Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları

Konu Kimliği: Konu Sahibi KARAKÖSE,Açılış Tarihi:  08 Mart 2011 (09:11), Konuya Son Cevap : 24 Mart 2021 (19:15). Konuya 6 Mesaj yazıldı

Beğeni Aldı4Kez Beğenildi
  • 1 Beğenilen KARAKÖSE
  • 1 Beğenilen kamer34
  • 1 Beğenilen Medine-web
  • 1 Beğenilen KARAKÖSE
Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 08 Mart 2011, 09:11   Mesaj No:1
Medineweb Sadık Üyesi
KARAKÖSE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KARAKÖSE isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5710
Üyelik T.: 18 Aralık 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 326
Konular: 48
Beğenildi:13
Beğendi:0
Takdirleri:53
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Müslümanlarda Saltanat Sahiplerini Övme Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL

Müslümanlarda Saltanat Sahiplerini Övme Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL

.



İslam idarecilik konusunda;
—Adil olmak
—İlim sahibi olmak
—Cesaretli olmak
—İffetli olmak
—Cömert olmak
—Yumuşak davranmak, öfkesine hâkim olmak
—Sabırlı olmak
—Tevazu sahibi olmak, kibirden uzak durmak
—Akıllı olmak, düşünce sistemleri hakkında bilgi sahibi olmak
—İnsan Psikolojisinden anlamak
—Sosyolojik değişimleri anlamak
—Sır saklamak
—Doğru sözlü ve güvenilir olmak
— Kâfirleri dost edinmemek
—İdaresi altındaki halkı zengin-fakir, sıradan-soylu ..vb kategorilere ayırmadan yönetmek
—Kin ve kıskançlıktan uzak olmak
—İlim erbabı ile istişare etmek, başına buyruk olmamak

gibi kıstaslar getirmiştir. İslam’ın yöneticilerde ısrarla aradığı özellikler, halkı saltanatın zulmüne karşı koruma çabasıdır. Aslında İslam, krallığın önünü direkt kapatarak, yöneticiliği dünyanın algıladığı şekil olan efendiliğin tam tersi olan hizmetkârlıkla eşdeğer hale getirmeyi amaçlamıştır.
Ne yazık ki İslami yönetim biçimi peygamberimizin vefatından sonra ancak 30 yıl kadar sürdürülebilmiştir. Daha doğrusu Hz. Osman’ın halifeliğinin ikinci yarısında karışıklıklar çıkmaya başlamış ve Hz. Ali’nin vefatı ile İslami yönetim noktalanmış, tekrar saltanata dönüş yapılmıştır. Dört büyük halife ile birlikte Ömer bin Abdülaziz gibi birkaç yönetici dışında İslam’ın idarecilik ilkelerine riayet eden idareci göremiyoruz. Muaviye ile başlayan Emevi saltanatını Abbasi saltanatı izlemiş, daha sonra Osmanlı saltanatı işin içine girmiş, en son içinde bulunduğumuz ve bir bütün halinde İslami ilkelerden uzak idaricilik sitemine kadar gelinmiştir.

Birilerini adaletle övmek onu adil yapmaz, saltanat sahiplerini ne kadar överseniz övün onları adil kılmış olmazsınız. Ancak İslam tarihinde adil idareci sayısının az oluşu (İslam dışındaki tarihlerde nerdeyse yok gibidir) ve ulusçu yaklaşımlar gibi etkenler Müslümanları tarihlerinin krallarını birer adalet timsali olarak görme isteğine itmiş, bu günün zalimini tarihin saltanatını överek mahkûm etme anlayışını doğurmuştur.

Amacımız günümüz Müslümanları tarafından sınırsızca övülen saltanat sahiplerinin anlatıldıkları kadar adil olmadıklarını ortaya koymaktır. Ta ki, örnek alınmaması gereken bir siyasi sisteme ilgi duyulmasın ve yeni zulümlere sebep olunmasın. İslam tarihinin üç büyük saltanatı olan Emmevi, Abbasi ve Osmanlı saltanatları üzerinden krallıkların özünü görmeye çalışacağız. Söz konusu saltanatların en çok övülen padişahlarının hayatlarından bazı örnekler vererek, en mübarek kralların bile krallıkları uğruna neler yaptıklarını göreceğiz.

