Zerre kadar iyilik ve kötülük görülmesi

[BEDİİ HAMİT]

Zerre kadar iyilik ve kötülük görülmesi

ZİLZAL 7: Artık kim, bir zerre ağırlığı kadar hayır yapmışsa görür onu.

ZİLZAL 8: Ve kim zerre kadar şerr işlerse onu görür.

SORU: Bu görürden ne anlamalıyız? Cezasız mukafatsız kalmaz anlamında mı ? Yoksa kayıp olmaz anlamında mı ? Kuran bütünlüğünü düşündüğümüzde bu ayete muhalif gibi görünen pek çok ayetler var.

Evet bu soruyu kuran ayetleri bütünlüğünde ele alalım ve cevaplayalım.

Ne olarak görecek ? Zerre kadar hayrı ve şerri sadece Amel kitabında mı görecek ? Yoksa amel kitabında gördüklerinin karşılığını hem mükafatıyla ve hem de cezasıyla mı çekecek ?

AYETLER IŞIĞINDA SORUYU CEVAPLAYALIM

KEHF 49: Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. “Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki( ZERRESİ İLE BİRLİKTE ) küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!” derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.

KARİA 6-7: Kimin tartısı ağır gelirse mutlu eden bir hayata kavuşur. ( Salih amelleri, kötü amellerine karşı daha baskın olursa )

KARİA 8-9: Ama kimin de tartıları hafif gelirse,Artık onun anası ( ONUN YERİ-YURDU onu saracak olan), haviyedir (Cehennem ateşidir).

Artık kimlerin (sevap) tartıları ağır basarsa, işte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.
Kimlerin de tartıları hafif gelirse, artık bunlar da kendilerine yazık etmişlerdir; (çünkü onlar) ebedî cehennemdedirler.(Müminun-102-103)

Bazı kişilerin salih amel karşılığı sevapları mizana girmez. Yani amel terazisinde tartılmaz.

Halbuki onlar güzel iş yaptıklarını sanırlar.

KAALE BİLE ALINMAZ. PEKİ HANGİ KİŞİLERDİR BUNLAR ? KİMDİR BUNLAR ?

KAFİRLERDİR

O KAFİRLER Kİ, YAPMIŞ OLDUKLARI İYİLİKLERİN KARŞILIĞINI MÜKAFAT OLARAK ALAMAYACAK OLANLARDIR.( ZERRE KADAR BİLE OLSA )

Kâfir olarak ölenlerin işleri, dünyada da, ahirette de boşa gider.) [Bekara 217]

(Kâfirlerin [iyi olarak] yaptığı bütün işler, kıyamette boşa gider.) [Tevbe 17]

(İmansızın ameli boşa gider.) [Maide 5]

(Kâfirlere ahirette yalnız Cehennem vardır. Emekleri boşa gider.) [Hud 16]

Araf-147: Âyetlerimizi ve âhirete kavuşmayı yalan sayan kimselerin işleri boşa gitmiştir. Onlar işlediklerinin karşılığından başka bir şeyle mi cezalanırlar?”

İbrahim 18: Rablerini inkâr edenlerin durumu (şudur): Onların amelleri fırtınalı bir günde rüzgârın, şiddetle savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler. İyiden iyiye sapıtma işte budur.

Nur 39:Kâfir olanların salih amelleri ise, dümdüz engin bir arazideki serab gibidir. Susayan, onu bir su zanneder; nihayet ona vardığı zaman, onu zannetiği gibi bir şey bulmaz (işte kâfir de kıyamet günü, yaptığı amelden bir sevab bulamaz). Yanında Allahı bulur. Allah’da onun hesabını ( cezasını) tamamen verir. Allah, çok çabuk hesab görendir.

[Kehf 103, 104, 105]:(Deki: Size en çok ziyana uğrayanları haber verelim mi? Onlar dünya hayatında iyi işler yaptıklarını sandıkları halde, çabaları boşa giden kimselerdir. İşte onlar, Rablerinin âyetlerini ve Ona kavuşmayı [dirilmeyi, hesabı, ceza ve mükâfatı] inkâr eden, bu yüzden amelleri boşa giden kimselerdir. Onlar için, kıyamet günü, hiç bir terazi tutmayız.

(İyilikleri ile kötülüklerini ölçmeyiz çünkü amelleri boşa gitmiştir, tartıya girecek makbul şeyleri kalmamıştır.)

Devamı gelecek

[BEDİİ HAMİT]

İbrahim 51: Allah herkese kazandığının karşılığını vermek için (onları diriltecektir.) Kuşkusuz Allah, hesabı çabuk görendir.

EVET SORGU VAR , HASAP VAR AHİRET GÜNÜNDE.

HAŞR 18: Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.

NAHL 93 Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir.Yapmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz.

Yaptığın kötülük zerre kadar bile olsa bundan da hesaba çekilirsin.

KEHF 49: Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. “Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki( ZERRESİ İLE BİRLİKTE ) küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!” derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.

LOKMAN 16:Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ( Zerre kadar ) ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.

Bir hardal tanesi ( Zerre kadar ) ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu (senin karşına) getirir.

Allah onu, (kıyâmet günü hayat filminde karşına) getirir.

