Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları

Konu Kimliği: Konu Sahibi ilahiyatçı 1,Açılış Tarihi:  01 Şubat 2013 (22:07), Konuya Son Cevap : 01 Şubat 2013 (22:07). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 01 Şubat 2013, 22:07   Mesaj No:1
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
ilahiyatçı 1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:ilahiyatçı 1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 24663
Üyelik T.: 07 Ocak 2013
Arkadaşları:10
Cinsiyet:bayan
Mesaj: 414
Konular: 25
Beğenildi:10
Beğendi:3
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart televizyonun zararları

televizyonun zararları

Şuan evinde televizyon olmayan hiçbir aile yoktur hemen hemen. O kadar hayatımıza soktukki televizyonu, adeta bir parçamız haline geldi televizyon. Telefonda aynı şekilde, evinde telefon olmayan var mı? Sabit telefon olmasa mutlaka cep telefonu var.

21. yüzyılın vazgeçilmez aletlerinden biri olan televizyonu nasıl kullandığınıza bağlı olarak hem yararı olabiliyor hemde zararı. Mutlaka sizde duymuşsunuzdur televizyona “aptal kutusu” dendiğini. Şuan toplumumuzun içinde bulunduğu durumda bu deyimi doğrular nitelikte.

Şunu belirtmeden edemeyeceğim. Televizyon özü itibariyle yararlıdır, doğru kullanan için yararlıdır. Peki bizler televizyonu doğru kullanabiliyor muyuz? Hayır. Zaten televizyon kanalları buna imkanda vermiyorlar.

Günde 3 saatinizi televizyon başında geçirdiğinizi düşünelim. Sadece 3 saat. Ayda 90 saat yapar. Bir yılda ise 1080 saat. Bu da tam olarak 45 gün demek. Kaç saat uyuyoruz peki. Ortalama bir uyku süresi yaklaşık olarak 8 saat. Ayda 240 saat. Bu da yılda 2880 saat yapıyor. Uyku süremizde bir yılda 120 gün. 120 + 45 = 165 Yani arkadaşlar 1 yılın neredeyse yarısını uyuyarak ve televizyon izleyerek geçiriyoruz. Ne büyük bir zaman kaybı!

Amerikan Pediyatri Akademisi'nin televizyon ve çocuklar konulu araştırmasına göre 2 yaşın altındaki çocuklara “kesinlikle” televizyon izlettirilmemeli.


Televizyonun Zararları


İşte bu aptal kutusu [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]:

* Televizyon insanları tembelliğe itmektedir. Televizyon karşısında saatlerce hareketsiz kalmak obeziteye neden olabilmektedir. Ekrandan yayılan ışınlar leptin ve ghrelin adlı hormonlarda dengesizlik yaratarak, yağ birikmesine neden oluyor. Liverpool Üniversitesinin araştırmasına göre de, televizyondaki yiyecek ve içecek reklamları, çocukların abur cubur yemelerini %134 oranında arttırmaktadır. Bu da obeziteye neden olabilen başka bir etkendir.

* Televizyondan yayılan ışığın melatonini azaltması nedeniyle hormonal dengesizlikler meydana getirebilmekte, hatta DNA’da değişiklikler meydana getirmesi sonucunda kansere bile neden olabilmektedir.

* Uzun süreli televizyon izlemek kişilerin bağışıklık sistemini de olumsuz yönde etkilemektedir.

* Çocukların erken ergenliğe girmelerine neden olabilmektedir.

* Uyku sorunlarına yol açmakta.

Buraya kadar olanlar sadece araştırmalar sonucunda ortaya çıkabilen zararları, peki ya televizyonun diğer zararları!

* Televizyonda çıkan ve insanlara çalışmadan, emek harcamadan köşeyi dönme hayallari kurduran programlara ne demeli?

* Seviyesiz televizyon programları, uygunsuz haberler, cinsellik, şiddet içeren yayınlar çocukların gelişimini çok olumsuz etkilemekte, insanları olumsuz davranışlara sevkettirmekte, toplumu ve toplumun değer yargılarını zehirlemektedir.

* Televizyon görsel ve sesli iletişim imkanı ile insanlara yanlış tercihleri doğru kararlar gibi gösterebilmekte. Toplumun yönlendirilmesinde birinci derecede etkili olmaktadır. Peki televizyon kanallarının bu umurunda mı? Hayır. Onlar doğal olarak sadece kendi çıkarlarını düşünmektedirler. Bizlerde davranışlarımızla onlara çanak tutmaktayız.

* Televizyon insanları reyting için kullanmakta, onları gülünç duruma düşürebilmekte, insanların zaafları, hassasiyetleri üzerinden kendilerine çıkar sağlamaktadırlar.

