Durumu: Medine No : 10862 Üyelik T.:
01 Ekim 2009 Arkadaşları:1 Cinsiyet: Yaş:66 Mesaj:
489 Konular:
86 Beğenildi:3 Beğendi:0 Takdirleri:62 Takdir Et:
| Değerli arkadaşım bu konuda sizinle genel anlamda mutabık kaldıysakta. önemli bir konuda anlaşamadığımız bana göre çok önemli bir nokta var. Bu konuya tekrar açıklık getirmek istiyorum, çünkü çok önemli bir konu bana göre. Allah Necim suresi 32. ayetinde iman edenlerden bahsederek, bakın şu cümleyle sesleniyor ve ikaz ediyor.
Necm 32:…. O halde kendi kendinizi temize çıkmış göstermeyin, kimin sakındığını en iyi bilen O'dur.
Doğrusu Rabbin bu uyarısını alan bir Müslüman olarak, kur’ana, elçisine iman ettiğini söyleyen bir insanın cehenneme asla gitmeyeceğini söylemesi, çok büyük yanlış olur, çünkü buna inanan birçok Müslüman var. Yine tartıları ağır basan sözlerini kendimizce değerlendirip, hesaplar yapmakta büyük hata olur düşüncesindeyim. Siz bir hesap yapmışsınız örnek olsun diye, ama acaba her sorunun değeri aynımı? Ya da imtihanımızın not değerlendirmesi hakkında ne kadar bilgimiz varda, ince hesaplar yapabiliriz? İşte tüm bunları bilen Rabbim, bu işe siz karışmayın diyor ve kimin takvaca üstün olduğunu yalnız ben bilirim.
Bakın Allah kimlerin günahlarını örteceğini ve hallerini düzelteceğini söylüyor.
Muhammed–2: İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.
Bakın Allah kimlerden bahsediyor bu sözüyle acaba? Rableri tarafından hak olarak Muhammet e indirilene inananların günahlarını örteceğinden bahsediyor. Peki, biz yalnız indirilen kur’ana mı iman ediyoruz ki Allah günahlarımızı örtsün? Sanıya iman etmeyin, bilmedikleriniz bilgilere göre dininizi yaşamayın, halis katıksız İslam kur’an dır demesine rağmen, bizler nelere iman ettiğimizin farkında değimliyiz? Allah hükmüne kimseyi ortak etmez dediği halde, bizler peygamberimizi de hüküm verici kabul etmekle, cehennemden kurtulacağımızı nasıl söyleriz? Muhammet suresi 2. ayetin devamına bakalım, acaba Rabbimin kızdığı grup hangisiymiş onu anlayalım.
Muhammet 3: Bunun sebebi, inkâr edenlerin batıla uymaları, inananların da Rablerinden gelen hakka uymuş olmalarıdır. İşte böylece Allah, insanlara kendilerinden misallerini anlatır.
Allah çok açık bir şekilde bizlerin, Rabbinden gelene uymasını söylüyor. Bakın başka uyulacak herhangi bir bilgiden hükümden bahsediyor mu? Peki, bağışlamayacakları insanlar kimlermiş? Batıla uyanları da inkâr sınıfına koyuyor Allah. Batıl emin olmayan bilgidir. Tek emin olduğumuz bilgi kur’an olduğu halde, bu sözleri bu ayetleri görmezden geldiğimizde, nasıl olurda Allah ın yaptığımız bu inkârları affedebileceğini söyleriz. Tabi siz söylüyorsunuz anlamında söylemiyorum. Benim anlatmak istediğim hiç kimse kendisini temize çıkaramaz, ben iman ettim demesi onu cehennem azabından alıkoyamaz. Cezanın şiddetini, şeklini ne kadar kalacağımızı, yalnız rabbim bilir. Bizlere bu konuda fikir yürütmek düşmez.
Peygamberimize atfedilen onca sözler vardır. Açıkça peygamberimize iftira attıklarının farkında bile değillerdir. Hâlbuki kur’anın açıklamadığı konularda, bakın Allah elçisine, deki onlara diye ne söylemesini emrediyor.
Ahkaf 9: De ki: "Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahye dilenden başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim.
