyarıyı, herkez ben doğru yoldayım nasıl olsa diye. Uzaklaşmışız Rabbin kelamından, emrettiği dininden ama farkında olan bile yok.

Gelin artık gözlerimizi açalım, uyanalım gaflet uykusundan. Bırakalım onun bunun sözlerini, kulak verelim Rabbin sözlerine. Aklımızı devreye sokalım, anlamak için kur’anı. Bizlerin imtihan olacağı kitap, anayasa, kanun KURAN olduğunu söyleyen Rabbim e kulak verelim. Bakın hesap günü kurulacak imtihan meydanını nasıl anlatılıyor Rabbim, dikkatle düşünelim bu sözler üzerine.

Zümer 69: Yeryüzü, Rabbinin nuruyla parıldamış, Kitap ortaya konmuş, peygamberler, tanıklar getirilip aralarında hakla hüküm verilmiştir. Onlar asla haksızlığa uğratılmazlar.

Rabbim hesap günü geldiğinde kitabın yani KURANIN ortaya konacağını söylüyor ve peygamberler tanık olarak gelip kur’andan yargılanacağımız apaçık bizlere anlatılıyor, ama bizler bunları bile görmekten aciz, kendimizi düşünmeden ateşe atıyor, bir bilinmeyenin ardı sıra gidiyoruz.

Rabbim bizlere kur’anı verdin sana çok şükür, ama bizler onun kıymetini ne yazık ki bilmiyoruz, bizleri affet. Sana yalvarıyorum Rabbim, bizlerin gözlerindeki bu kara perdeyi kaldır artık. Kulaklarımızdaki pası sök at ne olur. Taşlanmış, hissetmeyen kalbimize his ver de duyalım artık, hissedelim tüm kur’an gerçeklerini. ÂMİN Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]



Emekdar Üye 15 Mart 2010 23:55

RE: KUTSİ HADİS GERÇEKLERİ.......
 
Haluk Abi şimdi sizin belirtmiş olduğunuz Sözde Kudsi hadis olarak nakledilen rivayetleri bir iki örnek ile açalım ki Muhammed (s.a.a) Ümmeti Kuran ve Peygamber örnekliğinden nasıl uzaklaştırılmış delilleri ile:

1:Buhari de geçen bir rivayet :

Her kim rızkının genişlemesini ve ömrünün uzamasını arzu ediyorsa akrabalarını ziyaret etsin (Buhari edep 78)

2: Ahmet B Hanbel Müsnedin de nakledilen rivayet :

Her kim ömrünün uzamasını ve rızkının artmasını arzu ediyorsa,ana-babasına iyilik etsin,akrabalarını ziyaret etsin.
(El müsned 3 cilt 266 .)

3:El Hakim En Nusayrinin El Mustedrakin'den benzer bir rivayet :

Kim Allah'ın kendisinin ömrünü uzatmasını,rızkını genişletmesini ve kötü ölümü kendisinden uzaklaştırmasını arzu ediyorsa,Allah'tan sakınsın ve akrabalarını ziyaret etsin.
(El Hakim El Musterak 4 cilt 161)

Şimdi bu Rivayetleri kitabı mukaddesin şu satırları ile karşılaştıralım:

Babana anana hürmet et ta ki Rabbin sana vermekte olduğu toprakta ömrün uzun olsun .
(Çıkış 20-12)

Rabbin sana emrettiği gibi anana ve babana hürmet et taki ömrün uzun olsun ve Rabbin sana vermekte olduğu toprakta sana iyilik olsun
(Tesniye 5 -16 )

Şimdi birileri diyebilir Kitabı mukaddes ve bu rivayetlerin ne alakası var alakası iyice tetkik edildiğinde sözde Kudsi olarak nakledilen rivayetlerin bizzat bu kaynaklardan alındığı gerçeği ortaya çıkmaktadır.Bunu ispat etmek için Allah Resulünün Şu hadisi dayanaktır:

İbn Abbas Muhammed (s.a.a) şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir.