Emmevi Saltanatı: Emmevi saltanatının en mübarek padişahı Muaviyedir. Muaviye sahabe ve vahiy katibi oluşu hasebiyle müçtehit kabul edilmekte ve yönetimi İslami yönetim olarak övülmektedir. Gerçekte ise Muaviye ve Emmevi saltanatının diğer kralları saltanat için gözlerini kırpmadan adam öldürmüşler, işkence yaptırmışlar ve Müslüman halkı sömürmeyi kendilerine mubah saymışlardır. Emmevi saltanat zincirine sıkışan Ömer bin Abdülaziz ise beşinci halife olarak anılabilecek bir şahsiyet olup, İslami idare yöntemini benimseyen tek kişi olmuş, ancak düşündüklerini hayata geçirmesine izin verilmeden zehirletilerek öldürülmüştür.

Muaviye Şam valisiyken halife olan Hz.Ali ye kafa tutmuş, Hz. Ali yi Hz. Osman’ın katlinden sorumlu kişi olarak reklâm etmiştir. Tek amacı ise Hz.Aliyi devre dışı bırakıp saltanata sahip olmak ve hüküm sürmek olmuştur. Hz.Ali ile yaptığı sıffın savaşında kuranı bile hilelerine alet etmiş,70.000 müslümanın ölümüne sebebiyet vermiş ve İslam tarihinde saltanat geleneğini, saray hayatını başlatan kişi olmuştur. Muaviyenin hutbelerde Hz.Aliye lanet okutması onun saltanatı uğruna neleri göze aldığının ifadesidir. Muhammed bin Ebubekir, Malik Eşter, Hicr bin Adiy gibi birçok sahabeyi çirkin bir şekilde öldürtmüştür. İslam tarihinde ilk defa siyasi bir olay olan Hz.Osman’ın Şehid edilişini din örtüsüne bürüyüp dini duyguları kullanarak insanları yanıltan kişi muaviye olmuştur. Muaviye cahiliye kabileciliğine dayalı bir yönetim geliştirmiş, oğlu yezidi veliaht tayin ederek krallığının soyuna intikalini sağlamaya çalışmıştır. Kabaca incelendiğinde bile Muaviyenin hiçbir eyleminin ictihatla alakalı olmadığı görülür. İctihat kavramı sadece Muaviyenin suçlarına örtü olsun diye kullanılmaktadır ve bu konuda başarılıda olunmuştur.
Günümüzde ise Muaviyenin siyasi sistemi devam ettirilmektedir. Yani başa geçmek için her yolun mubah görüldüğü bir siyasi ahlak takip edilmektedir. Sadece yöneticilik uğruna her türlü hileye başvurulmaktadır. Mücadele kazanıldıktan ve yönetim ele geçirildikten sonra eski yöneticiye lanet okunmakta ve eski yöneticiye sempati besleyenler kılıçtan geçirilmektedir, kısacası diktatörlük yapılmaktadır, aynen Muaviyenin yaptığı gibi.

Abbasi Saltanatı: Abbasi saltanatının en mübarek padişahı Harun Reşiddir. Harun Reşid ilim adamlarına verdiği değerle, adaleti ve sarayında ilmi mülahazalar yaptırmasıyla anılmakta, İslam ülkesini zenginliğin doruğuna çıkarmakla övülmektedir. Özellikle Bahlülü Zana ile olan konuşmaları menkıbe kitaplarında uzun uzun anlatılmakta, bu tarihi masallar üzerinden Harun Reşid göklerin katlarına çıkarılmaktadır.

