Muhterem müminler: Bugünkü hutbemizin mevzuu Noel ve yılbaşı kutlamalarının İslâmiyyette yeri olmadığına dairdir. Bir milletin temeli ve kökleri, o ülke insanının milli-manevi değerleri,örf ve adetleri velhasıl irfan ve ahlakıdır. Diğer bir tabirle milli ve dini kültürüdür. Maalesef son yıllarda ülkeyi sömüren zihniyetin temsilcileri basın ve medya yoluyla, milli-manevi değer ve kültürümüzü imha yarışına girmişlerdir. Müslüman Türk aile yapısı dejenere edilmekte, kendi örf ve adetlerimiz yerine batının çürümüş ve kokuşmuş zararlı adetleri ikame edilmeye çalışılmaktadır. Bunlardan biri, hatta en önemlisi Noel ve yılbaşı kutlamalarıdır. İbni Haldun merhum Mukaddimesinde ortaya koyduğu “ mağlup milletler galip ve fatih milletlerin örf, adet ve ananelerini taklit eder” teşhisi doğrudur . Sözde aydınlarımız batı kültürüne tabi olarak batılıların temsilcisi hatta müdafii haline gelmişlerdir. Noel çılgınlıklarını teşvik etmektedirler. Bir müslümanın kafirlerin adetlerini,
yılbaşı maskesi altında kutlaması,
Allah korusun itikadi yönden onu tehlikeli uçurumlara iter.
Zira yılbaşı ne niyetle kutlanırsa kutlansın
bu adet Hıristiyanlara aittir.
Yılbaşı kutlamaları kültür kandırmacası ve aşağılayıcı bir teslimiyet ile içimize sızmış habis bir virüsün uruNÜdur.
Muhterem Müslümanlar!
İslam dini yabancıların adetlerine özenti duymayı
"Kim bir kavme benzerse oda ondandır”
ve
“Kişi sevdiğiyle beraberdir “
hadisi şerifleriyle set çekmiştir.
Hutbeme başlarken okuduğum ayeti kerimede Cenab-ı Hak mealen
“Ey iman edenler Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin.
Zira onlar birbirinin dostudurlar.
İçinizde onları dost tutanlar onlardandır.
Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu sevmez”
buyurmaktadır.
Alim ve evliyaullahın büyüklerinden olan İmam Rabbani Hz. Anlatıyor:
Bir keresinde ölmek üzere olan bir hastayı ziyarete gittim.
Kalbinin şiddetli zulmetler içerisinde olduğunu gördüĞÜMDe
ONA NE kadar dua ve teveccüh ettiysem ,
bu zulmet ondan kalkmadı.
Nice teveccühten sonra anlaşıldı ki;
bu zulmetler kendisinde gizli bulunan küfür sebebiyledir.
Bunun menşeide küfür ehli ile olan karşılıklı sevgi ve dostluğudur
Ve
anladım ki bu zulmetlerin defi için teveccüh münasip değildir...
Çünkü onun bu zulmetten temizlenmesi
cehennem azabına bağlıdır.
Noel ve yılbaşı kutlamaları her şeyden önce
Hıristiyanlığın küfür kokan bir adeti olduğu için,
dinimize ve milli geleneklerimize aykırıdır.
Noel ve yılbaşı islamın yasakladığı, insanlığın düşmanı içki ve fuhşu teşvik ettiği için ,
müminin imanına ve dinimize taban tabana zıttır.
Muhterem Müslümanlar!
İslam dini kafirlere benzemeyi şiddetle red etmiştir.
Bu konuda çok hassastır. Şöyle ki:
İslamiyet güneşe tapanların tapınma zamanına denk gelmesin diye,
onlara benzemeyelim diye güneşin doğuşu, batışı ve zevali vaktinde
bir ibadet olan namazı bile yasaklamıştır.
Bu vakitleri kerahet vakti olarak isimlemiştir.
Fıkıh kitaplarında; bir kimse ,
beline papazların beline bağlamış olduğu zünnarı bağlarsa,
kafir olur diye yazmaktadır.
Başka bir fetvada;
Mecusilere uyup nevruzda onlar gibi,
onların yaptıklarını yapmak ve onlara tazim maksadıyla ,
bir yumurta bile vermek küfürdür denilmektedir.
Müslüman için yılbaşı,
duvarı asılmış veya masa üzerine konmuş bir takvimin bitip,
yerine bir yenisinin konulmasını hatırlatmaktan başka bir şey ifade etmez.
Çam süslemek, mum yakmak ,hindi kesmek,bu maksatla tebrikleşmek ,
Müslüman’ın yapacağı iş değildir.
Muhterem müminler!
Yukarıda anlattıklarımızın ışığı altında,
şuurlu bir Müslüman’a düşen;
kendini,ailesini ve çoluk çocuğunu,
o gecenin şerrinden korumak,
o gece ile diğer geceler arasında bir farka sebebiyet vermemektir.
Bu fark isterse
o geceyi kutlamak niyetiyle alınan bir paket çekirdek olsun,
isterse o gece için hazırlanmış programları televizyonda seyretmek olsun. Hutbemde bir hadisi şerif mealiyle son vermek istiyorum.
“Ümmetimden bir grup yeme,içme,malayaniyat ve
eğlence ile geceyi geçirir.
Sonrada
(sureten değilse de sireten)
maymunlar ve hınzırlar olarak sabaha ulaşır ...
allahım sen cümlemizi bu gaflete düşmekten muhafaza buyur... Amin....