* Televizyon programları insanları gerçek hayattan koparmakta, insanları kendi dünyasına katarak istediği şekilde yönlendirmektedir. Bu bakımdan insanların sosyalleşmesinin önünde de büyük bir engel oluşturmaktadır.

* Özellikle 4-7 yaş arasındaki çocukların televizyon izlemeleri onların sosyal gelişimlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu dönemdeki çocuklar televizyon programlarında gördüklerini somut olarak algılamaktadırlar. Korku, şiddet vb. görüntüleri içeren programlar çocuklarda uyku bozukluğuna neden olabilirken, uygunsuz içerikler de çocukları büyüdüklerinde bu tür davranışlar sergilemeye itmektedir.

Televizyonun çocuklar ve gençler üzerindeki etkisi hatta tüm toplum üzerindeki etkisi tartışılmaz. Peki televizyon kanalları bu etkiyi olumlu yöndemi kullanıyorlar? Kesinlikle hayır. İşte bu nedenlerden dolayı özellikle çocukları ve gençlerden televizyonlardan uzak tutmalı ve onların sosyal gelişimine destek olmalıyız.

Unutmayın, televizyon canlı bir bombadır. Çocuklarımızı televizyondan mümkün olduğu kadar uzak tutmalı, gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebilecek programları izlemelerine imkan vermemeliyiz. Bunu kendimiz için yapmasak bile, onların geleceği yan, toplumun geleceği için bir görev olarak görmeliyiz.



Çağımızın en önemli iletişim araçlarından biri olan televizyon, bilinçli ve amaca uygun kullanıldığında hem yetişkinler hem de çocuklar için büyük fayda sağlayabilir. Ancak günümüzde televizyon programlarına baktığımızda farklı amaçlara hizmet eden yayınlar dikkati çekmektedir.

Gerek çocuk gerekse yetişkinler için hazırlanan bu programlar gerilimi ve kavgayı makul gibi gösterirken genç ve taze beyinlere bilerek ya da bilmeyerek büyük zararlar vermektedir. 2000 yılında Amerikan Pediatri Akademisi tarafından yayınlanan rapora göre “Televizyondaki şiddet sahneleri ile çocuklardaki agresif davranışlar arasında, akciğer kanseri ve pasif sigara içicileri arasında olduğundan daha yakın bir ilişki bulunmakta”dır. (Media Resource Team of American Association of Pediatrics, “Media Violence,” Archives of Pediatric Adolescent Medicine 108:5 (2001), pp. 17–23)

Televizyonun etkileri üzerinde yapılan araştırmalarda, özellikle çocuklar için hazırlanan programların diğer programlardan %10 daha fazla şiddet öğesi içerdiği saptanmıştır. Böylesine yoğun şiddet öğesine maruz kalan çocuklar bir süre sonra televizyondaki şiddetten etkilenerek saldırgan davranışlar sergilemeye başlamaktadır.

Televizyondaki şiddet görüntüleri nedeniyle çocuklar; diğer kişilerin acı çekmesine ve yaralanmasına daha az duyarlı olabilmekte, içinde yaşadıkları dünyadan korku duyabilmekte ve diğer kişilere agresif davranmaya ve zarar vermeye daha yatkın olabilmektedir. (The American Academy of Pediatrics- What Children See and Learn- Television’s Impact on Children)

Televizyonun olumsuz etkileri sadece şiddet içerikli yayınlarla sınırlı kalmamakta, çağdaşlık ve özgürlük adı altında her türlü ahlaki değer yok edilmeye çalışılmaktadır. Bu durum aile kurumunu yıkmakla birlikte toplumun da güçsüz ve karmaşık bir yapıya dönüşmesine neden olmaktadır. Bundan 20 yıl önce Türk aile yapısının, o dönemde ahlaki dejenerasyona uğramış Amerika ve Avrupa ülkelerine göre çok güçlü olduğunu, aile bireyleri arasında saygı ve sevgiye dayanan bir birlik olduğunu hatırlayım.

Bugüne döndüğümüzde ise televizyonlarda yayınlanan dizilerin hatta çizgi filmlerin genç ve taze beyinleri aynı dejenerasyona ittiğini görmekteyiz. Evlilik dışı ilişkilerin ve çocukların normal olduğu, özgür bir cinsel yaşamın telkin edildiği, anne- baba otoritesinin sarsıldığı hatta okullarda öğretmenlere dahi saygısızca üslupların kullanıldığı bir dönemde yaşıyoruz.

