Arafat'ta Vakfe'nin Şartları
A. Arafat'ta vakfeye durmak, Zilhicce'nin dokuzuncu gününün öğle namazından bayram gecesinin fecrine kadar olan zamanın bir parçasında olmalıdır.
Zilhicce'nin dokuzuncu gününden önce veya bayramdan sonra Arafat'ta vakfeye duran kişinin haccı sahih olmaz. Sözkonusu zamanın, gece veya gündüz herhangibir parçasında -isterse bir saniye olsun-Arafat'ta vakfeye durmak yeterlidir. Fakat efdal olan hem gece, hem gündüz vakfeye durmaktır. Güneş batmadan önce Arafat'tan çıkıp harem sınırına giren kişinin bir kurban kesmesi müstehabdır. Fakat bu, zorunlu (vacib) değildir. Bunun nedeni, Hz. Peygamber'in fiiline aykırı davranmış olmasıdır.
B. Vakfe, Arafat sınırları içinde olmalıdır.
Arafat sınırları içinde herhangibir yerde vakfeye durmak yeterlidir. Çünkü Hz. Peygamber'in Arafat'ta vakfeye durduğu nakledilmiştir.
Urne denilen ve Arafat'a sınır olan bu yerde vakfeye durmak yeterli olmaz. Burada akşam namazı tehir edilerek Müzdelife'de yatsı namazı ile beraber kılınmalıdır. Çünkü Hz. Peygamber böyle yapmıştır ve böyle yapılmasını da emretmiştir.
C. Veda tavafı, tavaful-ifaza'dır.
Allah Teâlâ'nın 'Onlar Beyt-i Atik'i tavaf etsinler1 ayeti bunu belirtmektedir. Ayrıca Hz. Peygamber'in de böyle yaptığı rivayet edilmiştir. Tavafın sahih olmasının şartları şöyle özetlenebilir:
ı. Namazın sahih olması için gerekli olan şartlar, tavafın sahih olması için de gereklidir. Meselâ niyet etmek, abdestli olmak, cünüplükten temiz olmak, bedende, elbisede veya tavaf edilen yerde necasetin bulunmaması, avret yerinin örtülü olması gibi şartlar tavaf için de gereklidir. Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Tavaf da bir salât'tır. Ancak Allah Teâlâ tavafta konuşmayı helâl kılmıştır. Kim tavaf esnasında konuşursa hayırdan başka birşey konuşmasın.[17] ıı. Farz olan tavaf (tavaful-ifaza) yapılırken, bedenin herhangibir parçasıyla Kabe'nin sınırına girilmemesi gerekir. Kişinin, Hicr sınırlarının dışından tavaf yapması vacibdir. ÇHicr, Kabe'nin şimal tarafına düşen duvarının yanından kısa bir duvar ile yarım daire şeklinde çevrilen bölgenin adıdır). Çünkü Hicr, Kabe'nin sınırlan içindedir. Hicr'in içinden tavaf edip onun kapısından geçmek caiz olmaz.
m. Tavaf yaparken Kabe sol tarafa alınarak Haceru'I-Esvedden başlanmalıdır.
Haceru'l-Esved'den önce başlanan tavaf, Hacer'ul-Esved'e varıncaya kadar tavaf sayılmaz. Çünkü Hz. Peygamber tavafa Haceru'l-Esved'den başlamıştır. Müslümanların da ona uyması gerekir.
iv. Tavaf, yediye tamamlanmalıdır.
Kabe'nin etrafında yedi defa dönmek, bir tavaftır. İşte bunlar tavafın şartlarıdır. Ayrıca tavafın birtakım sünnet ve âdabı da bulunmaktadır. Onlardan ileride bahsedeceğiz.
D. Safa ile Merve arasında sa'y etmek.
Safa ile Merve, Kabe'nin yakınında bulunan iki tepedir. Onların arasında sa'y etmek, Safa'dan Merve'ye, Merve'den Safa'ya gidip gelmek demektir. Sa'y, önce Safa'dan başlamalıdır ve yedi kere yapılmalıdır. Bu rüknün delili, Hz. Peygamber'in şu sözüdür:
Ey insanlar! Sa'y yapınız.
