Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Ocak 2011, 13:30   Mesaj No:16

HALUK GÜMÜŞTABAK

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Yalnız Allah tan yardım dilemek.....

Değerli arkadaşım aslında yazdığım yazılarda sorduklarınızın hepsinin cevabı var ama ben madem ısrar ediyorsunuz, Rabbin kelamından size tekrar kısaca cevap vereyim. Bakın Allah helal ve haram konusunda bizleri nasıl uyarıyor.

(Maide Suresi 87. Ey iman sahipleri! Allah'ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez.)

Daha sonrada bakın haramları nasıl sayıyor.

Enam Suresi 145. De ki: Bana vahyolunanlar içinde, bu haram dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey bulamıyorum. Yalnız şunlardan biri olursa başka: leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o bir pisliktir- Allah'tan başkası adına boğazlanmış bir murdar.


Tüm bu ayetleri gördükten sonra insanlar hala hurafe inançlarını devam ettirmek için bazı haramlara devam ediyorlar ki, bakın Rahman onlara ne diyor?

(Yunus Suresi 59. De ki: "Ne oldu size de Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram yaptınız bir de helal?" De ki: "Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?")

Yüce Rabbim helal ve haram yapma yetkisinin bizzat kendisinde olduğunu, sizce daha nasıl anlatsın. Allahın haram dediklerinden başka, haramlar yapanlara Rabbim ne diyor lütfen bu cümleyi dikkatle düşünelim.( Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?) Allahın saymadığı onca liste ve sizin söylediklerinizin haram oluşunu siz kur’an dan öğrenmediğinize göre, bunları kabul etmek Allaha haşa iftira atmak değil midir? Bu sözü söyleyen ben değilim, lütfen unutmayalım Yüce Rabbimdir.

Lütfen hatırlayınız Allah helal ve haram konusunun çok iyi anlaşılabilmesi için, peygamberimizin aile içinde geçen bir konuyu bize aktarması, üzerinde çok düşünülmesi gereken bir ayettir. Peygamberimiz, eşleri arasında hoşnutluğu sağlamak adına, Allahın haram demediği bir şeye haramdır diyor. Bakın Allah hemen elçisini nasıl ikaz ediyor.


(Tahrim Suresi 1. Ey Peygamber! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek neden haramlaştırıyorsun? Allah Gafur’dur, Rahîm'dir.)


Şimdide size konuyu çok daha açıklayıcı bir ayeti hatırlatmak istiyorum, bakın Rabbim helal haram konusunda yine bizlere ne söylüyor?

Hac 30: İşte böyle. Kim Allah'ın yasaklarına saygılı olursa bu, Rabbi katında kendisi için çok hayırlı olur. Karşınızda okunarak açıklananlar hariç, tüm hayvanlar size helal kılınmıştır. Artık putların pisliğinden, yalan sözden uzak durun.

Karşınızda okunarak açıklanan ki, bu açıklananlar birkaç kez kur’an da tekrar edilmiştir. Bunlar haricinde tüm hayvanlar size helal kılınmıştır diyorsa Rabbim, sizin saydıklarınız ve daha birçoğuna siz hala haram diyebilir misiniz? Bir ayetinde de yine rabbim tüm temiz şeyler size helaldir haramlaştırmayın demiyor mu? Daha düne kadar haramdır dedikleri midye, ıstakoz, karides ve ona benzer o kadar çok vitamin deposu besinler, bugün herkes tarafından yenmeye başlandı, çünkü bizler için çok vitamin li olduğu anlaşıldı.



Aşağıdaki ayette Rabbim, Allahın haram demediği halde, haramlar yapanlara bakın nasıl ikaz ediyor.

(Nahl 116; Yalan düzerek Allah'a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle "Şu helaldir, şu da haramdır!" demeyin. Yalan düzerek Allah'a iftira edenler kurtulamazlar.)


Allahın haram demediği, açıklamadığı bir şeye haram demenin ALLAHA İFTİRA ATMAK olduğunu, bunu yapanlarında kurtulamayacağını Rabbim söylüyor. Allah yine bir ayetinde bizleri ikaz edip, kendilerinin elinde Allah konusunda ilim ve kılavuz olmadan yani garanti bilgilerin kitabı, emin olan sözler olmadan mücadele edip yaşarlar diyor. Peki, emin olan kitap hangisiydi bizler için? Allah nereye sarılmamızı emrediyordu? Bizleri hangi kitaptan hesaba çekecekti? Elbette kur’an dan.


(Hac sur. 8.ayet: İnsanlar içinde öylesi vardır ki, Allah konusunda ilimsiz, kılavuzsuz ve aydınlık getiren bir kitaba sahip olmaksızın mücadele edip durur.)


Eğer yukarıdaki ayeti doğru algılamıyorsak, yapacaklarımızda yanlış olacaktır. Sizin saydığınız ve saymadığınız, günümüzde Rabbimin hiç bahsetmediği haramları nereden öğreniyor ve iman ediyoruz diye herhalde merak etmişizdir. Bakın bugün inandıklarımız Tevrat ta nasıl geçiyor. Eğer kur’an da tek kelimesi dahi yok ise ve bize öğretilenlerin hepsi Tevrat ta belirtiyorsa, bizim yaptığımız doğrumudur dersiniz? Allah sizleri kur’an dan hesaba çekeceğim, kur’anın ipine sarılın dediği halde, hala Rabbimin haram demediklerine haram diyerek, Rabbim e iftira attığımızın farkın damıyız? Bakın tüm bunları sitede ekli yazımdan alıntı yaparak cevap verdim.

Allah sizin saydığınız ve saymadığımız bugün genelde yemediğimiz onca hayvanları, acaba yüz yıl sonra açlık ve kıtlıkla imtihan ettiğinde yenmeyeceğini söyleyebilir misiniz? Kur’anı günü birlik lütfen anlamaya çalışmayınız. Kur’an yüzlerce, hatta binlerce yılı içine alacak şekilde gönderilmiş, eşsiz bir rehberdir. Onu günümüz anlayışına lütfen hapsetmeyelim.

Bana sorduğunuz zekât konusu ve diğerleri konusunda düşüncelerim yazılarımda çok açık yazıyor. Çok ilginç bir sorunuza gelince. Kur’an da hac konusundan bahsettiğini, ama yedi kez dönülmesi gerektiği yazmadığını söylemişsiniz. Doğrusu çok şaşırdım. Demek ki beşeri ilaveleri kur’an da görmediğinizde bakın kur’an da her şey yazmıyormuş dediğinizin farkında değilsiniz sanırım. Allah hac konusunda o kadar detay verir ki, Safa ve Merve tepelerini ziyaret etmenizde sakınca yoktur diye bir açıklama yapar bizlere. Bunun anlamı nedir biliyor musunuz? İşte bizler Rabbin ne dediğini anlamaya çalışmak yerine, kendi inançlarımızı ayetlere monte etmenin yolunu aradığımız sürece, doğruyu asla bulamayız. Allah benim açıklamadığım hiçbir şey benim istediğim, emrim değildir diyor bu ayetiyle, ben istisnaları bile söylerim sizlere. Bizlere sakıncası olmayacak olan bilgileri dahi veren Rabbimin sözlerini, lütfen iyi anlamaya çalışalım. Şöyle düşünün isterseniz, yedi kez dönmeyip altı kez yanlışlıkla dönenin haccı kabul olmaz diyebilecek var mı aramızda? Rabbimin yemin ederek kolaylaştırdığını söylediği bu kitap ve din içinde, sayılarla zorlanmış hiçbir hüküm yoktur. İslam akıl ve mantık dinidir. Bizler hac konusunda Rabbin hiç bahsetmediği onca itikadı ilave etmişiz ki, bunları yapamayanların haccının kabul olmayacağını dahi söyleyerek, rabbim e iftira ettiğimizin farkında bile değiliz.

Bana sorduğunuz karşılıklı mehirsiz değiş tokuştan bahsetmişsiniz. Böyle sorulara cevap bile yazmam kusura bakmayın.

Gelelim sizin sorduğunuz ayete.

(Resul size neyi verdiyse onu alın size neyi yasakladıysa ondan kaçının.)

Siz bu ayetten ne çıkardınız ki, kur’anın ayetlerinde hiç bahsetmeyen bilgi ve hükümleri kabul etmemizin bu ayetle doğru olduğunu düşündünüz? Yukarıda saydığım ayetlerin hepsini görmezden mi geldiniz, yoksa üstünümü örttünüz. Allah onlarca ayetinde elçisine ne diyordu, sana gönderdiğimle onlara hükmet. Sakın tek bir kelime bile ekleme. Kur’an ile hükmetmeyenler zalimlerdir. Kur’anı tebliğ etmezsen sana verdiğim görevi yapmamış sayarım. Sözlerini hiç mi düşünüp ibret almayacağız? Allah elçisinin görevlerini sayarken onun yetki ve sorumluluğundan bahsederken, neler söylüyordu bizlere gelin tekrar hatırlayalım. Gerçi sizin okudum dediğiz yazılarımda, yazdıklarımın hepsi var, ama önemli olan ayetlerden ibretler almaktır.

Yunus 109. Sana vah yedilene uy ve Allah hüküm verinceye kadar sabret. O, hâkimlerin en hayırlısıdır.

Enam suresi 57: De ki: "Ben Rabbimden gelen bir beyyine üzerindeyim. Ama siz onu yalanladınız. Acele istediğiniz şey benim yanımda değil. Hüküm yalnız ve yalnız Allah'ındır. Hakkı o anlatır. Ayırt edip çözüm getirenlerin en hayırlısı O'dur.

Kehf Suresi 56; Biz, elçileri sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Küfre sapanlar ise batıla yapışarak onunla hakkı kaydırmak için uğraşıyorlar. Onlar, ayetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri eğlence edindiler.

Enam 48: Biz o gönderilen elçileri, müjdeciler ve uyarıcılar olmaktan öte bir şey için göndermiyoruz. İman edip hayrı ve barışı yerleştirenlere korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar.


Yukarıdaki ayetlerde Rabbim çok açık ve net açıklamalar yapıyor. Sanırım izaha gerek yok. Allah aşağıdaki ayetle bakın bizleri kur’ana nasıl yönlendiriyor ve ne diyor?


Enbiya 10: Andolsun ki, size öyle bir kitap indirdik ki. Bütün şanınız ondadır; hala akıllanmayacak mısınız?

Ama sizin düşüncelerinize göre bu kitapta her bilgi yok. Her şey açıklanmamış. Ayetin sonundaki cümleyi çok iyi düşünmenizi rica edeceğim arkadaşım. Hala akıllanmayacak mısınız? Allah aşağıdaki ayetiyle de bizlere gönül gözümüzün ne olduğunu anlatıyor ve bakın ne diyor?

Enam sur. 104. ayet: Gerçek şu ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim.


Sizce bu gönül gözü ne olabilir? Elbette kur’an. Ama biz bu gönül gözünde, beşerin öğrettiklerini bulamadığımızda apaçık ayetleri görmemize rağmen neler söylüyoruz, bunun farkın damıyız? Yine Rabbim elçisine onlara şunu söyle diye bakın bizlere ne söylemesini istiyor.

Enam Suresi 50. Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vah yedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?"


Ayetler aslında çok açık, ahhh bizler beşerin etkisinden bir kurtulabilsek, bakın işimiz nasıl o zaman kolay olacak. Allahın elçisi Yalnız bana vah yedilene uyarım ben, dediği halde, bu sözleri duymazdan gelebiliyor ve buna da kılıf uydurup, peygamberimize bazı hükümler kur’an dışından da verilmiştir diyerek, inancımızı, imanımızı kur’anın tamamen dışına çıkartıyoruz. Buna inandığımızda, rabbimin onlarca hatta yüzlerce ayetine iman etmemiş olduğumuzun farkında bile değiliz. Hani rabbim bizleri kur’andan hesaba çekecekti ne oldu? Doğrusu söyleyecek söz bulamıyorum.

Son olarak Rabbin çok önemli bir ayetini hatırlatmak istiyorum.


(İsra suresi 36. ayet: Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.)


Bu ayetten alacağımız çok büyük ibretler vardır. İbret alana ne mutlu, alamayana da bizim yapacak hiçbir şeyimiz zaten yok. Her şeyin doğrusunu rabbim bilir. Bizler bu Dünyada imtihandayız, hangimizin başarılı olacağını, iyi not alacağını hesap günü açıklandığında göreceğiz. Bizlere düşen rabbin sarılın dediği kitaba sarıp, düşünün akıl edin dediği emri yerine getirip, kur’anı bir bütün olarak düşünmek anlamak görevimiz olmalıdır.

Sayın arkadaşım Ben bu konularda daha detaylı yazılarımda yazmıştım, onun için daha fazla yazmamın doğru olmayacağını düşünüyorum. Benim yazacaklarım bundan ibarettir. Sizin inancınıza da saygı duyarım, çünkü inançlara karşı saygılı olmak zorundayız, Yapılanlardan her kez kendisi sorumlu olduğuna göre, telâşe, sinirlenmeye hiç gerek yok. Telaş eden, sinirlenen inancından emin olmayandır. Elimizdeki kitap bizlerin hesap günü ortaya konup, imtihan edileceğimiz kitapsa, yaptığımız ve söylediklerimizi ona göre yapmamız, sanırım çıkarımıza olacaktır.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
Alıntı ile Cevapla