Harun Reşid bir kral olarak krallık ilkelerine bağlı kalmış, her şeyden önce kendi krallığını sağlama almanın yolları peşine düşmüş, ancak geriye kalan boş zamanlarında, beklide hobi olarak adaletle ilgilenmiştir. Harun Reşid zamanı fen, edebiyat ve sanat açısından İslam tarihinin en ileri dönemleri arasında sayılırken, insan hakları ve adalet konusunda aynı durumdan söz edemiyoruz. Saray şaşası, krallık eğlenceleri var gücüyle devam etmiştir.

Harun Reşid Abbasoğularındandır ve Alioğullarına karşı diğer Abbasi padişahları gibi tetiktedir. Hz.Ali taraftarı olduğu belirlenen kişiler takip edilerek cezalandırılmaya devam edilmiştir. Örneğin Hz. Ali’nin torunu İmam Musa Kazım, Harun Reşit tarafından zindana atılmış ve ölene kadar zindanda kalmıştır, bir rivayete göre Harun Reşit tarafından zehirletilmiştir. Hatta Hz.Alinin soyuna iyi davranan valiler bile azledilip, cezalandırılmıştır. Harun Reşid tarafından cezalandırılanlardan biride İmam Şafidir. İmam Şafii çok fakir bir adamdı. Harun Reşid zamanında halkın ricasıyla, yemen valisi tarafından Necran bölgesinde kadılık görevi ile görevlendirildi. Şafii Necranda kadılık yaparken yemen valisi değişti ve yeni vali Şafii’yi Hz.Ali tarafına sevgi beslemekle suçladı ve onu Harun Reşide bildirdi. İmam Şafii elleri kelepçelenerek Bağdata Harun Reşidin huzuruna çıkarıldı. Kendisi ile birlikte birkaç kişi daha Harun Reşid’in huzuruna çıkarılmıştı. İmam Azamın öğrencisi olan İmam Muhammed Şeybani’nin ricaları üzerine, imam Şafii Harun Reşid in idam zulmünden kurtulmayı başardı ama onunla birlikte tutuklanan diğer kişiler o kadar şanslı değillerdi.

Harun Reşid’in yönetimi bugünde devam etmektedir. Her grup kendine rakip olarak gördüğü başka grupları en kötü şekilde yok etmeye çalışmakta, sömürmekte ve hayatın dışına itmeye çalışmaktadır. Yöneticiler saltanatın rahat koltuklarında oturup öğüt dinlemekle erdemlerini ispata çalışmaktadırlar ve muhtemelen dinledikleri öğütlere içten içe gülmektedirler.

Osmanlı Saltanatı: Osmanlı Saltanatının en mübarek padişahı Fatih Sultan Mehmet’tir. Ancak Fatihin en büyük günahı olan kardeş katli( ki kuranda Allah tarafından katl yasaklanmış ve bu konuda kesinlikle fetva vermek söz konusu olamaz) çokça konuşulup tadı kaçtığından biz ikinci mübarek padişah olan Yavuz Sultan Selimden söz edeceğiz.

Yavuz babası ile savaşacak, sayısız vezir öldürtecek kadar saltanat sevdalısıdır. Anlatıldığı gibi gerçekten büyük bir kahramandır ama kahramanlığı İslami olmaktan ziyade saltanat uğruna ve saltanat adınadır.

Yavuz bir Müslüman kavim olan ve ilk defa Moğolları durdurma cesaretini gösteren, aynı zamanda osmanlıya göre daha demokratik bir şekilde yönetilen, saltanatın babadan oğla geçmediği, en başarılı komutanın başa geçirildiği memluk devleti üzerine yürümüş ve binlerce müslümanın ölümüne sebep olmuştur. Ele geçirdiği Müslüman ülkedeki zenginlikleri istanbuldaki sarayına naklettirerek savaştaki asıl amacını göstermiştir.

Bir İslam ülkesine saldırışını masumlaştırmak için olsa gerektir rüyalar uydurtup güya insanlara peygamber emri ile Memlüklere savaş açmak zorunda kaldığını ima etmiştir. Yavuzun Kapıağası Hasan ağanın rüyası ilginçtir. Hasan ağa rüyasında dört büyük halifenin ashap ordusuyla yavuzu ziyarete geldiklerini ve Ali bin Ebutalibin peygamber emri ile Mekke ve Medine’nin koruyuculuğunun Selim Han’a verildiğini, bu sebeple yola çıkması gerektiğini söylediğini görür. İnanılır gibi değil, Peygamber emrediyor, tüm ashab dört büyük halife ile İslam ülkelerini savaştırmak için yola çıkıyorlar.

Yavuz Mısır seferine giderken yolda atından iner “Önümüzde Fahr-i Kâinat Efendimiz yürümekteyken, at üstünde gitmekten hayâ ederim!” diyerek Sina Çölü’nü ordusuyla birlikte yürüyerek geçer. Ancak Yavuzun savaşmak için üzerine gittiği Mısırda Memluklar vardır ve Memluklar Hz. Peygamberin ümmetinin bir parçası olup müslümandırlar. Yavuzun sözüne hakikat dersek, Hz. Peygamberin bir İslam ordusunu başka bir İslam ordusu ile savaşmaya götürdüğünü söylememiz gerekecektir. Oysa Peygamber toprak ve krallık sevdalısı değildir, o en güzel ahlakı öğretmek için gönderilmiştir. Yavuz; peygamberin bu özelliğini bir an unutmuş olacak ki kendi krallığına peygambere iftira ederek destek toplamaya çalışmıştır. Kuran hucurat süresinde savaşan iki Müslüman topluluk hakkında ne yapılması gerektiğini açıkça belirtmişken peygamber Allahın emrine muhalif davranıp yavuzun krallığını desteklemeye çalışıyor olabilirmi? “Mü'minlerden iki topluluk çarpışacak olursa, aralarını bulup-düzeltin. Şayet biri diğerine tecavüzde bulunacak olursa, artık tecavüzde bulunanla, Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın; eğer sonunda (Allah'ın emrini kabul edip) dönerse, bu durumda adaletle aralarını bulun ve (her konuda) adil davranın. Şüphesiz Allah, adil olanları sever.(hucurat süresi ayet:9)”

Yine aynı seferde yavuzun hocası olan ibn-i Kemalin atının ayağı sürçmüş ve atın ayağından yavuzun kaftanına çamur sıçramıştır. Tüm tarih kitaplarında bu tablo anlatılırken ortalığın buz kestiğinden söz edilir. Muhtemelen başta ibn-i kemal olmak üzere herkes padişahın ne zalimlikler yapacağı korkusu içinde kalmıştır. İsterseniz aradaki farkı anlamak için, bir kaza sonucu dört büyük halifeden birinin elbisesine herhangi bir şahsın atının ayağından çamur sıçradığını düşünün, sizce yine ortalık buz kesermiydi, yine herkes korku içinde kalırmıydı? İşte, sadece bir özür dilemekle hal olunması gereken bir durum krallıklar söz konusu olduğunda ölüm sancısına dönüşmektedir.

Yavuzun yönetimi bugünde devam etmektedir, en iğrenç savaşlar, cinayetler devlet adına, devletin bekası ve zenginliği için yapılmaktadır. Yöneticilerin sert suratlarından ve kibirli tavırlarından, kimse yanlarına yanaşıp derdini anlatma cesareti gösterememektedir.

Kendilerine İslami kimlik edinememiş günümüz Müslümanları tarih ile övünmeyi bir güzellik sanmaktadırlar. Tarihin zalimliğini bile söz oyunları ve masallarla birer rahmete çeviren insanımız ne yazık ki hala miras aldığı o kötü ve zulüm dolu siyasi düşünceyi devam ettirmektedir. Bu nedenle felaha çıkması biraz zordur. Bugün içinde bulunduğumuz siyasi sistem tarihimizde de vardı. Yani Muaviyeden Osmanlının sonuna kadarki geçmişimiz nasıl yönetildiyse, yaklaşık olarak bizde aynı şekilde yönetilmekteyiz. Bizim özlemini çektiğimiz yönetim biçimi tarihimizin saltanatları olmamalı, Peygamberlerin ve adaleti kendilerine en büyük ilke edinmiş Allah dostlarının yönetim biçimi olmalıdır.
Ey Ömer! Allahtan Kork sözü rahatlıkla söylenebilmiştir. Ancak aynı söz Muaviye, Harun Reşid ve Yavuza aynı korkusuzlukla söylenememiştir. Geriye kalan kralların ise yanından bile geçme cesareti gösterilememişken, neyi niçin övdüğümüz üzerine düşünmemiz gerekmezmi?

KARAKÖSE
www.medineweb.net
Kara Kartal beğendi.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi KARAKÖSE 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Müslümanlarda Din İşleri Müdürlüğü... Makale ve Köşe Yazıları KARAKÖSE 0 1820 16 Mart 2012 15:51
Müslümanlarda Sahabe Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 6 3105 03 Ocak 2012 10:45
Müslümanlarda Hadis Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 22 7747 05 Ağustos 2011 09:04
Müslümanlarda Kuran Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 23 8867 20 Temmuz 2011 09:29
Müslümanlarda İman Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 4 1846 02 Mayıs 2011 09:36

Alt 08 Mart 2011, 13:01   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Esma_Nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Esma_Nur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 4458
Üyelik T.: 19 Ekim 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:kadın
Memleket:sivas/istanbul/
Mesaj: 5.435
Konular: 575
Beğenildi:4525
Beğendi:6114
Takdirleri:24126
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Saltanat Sahiplerini Övme Paradoksu

kısa ve öz olarak kişilere takılmayalım karşıda ki kim olursa olsun ama her kim olursa sevgiyi dengede tutalım tek ve ebedi olan ALLAH (c.c) yi sevelim
__________________
Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım...

Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE....
Alıntı ile Cevapla
Alt 09 Mart 2011, 23:08   Mesaj No:3
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Saltanat Sahiplerini Övme Paradoksu

A.KARAKÖSE arkadaşım

Konuyu çok güzel özetlemiş ve güzel açıklamışsınız

Fakat şu cümleniz kafamı karıştırdı "Kendilerine islamı kimlik edinmemiş günümüz müslümanları demişsiniz" Ahbe güzel abim kendisine islamı kimlik edinmemiş insanların müslüman olması nasıl mümkün olabilir ki değil mi?
Kara Kartal beğendi.
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Mart 2011, 16:09   Mesaj No:4
Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:7
Cinsiyet:Erkek
Yaş:49
Mesaj: 2.988
Konular: 339
Beğenildi:1171
Beğendi:346
Takdirleri:7784
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Saltanat Sahiplerini Övme Paradoksu

konu tarafsız bir uslupla ve tarihi kaynaklardan beslenerek verilmesi,kuran mihengine vurulup çarpıklıkların tesbiti isabetli olmuş.
aslında orjinal islam devleti vahiy kontrolunde 10 yıl sürmüştür diyebiliriz.medine döneminde zülümsüz,katıksız,ihanetsiz tek adil dönem.
bunun bir alt tabakası 30 yıllık hulefa dönemi.hz osmanın şehit edilmesiyle adil sialm devleti son bulmuştur.
artık düşman ebu leheb değil,bedir uhud şehitlerinin çocukları birbirine diş bilediği düşman olduğu dönem başlamıştır.
bu çok derin konular ve asla kapanmayan,tek çare husnu zan ile kapamak ile askıya alınan konular.
bir tarafta vahy katibi diğer tarafta hz hasana suikast..
bir tarafta ashabı kiram diğer tarafta bir sarhoşu veliaht tayın...
bir tarafta Resulullah aşkı diğer tarafta resulullahın sevdiklerini öldürme aşkı...
çelişkiler yığını...
bu çelişkileri ictihat kılıfına uydurmak da ayrı bir çelişkiler zincirinin kapısını aralıyor..
emevilerde dile getirdiğiniz gibi ,adam gibi adam denilen tek idareci ikinci ömerdir.
abbasilerde harunu reşid ehveni şer olsa da ikinci ömer olamamıştır.
osmanlılarda elle tutulan gözle görülen kalben ısınılan bir yönetici göremiyorum fatih dahil.
bir tarafta islam halifesi iddiası diğer tarafta kardeş katili fetvası..
bir tarafta emiril muminin diğer tarafta haremlerin sayısını unutan nefsine düşkün,göbeği şişkin takva!
bir tarafta islam devlet başkanı,islam merkezi olan kabe ziyareti sıfır...
say say bitmiyor...
kuran ve sünnet rehberini unutana şeytan çok iş buluyor.
gelelim bizlere;
zalimi övmek ile zalim zalimlikten muaf olmaz.onlara hunkarım,cennet mekan,radiyalahu anh gibi iyi niyet dileklerimizle aklıyamayız.
kuranın aklamadığını,aklayan hayranlarına tebesüm etmek lazım.
Kara Kartal beğendi.
__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Mart 2011, 19:28   Mesaj No:5
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Saltanat Sahiplerini Övme Paradoksu

Muhsin abim yüreğine sağlık konuyu çok güzel özetledin
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla
Alt 11 Mart 2011, 11:51   Mesaj No:6
Medineweb Sadık Üyesi
KARAKÖSE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KARAKÖSE isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5710
Üyelik T.: 18 Aralık 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 326
Konular: 48
Beğenildi:13
Beğendi:0
Takdirleri:53
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Müslümanlarda Saltanat Sahiplerini Övme Paradoksu

Kamer34;"Kendilerine islamı kimlik edinmemiş günümüz müslümanları" eksik ama doğru bir söz olsa gerek. çünkü günümüz müslümanları saf islami kimlik edinmek yerine gelenek+alim yorumları+yöneticilerin iradeleri gibi değerlerin birleşimi bir kimliğin içindeler. ama islami kimlik yerine saf islami kimlik denmesi gerekiyordu.
Kara Kartal beğendi.
Alıntı ile Cevapla
Alt 24 Mart 2021, 19:15   Mesaj No:7
Medineweb EDİTÖRÜ
Kara Kartal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Kara Kartal isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 59105
Üyelik T.: 03 Şubat 2018
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Mesaj: 3.600
Konular: 423
Beğenildi:3216
Beğendi:3703
Takdirleri:25945
Takdir Et:
Standart

Sayin yazar 10 yıl önce ne güzel yazmışsın. Özgür özgür. Yıl 2021 acaba aynı cümleleri bugüne kurabiliyor, bu paradoksu bugünde savunuyormusunuz. dün dimdik hakkı savunanı bugün aynı yerde bulmak zor o yüzden sordum.
Ebû Cehiller ölmediği gibi Muaviye'nin saltanatı da devam ediyor. Kılıç kalkan evliya ceddim-dedeme, dizilerde rol kestirilip saltanat sevdası pompalandikca pompalaniyor.

Saltanatı övme, lideri kutsama paradoksu ve dişi deveye erkek deyince inanan binlerce taraftar..
Yazar aynı yerdeyse#
Köprünün altından çok sular aktıysa#
Akmadiysa#
Devamı gelmeli bu makalenin.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Müslümanlarda Hadis Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL KARAKÖSE Makale ve Köşe Yazıları 22 20 Ekim 2011 20:11
Müslümanlarda Nüfus Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL KARAKÖSE Makale ve Köşe Yazıları 1 29 Aralık 2010 22:02
Müslümanlarda İdeoloji Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL KARAKÖSE Makale ve Köşe Yazıları 3 09 Ekim 2010 22:41
Müslümanlarda Totalitarizm Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL KARAKÖSE Makale ve Köşe Yazıları 5 29 Eylül 2010 20:22
Müslümanlarda İbadet Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL KARAKÖSE Makale ve Köşe Yazıları 1 18 Eylül 2010 21:29

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.