Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01 Kasım 2010, 11:41   Mesaj No:96

HALUK GÜMÜŞTABAK

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Standart

Değerli Mücahide siz benim yazdıklarımı sanırım tam anlamamışsınız. Ben kadınlar camilere imam olsun demedim, bunu şu anda ne geleneğimiz kaldırır, nede kültürümüz. Geriye dönün yazdığım yazımı okuyun. Ben Allahın vermediği bir hükmü bizler vermeyelim diyor, kadınlar kesinlikle toplu cemaate namaz kıldırmaz demeyelim diyorum. Bütün söylediklerim ve savunduklarım bundan ibaret. Yaratanın vermediği bir hükmü hiç bir beşer veremez. Allahın yasaklamadığı bir konuyu, hiç bir beşer yasak diyemez. Benim savunduğum düşünce budur.


Kurmehmet kardeşimize gelince, şöyle yazmışsınız.

( kovulurken ne demişti doğru yalda olanı yoldan çıkartmak için her yolu deneyeceğim ancak sapmış olanlar onlar zaten şeytanın askerleridir. ona vesvese vermesine gerek yok ki insanın son nefesine kadar nefsiyle [şeytanıyla]mücadele etmesi gerekir ki şayet doğru ALLAH,IN yolundaysa ..)


İnsanları Allah ilk yarattığında tertemiz ve dosdoğru, yaratmıştır. Daha sonra nefsi ile aklı arasında doğru bağlantı kuramayan, kur’anı, rehberi örnek almayan bir insan ancak şeytanın vesvesesinden etkilenir yoldan sapar. Allah şeytana insanları aldatma, kandırma iznini verdiyse de sınırlı vermiştir. Al sana yarattığım insanlar ne yaparsan yap dememiştir. Şeytanın vesvesesi ancak Allahın izin vermesinden sonra işe yarayabilir. Bunun örneklerini kur'an da çok görüyoruz.

Verdiğiniz örneğe gelince, sapmış olanlar zaten şeytanın askerleridir sözünü doğru ve yerinde kullanmadığımız, anlamadığımız takdirde yanlış yaparız, bakın size bir örnek. Peygamberimizin yanına yaklaşan, kur'an da ağma sözüyle anlatılan, gönül gözü ile göremeyen inançsız bir insan yaklaştığında, peygamberimiz vakit kaybetmemek için görmezden geliyor. Hatırlayınız Allah peygamberimizi nasıl ikaz ediyor ve ne söylüyordu? (EY RESULÜM DAHA SONRA İMAN ETMEYECEĞİNİ NEREDEN BİLİYORSUN?) İşte bu örnek boşuna değildir. Yakınımızda iman etmeyen yalan ve yanlış yoldan giden bir insan için, bu şeytanın askeri artık buna yapacak bir şeyimiz yok demek çok yanlıştır. Belki de bu insan daha sonra iman edip, hepimizden çok daha iyi bir insan olabilecektir. Onu Allah bilir.

Şeytan, iman edip Rabbin rehberiyle yaşamaya çalışan insan ile uğraşmaya fazla vakit ayıramaz, çünkü o iman etmeyen, rehberi olmayan insanı kolayca aldatacağı için, ona vesvese verip onunla iman eden insana zarar vermeye çalışır. Çünkü kendisi hiç bir şey yapamayacağı için kıskanır.


Bizler her şeyi şeytana mal ederiz. Hâlbuki her insanın içinde, aklın onay vermediği şeyleri düşünmeye, yapmaya vesvese veren nefsi vardır. İmtihanımızın merkezi nefsimizdir, ama bunu hep görmezden geliriz. Nefis şeytanın işini kolaylaştırır, bir şartla eğer bu nefsi terbiye etmediysek. İşte Allah rehberinde bizlere bazı farz emirler verir, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek gibi. Bunların hepsi kendi nefsimizi ve karşı nefsi terbiye etmek içindir. Ama bizler bu önemli görevlerin ne için farz olduğunun farkında bile değiliz. Eğer nefsimizi bunlarla gerçek anlamda terbiye edemediysek, namazda ve her anımızda nefsimiz bize vesvese verecek, şeytanın işini kolaylaştıracaktır. Ben namaz kılıyorum, oruç tutuyorum demekle hiçbir şey bitmiyor, eğer bu yaptıklarımızdan gereği gibi nasiplenemediysek zaten şeytanın nefsimizle ortak çalıştığını çok rahat görebiliriz.


Bizler terbiye edemediğimiz nefsimizi düşünmek yerine, ne yazık ki bu eksikliğimizi şeytanın üzerine atmaktayız. İşte farkına varmamız gereken önemli konuda burada yatıyor. Bakın birkaç cevap öncesi arkadaşımız bir örnek vermişti, Aliimran 14. ayette. İnsanlara neler süslü gösterilmişti. Peki, bunları gösteren şeytan değildi hatırlayınız, Allah bizleri yaratırken güzel şeyleri bizlere süslü gösterdi. Peki, niçin yaptı tüm bunları? Çünkü imtihanımızın asıl kaynağı ve merkezi burasıdır. Bizler her nedense, yaptığımız her kötülüğü şeytanın üzerine atarız. Adam öldürürüz, şeytana uydum deriz. Hâlbuki şeytanın yapacağı çok fazla bir şey yoktur, onu büyütmek şeytana mutluluk ve güç verecektir.


Bizlere kötülük yaptıran ıslah etmediğimiz NEFSİMİZDİR. Bu gerçeği bilmiyorsak her yaptığımız kötü şeyi şeytanın üzerine atıyorsak, asla doğru teşhiste bulunmuş olmayız. Şeytan bizim nefsimize hitap eder, aklımıza değil. Aklımızdan köşe bucak kaçar. Aklını kullanmayan insanlarla daha çok ilgilenir. Çünkü aklını kullanan insan nefsinin verdiği vesveseyi kontrol etmeden hayata geçirmez. Doğru ise yapar, yanlış ise yapmaz. Eğer nefsimizi Yüce Rabbin rehberiyle ıslah etmediysek, onu eğitmediysek zaten imtihanımızın yapıldığı nefsin vereceği vesvese ile, her zaman yanlış yapmaktan kurtulamayız. Şeytana da işini kolaylaştırmış oluruz. Şeytan zor kandıracağı insanları seçmez, işin her zaman kolayına kaçar. Aldatamayacaklarını da yine kandırabileceği insanlar vasıtasıyla yapar.


Lütfen şunu unutmayalım, şeytan nefsini ıslah etmiş bir insan ile uğraşamaz, uğraşsa da emeline ulaşamaz, çünkü şeytanın gücü insanlar üzerinde sınırlıdır. Asıl sınırı olmayan insanın nefsinin kendisine vereceği vesvese ve dürtüdür. Onu da Rabbin gösterdiği yolda eğiten, yine elbette hatalar yapacaktır ama en azından büyük hatalar yapmayacaktır. Rabbimde zaten bunu yapabileceğimizi söylüyor ve bizi rahatlatıp, eğer büyük günahlardan sakınırsanız diğerlerini örterim diyor, şükürler olsun.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
Alıntı ile Cevapla