''Tevratta . Her kim hayatının uzun olmasını,rızkının artmasını arzu ediyorsa akrabalarını ziyaret etsin diye yazılıdır .(El Hakim 4.160 (kitabul birr ve sıla) bu hadisi hasan hüsnü erdem .İlahi hadisler (d.i.b yay ank 1963) adlı derlemede zikretmiştir.

Allah resulünün bu söylemi bu tür nakillerin bizzat İslamı seçerek kendi,kültür örf ve bilgi kaynaklarından öğrendikleri İslamın içine aktardıkları rivayetler olduğu anlaşılıyor.

Bu ve benzeri sayısını bilemeyeceğim kadar rivayet Kudsi ve İlahi hadisler diye sunulmakta bizler Aklımızı devre dışı bırakmadıkça ve İlahi kelam ile alınca şu hakikat ile karşılaşıyoruz buyrun Kuran ile Ölüm :

Allah'ın izni olmaksızın hiç kimsenin ölmesi söz konusu değildir. O süresi belirli bir yazıya bağlıdır. Kim dünya kazancını isterse ona ondan veririz. Kim ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri ödüllendireceğiz.
(Ali İmran 145)

Şimdi bu ayet ekseninde ölümün Allah'ın katında olduğu süresinin belli olduğu aşikar iken nasıl olurda Kudsi olarak naklettikleri rivayet Allah'ın kelamı ile çelişir kendi ayetleri ile çelişirmi ?

Bu ve benzeri örnekler çoğaltılabilir inşaallah konuya açıklık getirmiştir:

HALUK GÜMÜŞTABAK 16 Mart 2010 00:26

Re: Kutsi hadis gerçekleri.......
 
Güzel bir nokta yakalamışsınız, bir çok kutsi hadis diye nakledilen sözler sizinde örneklediğiniz gibi kur'an ayetlerinden alıntıdır. Benim üzerinde durmak istediğim ise öyle kutsallık verilen kutsi hadisler varki, kuran asla bahsetmez, hüküm vermez, onaylamaz. İşte bunları çok dikkatle ayırmalıyız ve şunu unutmamalıyız. Kur'anın dışında hiç bir söz kutsal değildir. Yazıyı yazmamdaki amaçta buydu zaten. Selametle

Emekdar Üye 16 Mart 2010 00:31

RE: KUTSİ HADİS GERÇEKLERİ.......
 
Haluk abi günümüz İslam aleminde İnsanlar akledip dosdoğru yolu bulmak yerine Atalara babalar dedeler şeyhler veliler vb kişilikleri kutsamış Tahkiki bir İmandan ziyade taklidi bir İman ile yetinmeyi daha uygun görmekteler.

Bize düşen asli vazife Aklederek Rabbin Kelamını almak Allah resulüne atf edilen sözleri Kuran penceresinden bakarak almak bu bakış açısı bizleri doğru yola iletir. Arada bilgi kaynakları olarak Alimlerin aktarmış olduklarınıda yine Kuran gözü ile bakarak alabilmeliyiz .Teşekkürler bu ve benzeri bir çok kanayan yara ile karşı karşıyayız Akıllarını kiraya verenler er geç hakikati görecekler ama İnşaallah geç olmaz....

Medine-web 16 Mart 2010 00:39

RE: KUTSİ HADİS GERÇEKLERİ.......
 
kızburavilerin en çok çalıştığı alan kutsi hadis alanıdır.kutsi derken inandırıcı olmalarını sağlamak için bu alan cazip olmuştur.aslında sahih kutsi hadis olduğu düşünülen hadis sayısı 100 civarıdır.ama kutsi hadisten geçilmiyor maalesef.
özellikle tasavuf alanında bu malzemeler cömertçe kullanılmıştır.ve malesef hurafelere çok katkıda bulunmuşlardır.
ikinizinde çalışması güzel.
teknik olarak katılmayı düşünüyorum inşaallah.


SAAT: 23:47

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306