Bir zerre kadar dahi olsa işlenen her kötülük veya iyiliğin mutlaka amel defterinde bir karşılığı vardır. Amel defterinde ( Hayat filminde onu karşına getirir ve ) sen de onu görürsün.

PEKİ AMEL DEFTERİNDEKİ GÖRDÜKLERİNİN CEZASINI ÇEKER MİSİN ?

Şüphesiz evet, ancak bir istisnası var ki, O da şudur: Şayet Allahın amel defterinde ceza puanı ile sana gösterdiği kötülüklerini affetmişse...

Artık çok kolay bir hesapla cennete girersin.

İNŞİKAK 7-8-9: Artık kimin kitabı sağ yanından verilirse. O, kolay bir hesap (sorgu) ile sorguya çekilecek. Ve kendi yakınlarına sevinç içinde dönmüş olacaktır.

ZİLZAL 8: Ve kim zerre kadar şerr işlerse onu görür.

HESABIN YAPILACAĞI AHİRET GÜNÜNDE EĞER ALLAH KULUNU AFFETMİŞSE

Kim zerre kadar ŞERR yapmışsa, Artık onun karşılığını cezasını çekerek değil, AMEL DEFTERİNDE AFFEDİLMİŞ OLARAK görür,

İbrahim Suresi, 37-41 ........... Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni, anne-babamı ve mü''minleri bağışla.

İbrahim ( as ) Hem kendisi için, annesi ve babası için ve hem de tüm müminler için AF EDİLİP bağışlanmaları için duada bulunuyor. Peki Ne zaman ? Ayet açık , Hesabın yapılacağı gün yani ahiret gününde

Daha açık bir ayet var

ŞUARA-82- Hesaplaşma günü günahlarımı affedeceğini umduğum da O'dur. ( Evet, İşte ibrahim as böyle der.)

Demek ki, Şuara 82 ayetinin bildirimi ile Günahların affı ahirette vuku bulacak bir hadisedir ki, bu afla kimisi için bir kurtuluş vesilesi olacak iken kimileri içinde helak sebebi olacak.

Ankebut-7
İman edip salih amel işleyenlerin kötülüklerini elbette örteceğiz. Onları işlediklerinin daha güzeliyle mükâfatlandıracağız.

AYET AÇIK VE ÇOK NET. ALLAH SALİH AMEL İŞLEYENLERİN KÖTÜLÜKLERİNİ ELBETTE ÖRTECEĞİZ DİYOR. BU NE ANLAMA GELİR ?

NE ANLAMA GELDİĞİNİ DAHA AÇIK BİR İZAHLA MUHAMMED 2 AYETİYLE VERİLİR.

ANKEBUT 7 AYETİNİN AÇIKLAYICISI MUHAMMED 2 AYETİ İSE ŞÖYLEDİR.

Muhammed-2
İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.

ALLAHIN AFFIYLA GÜNAHLARIN, İŞLENEN KÖTÜLÜKLERİN ÖRTÜLMESİNDEN SONRA, HALLER DÜZELTİLMİŞ OLUR Kİ, KULUN AMEL TERAZİSİNDE GÜNAHLARI ARTIK TARTILMAZ. SIFIR ÇEKER.

...Şüphesiz SALİH AMELLER, kötülükleri yok eder . (Hud,114)

Furkan 70: Ancak tövbe edip de inanan ve salih amel işleyenler başka. Allah işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Hud 114 ve Enam 160 ayetlerinin bildirimi ile işlenen bir zerre kadar hayrın, işlenen 10 zerre kadar kötülüğe karşılık geleceğini ,kötülükleri silip yok edeceğini biliyor muydunuz ?

Devamı olacak inş

[BEDİİ HAMİT]

ALİ İMRAN 30: Gün gelecek, her benlik, hayırdan işlediğini önünde bulacaktır. Kötülükten işlediğini de... İsteyecektir ki, önüne getirilenle kendisi arasında uzun bir mesafe olsun. Allah sizi, kendisinden sakınmaya çağırır. Allah, kullarına karşı Raûf'tur, çok şefkatlidir.

O gün herkes hayır olarak ne işlemiş, kötülük olarak ne yapmışsa hepsini önünde bulur. Karşısında hazır görür.( Hayat filminde tüm yaptıklarını görür).

Hakka 18 : (Ey insanlar!) O gün (hesap için) huzura alınırsınız da size ait hiçbir sır gizli kalmaz.

Hakka 19 İşte o vakit kitabı ( Hayat filmi ) sağ eline verilmiş olan kimse der ki: Gelin kitabımı okuyun.

Gelin hayat filmimi görün.

NASIL GÖRÜR?

BİR FİLİM ŞERİDİ GİBİ KAYIT EDİLMİŞ TUTANAKLARDA .BAKIN NE GÜZEL KARNEM VAR BENİM, DİYEN SEVİNÇLİ ÖĞRENCİLER GİBİ.

Enbiya Suresi, 47: Biz ise, kıyamet gününe ait duyarlı teraziler koyarız da artık, hiçbir nefis hiçbir şeyle haksızlığa uğramaz. Bir hardal tanesi bile olsa onu getiririz. Hesap görücüler olarak Biz yeteriz.

Ve amellerinden hardal tanesi kadar bir ( Zerre ) ağırlık olsa dahi o getirielecek (hayat filminde ona gösterilecek).Yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, mutlaka O getirilip ortaya konulacak.

