Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları

Konu Kimliği: Konu Sahibi KARAKÖSE,Açılış Tarihi:  05 Ağustos 2011 (09:04), Konuya Son Cevap : 20 Ekim 2011 (20:11). Konuya 22 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 05 Ağustos 2011, 09:04   Mesaj No:1
Medineweb Sadık Üyesi
KARAKÖSE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KARAKÖSE isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5710
Üyelik T.: 18 Aralık 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 326
Konular: 48
Beğenildi:13
Beğendi:0
Takdirleri:53
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Müslümanlarda Hadis Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL

Müslümanlarda Hadis Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL

.

Hz. Muhammed’in konuşmalarına şerefli söz anlamında Hadis-i Şerif denmiştir. Hadis-i Şerifler kurandan sonraki İslami kaynak olarak kabul edilmektedirler. Peygamberden nakledilen sözleri yazma çalışması hicri 200 yıllara kadar yapılmadı. Zaten Hz. Peygamberde kendi sözlerinin yazıya dökülmesini hoş görmemiştir. Hz. Ömer’in de peygamberden hadis nakleden bazı sahabelere sert çıkışlarda bulunduğunu bilmekteyiz.

İslam’ın ilk zamanlarında üzerine düşülmeyen hadis ilmi nasıl oldu da hicri 200 lü yıllarda temel İslami ilimlerden biri haline geldi? Neden peygamberin ve halifelerin ihtiyaç duymadığı bir çalışmaya sonradan gelenler ihtiyaç duydular?

Şu bir hakikattir ki, Hadis çalışmaları siyasi çalkantıların sonucunda önem kazandı. Çünkü her bir siyasi taraf kendini Hz. peygamber’in sözlerine dayandırarak kutsuyor ve karşı tarafı da tekfir ediyordu. Yalan hadislerin fazlalığı bazı âlimleri hadisler üzerine çalışma başlatmaya itti. Amaç sahih olan hadisleri belirlemek ve peygamber adına uydurulan sözler hakkında Müslümanları uyarmaktı. Hadisleri toplama çalışması gayet iyi niyetli bir çalışma olarak başlamıştır. Müslümanları peygamber sözleri ile sömürü yapanlara karşı uyarmak İslami bir ödevdir. Buraya kadar bir sorun ile karşılaşmamaktayız.

Asıl sorun hangi hadisin sahih, hangisinin sahih olmadığı noktasında çıkmaktadır. Hadis alimlerinin hicri 200-300 yıllarda yaşadıklarını göz önünde bulundurduğumuzda, alimlerin hadis üzerine yaptıkları çalışmanın sıhhatti konusunda şüpheye düşmemek elde değildir. Küçük bir karşılaştırma yapacak olursak; mesela bizden 200 yıl önce yaşamış olan bir Osmanlı sultanının sözlerini toplamaya çalışalım. Günümüzdeki tarih kitaplarının çokluğuna rağmen yapacağımız çalışma şüpheli bir çalışma olacaktır. Birde 1400 yıl önceki ilmi ortam düşünülecek olursa yapılan işin zorluğu daha iyi fark edilecektir. Bugün sultan III Selim yada II Mahmut un sözlerini silsile yolu ile bize ulaştıracak bir gayret sonuçsuz bir uğraş olacaktır.

Bu gün hadis diye kitaplara geçen bazı sözlerin akla, ilme, vicdana uymadığını görebilmekteyiz. Özellikle İslam düşmanlarının islamı tenkit için kullandıkları hadisler bu türdendir. Turan Dursun ve İlhan Arsel gibi şahısların kitapları bu türden hadisler üzerinden islamın eleştirisi ile doludur. Örnek isteyenler bu şahısların islamı eleştiren kitaplarına bakabilirler.

Peki akla, ilme, vicdana uymayan ancak hadis olarak geçen bu sözleri neden savunma ihtiyacı duyuyoruz. Çünkü karşı çıkacak olursak hadis âlimlerinin ilmini inkâr etmek durumuna düşmekten korkuyoruz. Yani hadis âlimlerinin hatırı için peygambere uygun olmayan yakıştırmalarda bulunmakta bir sakınca görmüyoruz. Akla zarar tevillerle durumu kurtarmaya çalışıyoruz.

İkincisi hadisleri reddetmenin dini reddetmek olduğu düşüncesidir. Yani hadislere şüphe ile bakan bir Müslüman islamı nasıl yaşayacağını bilemez inancıdır. Bu inanç İslam’ın sıhhattini Hıristiyanlık ve Museviliğin sıhhati derecesine indirger. Hadisler sünnetin bir parçasıdır ve sünnet reddedildiğinde nasıl namaz kılınacaktır sorusu hadise şüphe ile bakanlara en çok sorulan sorudur. Namaz tüm sahabelerin iştirak ettiği ve günümüze kadar süregelen İslam ibadetlerinin en önemlisidir.

