Durumu: Medine No : 10862 Üyelik T.:
01 Ekim 2009 Arkadaşları:1 Cinsiyet: Yaş:66 Mesaj:
489 Konular:
86 Beğenildi:3 Beğendi:0 Takdirleri:62 Takdir Et:
| Değerli arkadaşım şimdi de verdiğiniz cevaplar üzerinde düşünelim.
Sizde şeytanın vesvesesi, Rabbin izin vermediği sürece işe yaramaz demişsiniz çok doğru. Devamında ise bir tespit yapalım acaba verir mi vermez mi diye sormuşsunuz. Daha sonrada verirse versin mi diyeceğiz diyerek, konuya açıklık getirmişsiniz. Aslında bu cevaplarınızla tamda benim düşündüğüm noktaya geldiniz. Önce şunu zaten kabul ediyoruz, Rahmanın halis kulu, onun yolunda, onun rehberliğinden istifade eden, onun güneşi ile aydınlanan bir insana şeytanın, hiçbir koşulda namazda, imamı kim olursa olsun vesvese vermesi imkânsızdır, çünkü Allah buna izin vermeyeceğini söylüyor. Peki ya böyle bir insan olamadıysak? İşte o zaman siz haklısınız derim. Böyle bir insanın, kadının imamlığında namaz kılması sanırım çılgınlık olur. Peki, böyle bir tehlikenin olabileceğini söylememiz, kadının imamlığına yasak mı getirmelidir? Yoksa kadının ardında namaz kılabilecek kadar nefsimizi terbiye etmek için, uğraş mı vermeliyiz? İşte günümüzde biz erkekler her alanda bunu yapıyoruz, yalnız kadının imamlığında değil. Kadını çevremizden uzaklaştırıp, kadın çalışmamalıdır, evinde oturmalıdır demek bundan çok mu farklıdır?
Şeytanın insanlara sanki yalnız namazda vesvese veriyormuş izlenimi bırakmak, bana göre doğru değil. Bence tam tersine namaza duran bir insan ile uğraşmaktansa, namaz ile alakası olmayan bir insanı kandırmak ona vesvese vermek çok daha kolay olandır. Bizler kadın sesi namazda bizim dikkatimizi dağıtır dersek, toplumda da aynı örnekleri verenlerin ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Bazı zihniyet kadınları toplumdan uzaklaştırıp kendilerini ve kadınları koruduğunu, nefislerini şeytanın vesvesesinden uzaklaştırdığını söylerler. İşte bu düşünce kadını eve kapatmış, toplumdan uzaklaştırmış ve onun gerçek yerini almasına izin vermemiştir. Bizler kadını günah keçisi yapmakla, kendimizi koruduğumuzu zannederiz. Aslında bu yolla şeytandan kurtulmanın imkânsız olduğunun farkında bile değiliz. Anneniz ve ya büyük anneniz imamlık yaptığında aklınıza şeytanın vesvese getirtmeyeceğini söylemişsiniz. Peki, neden şeytan anne ve büyük annelere karşı sevgisi mi var, yoksa söylediklerime karşı saygınız hürmetiniz sonsuzda onun için mi aklına gelmez? Değerli arkadaşım bakın bu durumda demek ki hiçbir sorun yok. Yani siz bu durumda kadının imamlık yapabileceğini söylüyorsunuz öylemi? Devamında ise, çok çekici bir bayanın namaz kıldırması halinde aklımıza şeytanın bal gibi kötü şeyler getireceğini söylemişsiniz. Bu durumda şeytanın hükümranlığını, ne olursa olsun kabul etmiş oluyorsunuz. Peki, arkadaşım güzel ve çekici bayan, nasıl bir kıyafetle imamlık yapacağını düşünüyorsunuz da bunlar geliyor aklınıza? Herhalde vücut hatları belli olan seksi bir şekilde karşımıza çıkacak değil. Bu durumda kadının sesi geliyor akla. Acaba kadının sesi bir erkeği namaz kılarken rahmana odaklamamızı engeller mi? Doğrusu bunu ben düşünmek bile istemiyorum.
