Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Aşk Sadece Anlayana mı Güzeldir./medineweb (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/20553-ask-sadece-anlayana-mi-guzeldir-medineweb.html)

MusabBinumeyr 31 Aralık 2011 19:31

Aşk Sadece Anlayana mı Güzeldir./medineweb
 
Hayatım boyu, ‘duygusal’ biri olmayı beceremedim. Bir ‘çocukluk aşkım’ olmadı meselâ. İlkgençlik yıllarım boyunca da, ne zaman kendimi ‘âşık oluyor gibi’ hissetsem, bunun bir ‘gibi’den ibaret olduğuna inandırdım kendimi. Aşk denilen şey öyle ‘-miş gibi hissederek’ gerçekleşen bir duyguysa çok temelsiz olmalıydı. Yok eğer aşk çok esaslı bir duyguysa, aşk, kendini ‘âşık oluyor gibi’ hissetmekten son derece farklı olmalıydı. Etrafıma baktığımda, ilkokul, ortaokul veya lisede âşık olduğu—yani, benim anlayışımca, âşık olduğunu düşündüğü—biriyle evlenmiş hiç kimse yoktu. Ama okul yıllarını ‘âşık oldum’ sarhoşluğuyla boşlayıp, hayatının ilerleyen yıllarında boşa kürek sallayan çoktu.


Bu gözlemlerimin eşliğinde, orta öğrenimim boyunca, ne zaman kendimi birine ‘âşık oluyor gibi’ hissetsem, bunun bendeki yansıması derslerime daha bir sıkı sarılmam oldu. Aşkın gerçekte hayatın daha sonraki dönemlerinde gerçekleşen, ciddi ve dolayısıyla ciddiye alınması gereken bir duygu olduğunu farketmiştim. Bu farkedişle, hayatımın o müstakbel yıllarına hazırlık namına, çevremdeki kızlar yerine, derslerimle ilgilenmiştim.


*


Gelin görün ki, insanın kendisini kalabalıklar içinde bir zombi gibi hissetmesine sebep olan bir durumdu bu. Sınıf içinde kızlarla oğlanlar sapır sapır âşık olup durur ve ders arası muhabbetler “duydun mu filan falana aşıkmış-filanı falana mektup verirken gördüm-falanla filan gene barışmışlar-sen kime âşıksın-hoop oğlum, o kıza ben göz koydum”lar ile geçip giderken, birileri ve birileriyle bir yerlerde gezmek yerine kendi köşesinde öylece işine bakıp dersine çalışıyor olmak, ya ‘ot gibi yaşamak,’ ya ‘ineklik,’ yahut ‘anormallik’ti.


Neyse ki, o beğenmediğimiz takvim yapraklarında yıllar önce okuduğum bir hikâyecik yetişiyordu imdadıma. Yanlışı çok sayıda insanın yapmasının doğrunun değerini eksiltmediğini kavrayacak yaşta ve doğru bildiğim noktada diretebilecek kavrayışta sayılırdım. Zombi gibi görülmek, ‘uzaylı garip yaratık’ muamelesine maruz kalmak kolay değildi gerçi; ama, okul içindeki modaya uyup, birilerine âşık olmaya çalışıp mektuplar yazmayı, çiçekler koparmayı denemedim.


Hayatımın ilerleyen yılları, ilkgençlik yıllarımda edindiğim bu düşünceyi şükür ki boşa çıkarmadı. Rabbim, aşkın bir hevesten öte bir duygu olduğunu, ‘-mış gibi olma’nın ötesinde insanı gelişip değiştiren, inceleştirip olgunlaştıran bir duygu olduğunu bilfiil gösterdi bana. Gün geldi, âşık da oldum; ama savrulmadım, dağılmadım, dağıtmadım. Gönül borcu duyduğum acılar yaşadım gerçi. Hissettiklerimin ‘-mış gibi’nin ötesinde olup olmadığını anlama çabası içinde sevgimi henüz açamadığım sevdiğimin, ben sevgimi ifade edemezken başkalarına yâr olması ihtimalinin sancısıyla yaşadım. Ama o sancılar, “Rabbim! Onun için hayırlısı ben isem, bizi birbirimize nasip et! Değilsem, hakkında hayırlısı kim ise, onu ona nasip et!” gibi dualar öğretti bana. Rabbimi, ‘kalbler kudret elinde olan Zât-ı Zülcelâl’ olarak tanımayı öğretti. “Hasbünallahi ve ni’mel-vekîl” diyerek, işi ve eşi için, Rabbü’l-âlemîni vekil tutmayı öğretti.


Aşk, bana bütün bunları ve çok daha fazlasını öğrettiği için, son derece değerli bir duygu olarak kaldı hep benim için. Değerli, gerçek, ciddi, ciddiye alınması gereken bir duyguydu aşk. Soylu bir duyguydu. İnsanın gerek kişilik olarak incelmesi, gerek Rabbini her işine vekîl tutmayı öğrenmesi için âşık olmasının lüzumuna da inanır olmuştum; ama ortalıkta görünen ‘aşk’ muhabbetleri bana benim anladığım aşktan söz etmiyordu. Ayağı yerden, duygusu gerçeklikten kesik bir melâl hali, bir sevda, bir hülya; hayır, aşk bu olamazdı. Aşk, önce ayağı yerden kesilmek, sonra da dümdüz yere çakılmak sûretinde yaşanması mukadder bir duygu olamazdı. Bir sevmede, bir bakmada, bir öpmede insanı batıran bir kör nokta olmamalıydı o.

METİN KARABAŞOĞLU

su damlası 05 Şubat 2019 19:30

Aşk, bana bütün bunları ve çok daha fazlasını öğrettiği için, son derece değerli bir duygu olarak kaldı hep benim için. Değerli, gerçek, ciddi, ciddiye alınması gereken bir duyguydu aşk.


SAAT: 07:21

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306