Televizyon yayınlarının milli ve ahlaki değerleri böylesine tahrip etmesi sonucunda güçlünün güçsüzü ezdiği, merhamet ve sevginin azaldığı, dini yaşamanın kınandığı, tüketici ve doyumsuz bir neslin yetiştiği bir toplum halini aldık.

Gazeteci yazar Can Dündar bu konuyu inceleyen bir yazısında şu yorumu yapmaktadır:

‘…Son 20 yılın televizyon yöneticileri bu tabloya bakıp “Biz ne yaptık?” diye dövünüyor mudur, yoksa eseriyle övünüyor mudur acaba? Evlerine sokmayacakları adamları star yaparken… kaliteli yapımlara inatla kapıyı kaparken “Yaydığımız şiddet ileride bizi de vurur, cehaleti övmek çocuklarımızın geleceğine mal olur, bunca saçmalığı izleyen bir toplum hepten aptal olur” diye düşünmüşler midir? Yoksa “Bizim işimiz sinekleri cama yapıştırmaktı; onlar da bu kadar hevesle yapışmasaydı” mı diyorlardır. Onlar ne derse desin; kesin olan bir şey var ki, onarımı kuşaklar sürecek bir tahribat yaşadık son 20 yılda... Müsebbiplerinden (sebep olanlardan) insaf beklemek saflık olur. Yapılacak şey, durumdan rahatsız olan yayıncıların, izleyicilerin örgütlenmesi ve yeni bir yayıncılık anlayışını zorlamasıdır. Son TV seyircisi de körleşmeden.’

Çözüm:

Ahlaki dejenerasyon ve şiddet ne kadar artarsa artsın çözümsüz bir durumda olmadığımızı unutmayalım. Öncelikle çocuklarımızı bu tür yayınlardan uzak tutmaya çalışalım. Bu mümkün olmuyorsa izlediği olumsuz telkinlerin yanlışlığını anlatalım. Dikkatlerini, genel kültürlerini ve kişiliklerini geliştirmeye yönelik alanlara yöneltelim. Her şeyden önemlisi imani olarak kendilerini geliştirmelerini, Allah sevgisini ve güzel ahlakı öğrenmelerini sağlayalım. Bunu yaparken kendi davranışlarımızla çocuklarımıza örnek olalım.

Bugün dünyada yaşanan tüm kargaşaların nedeni dinden uzak bir yaşamın yaygın olmasıdır. Gerçek anlamda Kuran ahlakının yeryüzüne hakim olmasıyla birlikte çok güzel ve huzur dolu bir yaşama kavuşulacaktır. Bunun için hem kendimiz hem de çocuklarımız Yüce Allah’ın öğüt almamız için indirdiği Kuran’ı Kerim’i anlayacağımız şekilde okuyalım. Okuyalım, öğüt alalım ve güzel ahlakımızı yansıtalım. Amacımız sadece bu dünyada mutlu ve huzurlu yaşayabilmek değil, Allah'ın lütfettiği nimetlere karşılık O'na iyi bir kul olmak ve O'nu razı etmek olsun inşaAllah.

İman edip güzel amellerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekatı verenler; şüphesiz onların ecirleri Rablerinin Katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara Suresi, 277)

Altuğ Öztürk







__________________
Başkalarının başarılarını küçümseyenler,hayatta hiçbirşey başaramayanlardır.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi ilahiyatçı 1 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Mutfak Alışveriş Listesi Nasıl... Diğer Tarifler/ Bilgiler Mihrinaz 3 2488 10 Mart 2014 17:25
peygamber efendimizin ismi terliğin altında İslami Haberler Tuba_ 1 2965 26 Şubat 2014 21:53
DoStLuk Adına ßir Yazı / CaN DundaR Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler ilahiyatçı 1 0 1527 20 Şubat 2014 09:12
Evlilikte kucucuk bir sabir, birazcik anlayis Evlilik-Nikah Konuları ilahiyatçı 1 0 1450 06 Temmuz 2013 23:17
Çok Güzel Rengarek Bir Park Resim/Karikatür ilahiyatçı 1 5 2866 10Haziran 2013 13:31

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Solitin ve Zararları Esadullah Sağlık / Beslenme 1 27 Aralık 2018 18:13
TUZ / Tuzun Faydaları ve Zararları ali70 Tıbbı Nebevi ve Alternatif Tıp 2 15 Ağustos 2014 16:02
Televizyonun çocuklarda bıraktığı etkiler Armagan Tıbbı Nebevi ve Alternatif Tıp 3 07 Mart 2014 00:33
Hutbe:Sigara ve Zararları Arasat Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat 0 21 Mart 2009 11:18
Vaaz: Fitne ve zararları Belgin Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat 0 29 Mayıs 2008 07:44

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.