Kadınlarımızı ve erkeklerimizi cinsek obje haline getiren, şeytan değil yalnız ve yalnız NEFSİMİZDİR. Şeytanın insan üzerinde asla yaptırım gücü yoktur. Olaylar karşısında hâkimiyet insandadır, yalnız o insan nefsini aklı ile kullanırsa tabiî ki. İnsanın nefsi de tıpkı şeytan gibi kendisine vesvese verir, yani anlayacağımız bir dille söylersek, dürtükler insanı. Esas vesvesenin tehlikeli olanı, insanın kendi nefsinin, kendisine verdiği vesvesedir. Buna hâkim olamıyorsa ne yaparsanız yapın engel olamazsınız. Bu durumda şeytan karşıya geçer hiçbir şey yapmaz, bizlere güler durur. Çünkü onun işini kolaylaştırmışızdır da ondan. Cevabınızın sonunda ise kadınların erkek imamlığında da kadınlara şeytanın vesvese vereceğini söylemişsiniz. Sanırım bu sizin düşünceniz. Çünkü İslam âleminin çoğunluğu buna katılmıyor ve erkeğin arkasında kadın namaz kılar diyor. Şimdide tam burada şöyle düşünelim. Acaba camiler ve mescitler yalnız erkekler için midir? Bu duruma göre, sizin sözlerinizden yola çıkarsak, erkek imamlığında kadının aklına şeytan vesvese getireceğinden, camiye gelip namaz kılamaz? Bakın tüm bunları kabul etmekle kadınları ne hala soktuk. Toplumdan uzaklaştırmak yetmedi, onları camilere bile gelmesini engelledik, sizce doğrumu yaptık? Rabbim; Ey iman edenler, çağrıldığınız zaman koşun dediği Cuma namazını, kadınlarımıza çok gördük. Sanki onlar rabbin iman edenleri değilmiş gibi düşündük. Çünkü onlarla beraber olduğumuzda günaha gireceğimizi, kafamıza yerleştirmişiz bir kere. Bunun nedenlerini sebeplerini düşünüp, çareler bulmak nefsimizi eğitmek yerine, onları toplumdan, camilerden uzaklaştırmak sanırım daha çok işimize gelmiş. Allah süs eşyası indirdim sizlere derken, hatırlayınız bu süsler iman edenler içindir dedikten sonra, Bunları takıp mescitlere gidin emrini, ayetini her nedense görmek, hatırlamak bile istememişiz. Elbette bunun neticesini de toplumda görüyoruz. Hâlbuki bizler, Rabbin hüküm verip yasaklamadığı bu konuda, acaba kesin hüküm verip, kadın asla imamlık yapamaz erkeklere demekle, çok büyük bir yanlış yapmış olamaz mıyız? Bu konuda söylediklerimiz kur’an onayını alıyor mu diye çok iyi düşündük mü? Yoksa nefsimizin dayatması mıdır bu düşünce?
Bu konuda çok şeyler söyledik. Yaptıklarımız ve söylediğimiz her şey, geleceğimizin aynası olacaktır. Eğer bizler yanlış şeyler yapıyorsak, gelecekte bu yaptıklarımızın meyvesini alacağız. Tabi bu meyve bizleri zehirleyecek ve hiçte mutlu olmayan bir toplum olacağız, Allah korusun. İşte bundan dolayıdır ki çok iyi düşünmeli ve Rabbin rehberinin onay vermediği hiçbir şeyin ardı sıra gitmemeliyiz. Geçmişten gelen her konudan dersler çıkarmalıyız, yaptıkları hatalarından da dersler almalıyız. Onların yaptıkları yanlışları devam ettirmek, bizlere daha da kötü bir yaşamı getirecektir. Onun için önce nefis terbiyesi üzerinde durup toplumu, kadın erkek yan yana nasıl yaşanır, bunu evlatlarımıza öğretmeliyiz. Bunu yapamadığımız sürece de, neticesine katlanmasını da bilmeliyiz.
Hiç kimse camilerimizde kadınlar gidip imamlık yapsın demiyor. Geçmişte cami ve mescitlerde hep erkek imamlık yapmıştır ama geleneğimizi dinleştirip, Rabbin vermediği bir hükmü vermeyelim. Bunu yapmakla kadınlarımızın saygınlığını yaralamayalım. Kadınlarımız şunu bilmelidir, bu görev asırlardır biz erkeklerin yürüttüğü bir görevdir, elbette Rabbin en büyük emaneti olan, kadınlarımızın arkasında da gerektiğinde namaz kılınabilir. Bunu onlara söylediğimizde onlara karşı ne derece saygılı olduğumuzu ve onlara nasıl değer verdiğimizi göstermiş oluruz.
SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK |