Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14 Aralık 2010, 19:51   Mesaj No:3

HALUK GÜMÜŞTABAK

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

Değerli arkadaşım, bizlerin yaptığı en büyük yanlış, Rabbimin elçisine vermediği yetki ve sorumluluğu bizlerin vermeye çalışmamızdan kaynaklanmaktadır. Hatırlamanızı isterim, peygamberimiz bir elçiydi. Elçi ulaştıran ileten, gerekirse anlatandır. Fakat hiç alakası olmayan, bahsedilmeyen konuları izah eden hüküm veren, anlatan değil. Peygamberimiz Rahmanın hüküm vermediklerini tamamlayan değildir. Böyle bir görev verdiğimizde elçisi ile Rahmanı görev bölümü yapmış gibi gösteririz ki, buda şirktir. Hiç kimse peygamberimizi devre dışı bırakmaya çalışamaz, bu ne benim, nede bir başkasının yetkisinde değildir. Fakat Rabbimin vermediği bir yetkiyi de, hiçbir beşer peygamberimize veremez. Bakın siz şu sözü söylemişsiniz.

(Peygamber hükmünü kurana göre verir. Kuranda olmayan hükümleri bile...)

Peygamberimiz hükmünü kur’ana göre verir dediğimizde çok doğru söylemiş oluruz, fakat kur’an da olmayan hükümleri de verir dersek, kur’anı eksik kabul etmiş olur, onu da peygamberimiz tamamlamış diyerek büyük günaha gireriz. Şimdi sizin bu sözünüze gelin kur’an dan delil arayalım. Bakalım onay verecek mi?

Yüce Rabbim ne diyordu bizlere?

Zühruf 44: Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.

Yalnız bu ayete dahi baksak, kur’an dışından hiçbir hükümden sorumlu olamayacağımızı anlarız. Çünkü Allah bir ayetinde söylediğini, bir başka ayetinde tersini söyler mi? Eğer sizin dediğiniz gibi, peygamberimiz kur’an da olmayan bir konuda hüküm vermeye yetkili olsaydı, Rabbim sizi kur’an dan hesaba çekeceğim der miydi? Bakın peygamberimiz, deki onlara diye başlayarak bizlere peygamberimizin ne söylemesini istiyor?
Ahkaf 9: De ki: "Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahye dilenden başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim.

Sizce peygamberimiz bizlere bu ayetleri tebliğ ederken, bana vah yedilenden başkasına uymam dedikten sonra, kur’an da hiç bahsedilmeyen konularda kendisi hükümler verir mi? Ayetin sonunda da çok açık ben açıkça uyaran bir elçiyim diyor. Fakat dikkat edin bizler bu sözleri görmezden geliyor ve peygamberimize nasıl yetki ve sorumluluklar yüklüyoruz. Hatta bu ayetleri hatırlatanlara, ne yani peygamberimiz postacımıydı demiyor muyuz? Bu yanlışı düzeltmek isteyenleri de ne yazık ki peygamberi devre dışı bırakmakla suçluyoruz. Bakın Rabbim elçisine ne diyor?


Ahzap 2: Rabbinden sana vahyedilene uy! Allah, yapmakta olduklarınızdan en iyi biçimde haberdardır.


Nur 54: De ki: Allah'a itaat edin; Peygamber'e de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, Peygamber'in sorumluluğu kendisine yüklenen (tebliğ görevini yapmak),



Lütfen dikkatle bu iki ayeti düşünelim. Rahman sana vah yedilene uy diyor, ama bizler peygamberimize vah yedilenlerden başka hüküm verebilme yetkisini de veriyoruz, acaba bu ayetleri gördükten sonra nasıl söylüyoruz bu sözleri, bunu da çok iyi düşünmeliyiz. Birileri çıkıyor ve diyor ki; Peygamberimize kur’an dışından da vahiyler gelmiştir, bizler onlardan da sorumluyuz. İşte dibi olmayan karanlık bir kuyu, hadi çık çıkabilirsen işin içinden. Onlara soruyorsun hani bizler kurandan sorumluyduk, hani kur’an dan hesaba çekilecektik? İşte cevabı olmayan yüzlerce sorular. Hatırlatmakta yarar var, rabbim tüm bunları yapanlara neler söylüyordu, yazdığım yazıda çok açık belirtiliyor.

Lütfen Rabbimin elçisini neden gönderdiğini, çok açık söylediği şu ayete bakar mısınız?

Ahzap 45: Ey Peygamber! Hiç kuşkusuz, biz seni bir tanık bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. 46 Ve Allah'ın izniyle bir davetçi, ışık saçan bir kandil olarak.


