Cevap: Kur'anın Evrensel oluşu..... selam HALUK GÜMÜŞTABAK arkadaşım Benim şehsen kafamda tam olarak oturtamadığım bir konuya parmak basmışzsınız Konuaya girmeden önce şunu belirteyim bir tarihte bazı arkadaşlarla tanışmıştım Ve bu tanışma ileriki bir zamanda aramızda bir samimiyetlik doğurdu çünki düşüncelerini kendi düşüncelerime çok yakın buluyordum Sizin yazılarınızı okuduğumda hep o arkadaşlar aklıma geliyor hakikaten o arkadaşlardan bilgi yönünden çok istifade etmiştim. Fakat her nedense onların pratikteki yaşantıları ve güncel vakalara bakış açılarınada bir türlü anlam veremiyodrum Örneğin ben onlara arkadaşlar Kuran kuran diyorsunuz ( ki haklısınız bu konuda bende sizin gibi düşünüyoum sizinle aramdaki fark peygambere bakış açısıdır) o kuran da islami esaslara dayalı bir devlet yapısı yokmu islami esaslara dayalı islam toplumu yapısı yokmu Siz neden bu konulara ne hayatınızda nede söylemlerinizde hiç değinmiyorsunuz derdim O arkadaşlarıma açıkca şunu söylerdim siz Allahın ayetlerini hayatınıza söylemlerinize taşımadığınız müddetçe sizi asla din kardeşim olarak kabul etmeyeceğim derdim. Halbuki bana göre kuran ayetleri çok sert yapıya sahiptirler Kuran ayetleri sünnet ile değerlendirilmediğinde çok sert bir insan karekteri ortaya çıkarması lazım gerektiğne inanıyorum.tıbki hariciler gibi. Fakat sizde bu karakter yapısı yok,tam tersine islami esaslara dayalı olmayan rejimlerle toplumlarala çok barışık yaşıyorsunuz yoksa siz kuranın bir kısmına inanıyor bir kısmını görmemezlikten geliyorsunuz derdim Şimdi müsade ederseniz size bir sorum olacak Varsayalım ki peygamber yaşıyor ve şuan aramızda SİZE HAYIR HALUK GÜMÜŞTABAK Kuran da nasih ve mensuh vardır deseydi siz nasıl bir tavır takınırdınız cevabınızı çok merak ediyorum Sözüme başlarken demiştim kafamda netleşmeyen bir mesele Şimdi kıblenin değiştirilmesi olayını nasıl izaH ediyorsunuz? “Ve işte böylece Biz sizi örnek bir ümmet kıldık ki insanlar nezdinde Hakk'ın şahitleri olasınız ve Peygamber de sizin hakkınızda şahit olsun. Daha önce yöneldiğin kıbleyi tekrar kıble yapmamızın sebebi, sırf Peygamberin izinden gidenlerle ondan ayrılıp gerisin geriye dönecekleri meydana çıkarmaktır. Gerçi bu oldukça ağır bir iştir. Ancak Allah'ın doğru yola erdirdiği kimseler için mesele teşkil etmez. Allah imanınızı zayi edecek değildir. Çünkü Allah insanlara karşı pek şefkatlidir, çok merhametlidir.” (Bakara, 2/143) Ayette geçen “Daha önce yöneldiğin kıbleyi tekrar kıble yapmamız...” mealindeki ifadeyi, kıblenin değiştirilmesi, tahvil edilmesi, önceki kıble istikametine tekrar döndürülmesi gibi ifadelerle söylemek de doğrudur. Hz. Peygamber (asv), kıble değişikliği ile ilgili bu âyetler gelinceye kadar (on altı veya on yedi ay, bk. Tirmizî, "Tefsir", 3) Kudüs'teki Beytülmakdis'e yönelerek namaz kılmışsa da, Kabe'nin kıble olması hususunda derin bir istek duyuyordu. Nitekim “Biz senin, yüzünü göğe doğru çevirdiğini elbette görüyoruz. İşte şimdi kesin olarak seni memnun olacağın kıbleye döndürüyoruz.” mealindeki bir sonraki ayette de onun bu özlemi dile getirilmektedir. Bu konuyu biraz açarsanız sevinirim |