Böyle olduğu halde ameli mezheplere baktığımızda namazda okunacak dualar konusunda farklılık gösterdiklerine şahit oluyoruz. Demek istediğim birinci sırayı işgal eden ibadette bile bir farklılık görülüyorsa sadece duyup başkasına aktarma ile hadis âlimlerine ulaştırılan hadislerin güvenilirliği büyük bir soru işareti oluşturur. Hadisler olmadan dinin eksik kalacağı düşüncesi kuranın yetersizliğini kabul etmeyi gerektirir. Hem kuranda her şey vardır, hemde hadis olmadan din tamamlanmış olmaz demek, inanca karşı samimi olunmadığının göstergesidir kanaatindeyim.

Hadis olmadan namazın nasıl kılınacağına gelince, bedeni ibadetler Hz. Peygamberden günümüze hem görülerek, hem duyularak ve hemde bedenen uygulanarak yapıla gelmişlerdir. Bedeni ibadetleri sadece kulağa dayanan hadislerle aynı derecede görmek bizi yanlış değerlendirmelere düşürür.

Biz Hadis âlimlerinin iyi niyetlerle yola çıktığını ve değerli birer İslam düşünürü olduklarını inkâr etmiyoruz. Çalışmalarının tamamen yanlış olduğunu da söylemiyoruz. Ancak hadis kitaplarının yazılış ortamı, yazılış zamanı ve hadis kitaplarındaki kimi akla, ilme, vicdana uygun olmayan sözler bizi bu kitapların dinin tamamlayıcılığı konusunda zorunlu olmadıkları düşüncesine itmiştir.

Hadis kitapları bir İslam kültürü olarak okunmalı ve çalışmalara konu olmalıdırlar. Ancak hadis kitaplarının emirlerini Allahın emri olarak görmek büyük bir yanlış olur.
Demek istediğim kısaca şudur; Hadisler hukuka delil teşkil edemezler.

Hadis kitaplarının din tamamlayıcısı olduğunu düşünenlerin aşağıdaki soruları cevaplayabilmeleri gerekmezmi?

—Bu gün, 200–300 yıl önce yaşamış bir İslam Âliminin sözlerini silsile yolu kullanılarak ispat etme şartı ile toplama çalışması yapılacak olursa, nasıl yapılır?

- Hadisler peygamberden 200–300 yıl sonra yazıldılar, İncil Hz. İsa’dan kaç yıl sonra yazıldı? İncil güvenilmez ise, hadisler neden güvenilir?(İncil Hz. İsa’dan 60 yıl sonra yazılmıştır)

- Peygamber neden Kuranı dikkatlice yazdırdı? Hadisleri neden yazdırmadı? Yoksa hadislerinde dinin bir tamamlayıcısı olduğunu düşünmüyormuydu?
- İlhan Arsel gibi şahısların kitaplarına konu olan hadisler hakkında ne düşünüyorsunuz?(örneğin “Şeriat ve Kadın” isimli kitabındaki hadisleri kabul ediyormusunuz.)

- Hz. Ömer hadis yazımı konusunda karara varmak için bir ay istiareye yatımı? Neden sadece sahabe ile istişare etmekle yetinmedi? Ömer neden korkuyordu?

- Hz. Ömer, ben peygamberden duydum ki dediği için Ebu Hüreyreyi azarladımı? Cevap evet ise neden azarladı? Halife Ömer neden hadis aktarımını yasakladı? Irak’a atadığı devlet görevlilerine sakın onları hadislerle uğraştırmayın dedi mi? Dediyse neden böyle bir söz kullandı?

- Tüm hadisler tüm sahabe tarafından bilinmiyordu. Herkese tebliğ edilmemiş bir hadis nasıl dini bir emir derecesine yükseltilebilir?

- Ömer bin Abdulaziz İmam Malik’in Muvattası dışındaki hadis kitaplarını yaktırmak istedimi?

Cevap evet ise neden yaktırmak istedi?

- Toplandığı zamanki sayısal çoklukları ve yazım zamanları göz önünde bulundurulursa, hadis kitaplarının güvenilirliği hakkında aklınıza hiçbir soru işareti takılmıyor mu? Takılmıyorsa neden? Yoksa hadis âlimlerinin kitaplarına uydurma hadis almış olabileceklerini düşünmekten dolayı Allahın sizi cezalandıracağından mı korkuyorsunuz?


KARAKÖSE
www.medineweb.net
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi KARAKÖSE 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Müslümanlarda Din İşleri Müdürlüğü... Makale ve Köşe Yazıları KARAKÖSE 0 1820 16 Mart 2012 15:51
Müslümanlarda Sahabe Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 6 3106 03 Ocak 2012 10:45
Müslümanlarda Hadis Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 22 7750 05 Ağustos 2011 09:04
Müslümanlarda Kuran Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 23 8870 20 Temmuz 2011 09:29
Müslümanlarda İman Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 4 1846 02 Mayıs 2011 09:36

Alt 05 Ağustos 2011, 09:08   Mesaj No:2
Medineweb Sadık Üyesi
KARAKÖSE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KARAKÖSE isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5710
Üyelik T.: 18 Aralık 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 326
Konular: 48
Beğenildi:13
Beğendi:0
Takdirleri:53
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

bu konuyu açma sebebim, ramazanda tv programı yapan kişilerin islamın özünü bir kenara bırakıp, şu işin şu kadar sevabı var. bu işin o kadar sevabı var gibi matematiksl hesaplara girmeleri ve bu söylemlerini hadislere dayandırmalarıdır.
Kurana baktığımızda bu gün hadis olarak elimizde olan sözlerin azımsanmayacak miktarının hz.peygambere yakışamayacağını görüyoruz.
Alıntı ile Cevapla
Alt 05 Ağustos 2011, 11:46   Mesaj No:3
Meal Gurubu Üyesi
Medineweb Emekdarı
bilinmez - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:bilinmez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13966
Üyelik T.: 27Haziran 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 2.154
Konular: 309
Beğenildi:178
Beğendi:15
Takdirleri:560
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

SORDUĞUNUZ SORULARIN VE HADİSİN İSLAMDA Kİ YERİ NE OLMALI ÜZERİNE OLAN KANAATİM ŞU DUR...

Hadis nakil etmedeki usul ne olmalı
Müslüman olmak isteyen kişilerin vazifelerden birisi Dinin kaynaklarını öğrendiği kaynakları ehemmiyet sırasına göre düzenleyip peygamberin SÖZ VE FİİLLERİYLE ÇAKIŞMAMASI şartıyla muhafaza edilegelmiş olanların KURAN YANINDA UYGUN yerinin neresi olduğunu idrak etmesidir.

Muhakkak ki kuran islamın ruhu ve özüdür ,kuranın MUHKEM ayetlerinde islamın anayasası konmuştur..

kuran islamın anyasası sünnet ise onun uygulamasıdır.müslüman şahsiyetler bu uygulamaya bizzat kanuna gösterdiği hassasiyeti göstermekle mükelleftir..

Müslümanlar hadislerin yanlış anlaşılmasından ve yerinden kullanılmayışından çektikleri kadar,UYDURMA HADİSLERDEN ÇEKMEMİŞLERDİR.Bu durum öyle bi hal almıştırki artık bütün hadislere şüphe nazarıyla BAKANLAR VE MÜSLÜMANLARIN HADİSLERDEN KURTULMASINI temenni edenler türemiştir.

Bu durum iki yönden yanlıştır..

1.tarihi bir hakikatı görmemektir.Çünkü dünya muhammed bin abdullah tan başka hayatı inceden inceye gözden geçirilmiş ,bütün sözleri fiileri ,kabulleri sayılmış ve ayıklanmış bir insan tanımamıştır,yalnız bu hakikatleri görmek için kişi NAKİL YOLU OLAN KURANLA VE ARAŞTIRMAYA ARA VERMEDEN devam ederek doğruya ulaşabilir..BU GERÇEKLERDEN SONRA İNSANLAR NASIL Kİ BU SÖZ E FİİLERDEN YARARLANMAYI GÖREMEZLER..

2.Sünnetin içinde erişilmesi güç yüce hikmet hazineleri vardır bu hazinelerden bazıları insanlardan birine nispet edilse o şahıs reformcu olarak bilinenlerin en büyüklerinden olurdu.pekala niyçin bu hazineler sahibinin istemediği ŞEKİLDE KULLANILIP İNSANLAR ONUN örnekliğinden ve HAYRINDAN MAHRUM BIRAKILSINLAR...

Örneğin peygamberin AHLAK bölümünü incelerken ve çeşitli faziletler hakkında hadislerini incelerken akılımıza şu geldi,piskoloji ve eğitim uzmanlarından kalabalık bi ekip kurulsa ve onun getirdiği edep ve terbiye ye benzer bi EĞİTİM TARZI getire bilirlermiydi...

Bununl birlikte sünnetle meşgul olmak çok zor ve MESULİYETİ GEREKTİREN BİR UĞRAŞTIR,Bu yüzden bu tür çalışmalarla islam ve müslümanlara faydalı olacak derecede şartlara HAYIZ OLMAYANLARIN ŞU BAKIMLARDAN ONUNLA MEŞGUL OLMAKTAN SAKINMALARI GEREKİR.Örneğin takvim yaprağı hadisçiliği yapmak faydadan çok zarar getirir.

Kuran ilimlerini okumamış ve onları kavramamış birinin ,sünnetle işdigal etmesi doğru değildir.çünkü Kuran islamın anayasasıdır müslümana hak ve ödevlerini tam bir dikkat ile sınırlandıran,sorumluluklar yükleyen ve hayatında yapacağı ibadetleri koyan bir ibadeti DİĞER İBADETİNE ENGEL ÇIKARMIYACAK ŞEKİLDE TEVZİ EDEN ODUR.Bütün ibadetlerini hayattaki işine ve yerine mani olmayacak şekilde düzenleyen yine KURANDIR..

Kuran daki bu gerçekleri elde etmekten aciz olan bir kişi bu AÇIĞINI ASLA BAŞKA BİR ŞEYLE KAPATAMAZ,Kuranın dışında islamın öğrenilmesi ve sindirilmesi demek HER ŞEYİN BİRBİRİNE KARIŞMASI DEMEK OLACAĞINDAN bazen BÜYÜK ANLAŞILMAZLIKLARADA YOL AÇA BİLİR.Bunun için sahabenin önde gelenleri kuranın ilk başta kalplere yerleşmesi için,bu YOLU AÇIK BIRAKMAYA İTİNA GÖSTERMİŞLER VE ilk SIRAYI BAŞKA BİR ŞEYİN ALMAMASI İÇİN GAYRET SARF ETMİŞLERDİR.

İBNİ abdilber Camiü beyanil ilmi ve fadlihi KİTABINDA ZİKRETTİĞİ SENEDLERLE,Şunu rivayet etmiştir....

cabir ,abdullah bin yesadan şöyle dediğini rivayet etmiştir..Aliyi şöyle derken işittim kendisinde kitab bulunan herkese ,gidip kitabını imha etmeye kararlıyım kendisi kitabından rucu ve imha edenler müstesna,çünkü insanlar rablerinin kitabını bırakıp alimlerinin kitabına tabi olduğu için HELAK OLMUŞLARDIR..

Kur an ilimlerini öğrenip anlama hususunda yeterli bilgiden sonra SÜNNETLERİ DOĞRU OLARAK ANLAMAK GELİR,sünnetleri anlamamış kimse dilini tutması ve anlamadığı hadisi rivayet etmemesi onun için daha hayırlıdır.Rivayet etteiği hadisin VURUDUNU YANİ RESULULLAHIN HANGİ OLAY ÜZERİNE KONUŞTUĞUNU bilmesi ve onun geniş araştırma yaparak sunması ve özelliklede kuranla çakıştırılmadan aktarılması gerekir ki faydalı olsun...

Her hangi bi sözün hadis olup olmadığı KURANLA TAHLİL EDİLEREK VE KURANA UYMUYORSA VELEVKİ SENEDİ SAĞLAM denilsin kesinlikle itibar edilmemmelidir.ÇÜNKÜ SÜNNET KURANIN PRATİK HALİDİR...

Sünnet,eskiden beri hadisleri ezberleyen ama bunlardan çok az bir kısmını ANLAYAN KİMSELERİN ELİNDE KALMIŞTIR,ÖRNEĞİN müslim sahihinde ,ömer ra nın ebu hureyreyi [kim lailahe illa allah] DERSE cennete girer hadisini rivayet eddiiğini duyunca hiddetlendiğini bildirir.hz ömerin böyle davranması ebu hureyreyi hadisi anlamayacağı birine rivayet ettiği içindir.islamın sadece DİL İŞLE SÖYLENEN BİR KELİME OLDUĞUNU VE BAŞKA bir şey gerekmediğini sanan birine söylediği için böyle davranmıştır böyle yanlış anlaşılacağını sezdiğinden dolayı HADİS SAHİHDE OLSA RİVAYET ETMEKTEN MEN ETMİŞTİR.Çünkü cahilin islamı tek bir kelimeye hasredip islamın ruhundan uzak olmasından o hadisisin O CAHİLE RİVAYET EDİL MEMESİ DAHA EVLADIR.