Bakın peygamberimizin ne söylemesini istiyor Rabbim? Ben bana vah yedilenden başkasını bilmem, de onlara dediği halde, hatırlayalım bizler nelere iman ediyor ve bu bilgide peygamberimizden bizlere gelmiştir demiyor muyuz?
Allah çok açık sarılmamız ve iman etmemiz gereken kaynağı ne kadar güzel açıklıyor. Peki, bizler bu ayetlerin üstünü örtmüyor muyuz?
Araf 185: Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah'ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O halde Kur'an'dan sonra hangi söze inanacaklar.
Ankebut 51:Kendilerine okunmakta olan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır.
Yukarıdaki iki ayette, kur’an dışından delil isteyen, onun berisinden sözlerinde kabul görmesini isteyenlere, Rahman ne söylüyor? Kur’an dan sonra hangi söze inanacaklar, kur’an onlara yetmiyor mu diyor. Peki, bizler bu ayetleri apaçık tebliğ aldıktan sonra neler söylüyoruz dersiniz? Herkes ne yaptığını çok iyi biliyor ama acaba gerçeklerin farkında mı? Tüm bu gerçekleri gördükten sonra, cennet cehennem hesabını nasıl bu kadar kolay yaparız, işte ben bu konuda çekincemi koyuyor ve Rabbin vermediği detayları konuşmamızın, kendimizi temize çıkarmamızın doğru olmadığını düşünüyorum. Hesap gününün çok çetin olacağını söyleyen Rabbim e sığınırım.
Allah kurtuluşa erenlerden ve sevaplarının ağır basanlardan çok açık bahsedip ve bakın ne diyor?
Bakara 4: Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahi ret gününe de kesinkes inanırlar. 5. İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.
Dikkat edin hep aynı sözleri söylüyor Allah. Sana indirilene iman eden. Ayrıca geçmişte gelen peygamber ve kitaplarını da onaylayanların, kurtuluşa erdiğinden bahsediyor. Peki, başka hükümlerden bahsetmediği halde, bizlerin inandığı ciltler dolusu kitaplara inandığımız da bizlerin hali, o gün nice olur dersiniz? Ben diyorum ki bizler bırakalım kendi hesabımızı yapmayı, elimizden geldiğince Rabbimin yazdığı büyük günahlardan sakınıp, hayırda barışta yarışan bir kul olmaya çalışalım.
Bizler imtihandayız, imtihanın tek sorumlusu da Allah tır. Bizlere kaldı ve geçti notunu verecekte bizzat kendisidir. Hesabın çok çetin olacağını ve her yapılanın karşılığını bulacağını söylüyorsa, bizlere düşen kelimelerin ardına sığınmak, onlardan anlamlar çıkarmaya çalışmak olmamalıdır. Bir örnek verelim Allah ayetinde bakın ne söylüyor.
Meryem 71: İçinizden, oraya uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu, Rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür. 72: Sonra biz, Allah'tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız.
