Bu da İmam-ı Azam'ın Fıkhu'l-Ekber'inden:
"Bahsin derinliğine dalarak haddini aşanlar helak olmuştur" (Müslim, Ebu Davud)
İmam Şafii şöyle diyor: "İnsanlar kelam ilminin ne kadar korkunç ve tehlikeli olduğunu bilmiş olsalardı, arslandan kaçtıkları gibi ondan kaçarlardı"
İmam Malik şöyle diyor: "Bid'at ve heva ehlinin şehadeti caiz değildir" Bu sözü tevil eden talebelerinden bir kısmı diyor ki: O, heva ehli ile, hangi mezhebten olursa olsunlar kelamcıları murad etmiştir
Ahmed b Hanbel şöyle diyor: "Kelam bilginleri zındıklardır" Yine diyor ki: "Kelam ilmini tahsil eden kimse, asla felah bulmazMutlaka, kalbinde nifak ve fesat bulursun"
Kelam ilmi ve ceddi neticede kişiyi hayret, sapıklık, şek ve şüpheye götürür Nitekim filozofların mezheplerini ve sözlerini insanlar içinde en iyi bile, İbn-i Reşid El-Hafid, kelamcılardan, "Kim ilahiyat konusunda birşey söylerse haddini bilmemiş olur" demektedir
Kendilerini ibadet edenlerden sayan bid'at ehlinden birçoğu diyorlar ki:
"Biz ancak tarikat ve hakikat ile şeriatın arasındaki gerçeği bulup, iman ile itkanı bir araya toplayıp, iyilik yapmak istiyoruz" derler Bu sözleri ile de, hulûl, ittihad, birleşme ve ayrılma, mutlak vücûd davası ve mevcudatın tümünün Cenab-ı Hakkın aynı olması gibi batıl görüşlerindeki hileleri şeriatın içinde gizlemek isterler Onlar birleştirici makamda olduklarını tevehhüm ederler Halbuki kendileri, tefrika ve zındıkların sapıklığı içinde bulunmaktadırlar
Kim ki, HzMuhammed(sas)'in getirdiği ve ondan sabit olan hususların gayri ile din işlerinden birşeye hüküm vermek ister ve bunun şeriatta güzel görüldüğünü; dolayısıyla, Peygamber(sas)'in getirdiği ile O'na muhalif düşen aklî meseleleri birleştireceğini zannederse onun sapıklıktan nasibi vardır Çünkü Peygamber(sas)'in getirdiği kafidir, şifa vericidir, yeterlidir Orada Hak ve batıl olan herşey açıklanmıştır
Bu, ashab-ı kiramın, tabiînin, onlardan sonra gelen müctehid imamların, müfessirlerin büyüklerinin ve seçkin muhaddislerin yoludur Davud-et-Tâi, Muhasibî, Sirri es-Sakatî, Ma'rufu'l-Kerhî Cüneyd-i Bağdadî gibi ilk sofilerle muteahhirin ulemasından Necib es-Sühreverdi, Şeyh Abdulkadir Geylanî, Ebu Kasım el-Kuseyrî gibi mutasavvıfların yoludur Bunlardan sonra gelenler, şehevî isteklerine uydular
İmam Azam- Fıkh-ı Ekber şerhi, Şerheden Allame Aliyyul Kârî
İlk mesajımız ve ikinci mesajımız Tamamen birbirine zıt görüşler; ancak bugünkü ehl-i tarik kardeşlerimiz ne anadan geçiyorlar ne yardan
vesselam
alıntı
|