Değerli arkadaşım sizin sözlerinize bakın Rahman cevap veriyor ve diyor ki, seni kur’ana tanık, müjde verici, insanlığı uyarıcı, Allahın izniyle davetçi ve ışık saçan bir kandil olarak gönderdik diyor. Şimdi düşünelim, sizin sözlerinizi onaylayacak bir yetki veriyor mu? Yani kur’an da hükmü olmayan bir konuda da hükümler verebilir diyor mu? Rahman asla kendi hükmüne kimseyi ortak etmez bunu önce çok iyi bilelim. Rahman elçime uyun o ne verdiyse alın diyorsa, bu sözlerden kur’an dışından da ilaveler yapar anlamını çıkardığımızda, onlarca hatta yüzlerce ayete gözlerimizi kapatmış ve üstünü örtmüş oluruz. Bunu yapanları nasıl cezalandıracağını apaçık söylüyor kur’an.


Hatırlayalım Rabbim bizleri uyarırken elçisi hakkında nasıl bir uyarıda bulunuyordu ve bakın ne diyordu?

Hakka 44; Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi, 45 Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. 46 Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.


Değerli kardeşim bu sözler Rabbin sözleri. Siz ne cevap vermiştiniz bana hatırlayalım. (Kuranda olmayan hükümleri bile..) Yani Rabbimin söylemediklerini rabbin emri gibi bizlere söyleyebileceğinden bahsediyordunuz. Bunun asla mümkün olmayacağını, bunu yapmış olsaydı onun canını alırdık diyor Rabbim. Bu ayetleri tebliğ alan bizler hala peygamberimize Rabbin vermediği yetkileri yüklersek, acaba hesap günü halimiz nice olur dersiniz? Hatırlayınız yazımda da örnek vermiştim, rabbim Allahın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendisidir demiyor muydu? Madem peygamberimizin verdiği kur’an dışından da hükümler var, neden yalnız Rabbimin indirdiğiyle hükmedilmesini istiyor Yaratan?

Kehf 56: Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz. İnkâr edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Onlar benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı) alay konusu edindiler.

Sizce Rabbim çok açık ve net bir ayet göndermemiş mi? (Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz.) Bu kadar açık ve anlaşılan bir bilgiden sonra, nasıl olurda bu sözleri unutup, peygamberimize tıpkı Rabbimin hüküm verme yetkisi gibi bir yetki ile donatırız? Bunu yapmak ayetin anlamının üstünü örtmek, onu görmezden gelmek, anlamını saptırmak değil de nedir? İşte yazdığım yazıda, yaptığımız bu hataları hatırlatmak ve Rabbimin bunları yapanları asla affetmeyeceğini söylediğini göstermekti amacım.

Aşağıda Rabbim ayetinde bakın hüküm ancak kimindir diyor? Sizce bu ayet çok açık değimli?


Enama 57: De ki: Şüphesiz ben Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanıyorum. Siz ise onu yalanladınız. Çabucak gelmesini istediğiniz (azap) benim yanımda değildir. Hüküm ancak Allah'ındır. O hakkı anlatır ve O, doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır.


Yine Allah elçisine deki kullarıma diyor ve açıklıyor. Peygamberimiz ben rabbimden gelen açık delillere dayanıyorum. Hükmü ben veremem yalnız ve yalnız Rabbim verir. Hüküm yalnız Allah ındır. O hakkı anlatır ve doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır. Ayette her şey çok açık olmasına rağmen bizler tüm bu sözleri görmezden geliyor ve neler söylüyoruz. Cin suresi 21. ayetinde bakın peygamberimiz ne söylüyor.

Cin 21: De ki: Doğrusu ben (kendi başıma) size ne zarar verme ne de fayda sağlama gücüne sahibim.

Peki, bu sözleri görmezden gelen bizler neler neler söylüyoruz. Doğrusu bunu hiç anlayamıyorum.

Değerli arkadaşım örnek verecek yüzlerce ayet var. Bu ayetlere gözleri kapayıp, başka ayetlerin kelimelerine anlamlar yüklemeye çalışırsak, rabbin ayetlerinin üstünü örtmüş, ayetlerin anlamlarını değiştirmiş oluruz. Daha kötüsü kur’an da çelişki yaratmış oluruz. İşte bunu yapanların yüzüne mahşer günü asla bakmayacağım diyor Rabbim. Daha da kötüsü yüzleri kapkara olacak diyor. Rabbim böyle bir durumdan bizleri korusun. Her insan yaptıklarından sorumlu tutulacaktır. Ben rabbin rehberinden apaçık ayetlerinden anladıklarımı bir bütün olarak düşündüğümde, Rabbin verdiği hükümleri birleştirdiğimde anladıklarımı yazıyorum. Rabbim hatalarımı affetsin. Hepimizin de yapması gereken budur. Hiçbir etki altında kalmadan kur’anı alamaya çalışmak. Rabbim sizleri kur’an dan hesaba çekeceğim diyorsa, zaten Rabbim cennetin anahtarını bizlere vermiş demektir. Eğer kur’ana ilaveler yapan hükümleri de Rabbimin emri gibi kabul edersek, hakka batıl karıştırmış oluruz, bunun yolu da rabbimden asla geçmez ve o anahtar cennetin kapısını asla açmaz. Açsa açsa cehennemin kapısını açar, Allah bizleri korusun.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
Alıntı ile Cevapla