Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14 Aralık 2010, 01:09   Mesaj No:17

sahra-i cedit

Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:sahra-i cedit isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13001
Üyelik T.: 09 Aralık 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 22
Konular: 0
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart

Şefaat, müminlerden büyük günah işlemekten dolayı cehennem azabını hak edenler hakkında, başta Nebiler Serveri Hz. Muhammed Mustafa (sas) olmak üzere, peygamberlerin, şehitlerin ve sâlihlerin Allah’ın izin ve rızası dahilinde Cennet’e girmeleri için dua ederek talepte bulunmalarıdır. Dünya fâni ve geçicidir. Burada çekilen sıkıntılar da bir cihetle işlenen günahlara keffaret sayılır. Ancak insanların perişan ve derbeder olacakları ve kendilerini kurtaracak yeni bir amele de fırsat bulamayacakları bir gün gelecektir -ki, biz ona ahiret diyoruz- işte o gün, Allah Rasulü bütün insanlığı içine alan şefaatiyle ortaya çıkacak ve “en büyük şefaat” ma’nâsına “şefaat-ı uzmâ”sıyla şefaat edecektir. Nitekim, “Her Peygamber’in bir duası vardır. Ben ise, duamı inşaallah kıyamet gününde ümmetime şefâat etmek için saklamak istiyorum.” (Buhârî, Daavât, 1) hadisi bu hakikati ifade etmektedir.
Efendimiz, şefaatinin büyük günah işleyenlere olduğunu ifade etmişler ve “Benim şefaatim ümmetimden büyük günah işleyenleredir.” (Buhârî, Rikak, 51) buyurmuşlardır. O her hususta olduğu gibi bu mevzuda da bir denge insanıdır. Zaten bütün ümmet O’nun bu ifadeleriyle teselli bulmakta ve Allah Rasulü’nün şefaatine nail olmayı ummaktadır.
İnşallah bizlerde o şefaate nail olanlardan oluruz.....
Alıntı ile Cevapla