Konu Başlıkları: İnsanın hali bir muammadır
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Aralık 2007, 23:10   Mesaj No:2

KalbinNûru

Medineweb Sadık Üyesi
KalbinNûru - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KalbinNûru isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 25
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:42
Mesaj: 549
Konular: 49
Beğenildi:8
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cvp: Yusuf'un Hikâyesi

"Rüya'yı sadıka, biss-i kablelvukuun fazla inkişafıdır.
Hiss-i kablelvuku ise, herkeste cüz-i külli vardır.
Hatta hayvanlarda dahi vardır.
Ehl-i dalalet ve ehl-i felsefe, o gayr-ı meşhur hislere;
-hata ederek ahmakçasına 'sevk-i tabii' diyorlar.
Haşa, sevk-i tabii değil, belki bir nevi ilham-ı fıtri olarak
insan ile hayvanı kader-i ilahi sevkediyor." Bediüzzaman
Kannallarında kuğuların, martıların ve ördeklerin gezindiği, güvercinlerin bu gezintiye kıyılardan eşlik ettiği,
yemyeşil meralarında mübarek hayvanların tesbih ederek dolaştıkları bir köy kadar şirin küçük bir ülke olan
Hollanda'da Müslüman olmuş bir Hollandalı ile tanıştık.

Yeşil gözleri, beyaz teni ve kumral saçlarıyla tipik bir Hollandalıyı, pırıl pırıl bir çehreyle görmek pek alışılmış
bir şey değildir. Bir arkadaşın evindeki sohbette karşılaştığımız bu "milyonda bir" talihliyle konuşmaya başladık: - İsminiz?
- Yusuf.
- Maşaallah... Peki, niçin bu ismi tercih ettiniz?
- Yusuf Aleyhisselam-ı kuyuya atmışlar. Annem babam da beni 15 yaşımda sokağa attı.

Bir anne ve babanın hayatlarını daha iyi yaşamak için evlatlarına tekmeyi yapıştırmalarını biz istesek de
anlayamayız. Ama o böyle şeylerde çok karşılaştığını ima edercesine, dudağında acı bir tebessüm,
bir tekme işareti yaparak anlatıyordu nasıl evden atıldığını.

- Peki ya sonra?
- Sonra ben çok kötü işlere girdim, hapishaneye düştüm. Allah'a dua ediyordum, "Allah'ım ne olur kurtar
beni, hangi din güzelse onu seçtir bana" diye. Havasının soğuk, binaların soğuk, insanların soğuk olduğu bu
ülkede böyle bir manzarayla karşılaşmak, sarp yamaçlarda tek tük biten çiçeklerle karşılaşmak kadar hayret
vericiydi. Hapisten çıktıktan sonra dinleri araştırmaya başladım.

Bir gün Müslümanlar'ın daveti üzerine gittiğim bir sohbette masanın üzerinde Kur'an-ı gördüm.
Kur'an adeta konuşuyor, "Oku, oku beni" diyor, bir mıknatıs gibi beni kendisine çekiyordu. Daha sonra
aldığım Kur'an mealini okudukça gözüm gönlüm açıldı ve hidayet bana nasip oldu.

Yusuf Müslüman olduktan sonra İslam'ı yaşamak için çok gayret sarf etmiş; fakat maalesef etrafındaki eski
kötü arkadaşları onun peşini bırakmamışlar. Yalnız kalan Yusuf eski günahlara meyleder gibi olmuş.
İçine tekrar düştüğü zulmetlerden nasıl bir ikazla çıkarıldığını Yusuf şöyle anlattı:

- Tekrar günah işlemeye başladığım zaman kendimi ateşin içine düşmüş gibi hissettim.
Sanki vücudum yanıyordu. Garip şeyler duymaya başlamıştım: "İnneke fi zulümat" (Sen karanlıklardasın) sesi
kulaklarımda yankılanıyordu. Ne zaman gözüm harama kaysa "İnnallahe semian basira" (Allah herşeyi işiten
ve görendir.) sesini duyuyordum.
Alıntı ile Cevapla