Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 Arkadaşları:2 Cinsiyet: Yaş:48 Mesaj:
4.079 Konular:
315 Beğenildi:49 Beğendi:0 Takdirleri:149 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cvp: Vefa Vefa Kahramanı Vefa, kelime anlamı itibariyle; sözünü tutmak, sözünde durmak, sözünü yerine getirmek, borcu ödemek, sevgi ve dostlukta sebat etmek, dostluk ve sevginin gerektirdiği davranışlarda devam etmek, istikrarlı olmak mânâlarına gelir. İman ehlinin hayatında ise, onun ahlâk güzelliğinin mühim bir unsuru, faziletinin bir parçası, istikametinin en mühim göstergelerinden birisi, doğru ve dürüstlüğünün de en güzel alâmetidir.
Vefa, sadakatla arkadaştır. Hemen hemen her zaman bir arada bulunurlar ve birbirini tamamlayan güzel bir ikili teşkil ederler. Bu iki hasletin en güzel temsilcisi, herşeyde rehber ve rehnümâ, her hususta birinci, her güzellikte en önde olan İnsanlığın İftihar Tablosudur. Şimdilerde, vefanın sözünü eden pek çok ama hiç olmazsa o Vefa Kahramanı'nı taklit ölçüsünde dahi vefaya sahip çıkan, vafakâr olan insan sayısı ne kadar da az. Her mevzuda yıkılışların yaşandığı geçtiğimiz asrın dertli şairi devrini bakın ne acı resmeder:
"Vefa yok, ahde hürmet hiç... Emânet lafz-ı bî medlûl;
Yalan râyiç, hiyânet, mültezem her yerde, hak meçhûl!
Ne tüyler ürperir, yâ Rab! Ne korkunç inkılâb olmuş:
Ne din kalmış, ne îman, din harâb îman serâb olmuş." Mehmed Akif
Hemen her mevzuda yeniden dirilişin yaşandığı, geleceğe ümitle bakmaya teşvik edici aydınlık geleceğin şafak emarelerinin zuhur ettiği bu günlerde, diriliş kahramanlarının taşımaları, sahip olmaları gereken en önemli hasletlerden biridir vefa. O bizim bağımızın meyvesi, bizim bahçemizin gülüdür. Tâ, atamız Adem'le başlar bizim vefamız. O vefasıyla döndü Alemlerin Rabbinin kapısına ve vefaya mukabil vefa ile mukabele gördü. Kur'an Hz. İbrahim'i de bir vefa abidesi olarak nazara verir.(Bkz. Necm, 53/37) Hiçbir zaman Rabbinin isteklerine, O'nun arzularına muhalif hareket etmemiş, verdiği bütün sözleri yerine getirmiş ve hep vefalı davranmıştır. Ve son nebi, son peygamber.. o, her şeyde olduğu gibi vefada da zirvedir.
Vefa.. vefalı olma.. ama kime ve nasıl? Elbette her şeyden önce Allah'a karşı vefa.. Rasûlüllah'a karşı vefa.. Kur'an'a karşı vefa.. sahabeye karşı vefa.. ana-babaya karşı vefa.. üstada-hocaya karşı vefa, eşe-evlâda karşı vefa.. yakına-akrabaya karşı vefa.. arkadaşa-dosta karşı vefa.. vatana-millete karşı vefa.. alınan borca-verilen söze karşı vefa.. hakka-hukuka karşı vefa.. ve daha Rabbin razı olacağı nice mevzularda vefalı olmalı.
Evet, bütün bunlara karşı vefa ile dolup taşmalı. Hem de riyasız, süm'asız, içten ve samimi bir vefa ile. Peki nasıl? Nasıl vefalı olunmalı? Yolu nedir bunun? Bu soruların cevabı ise hiç şüphesiz yine Efendiler Efendisinin hayatında, sünnet-i seniyyesindedir. Zira, en güzel hasletlerin, en güzel ve doğrusu yine O’ndadır. Bu tür güzel hasletlerde asıl olan, sözlüklerin tarifi, kitapların izahı değil, onların nasıl en doğru şekliyle gerçekleştirileceğidir. En kâmil manada bunların temsili, hiçbir zaman eskimeyecek bir edada, hiçbir zaman pörsümeyecek bir kıvam ve ölçüde ancak Rasûlüllah'ın bize gösterdiği şekliyle olabilir. Zaten Kur'an’da: "Andolsun, sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın Rasûlünde güzel bir örnek vardır.” buyurulmaktadır (Ahzâb, 33/21). |