Dünya hayatında yapılan her amel, en küçük ayrıntılar bile eksik kalmaksızın amel defterinde gösterilir. Şayet Allahın affı yoksa bu kötü ameller zerresi ile birlikte tartıya konulur. Bu tartının ibresi sonsuz azaba veya sonsuz kurtuluş ve mutluluğa götürecek kararı belirler. Eğer tartı ağır basarsa cennete, hafif kalırsa ateş çukuruna girilecektir. Allah'tan başka hiçbir güç veya yardımcı o anda insana yardım edemez:

KAFİR OLANLAR DÜNYA YAPTIKLARI AMELLERİN ( HAYIR VE KÖTÜLÜKLERİN HEPSİNİ ) ZERRESİ İLE BİRLİKTE AMEL DEFTERİNDE GÖRÜRLER. ANCAK ONLAR İÇİN TARTI TUTULMAZ ,İYİ AMELLERİ MİZANA HİÇ GETİRİLMEZ.

Kehf 103, 104, 105]
(Deki: Size en çok ziyana uğrayanları haber verelim mi? Onlar dünya hayatında iyi işler yaptıklarını sandıkları halde, çabaları boşa giden kimselerdir. İşte onlar, Rablerinin âyetlerini ve Ona kavuşmayı [dirilmeyi, hesabı, ceza ve mükâfatı] inkâr eden, bu yüzden amelleri boşa giden kimselerdir. Onlar için, kıyamet günü, hiç bir terazi tutmayız.

(İyilikleri ile kötülüklerini ölçmeyiz çünkü amelleri boşa gitmiştir, tartıya girecek makbul şeyleri kalmamıştır.)

Hakka Suresi, 25-29: Kitabı sol eline verilen ise; o da, der ki: "Bana keşke kitabım verilmeseydi. Hesabımı hiç bilmeseydim. Keşke o (ölüm herşeyi) kesip bitirseydi. Malım bana hiçbir yarar sağlayamadı. Güç ve kudretim yok olup gitti."

Hud 114 ve Enam 160 ayetlerinin bildirimi ile işlenen bir zerre kadar hayrın, işlenen 10 zerre kadar kötülüğe karşılık gelir ve kötülükleri silip yok eder.

...Şüphesiz SALİH AMELLER, kötülükleri yok eder . (Hud,114)

[Enam 160](Bir iyilik yapana on misli verilir; bir kötülük ise ancak misli ile cezalandırılır; hiç kimseye haksızlık yapılmaz.)

ENAM 160: Kim (Allah'ın huzuruna) bir hasene ( Bir iyi amel ile ) gelirse, artık onun on misli, onundur.Ve kim bir seyyie ( Bir kötülük ) ile gelirse, o zaman onun mislinden başkası ile cezalandırılmaz. Ve onlar onlar haksızlığa uğratılmazlar.

ENAM 160 AYETİNDE AÇIKLANAN BİR İYİ AMELE KARŞILIK ON İYİ AMEL SEVABI EN AZDIR. BİR BAŞKA AYETTE İSE

(Mallarını Allah yolunda harcayan kimselerin hâli, yedi başak bitiren ve her başağında yüz tane bulunan bir tohuma benzer. Allah, dilediğine daha fazla da verir. O vâsi ve âlimdir.) [Bekara 260]

NİSA 40: Şüphesiz Allah (hiç kimseye) zerre kadar zulüm etmez. (Yapılan zerre kadar) çok küçük bir iyilik de olsa onun sevabını kat kat arttırır ve kendi katından büyük bir mükâfat verir.

(Sabredenlere mükafatları hesapsız verilecektir.) [Zümer 10]

Sabredenlere verilecek sevap da hesapsızdır. Sabredenlere o kadar çok sevap verilir ki, bunun miktarını Allahü teâlâdan başka kimse bilmez.

MUMİN KULUN ALLAH TARAFINDAN AFFEDİLDİĞİNDE ARTIK İŞLEDİĞİ KÖTÜ AMELLERİNİN AMEL TERAZİSİNDE TARTILMAYACAĞININ KANITI NEDİR ? KANITI HANGİ AYETTİR.

Devamı olacak inş

[BEDİİ HAMİT]

MUMİN KULUN ALLAH TARAFINDAN AFFEDİLDİĞİNDE ARTIK İŞLEDİĞİ KÖTÜ AMELLERİNİN AMEL TERAZİSİNDE TARTILMAYACAĞININ KANITI NEDİR ? KANITI HANGİ AYETTİR.

Kanıtı olan bir ayet değil, birkaç ayet var. Furkan 70-71, Ankebut 7, Muhammed 2 ayetlerine bakalım.

Artık kimlerin (sevap) tartıları ağır basarsa, işte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.
Kimlerin de tartıları hafif gelirse, artık bunlar da kendilerine yazık etmişlerdir; (çünkü onlar) ebedî cehennemdedirler.(23/Müminun-102-103)

SORU: BU AYETTE ALLAHIN AFFINI NEREYE KOYACAĞIZ ?

Allahın affından bir şüphemiz mi var ? Ama dikkat edelim ki bu aftan kim faydalanacak ve nasıl yararlanacak ? En başta tevbe etme ve kendini düzeltme şartı yok mu ?

İşte böyleleri için bir af ve bir umut olabilir.

MUMİNİN AFFEDİLEN GÜNAHLARI AMEL TERAZİSİNE GİRMEYEBİLİR.

O halde amel terazisine dikkat çekelim. Sevapların ve günahların tartıldığı adalet terazisi

Furkan 71:Kim de tövbe eder ve salih amel işlerse işte o, Allah’a, tövbesi kabul edilmiş olarak döner.

Evet bu ayetle Rabbilalemin biz günahkar kullarına böyle müjde veriyor.

Tevbesi kabul edilmiş olarak döner ifadesi artık o zerre kadar günahları bile olsa amel terazisinde tartılmayacağı, değerlendirilmeyeceği anlamına gelir. Böyle olunca da kulun amel terazisinde de günah kefesi sıfır çeker.

Bir önceki ayet ise daha müthiş ayettir. bakın ne diyor ?

Furkan 70: Ancak tövbe edip de inanan ve salih amel işleyenler başka. Allah işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir

KÖTÜ AMELLER NASIL OLUYORDA İYİLİKLERE ÇEVRİLMİŞ OLUYOR.

YANİ KULUN DAĞLAR KADAR KÖTÜLÜKLERİ OLSA . BİR HALİS TEVBE İLE BUNUN YERİNE DAĞLAR KADAR İYİ AMEL İŞLEMİŞ OLARAK MI DEĞERLENDİRİLİR.

EVET FURKAN 70 ayetini AÇIKLAYAN VE TEFSİR EDEN AYET ve AYETLER VAR. Ki BUNLARDAN BİRİ HUD 114 AYETİDİR.

...Şüphesiz SALİH AMELLER, kötülükleri yok eder . (Hud,114)

Salih ameler kötülükleri silip yok eder.YANİ KULUN DAĞLAR KADAR KÖTÜLÜKLERİ OLSA . BİR HALİS TEVBE İLE BUNUN YERİNE DAĞLAR KADAR İYİ AMEL İŞLEMİŞ OLARAK MI DEĞERLENDİRİLİR ?

Evet öyle .Bu kötülükleri işlememiş gibi değerlendirildiğinde sanki iyilik işlemiş gibi olur. Çünkü ayet ne diyordu ?

HUD 114: ....iyilikler kötülükleri (günahları) giderir. ( SİLİP SÜPÜRÜR. )

RAHMANDAN GELEN BİR BAĞIŞ ve AFLA Bu kötülükleri işlememiş gibi değerlendirilir. Bu kötülükleri işlememiş gibi değerlendirildiğinde günahları artık amel terazisinde tartılmaz. Bu kötülüklere karşılık gelecek iyilikleri işlemiş gibi olur.

Ancak bunu daha kolay anlamak için şöyle bir örnekle açıklayalım.

Günahkar kul, zina yapmış, kumar oynamış, içki içmiş, faiz yemiş ,hırsızlık yapmış vs olsun.

Amel terasinde bunlar eksi ( Negatif ) aleyhinde puanlar olarak değerlenir. Faraza diyelim ki bu günahlara karşılık gelen aleyhinde eksi puanlar 10 olsun.

Salih ameller yaptığında ise ( Namaz kılıp, oruç tuttuğunda, zekat verdiğinde vs , Her salih amele karşılığı olarak 10 misli verilir) bu salih amellerden 10 artı ( Pozitif lehindeki ) puanlar bu kötülükleri yok eder.

-10+10=0

KUL HALİSANE BİR PİŞMANLIK VE TEVBE İLE RABBİNE DÖNDÜĞÜNDE İŞLEDİĞİ CEZA PUANI SİLİNİR. CEZA PUANIN SİLİNMESİ İŞTE CEZA PUANI KADAR İYİLİĞE ( Sevap puanına ) KARŞILIK GELİR.

Sanki bu iyilikleri işlemiş gibi olur ki, işlediği iyilikler kötülükleri ancak böyle giderirdi. Kanıt olan diğer ayetlerde şöyledir.

İman edip salih amel işleyenlerin kötülüklerini elbette örteceğiz. Onları işlediklerinin daha güzeliyle mükâfatlandıracağız.(Ankebut-7)

İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.(Muhammed-2)

ALLAHIN AFFIYLA GÜNAHLARIN, İŞLENEN KÖTÜLÜKLERİN ÖRTÜLMESİNDEN SONRA, HALLER DÜZELTİLMİŞ OLUR Kİ, KULUN AMEL TERAZİSİNDE GÜNAHLARI ARTIK TARTILMAZ. SIFIR ÇEKER.

Nasıl ki Allahın engin merhamet ve lutfuyla tevbe karşılığında ( Günahlardan vazgeçme şarttıyla ) daha önce işlenen günahlar mizana girmiyorsa Yani AFFEDİLİP amel terazisinde tartılmıyorsa, bazı kişiler de var ki onların işledikleri bütün sevapları boşa gider. Sanki bu salih amelleri hiç işlememiş gibidirler. Açıklamasını yaptığım Araf 147; ibrahim 18, Tevbe 17, [Kehf 103, 104, 105] ayetlerine tekrar bakınız.