Sünnetle çok meşgul olduğu halde sünneti anlayamamış kimselerin MÜSLÜMANLARI YÖNLENDİRMESİ ÇOK ZARARLIDIR.Bu gibi şahısların arasında,yerinde olmayan AHKAM VE DAR GÖRÜŞLER YAYILIR.Kuran ve sünnetin ruhuna aykırı bu tutumları,hadisleri anlayamamlarından gelmektedir.Bunların yanısıra islam önemli meselelerde kuranda zikredilen ve peygamber lisanıyla varid olan hükümler getirmiştir bu hükümlerin HEPSİ BİRBİRİNİ TASDİK EDEN BİR BÜTÜNDÜR EĞER Delillerden birinde diğerine aykırı bir şey ortaya çıkarsa hepsinin BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAYINCAYA KADAR o delilin TEVİLİ ARAŞTIRILIR VEya sened bakımından kuranla çaışmayan tercih edilip diğeri red edilir....

insanlar kuranı terk edip hadislere gittiler,sonra hadisleri terk edip imamların sözlerine kulak vermeye başladılar,sonra imamların sözlerinide bırakıp,TAKLİDÇİLERİN YOLUNU TUTTULAR EN SONUNDA TAKLİDÇİLERİ VE KATI KURALCILARIDA BIRAKIP TAMAMEN CAHİLLERİN VE SAÇMALIKLARININ YOLUNU TUTTULAR,

İslami düşüncenin böyle gelişmesi islam ve müslümanların omuzlarında bir vebaldir müslüman şahsiyetler için....

Bu körlüğün çıkış yolu kurana dönmemiz,onu akli ve ruhi hayatımızın an DİREĞİ YAPMAMIZLA OLACAKTIR,kuran ile YOĞRULDUKTAN SONRA SÜNNETE BAKAR,RESULULLAH SAV MİN hikmet,siret,ibadet,ahlak ve HÜKMÜNDEN FAYDALANIRIZ.Bu sebeble,kuranı iyi bilmeyen YAHUT RİVAYETLER HAKKINDA BİLGİSİ AZ OLUP,BU RİVAYETLERLE ARASINDAKİ MÜNASEBETLERİNİ göremeyen kimselerin SÜNNET HAKKINDA KONUŞMASI CAİZ OLMAZ.....
Alıntı ile Cevapla
Alt 05 Ağustos 2011, 11:50   Mesaj No:4
Meal Gurubu Üyesi
Medineweb Emekdarı
bilinmez - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:bilinmez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13966
Üyelik T.: 27Haziran 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 2.154
Konular: 309
Beğenildi:178
Beğendi:15
Takdirleri:560
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

Alıntı:
KARAKÖSE Üyemizden Alıntı Mesajı göster
bu konuyu açma sebebim, ramazanda tv programı yapan kişilerin islamın özünü bir kenara bırakıp, şu işin şu kadar sevabı var. bu işin o kadar sevabı var gibi matematiksl hesaplara girmeleri ve bu söylemlerini hadislere dayandırmalarıdır.
Kurana baktığımızda bu gün hadis olarak elimizde olan sözlerin azımsanmayacak miktarının hz.peygambere yakışamayacağını görüyoruz.

hiç bir gerçek manada hadis müfessirinden ŞUNU YAP BU KADAR SEVAP [SAYISAL] manada hadis kabul etmez ve etmemiştirde ve hadis lerdeki zayıf,uydurma,sahih diye ayırımlarında SAYISAL SEVAPMATİK şeklinde nakledenleride sahih diye almamışlardır..

tv den dinini öğrenmek isteyen insanlardanda bu kadar beklenir çoook görmemek gerekir metin abi,bunların islam tasavvurlarıda bu.....
Alıntı ile Cevapla
Alt 05 Ağustos 2011, 15:59   Mesaj No:5
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

Alıntı:
KARAKÖSE Üyemizden Alıntı Mesajı göster
bu konuyu açma sebebim, ramazanda tv programı yapan kişilerin islamın özünü bir kenara bırakıp, şu işin şu kadar sevabı var. bu işin o kadar sevabı var gibi matematiksl hesaplara girmeleri ve bu söylemlerini hadislere dayandırmalarıdır.
Kurana baktığımızda bu gün hadis olarak elimizde olan sözlerin azımsanmayacak miktarının hz.peygambere yakışamayacağını görüyoruz.
SAYIN YAZARMIZ emeiğinize sağlık çok doğru ve isabetli bir yaklaşım göstermişsiniz. Allah'ın rasulune atf edilen sözde söylenmiş sözlerin peygamberin diliyle yalan konuşmaktan başka birşey değidlr.

Özellikle şu kadar sübhanAllah demek şu kadar sevap şu kadar salavat getirmek şu kadar sevap diğerek verilen bilgilerin tamamı hurafedir. Zaten bu tarz bilgilerin kuranın ruhuna aykırı olduğunuda görmek lazım.
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla
Alt 04 Ekim 2011, 11:37   Mesaj No:6
Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Tuğrul Paşa isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14083
Üyelik T.: 11 Ağustos 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:57
Mesaj: 10
Konular: 0
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

İslam'ı vucudu çepeçevre saran bir gömlek (yada bembeyaz bir elbise) tasvir edecek olursak gömlek en başta yanlış iliklenirse ,devamından doğruluk payı çıkarma düşüncesi ancak tekrar ilikleri söküp düğmeleri yeniden dikmekle mümkün olur...

Güneş'e en tepe noktasında yalın olarak çıplak gözle bakılamıyacağı gibi Allah'ın ayetlerınede çıplak gözle bakılamaz.Bunun için Allah (zül celal)ın kelamından anladıgı ve anlaşıldırıldığı kadarı ile Allahın Rasulünu yok sayarsak (!), yani sadece Kuran çerçeveyi çizmiş dersek,o çerçeve çizilmeden silinir...
Alıntı ile Cevapla
Alt 04 Ekim 2011, 19:10   Mesaj No:7
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

Alıntı:
Tuğrul Paşa Üyemizden Alıntı Mesajı göster
İslam'ı vucudu çepeçevre saran bir gömlek (yada bembeyaz bir elbise) tasvir edecek olursak gömlek en başta yanlış iliklenirse ,devamından doğruluk payı çıkarma düşüncesi ancak tekrar ilikleri söküp düğmeleri yeniden dikmekle mümkün olur...

Güneş'e en tepe noktasında yalın olarak çıplak gözle bakılamıyacağı gibi Allah'ın ayetlerınede çıplak gözle bakılamaz.Bunun için Allah (zül celal)ın kelamından anladıgı ve anlaşıldırıldığı kadarı ile Allahın Rasulünu yok sayarsak (!), yani sadece Kuran çerçeveyi çizmiş dersek,o çerçeve çizilmeden silinir...
Sayın yazarımız ve bilinmez adlı üyemiz sizin anladığınız manada peygamberi olmayan bir dinden söz etmiyorlar. Onların kast ettikleri peygamber adına söylediği söylenen asılsız mesnedsiz kurana zıd sözlerdir.

Sayın Tuğrul paşa üyemiz sanırım siz konuyu yanlış anladınız.
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla
Alt 05 Ekim 2011, 12:08   Mesaj No:8
Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Tuğrul Paşa isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14083
Üyelik T.: 11 Ağustos 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:57
Mesaj: 10
Konular: 0
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

Alıntı:
kamer34 Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Sayın yazarımız ve bilinmez adlı üyemiz sizin anladığınız manada peygamberi olmayan bir dinden söz etmiyorlar. Onların kast ettikleri peygamber adına söylediği söylenen asılsız mesnedsiz kurana zıd sözlerdir.

Sayın Tuğrul paşa üyemiz sanırım siz konuyu yanlış anladınız.
Sayın Kamer34

Ben bu yazıyı yazarken değerli yazarlara cevaben yazmadım.Son günlerde sizinde ifade ettiğiniz gibi diplomalı sözde ilahiyatçıların Allah ve Peygamber adına (!) konuşup Kuran'dan ayetleri salt mana itibarıyla tercüme ederek (tefsir değil, bakınız tefsir apayrı bir uzmanlık alanı) Hadis-i şerifleri yok saymasına tepkisel olarak genel olarak düşüncelerimi yorumculardan tarafsız olarak paylaştım.Yoksa yorumculara itiraz için yazmadım,biline...

Sanırım , sizde beni yanlış anladınız

Şimdi bu yazacaklarımda genel bir durum tespitidir.Lütfen değerli forum yazarları da yazdıklarımdan dolayı üzerine alınmasın

Din-i mübini İslam, muhabbetle yaşanan bir şeydir. O baldan daha tatlı muhabbet eksik olunca beşer nefsinin bildikleri insanın egosuna,narsist düşüncelerine hizmet etmeye başlıyor. Kendi dışındakileri cahiller ve gafiller olarak görmeye başlıyor. Alim dediğin insanın toplumun sıkıntılarına çözüm getiren örnek alınması,gıpta edilmesi gereken bir insan olması gerekir. Sorun çözmek yerine, ortaya yeni sorunlar getiren bir insana alim denilmez.Belki dense dense (biraz ağır kaçacak belki) reyting pazarlama direktörü yada pazarlama a.ş müdürü diyesim geliyor...

Ki zaten kala kala bir avuç dindar Müslüman kaldık. Onları da müşrik yapıp cehenneme gönderdin mi, cennet kontenjanı Din'den reyting elde eden sözde hoca müsveddelerine kalıyor!!!
Sözde İlahiyat profesörlerinin bir büyük zararı da bu oldu. Din’in siyaset gibi, futbol ve magazin gibi, tartışılacak, insanın bilgisinin olmasa da fikrinin olabileceği bir alan olduğu düşüncesi,vehmi oluşturdular. Her şeyin kutsallığını bozdular.Bozulan bu kutsallıktan dolayı din-i mübini İslam'ı hakkıyla yaşamaya bir türlü sırada gelmiyor...

Eski bilge alimlerimiz dini bir konuda yorum yapmadan önce; "Şüphesiz gerçek manasını,doğruyu Allah bilir" diyerek tefrika yapmaktan kaçındıkları gibi büyük bir tevazu huşu içinde kelam-ı cemil eylerlermiş.Şimdiki hoca müsveddleri ise utanmasalar;"ben iyisini daha iyi bilirim" diyecek kadar aymazlıkta sınır tanımıyorlar...

İlim bir araçtır. Seni Allah’a vasıl etmek içindir. Eğer tahsil ettiğin ilim seni Allah’tan uzaklaştırıyorsa, senin muhabbetini öldürüyorsa sen ilmi amaç haline getirmişsin demektir.
Size belki ilginç gelecek ama bende bir ilahiyat kökenli olmama rağmen iyiki bunlar gibi ilahiyat prof'u olmamışım.Yoksa burada kalkar;(Allah muhafaza etsin) Turan Dursun gibi ateist falan bile olabilirdim. Hani eski bir deyim vardır;"Çok bilen ,çok yanılır" ya işte bu vecihten yola çıkarak (ki bu din prof'larının da bir halt bildiği de yok,o da ayrı bir mesele) din konusunda prof yada otorite olma sözkonusu ise (buda bana göre tartışılır) ,Allah'ın yüce buyruklarına uymak ,yasaklarından kaçmak konusunda omurgalı olmalı gerekmez mi?
Azizim bunlar,İslam'ın hakikatını boşalta boşalta hepten kuşa çevirdikleri için bırakın kurban yerine "Horoz" kesmeyi yakında işi "civciv"e kadar düşürecekler...
Allah adına konuşup Helal'leri,emirleri eğip büküp,Haramları,yasakları lastik gibi uzatıp çerçeveyi geniş tutma hakkını hangi cüretle kendilerinde görmektedirler?!

Modern hayatın getirdiği kolaylık (!) neticesinde herhalde bir aşağılık kompleksiyle dinde reform çabaları baş gösterdi bu din prof'larında...
Cumhuriyet Türkiye'sindeki "Türkçe ibadet" aşkınıda anlamlı bulmaktayım.
Sahi nedir bu Türkçe ibadet aşkı..?!
Millet ibadet aşkıyla yanıp tutuşuyorda Türkçe okuyamadığı için mi namaz kılmıyor?!
Gören sanır ki;Arapça anlamadığı için namaz kılmıyor sanacak !

Hulasa ; Ben bu yeni dönemin reyting meraklısı ilahiyat prof'larının yeni icatlarından sıkıldım...
Bu sebeple Fıkıh ve Tefsir bilimi bir uzmanlık alanıdır ve her uzmanlık alanının bir usulü vardır. Günümüz modernist,çağa uyan (!) ve başa ayrı tarak tavsiye eden ilahiyatçıları ise daha çok tribünlere oynamayı tercih ediyor.

Ana tema şu galiba?!;Din-i mübini İslam'ın ikinci büyük kaynağı hadisleri reddettiğiniz zaman, Kuran’dan istediğiniz fetvayı çıkartmak mümkün...!!!

Muhabbetiniz daim olsun...
Başınızı ağrıttıysak affımızı istirham ederim...
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Ekim 2011, 22:58   Mesaj No:9
Medineweb Sadık Üyesi
barışş - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:barışş isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14298
Üyelik T.: 08 Ekim 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:erkek
Memleket:Istanbul
Yaş:32
Mesaj: 451
Konular: 26
Beğenildi:118
Beğendi:87
Takdirleri:825
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

hadislere karşı böyle ön yargı açıkçası hiç hoş bir şey değil çünkü o büyük muhaddisler bu işi yaparken ne kadar itina ile çalıştığını sizler benden daha iyi bilmektesiniz hayvanını kandıran bir kişiden bile rivayet almayan bu kişilerin oluşturmuş olduğu bu ilim güvenilir olmaz mı hem sevap vaad eden hadislerde ne olabilirki insan fıtrağı gereği mi artık nedir bir şeyleri yapmak için illada teşvik arar insan. insan iş yapacağında bile ücreti ön plana alır yani PEYGAMBER EFENDİMİZİN asm böyle teşvik mahiyetinde mübarek feminden sözler çıkması gayet doğal namaz abdest muamelatla ilgili hükümlerin çıktığı bu hadis kitaplarında bu hadislerde var bi kısmına inanıp diğerlerine inanmamak açıkçası tuhafdan başka birşey değil
Alıntı ile Cevapla
Alt 11 Ekim 2011, 00:21   Mesaj No:10
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Hadis Paradoksu

Selamun Aleykum

Arkadaşlar bu mevzuyu bizler aylar önce çok detaylı bir şekilde mülaza etmiştik. Fikirlerimiz bazı arkadaşlarımız tarafından kabul gördüysede bazı arkadaşlarımız tarafından da tenkite maruz kalmıştı.

Kur-an daki peygamber tanımı hakikakten çok önemli ve mühim bir meseledir. Eğer Kur-an daki peygamber tanımını Allah'ın istediği şekilde yapabilme yetimizi kaybedersek tıbkı barışş arkadaşımızın şu cümlelerini kullanmak zorunda kalırız.

Kişiden bile rivayet almayan bu kişilerin oluşturmuş olduğu bu ilim güvenilir olmaz mı hem sevap vaad eden hadislerde ne olabilirki
barışş adlı üyeden alıntı.


İşte bu mantık duru ve tertemiz olan Allah'ın vahyinin bidat hurafe israliyat gibi bir çok yalan yanlış bilgiler dinin içine karıştırılmıştır.

Cenabbı Allah maide suresinde mealen " bugün dininizi kemale erdirdim sizin için islam dinini beğendim sizin üzerinize nimetimi tamamladım" buyurarak dinin aslını oluşturan meselelerde son noktayı koymuştur.

Bizler bugün kalkıp şunuda yada bunuda din adına söylersek yada yaparsak ne olur dediğimiz vakit işte ortaya adı islam olan fakat islamın i si ile alakası olmayan bu kadar grup fırka ortaya çıkmış olur ki çıkmıştır.

Peygamberi tanımlarken bile bizler kendi kafalarımızdaki yada geleneksel aile yapımızdaki peygamber tanımını yapamayız bizler ancak Allahın tarif ettiği peygamber tanımını doğru şekilde anlayıp Peygambere o şekilde itaat etmek zorundayız.

Kimi insanlar peygamberi allahın ortağı olarak görürken kimi insanlar peygamberi bir postacı gözüyle bakmaktadırlar. Bu konuyla ilgili bu sitede makalelerim vardır dilerseniz onlara bir göz atabilirsiniz.

Kısaca özetleyecek olursak Kuran Peygamber ilişkisi romanın beyaz perdeye aktarılması şekli gibidir. Kişi romanı okur fakat romanı kafasından tam olarak tasavvur edemez ancak aynı romanı film şeklinde beyaz perdede görünce romanı çok daha iyi anlamaya başlar.

Daha evvel ""Allah ve rasulunun arasını ayıranlar"" başlıklı bir makale yayınladım. nisa/ 150 ayeti işleyerek allah ve rasulunun arasını ayıranların kafir olduklarını dile getirdim zaten ayet çok açık.

Günümüz belamlarına ve ilahiyatçı prof müsveddelerine gelince onlara aslında söylenecek çok sözlerim vardır fakat terbiyem buna müsait değildir. Ramazanı dört gözle bekleyip ayda 40-50 binlara ceplerine indirme hayalleri ile yaşayan sonrada ramazan akşamları islam gibi ulvi bir dini adeta bir çiruk (masal) mış gibi anlatanlara ancak en büyük cezayı rabbim verecektir.

Allah'a emanet olunuz
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 3 Kişi okuyor. (0 Üye ve 3 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Müslümanlarda Cami Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL KARAKÖSE Makale ve Köşe Yazıları 3 08 Ekim 2013 20:26
Müslümanlarda Sahabe Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL KARAKÖSE Makale ve Köşe Yazıları 6 04 Ocak 2012 13:20
Müslümanlarda Tüketim Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL KARAKÖSE Makale ve Köşe Yazıları 1 25 Ekim 2010 18:27
Müslümanlarda İbadet Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL KARAKÖSE Makale ve Köşe Yazıları 1 18 Eylül 2010 21:29
Müslümanlarda Milliyetçilik Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL KARAKÖSE Makale ve Köşe Yazıları 0 03Haziran 2010 22:06

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.