Allah bir hüküm veriyor ve apaçık diyor ki, aranızdan hiç kimse yok ki oraya uğramasın. Nereye uğramasın, cehenneme. Peki, daha sonra ne diyor? Sonra biz Allahtan sakınanları kurtarırız. Zalimlerde diz üstü çökmüş bırakırız orada diyor. Sormak isterim burada herhangi bir açıklama, detay var mı? Müslümanlar, ben iman ettim diyenler, hiç cehennem azabı çekmeyecek, iman eden cehennemi ancak uzaktan seyredip, daha sonra cennete gidecek buradaki vahameti görmeleri için uğradılar buraya diye Allah herhangi bir açıklama yapmış mı? Hayır, yapmamış, peki bizler nasıl söyleriz ve kendimizi temize çıkarırız, bu durumda? Biz iman ettik onun için hiçbir ceza cehennemde görmeyeceğiz, nasıl deriz dostlar? Nasıl olurda iman ettiğini söyleyen her türlü musibeti işleyen bir insanla, sakınan bir Müslüman ı aynı kefeye koyarız? İşte benim çekincem bunadır. Hâlbuki Allah ne diyor ve bizleri uyarıyordu bir ayetinde hatırlayalım. Benim katımda açıklamadığım konularda konuşmanızı HARAM kılıyorum. İşte yaptığımız büyük yanlış. Allahın açıklamadığı bir konuda konuşuyoruz. Ayetin son bölümü üzerinde lütfen iyice düşünelim. Allahtan sakınanlar kurtarılıyor sözünü çok net söyleyen Allah, yine detaylı bir açıklama yapmadığı halde, buradan herhangi ceza görmeden tüm Müslümanların gideceğini söyleme yetkisini nereden alıyoruz? Elbette hiçbir ceza vermeden, cehennemin halini gösterip cennetine alacak kulları da olacaktır, çünkü birçok ayetinde onlar hiçbir ceza ile karşılaşmayacak, cennetime gireceklerdir diyor ve açıklıyordu bizlere. Peki, bunların içinde hangimizin olacağını bilecek kimse var mı? Hangimizin günahları bağışlandı affedildi? Hatırlayın ben istediğim kulumun günahlarını bağışlarım demiyor muydu? Bu bizlerin konuşacağı ya da hüküm vereceği bir konu değildir. Dikkat edin cehenneme uğratılıyor herkez, buradan bir kurtuluş var, kendisini koruyan ve sakınanlar için ama ne kadar kalacakları, herkezin topluca mı cennete gidecekleri açıkça söyleniyor mu? Elbette hayır. Diğerleri, dizleri üstünde çöküp kalıyor. İşte burada bizlere düşen korunanlardan, sakınanlardan olmak için, çaba göstermek olmalıdır, fikir yürütüp kendimizi temize çıkarmaya çalışmak değil. Tüm gerçeği hesap günü göreceğiz.
Allah iman ettiğini söyleyenler arasında öyle bir gruba sesleniyor ki, bunlar kendilerini temize çıkarıp, neredeyse cennet ehli ilan edip, karşısındaki insanlara akıl veren tiplerden bahsediyor ve bakın ne diyor onlara.
Bakara 44: Siz kendinizi unutarak diğer insanlara erdemli olmayı mı öğütlüyorsunuz -hem de ilahi kelamı okuyup durduğunuz halde?- Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız?
Allah yapılan çok büyük bir yanlıştan söz ediyor, ama anlayana anlamak isteyene tabi. Sizce bu sözleriyle Rabbim ne demek istiyor olabilir?
Zilzal suresinde bahsedilen (Ve kim zerre kadar iyilik yapmışsa, onu(n karşılığını) görecek) ya da tam tersi olacak anlamındadır. Yoksa geçmişte yaptıklarımızın film şeridi gibi görmemizin ve başka hiçbir şeyin olmayacağını söylersek, bu ayetin gerçek anlamını göz ardı etmiş oluruz. Elbette gördüklerimiz karşısında telaşa düşeceğimiz anlatılmaktadır, ama hardal tanesi kadar olan her şeyin ortaya konmasının anlatmak istediği, adalet terazisinin milimetrik işleyeceği belirtilmektedir.
Özetlemem gerekirse, bizlere düşen rabbin açıklamadıkları konusunda fikirler yürütmek olmamalıdır. Allah bağışlayıcıdır affedicidir, fakat asla affetmeyecekleri arsında olan, hiç iman etmeyen kâfirler ve kendi hükmüne ortak koşmak olduğunu unutmayalım. Rabbin verdiği örnekler kur’an da çok anlamlı ve üzerinde düşünmemiz gereken konulardır. Hesabın görüleceği gün, iman ettiğini zanneden, ama düşüncesizce edindiği velinin, dostun yanılgısına düşen bir feryadı, iyi değerlendirmeliyiz. Ne diyordu hatırlayalım. Furkan suresi 28–29 ve 30 ayetinde, 'Vah yazıklar bana, ne olurdu da filanı dost edinmeseydim. Çünkü zikir (Kur'an) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı. Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ı büsbütün terk ettiler. İşte bu sözleri bizler çok iyi değerlendirmeliyiz. Yoksa hesap günü hiç ummadığımız bir durumla karşılaşabiliriz.
SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK |