Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   "Sofraların Mahcubu..." (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/9626-vequotsofralarin-mahcubuvequot.html)

TıLSıM 15 Şubat 2009 11:46

"Sofraların Mahcubu..."
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]Dünya, “aşağı yer” demekti kutsîler lügatinde. Dünya: “Olmamız gereken yerden aşağıda...” Dünya: “Yetineceğimizden çok daha az miktarda.” Dünya: “Kalmaya razı olamayacağımız kadar uzakta…” Dünya: “Kalbimize lâyık sevda yok bu sofrada…”


"Dünyanızdan..." diye başlardı sözüne..."Dünyamızdan..." diye başlamazdı. "...bana üç şey sevdirildi" diye devam ederdi. "...ben üç şeyi sevdim" de diyebilirdi. Demezdi.
Oysa, dünyamıza küskün değildi. Aksine, dünyamıza en incelikli davranan yine kendisiydi. Dünyamızın cansız, sessiz dağlarına bile selam veren O'ydu. Taşları bile incitmemek istercesine nezaketle yürürdü. Ağaçlara, çalılara, kumlara, bulutlara hal hatır sorardı her bakışında... Hele insanlara... Kendini paralarcasına, onların hiç dert edinmediği felâketlerini ve saadetlerini derdi edinmişti. Kendini ateşe atanlara, kendini ateşe attığını bilmeyenlere, kendini ateşe attığını bile bile küstahlık edenlere bile, mütebessimdi. Çürüyecek cesedin tenine bile taş değmemeliydi O'nun nazarında. "..yan gözle bakmadı kır çiçeklerine bile/dönünce bütün gövdesiyle döndü..."
Dünya, "aşağı yer" demekti kutsîler lügatinde. Dünya: "Olmamız gereken yerden aşağıda..." Dünya: "Yetineceğimizden çok daha az miktarda." Dünya: "Kalmaya razı olamayacağımız kadar uzakta..." Dünya: "Aradıklarımızı bulamayacağımız ve bulduklarımızla yetinemeyeceğimiz bir çöl gibi ayaklarımızın altında..." Dünya: "Kalbimize lâyık sevda yok bu sofrada..."
O, "dünyamız"ın hatırını, güzel kokudan, kadından ve "gözünün nuru" namazdan ötürü sayardı. Eşyanın ruhunun habercisi olduğu için güzel koku... Dünyadan öte aşkların müjdecisi olduğu için, kadın... Sonlu bir ömürden, eskiyen bir bedenden, tükenen nefeslerden, uçup giden hecelerden bir sonsuzluk inşa ettiği için, namaz.
Dünyada ama dünyadan değil O. Burada ama buralı değil. Yanımızda ama yanımızda olanlara razı değil. Dünyadan ötesine görmeyen gönlümüze müşfik bir eğiliş. Buralıları buradan öteye taşıyan merhametli bir el uzatış. Yanımızdakileri sonsuzluğa taşıran bir nazik bir uyarış. Dünyayı, "dünyamız" diye/bilmemize karşı yumuşacık bir anlayış. "Dünyamız"a "dünyanız" diyecek kadar yüce bir duruş, yüksekçe bir bakış...
Yaslanabildiğinde dünyaya, üzerine bir de yemek isteyemeyecek kadar mahcup. Yemeğini yediğinde, bir de yaslanıp keyfetmeye yüzü tutmayacak kadar utangaç. İkisini birden hak etmediğini düşünüyor O. İkisini birden çok görüyor kendine. Dünyayı fazla görüyor kendine…
Şimdi anlıyorum, yemek yerken arkasına hiç yaslanmadığını... Aynı anda hem minderine yaslanıp hem de yemeğini yiyecek kadar "yerleşik" değil dünyada... Yemeğinden yerse, minderini, döşeğini, duvarını, rahatını kenara bırakıyor. Minnet etmiyor. Yaslanacak olursa, yemeğinden suyundan vazgeçiyor. Aç kalıyor. Kök salmıyor dünyaya. Eğreti duruyor.
Yaslanabildiğinde dünyaya, üzerine bir de yemek isteyemeyecek kadar mahcup. Yemeğini yediğinde, bir de yaslanıp keyfetmeye yüzü tutmayacak kadar utangaç. İkisini birden hak etmediğini düşünüyor O. İkisini birden çok görüyor kendine. Dünyayı fazla görüyor kendine... Dünyadan fazlasını istiyor. Yolda olduğunu söylüyor. "Geçiyordum uğradım." edasında... Bir gölgenin altından çekiliveriyor yolcu hafifliğiyle... "Dünyanızdan..." diyor o yüzden. "Dünyanızdan..."
Ben, "dünyamızda" rahatça yaslanacak bir koltuk bulmadan yemeğe oturmuyorum. Yolda olduğumu unutup, terk edeceğimi/terk edeceğini unuttuğum gölgeliklerde uyuya kalıyorum. Hiç mahcup olmuyorum. Her şeyi hak ettiğimi düşünüyorum. Hiç hayret etmiyorum. "Ne kadar az şükrediyorum..."

inzar 15 Şubat 2009 19:40

Cvp: "Sofraların Mahcubu..."
 
formda okuduğum güzel ve anlamlı bir paylaşım.

Oysa, dünyamıza küskün değildi. Aksine, dünyamıza en incelikli davranan yine kendisiydi. Dünyamızın cansız, sessiz dağlarına bile selam veren O'ydu. Taşları bile incitmemek istercesine nezaketle yürürdü. Ağaçlara, çalılara, kumlara, bulutlara hal hatır sorardı her bakışında... Hele insanlara... Kendini paralarcasına, onların hiç dert edinmediği felâketlerini ve saadetlerini derdi edinmişti. Kendini ateşe atanlara, kendini ateşe attığını bilmeyenlere, kendini ateşe attığını bile bile küstahlık edenlere bile, mütebessimdi. Çürüyecek cesedin tenine bile taş değmemeliydi O'nun nazarında. "..yan gözle bakmadı kır çiçeklerine bile/dönünce bütün gövdesiyle döndü..."


SAAT: 11:54

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306