Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Islamî şahsiyet (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/31342-islam%EE-sahsiyet.html)

EyMeN&TaLhA 06 Mart 2015 20:38

Islamî şahsiyet
 


Sahâbe-i Kirâm efendilerimizden Süfyân b. Abdillah es-Sakafî (r.a.), Hz. Peygamber efendimizle ilgili bir hâtırasının şöyle anlatıyor: “Bir gün, Hz. Peygamber’in huzuruna geldim ve şöyle bir istirhamda bulundum:

“-Ey Allah’ın elçisi! Bana, sarılıp yapışacağım bir hakikati söyler misiniz?” Bu isteğim üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu
“-Rabbim Allah’dır.” de, sonra da yaşamakla emrolunduğun İslâmî düsturlara göre hayatını düzenleyerek dosdoğru ol.”

Bu güzel açıklamayı dinledikten sonra Hz Peygamber’e şöyle bir soru sordum:

-Ey Allah’ın elçisi, Allah’ın azabına uğratılabileceğim endişesi ile benim için en fazla korktuğunuz şey nedir?

Hz. Peygamber, bu sorumu cevaplandırmak için dilinin ucunu tuttu ve sonra da şöyle buyurdu:
“-İşte budur.”

Allah’ın yarattığı insan, O’nun koyduğu tek ve yegâne nizâm olan İslâm’la gerçek şahsiyetini bulur, kimlik ve kişilik sahibi olur. Gerçek kişiliğini İslâm’la kazanan Müslümanlar bu kimliklerini İslâm’la korumalıdırlar. Yani, İslamî şahsiyeti kazanmak yetmiyor, esas olan onu korumaktır. Hz. Peygamber, soruyu soran Süfyân’ın şahsında bütün ümmete bir mesaj sunmakta ve şahsiyetin hem kazanılmasının hem de korunmasının yolunu öğretmektedir. O da, “Rabbim Allah’tır.” dedikten sonra “dosdoğru olmak” ve bir de “ağızdaki dile sahip olmak”tan geçer.

Zamanımız Müslümanlarının en büyük problemi kimlik problemidir. Şahsiyetini kazanamamış, bir türlü kendisi olamamış, özüne yabancı ve özenti içerisinde marka Müslümanlarından nedir çektiğimiz? Ne zamana kadar daha çekeceğiz bunlardan. Kendisini İslâm’a değil çağın şartlarına uymaya uyarlamış, özenti içerisinde ki bu kimliksiz Müslümanlar kendilerine demiyorlar mı? Her gün, her an, niçin kulak vermiyoruz Yüce Allah’ın sözlerine ve O’nun elçisinin sözlerine. Şimdi hep birlikte asr-ı saâdete gidelim. Hz. Peygamber ile Ebû Zer birlikte oturuyorlar ve aralarında şu konuşmalar geçiyor. Kulak verelim. Olayı Hz. Ebû Zer anlatıyor:

“Allah’ın elçisinden şöyle bir istirhamda bulundum:

Ey Allah’ın elçisi, bana öğüt verir misiniz?

Ey Ebû Zer, sana , Allah’ın emirleri ve yasaklarına uyarak yaşamanı tavsiye ederim. Zirâ, böylesine takvâ üzerinde yaşamak senin bütün işlerini güzelleştirir.

Benim için öğütlerinizi artırır mısınız? Yâ Rasûlallah.

Kur’an oku ve Allah’ı çokça zikret, hatırla. Zirâ, Kur’an okuyup Allah’ı anman, senin göklerde yücelmene ve yer yüzünde nurlanmana sebep olur.
Ey Allah’ın elçisi, biraz daha nasihat eder misiniz?

Çok az konuşmaya bak. Zîrâ az konuşmak Şeytan’ı kovman ve ciddî bir Müslüman olarak yaşaman konusunda sana yardımcıdır.
Yâ Rasûlallah, biraz daha öğüt verir misiniz?

Ey Ebû Zer, çok gülmekten sakın, çünkü çok gülmek kalbin mânevî hayatını öldürür. Yüzün nurunu giderir.
Ey Allah’ın elçisi, benim için biraz daha nasihat eder misiniz?

Ebû Zer, nefsin için acı da olsa doğruyu söyle. Allah’ın emirleri ve yasakları doğrultusunda yaşarken kınayanın kınamasından korkma.
Son bir nasihat daha istiyorum, yâ Rasûlallah.

İnsanların kusurları ile meşgul olma, kendi kusurlarına bak ve onları düzeltmeye çalış.”

Her taraftan günahlarla kuşatıldığımız bu zamanda, böyle bir nasîhata ne kadar da muhtacız, değil mi? Ebû Zer’den Allah razı olsun. Allah razı olsun ki, sormuş ve Hz Peygamberi konuşturmuş; dinlediklerini de ezberlemiş ve kendinden sonrakilere nakletmiş. Hz. Peygamberin bu nasîhatlerine dikkat ettiyseniz, hepsi de kimlik ve kişiliğimizin inşâsı için gerekli nasîhatlerdir. Bize düşen, dinlemek, kulak vermek ve gereğini yapmaktır. Öyle ise haydin, hep birlikte, her birimiz bulunduğumuz yerlerde, İslâmî şahsiyeti kazanmış ve korumaya azimli , kararlı Müslümanlar olalım. İnanın ki, kurtuluşumuz buna bağlıdır.

Şahsiyet, Arapça bir kelimedir. Bu kelimeyi Türkçeye “kimlik, kişilik” olarak tercüme edebiliriz. “Yüksek olmak, cismi iri olmak, görünmek, belli olmak…” manalarına gelen bu kelimeyi biz, daha çok kimlikli ve kişilikli insanları ifâde etmek için kullanırız. İslâmî şahsiyet derken de, Müslüman bir kişide görmek istediğimiz ağırlığı, olgunluğu ve dolgunluğu kastederiz. Evet, Müslüman bir kişi olgun, dolgun, ağır ve efendi olmalıdır. Onun üzerinde, imânın ve amelin verdiği güzellik görülmelidir. Olayların verdiği sıkıntılara karşı direnmesini bilmeli, kendisini her durumda izhâr etmeli, yani ortaya çıkarmalıdır. İslâmî şahsiyeti kazanmış bir Müslüman, hiçbir zaman gizlenmez; arazi olmaz. Onun boyu uzun ve cüssesi büyüktür, her yerden görünür; İslâm’ın her derdine koşar. O, korkmaz; çünkü bir insanın elde edebileceği en kıymetli değer olan îmân onun kalbinde yer etmiştir. O, İslâm’ın dar günlerinin adamıdır. İslâm üzerinden menfaat temin etmez, kendinde olanı İslâm için harcar. Şöhret budalası değildir, isminin ön plana çıkmasını istemez; onun için önemli olan dâvâsının yürümesidir.

İslâmî şahsiyeti kazanmış bir Müslüman izzetlidir, İslâm düşmanlarına boyun eğmez. Onlardan gelebilecek küçük bir menfaat için dînini, îmânını satmaz. Müslüman kardeşini ve dâvâ arkadaşını da satmaz. Din düşmanlarının baskılarına boyun eğerek dînini tağyîr ve tahrîf de etmez. İnandığı gibi yaşar ve yaşadığı gibi inanır. O, demirden bir leblebidir; onu yemek isteyenlerin dişleri kırılır, kendini yedirmez kimseye. Bu asırda bize de, İslâm’a ve kendine sahip olan işte böylesi Müslümanlar lazım. Siz de böylesinizdir inşâallah.


alıntıdır

Doç. Dr. Mustafa AĞIRMAN


SAAT: 14:27

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306