Selamun Aleykum
Öncelikle mevlüt arkadaşımızın bu konunun suni bir gündem olduğu konusundaki fikrine hemfikirim.
Bende nasih ve mensuh konusunu uzatmadan kısa ve öz kendimce bir görüş beyan etmek istedim.
Haluk Gümüştabak arkadaşımızın nahl suresi/101. ayetindeki yorumunu çok zorlayıcı bir yorum olduğunu düşünüyorum.
Ben daha çok bakara sresi/106.ayetinin manası hususuna dikkatleri çekmek istiyorum.
""Biz ondann daha hayırlsını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiç bir ayeti nesh etmez (yani hükmünü kaldırmaz) veya unutturmayız.Bilmezmisininizki Allah herşeye güç yetirendir"" bakara/106
Şimdi bu ayetin nuzul sebebine bir bakalım.
Yahudiler her zaman olduğu gibi sinsiliklerini ve kafa karıştırma özelliklerini bir kez daha ortaya koymuşlardır iddaları şu
Sizin kitabınız Kuran,bizim kitabımız olan tevratında Allah katında indiğini haber veriyor,o halde neden bizim kitabımızdaki bazı emirler sizin kitabınızda yok,o bazı emirlerin yerlerine farklı emirler var sizin kitabınızda dediler.
VE yahudiler yorumlarına devam ettiler.Mademki siz kuran,ında Musanın Allah,ı gönderdi diyorsunuz bu iki kitabın Allah,ı bir olduğuna göre bu değişiklikler neden.
Nasıl olurda aynı Allah farklı zamanlarda farklı emirler verebilir bu bir çelişki değilmidir.
Birde şöyle söylüyorlar sizin kitabta biz yahudi ve hıristiyanların kendi kitablarımızın bir takım emirlerini unutmuş olduğumuz vurgulanıyor.Halbuki Allah,ın öğretilerinin hafızalardan silinmesi nasıl mümkün olabilir.
İşte bütün bu yahudi sinyal karıştırıcılar bu söylemlerine karşılık,Allah,bakara sresinin bu ayetlerini indirmeye başlıyor.
ALLAH onların bu söylemlerine karşılık biz bir hüküm ayeti indirmeden başka bir ayeti yürürlükte kaldırmayız veya unutturmayız.Ayetin son cümlesi adeta yahudilere siz kimsiniz o Allah,a hesapmı soruyorsunuz bilmelisinizki onun gücü herşeye yeter.
Şimdi bu ayette açıkca anlaşılıyorki Allah zaman içerisinde bir emirinin yerine başka bir bir emir getirmiştir.
Bu emirlerin tevrat yada incil olması bana göre bu kaideyi değiştirmez.Kuranında 23 yıl gibi uzun bir sürede inmiş olduğunu göz önünda bulundurusak bir emirin değişiklik arz etmiş olması kuran,a herhangi bir eksiklik atf etmez.
Biz hep şunu söyleriz peygamberlerin ortak çağrısı tevhiddir fakat şeriatleri farklı farklı olmuştur.Örneğin yahudilerin cumartesi balık avlama yasağı,hayvanların iç yağlaının haram olması gibi,bazı hükümler bize inen şeriatte helaldir.
Bu şuna benzer ağır olan bir hasta önce bir takım ilaçlarla tedavi olur iyice iyileştikten sonra doktor hastaya yemek yeme talimatı verir.
Allah bazı olayları müminlerin imanlarını iyice güçlendirdikten sonra onlara tam haram MEN edici emiri indirmesi Allah,ın bir planı dahilinde olabilir.
Mesela önce sarhoş iken namaza yaklaşılmaması emir edilmiş daha sonra sarhoş edici içeceklerin tamamen men edilmiş olması gibi.medinede müslümanların sarhoş edici içecekler içtiklerini biliyoruz.
Şimdi kuran tamamlandığına göre biz şöyle diyemeyiz,ben içkiyi içmeye devam edeyim sonra bunu azaltayım daha sonrada tamamen bırakıyım diyemez.Kişi derse ki ben kuran,ın nüzül sırasını takip ediyorum ben bunu böyle uyguların derse yanlış yapmış olur.
Ben şu ayet nesh edilmiş şu ayet nesh edilmemiş gibi polemiğe girmem.İslam hükümleri hakim olan bir devlet yapısı olduğunda bunu onlar en güzel şekilde araştırırlar.
""Nahl süresi/101.Biz bir ayetin yerine başka bi ayeti koyduğumuz zaman ki ne indirdiğini en iyi bilen Allahtır..onlar [peygambere] sen sadaece uyduruyorsun derler...HAYIR ONLARIN ÇOĞU BİLMİYORLAR...""
Nahl/suersi 101. ayete gelince
Bazı insanlar bu ayeti şöyle yorumlarlar kuran da vahy parça parça indirildiği için bir emİr başka bir emİri açıkladığı için yani"zina ayeti içki ayeti gibi bu ayetler birbirlerini nasih değil bu ayetler birbilerini tefsir etmişlerdir derler.
HALUK arkadaşımızın dediği gibi bana bu yorum çok zayıf bir ihtimaldir gibi geliyor.
Nedenine gelince nahl suresi mekki bir suredir bunu gözden kaçırmamak lazım ve mekkede bu konuya örnek verebileceğiniz kanımca tek bir ayet yoktur.Bu geçerli yaklaşım değildir
Kuran bir yerde bir konuyu anlatırken,başka bir ayette aynı konuyu farklı örnekler ve farklı kelimeler kullanarak anlatmıştır. Bazende aynı konuyu birbierilerine çok yakın örneklerede izah yolunu kullanmıştır.
Kuran şöyle bir yolda takip etmiştir bir hikayeyi bir ayette çok kısa değinirken aynı hikayeyi bakarsınız başka bir surede çok uzun ele almıştır.
Eğer kuran tek seferde inmiş olsa idi bütün konular bir yerde toplanır ve açıklanırdı,fakat kuran yirmi üç yıl gibi çok uzun bir zaman dilimde, olaylara birebir cevap vererek ve olayları birebir çözerek İindirilmiştir.
en doğrusunu allah bilir
Sonuç:
Kanımca bakara suresi 106. ayette açıkca biz istediğimiz emri kaldırır ve yerine ona denk yada şartlar gereği daha iyisini de koyarız, bunun hesabınıda hiç kimsye vermeyiz diye buyuruyor.
Hadilserin kuranın herhangi bir bir ayetini nesh ettğini söylemek bence kurandaki peygamber tanımını bir gram
(zerreyi mıskal) kadar anlamamıştır.
Peki hükmü yürürlükten kalkan emirlerin neden kuranda lafız olarak yer aldığı ile ilgili bazı arkadalaşların
fikirleriene gelince
Öncelikle böyle bir soru sorma hakkımız yoktur biz işittik iman ettik bu soruyu yahudiler sormuştur biz ancak yüce Allah,ın burdaki hikmetini araştırabilir bu konuda fikirlerimizi sağlamlaşıtrabiliriz
Bunun bir çok hikmeti olabilir onu bilemiyorum,fakat şöyle söyleyebilirim diyelimki bu ayeti birileri ezberlemiş olsun sonra peygamber (sav) vefatında sonra ortaya çıkıp vallahi billahi bunlar ayettir, doğru olan budur demiş olsun,bu söylem müminlerin kafasını karıştırmış olmazmı bence karıştırır.Bence hükmü kalkmış ayetlerinde kuranda olması son derece doğru bir kuraldır.Şimdi sıkı durun işte size örnek.
""Vallahi Rasulullahın zamanında okumuştum ""babalarınızdan yüz çevirmeyin bu sizin için küfürdür.Eğer yaşlı erkek ve yaşlı kadın zina ederse recm edin,muhakkak Allah azizdir hakimdir""
MÜSLİM
Bu lafız olarak kaldırılmış fakat hüküm olarak kalmış bir ayet olduğu kanısı bana göre çok saçma bir yaklaşımdır.İster müslim de geçsin ister buhari de hiç farketmez.Sanki incilin bir metni gini hatta aynısı.
Ben bir tarihte baya incil okumuştum
""Ebu Musa el el eşari şöyle demiştir.
Tevbe suresi gibi bir sure indirildi daha sonrada kaldırıldı .
Hibetullah bağdaddi kitabında imam malikin şöyle dedğini zikr eder.
Rasulullah zamanında tevbe suresi büyüklüğünde bir sure okuyorduk.O sureden bir ayetten başka aklımda kalmdı oda şudur.
""Ademoğlunun iki vadi dolusu altını olsaydı bu ikisine ek olarak bir üçüncüsünü isterdi.üç vadi dolusu altını olsaydı dördüncüsünü isterdi.ademoğlunun karnını toopraktan başka birlşey doldurmaz Allah tevbe edenin tevbesini kabul eder.
MÜSLİM
Şimdi bu iki örnek sanırım benim görüşümü kuvatlendirmekte.Fakat illaki hükmü kalkan ayetlerin lafız olarak kuranda durmasının hikmeti budur demek bana yakışmaz.Daha önce demiştim kafamda tam oturan bir konu değil bu konu.
En doğrusu allah bilir
Ben kendi kendime azıcık bir yazı yazacam dedim gene kendime kendim söz geçiremedim
ALAHA EMANET OLUN