Hem iman etmek hem de Allah'ın şeriatindeki hükmü terketmek ya da söz konusu hükmü kabul etmemek...bu iki olgunun bir arada olabileceğini düşünmek kesinlikle olası değildir.Kendilerinin ya da başkalarının "mümin" olduklarını ileri süren ancak yaşamlarında Allah'ın şeriatine göre hüküm vermeyen ya da kendilerine söz konusu şeriatın hükümlerinin uygulanmasını kabul etmeyen insanlar vardır.bu tür insanların yaptığı ,sadece bir aldatmacadır İşte böylesi aldatmacılara yeltenenler ,sonuçta kuran'ın şu ayetine toslamaktadırlar"Onlar kesinlikle imansızdırlar".
Bu mesele ,sadece ,yöneticilerin Allah'ın şeriatine göre hükmetmemeleri ile değil
,aynı zamanda yönetilenlerin ,Allah'ın hükümlerine rıza göstermemeleri ile de doğrudan ilintilidir.Çünkü böyle bir durumda yönetilenlerde ,her ne kadar dileriyle inanmış olduklarını söyleseler de sonuçta,iman çerçevesinin dışına çıkacaklardır.
"Hayır!Rabbine and olsun ki onlar ,aralarında doğan anlaşmazlıklarda senin hakemliğine baş vurmadıkça ,sonra da vereceğin karara gönüllerinde hiçbir burukluk duymaksızın kesin bir teslimiyetle uymadıkça mümin olamazlar"
Her iki ayetde yöneticilere değil yönetilenlere ilişkindir.Her iki ayette de Allah'ın ve Peygamberin hükmünü kabul etmeyen ,Peygamberden yüz çeviren ,onun verdiği hükme yan çizen kimselerin iman çerçevesinin dışına çıkmış olacakları vurgulanıyor
şehit Seyyit Kutup