Ayrıca Cabir'den rivayet edilen hadîste şu kısım da bulunmaktadır: "Sonra Hz. Peygamber Safa kapısından çıkıp Safa'ya vardı ve şu ayeti okudu: 'Şüphe yok ki Safa ile Merve, Allah'ın (dininin) nişanelerin-dendir'.
(Bakara/158) Sonra da 'Ben Allah'ın başladığından başlayacağım1 dedi".[18]
[B]
Sa'y Etmenin Şartları
1. Sa'y» tavaftan sonra yapılmalıdır.
Sa'y, ister kudüm tavafı olsun, ister ifaza tavafı olsun, tavaftan sonra yapılmalıdır. Çünkü Hz. Peygamber böyle yapmıştır.
2. Sa'y, yedi şavttan meydana gelmelidir. Safa'dan başlayıp Merve'de bitmelidir.
Safa ile Merve arasındaki her sa'y, bir şavt'ür.
3. Safa ile Merve arasındaki mesafenin tümünün katedilmesi gerekir. Eğer bu mesafeden bir karış eksik kalırsa, şavt sahih olmaz. Bu bakımdan sa'y yapan kişinin, topuğunu Safa duvarına bitiştirmesi ve yürüyüp parmaklarım Merve duvarına bitiştirmesi vacibdir. (Bugün Safa ve Merve'deki bu duvarlar yoktur).
4. Sa'y peşpeşe yapılmalıdır.
Sa'yların arasında örfen uzun sayılan bir ara verilirse, tekrar Safa'dan başlayarak yedi defa gidip gelmek gerekir. E. Traş olmak.
Saçların tamamını veya bir kısmını kesmek, hatta saçtan üç kıl kesmek traş sayılır, Bu, Şafii mezhebinin en sahih görüşüne göredir. Bunun delili Buharı, Müslim ve başka nıuhaddislerin rivayet ettiği hadîstir.
Traşın şartlan şunlardır.-
1. Traş, vaktinden önce olmamalıdır.
Traşın vakti, Kurban Bayramı gecesinin yarısından itibaren başlar. Bundan önce traş olan kişi günahkâr olur ve fidye vermesi gerekir.
2. Üç kıldan az olmamak şartıyla saçın bir kısmını veya tamamını kesmek.
Sahih görüş budur.
Başlarınızı kazıtarak ve kırparak... (Fetih/27)
Ayetteki er-ruûs (başlar) kelimesinden maksat saçlardır. Çünkü baş kesilmez. Bazı müfessirler 'eş-şaar kelimesi cemîdir. Cem'in en azı ise üç olduğundan, başlan üç kıît kesmek yeterlidir' demişlerdir.
3. Kesilen veya koparılan kıllar, başın sınırları içinde bulunanlardan olmalıdır.
Sakal, bıyık veya kılları kesmek yeterli olmaz. Kadının saçını tamamen kesmesi haramdır. Kadınların saçlarını biraz kısaltmaları en efdalidir.
Bir Mülahaza
Başında saç olmayan kişinin, usturayı başının üzerinde gezdirmesi sünnettir.
Bu Rükûnlar Arasındaki Tertibi Gözetmek
Bu rükûnlann çoğunun arasındaki tertibe riayet etmek vacibdir. Bu tertip şöyledir: Önce ihrama girilir, sonra Arafat'ta vakfeye durulur, sonra tavaf yapılır, sonra sa'y edilir. Traş, tavaftan önce de sonra da yapılabilir. Fakat bu tertibin bir rükün mu, yoksa rükûnları yerine getirme keyfiyetinin şartı mı olduğunda Şafiî mezhebinde ihtilaf vardır. Burada önemli olan bu tertibin gerekli olduğunu bilmektir.
b. Umre'nin Amelleri
Umre'nin amellerini şöyle özetleyebiliriz:
a. Hac ihramı yerine, umre ihramına girmek. Umre ihramının şartlarını daha önce zikretmiştik.
b. Umre yapmak isteyen kişi, Mekke'ye girerek umre tavafını bizzat yapmalıdır.
Yani kudüm tavafı, umre tavafının yerine geçmez.
c. Safa ile Merve arasında sa'y etmek.
d. Saçın tamamını veya bir kısmını traş etmek. Haccın Sünnetleri
Bunlar, Hz. Peygamber'in tatbik edip öğrettiği haccı tamamlayan şeylerdir. Fakat hac ibadetlerine dahil değildir. Terki günahı gerektiren vaciblerden de değildir. Haccın sünnetleri çoktur. Bunlar haccın çeşitli amellerine dağılmıştır. Biz bunların en önemlilerinden bahsedeceğiz.
İhram'ın Sünnetleri
Hac için ihram'a girmek isteyen kişinin riayet etmesi gereken sünnetler şunlardır:
1. Gusletmek.
Gusletmek imkânı bulunmadığı takdirde teyemmüm edilmelidir. Etek ve koltuk altı traşı olmak, bıyığı kısaltmak, tırnakları kesmek de buna dahildir. Bu gusül erkek veya kadın -temiz olsalar da- herkese sünnettir.
2. Dille niyet etmek ve telbiye okumak.
Telbiye şöyle yapılır: Lebbeyke Allahumme îebbeyke. Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyke. İnne'l-hamde ve'n-nimete leke ve'1-mülke lâ şerike leke.
Erkek, bu duayı ayakta, oturarak veya yürüyerek okuyabilir. Ancak yüksek sesle okumalıdır. Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Cebrail bana gelerek ashabıma, yüksek sesle telbiye okumalarını emretmemi söyledi.[19]
[B]Bu, müstehab olan bayram günü sabahından Cemretu'l-Akabe'ye taş atincaya kadar devam eder. İhram'a girdiğinde kıbleye yönelip şöyle demelidir: Allahumme ehreme leke şaarî ve beşşerî ve lahmî ve demi (Yârab! Bedenim; etim, kanım ve her tüyüm senin için ihrama girdi).
Kadın ise kendi duyacağı şekilde telbiye okumalıdır.
3. Hacı, ihram'a girdikten sonra dünya hâdiselerinden ve insanı meşgul eden mubah şeylerden uzaklaşmalıdır.
Mekke'ye Girmenin Sünnetleri
Hac için Mekke'ye girmek üzere olan kişinin, riayet etmesi gereken sünnetler şunlardır:
1. Mekke'ye, Arafat'ta vakfe'ye durmadan girip Mekke'den Arafat'a gitmek.
2. Mekke'ye girmeden önce Zi-Tuva kuyusunun yanında yıkanmak.
Hz. Peygamber, Mekke'ye her girişinde burada yıkanırdı. Bugün bu kuyu belirgin bir durumda olmadığı gibi, oraya girip yıkanmak da zordur.
3- Seniyetui-Keda denilen yoldan Mekke'ye girmek. Bu yol, Mekke'nin üst tarafındadır.
4. Mekke'ye girildiğinde Kabe'ye gidip Kudüm Tavafı yapmak.
Bu tavaf, Beyt-i Haram'ın hediyesidir. Hz. Peygamber Kudüm Tavafı yapmayı sever ve ihmal etmezdi.
5. Mescid-i Haram'a, Benî Şeybe kapısından girmek ve Kabe görüldüğünde elleri kaldırarak şu duayı okumak:
Yârab! Şu beytin (Kabe'nin) şeref, azamet, kerem ve mehabetini artır. Onu hac ve umre niyetiyle ziyaret edip şereflendiren ve ona tazim eden kimselerin de şerefini, tazimini, tekrim ve iyiliklerini artır. Yârab! Selâm sensin, selâm sendendir. Ey rabbimiz! Bizi selâm ile hayata kavuştur.
Tavafın Sünnetleri
Tavafın vaciblerini ve sahih olmasının şartlarını beyan etmiştik. Tavafın sünnetlerini ise kısaca şöyle sıralayabiliriz:
1. Tavafı, yürüyerek yapmak.
Kadın ve erkeklerin yürüyerek tavaf yapması sünnettir. Ancak hastalık veya başka nedenlerden dolayı binekli olarak tavaf etmek mekruh değildir.
Ümmü Selma hasta olduğu halde Mekke'ye geldi. Hz. Peygamber; ona şöyle dedi: 'Halkın arkasında binekli olarak tavaf et!'
[20] 2. Tavafa başlarken Hacer'ul-Esved'i öpmeli veya ona dokunmalıdır. Çünkü Hz. Peygamber böyle yapardı.[21] İzdiham veya benzeri bir nedenden dolayı Hacer'ul-Esved'e yaklaşma imkânı bulunamazsa, ona uzaktan işaret edilmelidir. Bu da erkeklere mahsus bir sünnettir. Kadınların, Hacer'ul-Esved'i öpmeleri, ona dokunmaları sünnet değildir. Ancak tavaf yeri boş olduğunda kadınlar bunu yapabilirler. Hacer'ul-Esved'i öpmek veya ona dokunmak halka eziyet verecekse, erkeklerin de ona dokunup öpmeleri müstehab olmaktan çıkar, mekruh veya haram olur Bu halka verilen eziyete göre değişir. Bu hususta Hz. Peygamber Hz Ömer'e şöyle demiştir:
Ey Ömer! Sen güçlü bir kişisin. Hacer'ul-Esved'e dokunup öpmek için insanlarla itişme, çünkü zayıf bir kimseye eziyet verebilirsin. Bunu, tenha olduğu zaman yap. Tenha değilse uzaktan teşbih ve tehlil getirip ona işaret etmen yeterlidir.[22] 3. Her şavt'ta Hacer'ul-Esved'e dokunup öpmek.
Tavaf ve namazdan sonra da Hacer'ul-Esved'e dokunup öpmek sünnettir.
4. Tavafın başlangıcında şöyle demelidir:
Allah'ın ismiyle. Allah en yücedir. Yârab! Sana iman etmek, kitabını tasdik etmek, va'dini yerine getirmek, peygamberin Muhammed'in sünnetine tâbi olmak üzere bunu yapıyorum.
Selef imamları bunda ittifak etmişlerdir. Kabe'nin kapısının karşısına geldiğinde de şu duayı okumalıdır:
Yârab! Şüphe yok ki Kabe. senin beytindir, harem senin haremindir, emniyet senin emniyetindir. Bu da ateşten sana sığınanın makamıdır.
Rükn-ü Irakînin hizasına geldiğinde de şu duayı okumalıdır:
Yârab! Ben sekten, şirkten, nifaktan ve kötü. ahlâktan, ailemden, malımdan, çocuklarımdan ve kötü nazardan sana sığınıyorum.
Kabe'nin oluğunun altına geldiğinde şu duayı okumalıdır:
Yârab! Senin arşının gölgesinden başka gölgenin olmadığı bir günde beni gölgelendir. Peygamberin Muhammed'in kadehiyle bana hoş ve içildikten sonra artık susuzluk hissedilmeyen bir içki ikram et, ey celâl ve ikram sahibi!
Şâmî ve Yemanî rükünleri arasında da şu duayı okumalıdır:
Ey Allahım! Haccımı mebrûr, günahımı mağfur, sa'yimi meşkûr, amelimi makbul eyle, ticaretimi zarar etmeyen bir ticaret kıl ey aziz ve gafur!
Yemanî rükünle Hacer'ul-Esved'in bulunduğu rükün arasında da şu duayı okumalıdır:
Ey Allahım! Bize dünyada bir hasene ver, ahirette bir hasene ver. Bizi ateşin azabından koru!
Tavaf esnasında başka dualar da okunabilir. Fakat Hz. Peygamber' den rivayet edilen duaları okumak daha efdaldir.
5. Birinci, ikinci ve üçüncü şavtlarda adımlarını yakın atarak canlı, diğer şavtlarda ise normal yürümek.
Bu yürüyüşe remel denir. Tavaftan sonra sa'y var ise remel yapmak sünnettir, yoksa sünnet değildir. Remel esnasında abanın ortasını sağ omuza, iki tarafını da sol omuza atmalıdır. Buna izdiba. denir, Hz. Pey-gamber'in, Hudeybiye'nin ikinci senesinde kaza umre'si yaparken böyle yaptığı ve ashabına da böyle yapmalarını emrettiği rivayet edilmiştir. Hz. Peygamber şöyle demiştir: 'Bugün, Mekke müşriklerine kuvvetli olduğunu gösteren kişiden Allah razı olsun'. (Müşrikler 'Muhammed'in arkadaşları zayıf ve güçsüzdür. Biz onları bir çırpıda altederiz' diyorlardı. Hz. Peygamber, onların bu düşüncelerinin yanlış olduğunu, aksine müslümanların güçlü olduğunu gösterip onları korkutmak için ashabına canlı ve koşarak tavaf yapmalarını emretti ve bu bir sünnet olarak kaldı).
6. Tavaftan sonra namaz kılmak.
Bu namaz Makam-ı İbrahim'in arkasında iki rekât olarak kılınmalıdır. Birinci rekâtında Kâfkûn, ikinci rekâtta ise İhlas sûresi okunmalıdır. Çünkü Hz. Peygamber'in böyle yaptığı ve halka da böyle yapmalarını emrettiği ve 'Siz de Makam-ı İbrahim'den bir namazgah edinin' ayetini okuyarak onları teşvik ettiği rivayet edilmiştir.[23]
[B]
Say'in Sünnetleri
1. Herhangibir tavaftan sonra sa'y edildiği zaman, başka bir tavaftan sonra sa'y etmemek.
Meselâ sünnet olan kudüm tavafı'ndan sonra sa'y yapılmışsa, hac'da rükün olan tavaf-ı ifaza'dan sonra sa'y yapmak mekruhtur.
2. İlk sa'ycte Safa tepesinin üzerine çıkmak.
Safa tepesine çıktıktan sonra kıbleye yönelerek şöyle demelidir:
Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Hamd Allah'a mahsustur. Allah en büyüktür. Bize hidayet ettiği için Allah'a hamdediyorum. Hamd Allah'a mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur. Allah bir'dir, ortağı yoktur. Mülk Allah'ındır, hamd Allah'ındır. O diriltir ve öldürür. Hayr O'nun elindedir. O herşeye kadirdir.
Bu duayı okuduktan sonra yürüyerek Merve tepesine çıkmalı ve aynı duayı tekrar etmelidir.
3. Mümkün olduğunca yaya olarak sa'y etmek.
Malum olan iki gün ve yeşile boyanmış iki mil'de herveie yapmak da sünnettir. Hacı herveie yaparak Safa ve Merve tepelerine çıktığında her seferinde kendisine, arkadaşlarına ve mü'minlere dilediği şekilde dua edilebilir.
Arafat'a Çıkmanın Sünnetleri
Arafat'ta vakfe'ye durmanın, haccın en önemli rükûnlarından biri olduğunu söylemiştik. Mekke'den önce Arafat'a gitmek de caizdir. Ancak sünnet olan şöyle yapmaktır:
a. Mekke'ye girip kudüm tavafı'nı yaptıktan sonra Arafat'a gidilmelidir.
b. Müslümanların idarecisi veya ileri gelen bir kişi, Zilhicce'nin yedinci günü öğle namazından sona bir hutbe trad ederek halkı yarın sabah Mina'ya çıkmaya teşvik etmeli ve Mina'dan sonra neler yapacaklarım, Arafat'a nasıl gideceklerini onlara beyan etmelidir.
c. Zilhicce'nin sekizinci gününün sabahında Mina'ya çıkılmalı, orada dokuzuncu günün sabahına kadar durulmalıdır. Beş vakit namaz, Mescid-i Hayfda eda edilmelidir. Çünkü Hz. Peygamber namazlarını orada kılmıştır.
d. Dokuzuncu günün sabahı güneş doğduktan sonra Arafat'a doğru yola çıkılmalı, Arafat yakınında Nemire denilen yerde durup güneşin batıya doğru kaymasını beklemelidir. Öğle ile ikindi namazı burada (Arafat Camii'nde) cem-i takdim yapılarak cemaatle kılınmalıdır. Sonra Arafat'a gidilip güneş batmcaya kadar orada durulmalıdır. Orada Allah'ı zikredip dua etmeli ve tehlil getirilmelidir. Çünkü Hz. Peygamber ve ashabının böyle yaptığı rivayet edilmiştir.
Müzdelife'de Gecelemenin Sünnetleri
Arafat'ta gecelemenin vacib olduğunu belirtmiştik. Arefe gününün güneşi battıktan sonra Müzdelife'ye gidip orada gecelemenin sünnetleri şunlardır:
a. Fecr'e kadar Müzcielife'de kalıp fecr'den hemen sonra sabah namazını kılmak.
b. Miizdelife'de, cemrelere atılacak taşlan topladıktan sonra Mina'ya hareket etmek.
Her cemre için yedi taş toplanmalıdır. Bu taşlar nohuttan biraz büyük, bakladan da küçük olmalıdır. Çünkü Fadl b. Abbas'tan şöyle rivayet edilmiştir: "Hz. Peygamber, bayram sabahı bana 'Benim için taş topla' dedi. Ben de nohut büyüklüğünde taşlar topladım".
[24] c. Meş'ar'ul-Haram'ın yanında durmak.
(Meş'ar'ul-Haram, Müzdelife'nin sonunda küçük bir dağın adıdır). Burada seher vaktine kadar durulup 'Rabbena âtina fi'd-dünya haseneten ve fi'l-ahireti haseneten ve kına azabe'n-nâr' ayeti çokça okunmalıdır.
Meş'ar'ul-Haram (Kuzah Dağın)da Allah'ı anınl-O'nu, size nasıl hidayet ettiyse öyle zikredin. Çünkü O'nun hidayetinden önce dalâlette olanlardandınız.
(Bakara/198)
Sonra Mina'ya doğru yola devam edilmelidir. Şiarları 'Lebbeyk Allahumme lebbeyke'; zikirleri de 'Lâ ilahe illallah' olmalıdır. Yolculuklarını, güneş doğduktan sonra Mina'ya varacak şekilde ayarlamalıdırlar.
Şeytan Taşlamanın Sünnetleri
Cemretu'l-Akabe'de şeytan taşlarken dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:
a. Mina'da, Cemretu'l-Akabe'ye taş atmadan hiçbir şey yapılmamalıdır.
Çünkü Mina'nın hediyesi, bayram gününde Cemretu'l-Akabe'ye yedi taş atmaktır.
b. Birinci taşı attıktan sonra telbiye etmeyi bırakmalıdır.
Çünkü Hz. Peygamber, birinci taşı atıncaya kadar telbiye'ye devam eder, birinci taşı attıktan sonra keserdi ve onun yerine Allahu ekber derdi. ,
c. Her taş atılırken Allahu ekber denilmelidir.
Erkek taşlama esnasında kolunu, koltuk altının beyazlığı görünecek kadar kaldırmalı ve sağ eliyle atmalıdır. Kadın ise kolunu fazla kaldırmamalıdir. Atılan taşlar en fazla bakla kadar olmalıdır.
Teşrik Günleri'nde Cemrelere Taş Atmanın Sünnetleri
a. Taşlama, güneş batıya doğru kaydığı zaman yapılmalıdır.
Şiddetli izdiham olduğu zaman, taşlamanın tehir edilmesinde bir mahzur yoktur.
b. Birinci ve ikinci cemreye taş atılırken yüz kıbleye dönük olmalı ve taşlar 'Allahu ekber' denilerek atılmalıdır.
c. Taşlan attıktan sonra, halkın attığı taşların kendisine değmemesi için biraz durmalı, cemreyi arkasına alarak yüzünü kıbleye çevirmeli, kendisi, arkadaşları ve bütün mü'minler için Allah'a niyaz etmelidir. Bu duanın Bakara sûresini okuyacak kadar sürmesi sünnettir. İkinci cemrede de aynısı yapılmalıdır. Halk arasında Büyük Şeytan denilen Cemretu'l-Akabe'de şeytan taşlarken de birinci ve ikinci cemrelerdeki gibi yapılmalıdır. Ancak buradaki taşlamadan sonra orada durulmamalı ve dua edilmemelidir. Bütün bunların delili, Hz. Peygamber'in böyle yaptığının rivayet edilmesidir.