Devamı olacak

[HALUK GÜMÜŞTABAK]

Değerli arkadaşım bu konuda sizinle genel anlamda mutabık kaldıysakta. önemli bir konuda anlaşamadığımız bana göre çok önemli bir nokta var. Bu konuya tekrar açıklık getirmek istiyorum, çünkü çok önemli bir konu bana göre. Allah Necim suresi 32. ayetinde iman edenlerden bahsederek, bakın şu cümleyle sesleniyor ve ikaz ediyor.

Necm 32:…. O halde kendi kendinizi temize çıkmış göstermeyin, kimin sakındığını en iyi bilen O'dur.


Doğrusu Rabbin bu uyarısını alan bir Müslüman olarak, kur’ana, elçisine iman ettiğini söyleyen bir insanın cehenneme asla gitmeyeceğini söylemesi, çok büyük yanlış olur, çünkü buna inanan birçok Müslüman var. Yine tartıları ağır basan sözlerini kendimizce değerlendirip, hesaplar yapmakta büyük hata olur düşüncesindeyim. Siz bir hesap yapmışsınız örnek olsun diye, ama acaba her sorunun değeri aynımı? Ya da imtihanımızın not değerlendirmesi hakkında ne kadar bilgimiz varda, ince hesaplar yapabiliriz? İşte tüm bunları bilen Rabbim, bu işe siz karışmayın diyor ve kimin takvaca üstün olduğunu yalnız ben bilirim.


Bakın Allah kimlerin günahlarını örteceğini ve hallerini düzelteceğini söylüyor.

Muhammed–2: İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.


Bakın Allah kimlerden bahsediyor bu sözüyle acaba? Rableri tarafından hak olarak Muhammet e indirilene inananların günahlarını örteceğinden bahsediyor. Peki, biz yalnız indirilen kur’ana mı iman ediyoruz ki Allah günahlarımızı örtsün? Sanıya iman etmeyin, bilmedikleriniz bilgilere göre dininizi yaşamayın, halis katıksız İslam kur’an dır demesine rağmen, bizler nelere iman ettiğimizin farkında değimliyiz? Allah hükmüne kimseyi ortak etmez dediği halde, bizler peygamberimizi de hüküm verici kabul etmekle, cehennemden kurtulacağımızı nasıl söyleriz? Muhammet suresi 2. ayetin devamına bakalım, acaba Rabbimin kızdığı grup hangisiymiş onu anlayalım.


Muhammet 3: Bunun sebebi, inkâr edenlerin batıla uymaları, inananların da Rablerinden gelen hakka uymuş olmalarıdır. İşte böylece Allah, insanlara kendilerinden misallerini anlatır.


Allah çok açık bir şekilde bizlerin, Rabbinden gelene uymasını söylüyor. Bakın başka uyulacak herhangi bir bilgiden hükümden bahsediyor mu? Peki, bağışlamayacakları insanlar kimlermiş? Batıla uyanları da inkâr sınıfına koyuyor Allah. Batıl emin olmayan bilgidir. Tek emin olduğumuz bilgi kur’an olduğu halde, bu sözleri bu ayetleri görmezden geldiğimizde, nasıl olurda Allah ın yaptığımız bu inkârları affedebileceğini söyleriz. Tabi siz söylüyorsunuz anlamında söylemiyorum. Benim anlatmak istediğim hiç kimse kendisini temize çıkaramaz, ben iman ettim demesi onu cehennem azabından alıkoyamaz. Cezanın şiddetini, şeklini ne kadar kalacağımızı, yalnız rabbim bilir. Bizlere bu konuda fikir yürütmek düşmez.


Peygamberimize atfedilen onca sözler vardır. Açıkça peygamberimize iftira attıklarının farkında bile değillerdir. Hâlbuki kur’anın açıklamadığı konularda, bakın Allah elçisine, deki onlara diye ne söylemesini emrediyor.

Ahkaf 9: De ki: "Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahye dilenden başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim.


Bakın peygamberimizin ne söylemesini istiyor Rabbim? Ben bana vah yedilenden başkasını bilmem, de onlara dediği halde, hatırlayalım bizler nelere iman ediyor ve bu bilgide peygamberimizden bizlere gelmiştir demiyor muyuz?

Allah çok açık sarılmamız ve iman etmemiz gereken kaynağı ne kadar güzel açıklıyor. Peki, bizler bu ayetlerin üstünü örtmüyor muyuz?

Araf 185: Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah'ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O halde Kur'an'dan sonra hangi söze inanacaklar.


Ankebut 51:Kendilerine okunmakta olan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır.


Yukarıdaki iki ayette, kur’an dışından delil isteyen, onun berisinden sözlerinde kabul görmesini isteyenlere, Rahman ne söylüyor? Kur’an dan sonra hangi söze inanacaklar, kur’an onlara yetmiyor mu diyor. Peki, bizler bu ayetleri apaçık tebliğ aldıktan sonra neler söylüyoruz dersiniz? Herkes ne yaptığını çok iyi biliyor ama acaba gerçeklerin farkında mı? Tüm bu gerçekleri gördükten sonra, cennet cehennem hesabını nasıl bu kadar kolay yaparız, işte ben bu konuda çekincemi koyuyor ve Rabbin vermediği detayları konuşmamızın, kendimizi temize çıkarmamızın doğru olmadığını düşünüyorum. Hesap gününün çok çetin olacağını söyleyen Rabbim e sığınırım.


Allah kurtuluşa erenlerden ve sevaplarının ağır basanlardan çok açık bahsedip ve bakın ne diyor?

Bakara 4: Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahi ret gününe de kesinkes inanırlar. 5. İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.


Dikkat edin hep aynı sözleri söylüyor Allah. Sana indirilene iman eden. Ayrıca geçmişte gelen peygamber ve kitaplarını da onaylayanların, kurtuluşa erdiğinden bahsediyor. Peki, başka hükümlerden bahsetmediği halde, bizlerin inandığı ciltler dolusu kitaplara inandığımız da bizlerin hali, o gün nice olur dersiniz? Ben diyorum ki bizler bırakalım kendi hesabımızı yapmayı, elimizden geldiğince Rabbimin yazdığı büyük günahlardan sakınıp, hayırda barışta yarışan bir kul olmaya çalışalım.

Bizler imtihandayız, imtihanın tek sorumlusu da Allah tır. Bizlere kaldı ve geçti notunu verecekte bizzat kendisidir. Hesabın çok çetin olacağını ve her yapılanın karşılığını bulacağını söylüyorsa, bizlere düşen kelimelerin ardına sığınmak, onlardan anlamlar çıkarmaya çalışmak olmamalıdır. Bir örnek verelim Allah ayetinde bakın ne söylüyor.

Meryem 71: İçinizden, oraya uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu, Rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür. 72: Sonra biz, Allah'tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız.


Allah bir hüküm veriyor ve apaçık diyor ki, aranızdan hiç kimse yok ki oraya uğramasın. Nereye uğramasın, cehenneme. Peki, daha sonra ne diyor? Sonra biz Allahtan sakınanları kurtarırız. Zalimlerde diz üstü çökmüş bırakırız orada diyor. Sormak isterim burada herhangi bir açıklama, detay var mı? Müslümanlar, ben iman ettim diyenler, hiç cehennem azabı çekmeyecek, iman eden cehennemi ancak uzaktan seyredip, daha sonra cennete gidecek buradaki vahameti görmeleri için uğradılar buraya diye Allah herhangi bir açıklama yapmış mı? Hayır, yapmamış, peki bizler nasıl söyleriz ve kendimizi temize çıkarırız, bu durumda? Biz iman ettik onun için hiçbir ceza cehennemde görmeyeceğiz, nasıl deriz dostlar? Nasıl olurda iman ettiğini söyleyen her türlü musibeti işleyen bir insanla, sakınan bir Müslüman ı aynı kefeye koyarız? İşte benim çekincem bunadır. Hâlbuki Allah ne diyor ve bizleri uyarıyordu bir ayetinde hatırlayalım. Benim katımda açıklamadığım konularda konuşmanızı HARAM kılıyorum. İşte yaptığımız büyük yanlış. Allahın açıklamadığı bir konuda konuşuyoruz. Ayetin son bölümü üzerinde lütfen iyice düşünelim. Allahtan sakınanlar kurtarılıyor sözünü çok net söyleyen Allah, yine detaylı bir açıklama yapmadığı halde, buradan herhangi ceza görmeden tüm Müslümanların gideceğini söyleme yetkisini nereden alıyoruz? Elbette hiçbir ceza vermeden, cehennemin halini gösterip cennetine alacak kulları da olacaktır, çünkü birçok ayetinde onlar hiçbir ceza ile karşılaşmayacak, cennetime gireceklerdir diyor ve açıklıyordu bizlere. Peki, bunların içinde hangimizin olacağını bilecek kimse var mı? Hangimizin günahları bağışlandı affedildi? Hatırlayın ben istediğim kulumun günahlarını bağışlarım demiyor muydu? Bu bizlerin konuşacağı ya da hüküm vereceği bir konu değildir. Dikkat edin cehenneme uğratılıyor herkez, buradan bir kurtuluş var, kendisini koruyan ve sakınanlar için ama ne kadar kalacakları, herkezin topluca mı cennete gidecekleri açıkça söyleniyor mu? Elbette hayır. Diğerleri, dizleri üstünde çöküp kalıyor. İşte burada bizlere düşen korunanlardan, sakınanlardan olmak için, çaba göstermek olmalıdır, fikir yürütüp kendimizi temize çıkarmaya çalışmak değil. Tüm gerçeği hesap günü göreceğiz.


Allah iman ettiğini söyleyenler arasında öyle bir gruba sesleniyor ki, bunlar kendilerini temize çıkarıp, neredeyse cennet ehli ilan edip, karşısındaki insanlara akıl veren tiplerden bahsediyor ve bakın ne diyor onlara.


Bakara 44: Siz kendinizi unutarak diğer insanlara erdemli olmayı mı öğütlüyorsunuz -hem de ilahi kelamı okuyup durduğunuz halde?- Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız?


Allah yapılan çok büyük bir yanlıştan söz ediyor, ama anlayana anlamak isteyene tabi. Sizce bu sözleriyle Rabbim ne demek istiyor olabilir?


Zilzal suresinde bahsedilen (Ve kim zerre kadar iyilik yapmışsa, onu(n karşılığını) görecek) ya da tam tersi olacak anlamındadır. Yoksa geçmişte yaptıklarımızın film şeridi gibi görmemizin ve başka hiçbir şeyin olmayacağını söylersek, bu ayetin gerçek anlamını göz ardı etmiş oluruz. Elbette gördüklerimiz karşısında telaşa düşeceğimiz anlatılmaktadır, ama hardal tanesi kadar olan her şeyin ortaya konmasının anlatmak istediği, adalet terazisinin milimetrik işleyeceği belirtilmektedir.


Özetlemem gerekirse, bizlere düşen rabbin açıklamadıkları konusunda fikirler yürütmek olmamalıdır. Allah bağışlayıcıdır affedicidir, fakat asla affetmeyecekleri arsında olan, hiç iman etmeyen kâfirler ve kendi hükmüne ortak koşmak olduğunu unutmayalım. Rabbin verdiği örnekler kur’an da çok anlamlı ve üzerinde düşünmemiz gereken konulardır. Hesabın görüleceği gün, iman ettiğini zanneden, ama düşüncesizce edindiği velinin, dostun yanılgısına düşen bir feryadı, iyi değerlendirmeliyiz. Ne diyordu hatırlayalım. Furkan suresi 28–29 ve 30 ayetinde, 'Vah yazıklar bana, ne olurdu da filanı dost edinmeseydim. Çünkü zikir (Kur'an) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı. Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ı büsbütün terk ettiler. İşte bu sözleri bizler çok iyi değerlendirmeliyiz. Yoksa hesap günü hiç ummadığımız bir durumla karşılaşabiliriz.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

[Medine-web]

konunun bitmesini bekliyoruz.

[BEDİİ HAMİT]

konunun bitmesini bekliyoruz.

Rahatsızlığım nedeni ile birkaç gün ara vermiştim.

Haluk Beyin açıklamalarına da cevap vereceğim. Ancak Haluk Bey sanırım yazdıklarımı ya iyi okumamış, ya da ayetleri kendi anladığı şekliyle yeni bir tartışma başlatmak istiyor. Olur Haluk Bey, tartışırız inşallah ayetler ışığında.

Hadislerle değil, Kuran ayetleriyle hem de....

[BEDİİ HAMİT]

İNŞİKAK 7-8-9: Artık kimin kitabı sağ yanından verilirse. O, kolay bir hesap (sorgu) ile sorguya çekilecek. Ve kendi yakınlarına sevinç içinde dönmüş olacaktır.

Hakka 19-20-21-22: İşte o vakit, kitabı kendisine sağından verilen kimse der ki: “Gelin, kitabımı okuyun!”“Çünkü ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum.”Artık o, hoşnut bir hayat içindedir.Yüksek bir cennettedir.

Müminlerin bu sevinç ve coşkusuna karşın inkar edenler büyük bir utanç ve pişmanlık içindedirler. Ölmeyi hatta yok olmayı isterler. Üstteki ayetin devamında inkarcıların çaresizlikleri şöyle haber verilir:

Hakka Suresi, 25-29: Kitabı sol eline verilen ise; o da, der ki: "Bana keşke kitabım verilmeseydi. Hesabımı hiç bilmeseydim. Keşke o (ölüm herşeyi) kesip bitirseydi. Malım bana hiçbir yarar sağlayamadı. Güç ve kudretim yok olup gitti."

Başka ayetlerde, sağın ve solun adamları arasındaki farkı Allah şöyle bildirmektedir:

(İnşikak Suresi, 7-15): Artık kimin kitabı sağ yanından verilirse. O, kolay bir hesap (sorgu) ile sorguya çekilecek. Ve kendi yakınlarına sevinç içinde dönmüşolacaktır. Kimin de kitabı ardından verilirse. O da, helak (yok olmay)ı çağıracak. Çılgın alevli ateşe girecek. Çünkü o, (dünyada) kendi yakınları arasında sevinçliydi. Doğrusu o, (Rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı. Hayır; gerçekten Rabbi, kendisini çok iyi görendi.

Kitaplardaki ameller, hesap günü için özel hazırlanmış duyarlı terazilerde tartılır. O gün, Allah'ın adaleti karşısında kimse zerre kadar haksızlığa uğratılmaz:

Enbiya Suresi, 47: Biz ise, kıyamet gününe ait duyarlı teraziler koyarız da artık, hiçbir nefis hiçbir şeyle haksızlığa uğramaz. Bir hardal tanesi bile olsa onu getiririz. Hesap görücüler olarak Biz yeteriz.

Artık, adalet terazilerinde tartılan ameller sonuçları ile birlikte amel defterinde gösterilir. Affı ile affedilmedikleri ile de

İbrahim Suresi, 37-41 ........... Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni, anne-babamı ve mü''minleri bağışla.

İbrahim ( as ) Hem kendisi için, annesi ve babası için ve hem de tüm müminler için AF EDİLİP bağışlanmaları için duada bulunuyor. Peki Ne zaman ? Ayet açık , Hesabın yapılacağı gün yani ahiret gününde, YANİ MİZAN GÜNÜNDE

Daha açık bir ayet var

ŞUARA-82- Hesaplaşma günü günahlarımı affedeceğini umduğum da O'dur. ( Evet, İşte ibrahim as böyle der.)

Demek ki, Şuara 82 ayetinin bildirimi ile Günahların affı ahirette MİZAN GÜNÜNDE vuku bulacak bir hadisedir ki, bu afla kimisi için ( Kitabı sağından verilenler için ) bir kurtuluş vesilesi olacak iken kimileri için de ( Kitabı soldan verilenlerin )helak sebebi olacak.

İSRA 14 “Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter.

O gün İnsana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter.- OKU yaşam bilgini (kitabını)! Bilincin bu aşamada, yaptıklarının sonucunun ne olduğunu görmeye yeterlidir. "Defterinde yazılanları oku. Hayat filmini gör ve seyret. Bugün bir muhasebeci olarak kendi işini görmeye kendin pekala yetersin. Bugün hesabını görmek için kendi kendine yetersin. Çünkü bugün kendi hesabını kendin çıkaracak durumdasın! Amellerin karşısındaki Tartıyı, mizanı, muhasabeyi, Bilançonu sen de yapabilecek durumdasın.Bu ölçütlere göre sen kendi nefsine yetersin. Kendi nefsinle hesaplaş ! Ve Kendi nefsine sor. Acaba ben cenneti mi yoksa cehenemi mi hakkettim ?

Devamı olacak

[HALUK GÜMÜŞTABAK]

Sayın arkadaşım önce geçmiş olsun. Allahtan acil şifalar dilerim. Yazdıklarınızı iyi okudum, zaten orada yazdıklarımın birçoğu size cevap niteliğinde olmadığını da belirtmiştim. Genel anlamda aynı konu ile düşüncelerimin detaylı haliydi. Yazdığım yazıda benim anlatmak istediğim çok önemli bir nokta vardı, oda rabbin açıkça söylemediği bir konuyu, bizler ayete ilave edemeyiz, söyleyenlere de inanamayız.

Allah birçok ayetinde bizlere olacaklar konusunda açıklama yapıyor, ama çok önemli bir nokta var, asla detaylı bir bilgi vermeden yapıyor bunu. Gereken konularda detay veren rahman, eğer bu konuda fazla detaya kaçmıyorsa, bunun bir nedeni var demektir. Peki, bizler ne yapıyoruz, beşeri rivayetleri sanki Allah katından bilgiymiş gibi alıyor ve ayetleri onlarla açıklamaya çalışıyoruz.


Örneğin Allah bir hüküm veriyor ve diyor ki, içinizde kimse yok ki oraya, yani cehenneme uğramasın. Bu kesin bir hüküm açıkça bildiriliyor. Daha sonra devam ediyor ve yalnız şu açıklamayı yapıyor bizlere Rabbim; daha sonra iman edenleri kurtaracağız, diğerlerini dizleri üstünde cehennemde de bırakacağız. Buradan sonra bizler başlıyoruz kendimizce beşeri yorumlar yapmaya, ya da rivayetleri alıp ayetlere ilave etmeye başlıyoruz. Diyoruz ki iman eden hiçbir Müslüman ceza görmeyecek, cehenneme buradaki durumu görmesi için gelecek iman edenler. Buradan hiçbir ceza görmeden cennete hep birlikte gidilecek. Peki, bu bilgiyi kim söylüyor? Evet, sormak isterim, Allahın yapmadığı bu açıklamayı kimler yapıyor? HÂŞÂ Rabbimin vermediği detayı, kimler verme yetkisine sahip? İşte benim anlatmak istediğim konu burası. Ben diyorum ki, detay yoksa bizlere konuşmak düşmez. Buradan bir kurtarılma varda detay verilmediyse, gelin bizler detay vermeyelim, fikirler yürütmeyelim. İman edenlerin kurtarılacağını Allah söylüyor, ama hep birliktemi yoksa farklı zamanlar damı kurtarılış var, bu konuda detay vermeyen Rabbimin hükmüne bence saygılı olmalıyız. Çünkü Allah kendi katımda açıklama yapmadığım konularda konuşmanızı HARAM kılıyorum diyor. Bence üzerinde düşünülmesi gereken bir konu değil mi? Elbette bu benim düşüncem herkesin düşüncesine de saygı duyarım.

Değerli arkadaşım benim cevabım kimseye karşı değil, ortaya söylenen bir sözdür sizi kırdıysam ya da üzdüysem özür dilerim. Size tekrar acil şifalar dilerim.
SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

[BEDİİ HAMİT]

Diyoruz ki iman eden hiçbir Müslüman ceza görmeyecek, cehenneme buradaki durumu görmesi için gelecek iman edenler. Buradan hiçbir ceza görmeden cennete hep birlikte gidilecek. Peki, bu bilgiyi kim söylüyor? Evet, sormak isterim, Allahın yapmadığı bu açıklamayı kimler yapıyor

Sahi bu açıklamaları kimler yapıyor ? Kim diyor veya diyebilir ki, İman eden hiçbir müslüman ceza görmeyecek diye.

Şayet Allah onu affetmemişse İman eden müslüman da olsa yaptıkları kötü amellerin cezasını görmez mi ?

Görmez diyen kim ? Hangi ayete göre nasıl görmez denir. Görmez diyenler Rabbimin ayetlerini görmeyen körlerdir. Görme özürlü olması gerekir.